Özet
Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR), kurulduğu günden itibaren bölgesel entegrasyonda bir Avrupa Birliği (AB) başarısı göstermek istemiştir. Bu süreçteki adımlarında birtakım eksiklikler mevcut olmuş ve geleceği bakımından organizasyonu tahmin edilemez bir durum içerisine itmiştir. Bu çalışmada dört farklı ana başlık çerçevesinde Mercosur örgütü detaylı bir şekilde tanıtılmış ve örgütün kısa vadeli geleceği değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Mercosur, Latin Amerika, Entegrasyon, Ortak Pazar, Uluslararası Örgütler.
Abstract
Since the Southern Common Market (MERCOSUR) has been established, this organization has aimed to ensure regional integration like the European Union.Although Mercosur has made some progress, these have not been efficient and even made the organization’s future unpredictable. In our research article, we aim to build a future scenario of the organization in the context of its detailed description and the missing points which organization has.
Key words: Mercosur, Latin America, Integration, Common Market, International Organizations.
Giriş
Latin Amerika bölgesinin tarihsel sürecinde birçok bölgeselleşme atılımları gerçekleştirilmiştir. Bu girişimlerden en başarılı olarak görünen organizasyon Mercosur olmuştur. İlk aşamada Brezilya ve Arjantin’in 1986’da imzaladıkları protokolden sonra 1991 yılında Uruguay ve Paraguay’ın katılımının gerçekleşmesiyle Asuncion Antlaşması çerçevesinde Mercosur resmi olarak işlevine başlamıştır. Öncelikli amacı bulunduğu bölgede ekonomik kalkınmayı sağlamak, dış ülkelere bağımlılığını en aza indirmektir (Şentürken, 2018; Şen, 2013).
Önemli ve gerçekleştirilebilir hedefler ile kurulmuş olan bu örgütün geleceğinin ne olacağı hakkında çok fazla araştırma literatürde yer almamış, genellikle ‘geçmişinden bugünü’ değerlendirilmiştir. Var olan literatür çalışmalarında ise, olumsuz bakanlar ve olumlu bakanlar şeklinde ayrım gözlemlenmiştir.
Bu araştırmanın temel amacı, Mercosur’u detaylı incelemek ve bunun sonucunda bu organizasyonun muhtemel geleceği hakkında bir Arama Motoru Optimizasyonu değerlendirme ile sonuçlandırmaktır. Bu amaçla dört bölünen bu çalışmada; Mercosur’un yapısı, bölge içi etkisi, dış aktörlerin yaklaşımı ve muhtemel geleceğine dair not edilenler ele alınmıştır.
1. Güney Amerika Ortak Pazarı’nı (Mercosur) Tanımak
Geçmiş zamanlardan beri sömürü altında yaşamını sürdüren Latin Amerika devletleri dışa bağımlılığını azaltmak için ticari, siyasi, ekonomik alanda çalışmalar başlatmışlardır (Özmelek, 2017). Mercosur bu bağlamda Arjantin, Paraguay, Uruguay ve Brezilya’ dan oluşan ekonomik birliği sağlayacağı düşünülen bir organizasyon olarak karşımıza çıkmıştır (İlhan, 2019). Mercosur’un temel çıkış noktası AB’nin yapısı, politikası göz önüne alınıp benimsenerek oluşturulan Asuncion Anlaşması’dır. Bu anlaşmaya ek olarak ‘Ouro Preto Protokolü’ yürürlüğe girmiştir (Şen, 2013). İlk olarak Asuncion Anlaşması daha net incelendiğinde en önemli politikası “Ortak Ticaret Politikası” olduğu görülmektedir. Bu politika hem bölgeler arası hem de dış devletlere karşı politikaları belirli bir noktada tutarak olabilecek negatif etkileri önlemek için yürürlüğe girmiştir (Şentürken, 2018). Bu yapının 1994’e kadar olan sürecinde tüm organlarının görevlerinin onaylanacağı belirlenmiştir. İkinci olarak 1994 yılından sonra Ouro Preto Protokolü devreye girmiş uluslararası alanda kendilerini gösterecek anlaşmalar ve uygulamalarla ilerlemiştir (Özmelek, 2017). Bu protokol kurumsal altyapının doğru işlenmesini sağlamak için kullanılmıştır (Şen, 2013).
1.1. Mercosur’un Büyüme Süreci
Kuruluş aşamasında büyük rolleri olan Brezilya ve Arjantin’e daha sonradan Paraguay ve Uruguay’ın katılımıyla Mercosur büyük bir oluşum olma yolunda ilerlemiştir (Laçiner, 2003). Peru, Şili ve Bolivya’nın üyelikleri ardından Ekvator ve Kolombiya da ortak üyeliğe geçmişlerdir. Meksika ise bu örgütte gözlemci olarak var olmaktadır, ileriki dönemlerde Meksika’nın da ortak üye olarak katılması beklentiler arasındadır (Şen, 2013). İlk başta Paraguay’ın Venezuela’nın üyeliğe alınması ile ilgili sorunları olmuş ve üyeliğe karşı çıkmıştır bu nedenle Venezuela 2013 yılına kadar kabul edilmemiştir. Paraguay’ın üyeliğinin askıya alınmasıyla Venezuela bu fırsatı değerlendirip tam üyelik ile bu örgüte katılım sağlamıştır. Fakat 2017 yılında Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun yaptığı tutumların demokratik hakların ihlali olarak kabul eden Mercosur üyeleri, Venezuela’nın üyeliğini askıya almışlardır (Şentürken, 2018).
1.2. Mercosur’un Organları
Asuncion Anlaşması ile iki organ ortaya çıkmıştır ki bunlar; Ortak Pazar Konseyi ve Ortak Pazar Grubu’dur. Ouro Preto Protokolü’nün ardından verilen emekler karşılığını bulmuş, organ sayısı ilerleyen zamanlarda 7’ye çıkarılmıştır (Şentürken, 2018). Ticaret Komisyonu, Mercosur Parlamentosu, Sosyo-Ekonomik Danışma Forumu ve Yönetim Sekreterliği, Mercosur’un bünyesine eklenmiştir (Tüzgen, 2019). Bu kurumlar daha detaylı bir şekilde incelendiğinde, öncelikle Ortak Pazar Konseyi’ne bakılmalıdır (Özmelek, 2017). Bu konseyin amacı; örgüt üyeleri arasında istenilen uyumu oluşturmak, entegrasyon sürecinde karar almasını sağlamaktır. Ortak Pazar Konseyi, örgütün en yetkili organı konumundadır.
Ortak Pazar Grubu bu örgütün yürütme organı olarak rol alır. Konseyde kararlaştırılan yargıları yerine getirmekle görevlidir. Mercosur Ticaret Komisyonu, Ortak Pazar’a yardımcı olarak ilerler. Gümrük birliğinin ilerleyişini sağlamakta, ortak ticaret politikalarının gözden geçirilmesi ile görevli organdır. Dış ticaretteki bütün politikalar buradan geçmektedir (Mercosur, 18 Mayıs 2021). Mercosur Parlamentosu (PARLASUR) 2003’de Ortak Pazar Parlamentosu yerine kurulmuştur. Kendi kendini özgürce yöneten bir organdır. Diğer kurumlarla bir bağlantısı yoktur ve bu kurumlardan onay beklemez. Karar alma yetkisine sahip değildir. AB Parlamentosuna denk sayılabilmektedir. Bunun nedeni ise aynı şekilde örgüt kurallarının dönüşümü, insan hakları vb. konularda bildiride bulunmasıdır. Ekonomik ve Sosyal Forum organı toplumsal ve ekonomik alanı simgeleyen organdır. Ana hedef toplumdaki ağı daha çok aktif hale getirmektir (Özmelek, 2017). Genel Sekreterya’nın özelliği bu örgütün gelişme aşamasını daha çok dayanıklılaştırmak, birliğin ortak bir paydada bir araya gelmesini sağlamaktır. Diğer organlara yol göstermede ve yardımcı olmada destek sağlamaktadır (Mercosur, 18 Mayıs 2021). Son olarak, Daimi Temyiz Mahkemesi incelendiğinde bu organın yargı organı olarak rol aldığı gözlenmektedir. Kurumlar tarafınca çıkarılan düzenlemelerde üye devletlerin fazladan çıkarı olduğunu sapladıklarında, bu organ müdahalede bulunabilir. Devletlerarası hukukun doğru bir şekilde aktarılıp incelenmesinde görevlidir (TPR Mercosur, 19 Mayıs 2021). Bu organlar arasından bazıları hüküm vermekle yetkilidirler. Bunlar; Ortak Pazar Konseyi, Ortak Pazar Grubu, PARLASUR’dur (Şentürken, 2018).
1.3. Mercosur-AB Yapı Benzerlikleri ve Farklılıkları
AB’nin başarılarından ve yaptığı çalışmalardan etkilenen Mercosur’un bu örgütü rol model olarak gördüğü söylenebilir (Laçiner, 2003). Asıl hedefleri, AB gibi siyasi bütünlüğü sağlamak ve her dalda entegrasyon bütünlüğünün oluşmasıdır. Parasal birliğin ve ekonomik olarak birliktelik sağlayacak kurumların oluşturmasında da AB modelini temel alan bir politika izlediği görülmektedir (Şen, 2013). Bunun yanı sıra insan hakları, örgütün genişlemesi, kuralların esnekliği, kritik konular AB Parlamentosu’na benzeyen bir düzende ilerlemesi öngörülmektedir. Bunun yanı sıra AB’nin ECOSOC organından ilham alınarak oluşturulan ve işçi sendikalarını isteklendirmek için kurulan Ekonomik ve Sosyal Forum organı vardır (Özmelek, 2017). Lakin Mercosur, AB ile karşılaştırıldığında gerekli ilerlemeyi göstermediğinden büyük bir düş kırıklığı olarak nitelendirilebilir (Laçiner, 2003).
2. Latin Amerika’da Mercosur
2.1. Üye Devletler ve Mercosur
Güney Amerika bölgesinde etkili bir ortak pazar girişimi olarak karşımıza çıkan Mercosur’a detaylı bakılırsa eğer ilerlemesini engelleyen bir durum kolayca fark edilmektedir. Bu mevcut durum, bu bölge içerisinde yer alan ülkelerin genellikle ekonomik açıdan gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerden oluşuyor olmasıdır (Laçiner, 2003). Bu sebepten ötürüdür ki Mercosur’u iyi bir şekilde inceleyebilmek ve izlediği yoldaki engelleri de kavrayabilmek adına birliği oluşturan üyelere yakından bakmak önem arz etmektedir.
Latin Amerika’da gerçekleştirilmiş en başarılı entegrasyon girişimi olarak da anılmakta olan Mercosur ile ilgili not edilmesi gereken bir diğer husus ise; bu atılımın gerçekleşmesinden talebin halktan değil yukarıdan aşağıya bir şekilde gelmiş olmasıdır. Entegrasyonun şekillenme sürecini yöneten siyasi liderler Luiz Inacio Lula da Silva ve Raul Alfonsin olması bu düşünceyi kanıtlar niteliktedir (Özmelek, 2017). Ek olarak, Brezilya’nın bu oluşum içerisindeki en kalabalık nüfusa ve en geniş toprağa sahip oluşu ve GSYİH bakımından en büyük oranı oluşturması Brezilya devletinin tercihlerinin, organizasyonun politikalarını ve entegrasyonunun bütünlüğünü etkilemesi kaçınılmazdır. Brezilya’nın organizasyon içerisindeki konumun etkisine dair bir diğer ipucu veren bilgi, Brezilya’nın Mercosur ülkelerinin toplam GSYH’sinin %71’ini tek başına oluşturmasıdır. 1980-2000 arasında büyüme ve kalkınma için bölgeselleşmeyi önceleyen bir politika takip eden Brezilya, 2000 yılı sonrasında dünyada konumunu yükseltmiş 7. ekonomi olan ülke haline gelmiştir. Bu gelişme Brezilya’yı gelişmiş ekonomiye sahip dış devletlerle ticaretini ikili olarak geliştirmeye yöneltmiş ve yürütmekte olduğu politika da bölgesel politikaların takip edilmesini önem sırasında daha geriye düşürmüştür (Tüzgen, 2019). Ancak, politikasındaki bu değişen yön Mercosur’un da iç pazardan dış pazarlara daha açık hale gelmesi sonucunu da yanında getirmiştir.
Kurucu devletlerden bir diğeri olan Arjantin’e bakıldığına ithalat ve ihracatında en önemli ortak Brezilya’dır. Bir nevi bu iki devlet, karşılıklı bağımlılığa bağlı bir ticaret modeli içermektedir. Ancak organizasyonda yer alan devletlere bakıldığında bilhassa Paraguay ve Uruguay’ın ticaret ortaları olarak karşımıza Arjantin ve Brezilya çıkar. Paraguay, Uruguay ve Arjantin’in en kritik ticaret ortağı ise Brezilya’dır. Ekonomik kalkınma neticesinde Mercosur’a bağımlılığı oldukça düşen Brezilya’ya göre, Paraguay ve Uruguay’ın bağımlılığı oldukça fazladır. Hatta Paraguay, 2003 ve 2005 yılları arasında Mercosur ülkeleri ile diğer ülkelere nazaran daha çok ticaret yapmıştır (Basnet & Pradhan, 2017).
Üye devletlerin ekonomisinin durumunun bu organizasyonun ilerleyeceği izlencesini nasıl değiştirebildiği oldukça açık bir şekilde fark edilir niteliktedir. Bir diğer dikkat çekilmesi gereken nokta, her bir bölge ülkesinin kendi içerisindeki siyasi ve sosyal gelişmişlik düzeyinin bu organizasyonun ilerlemesinde öneme sahip olmasıdır. Bu sebeple ki bölgedeki bölgesel entegrasyonun tam olarak sağlanamamasının bir nedeni de bu düzeydeki farklılıklardır, denilebilir. Bu duruma örnek olarak, 2012 yılında tam üye olmuş olan Venezuela’nın ülke içerisinde demokratik hakları ihlal ettiği gerekçesiyle 2016 yılında üyelikten çıkarılması gösterilebilir (Tüzgen, 2019). Mercosur‘da serbest ticaret anlaşmasına imza atan ve ortak üye statüsünde olan ülkeler ise, Şili, Kolombiya, Ekvador ve Peru’dur. Guayana ve Surunam ise farklı bir açıdan ortak üye statüsündedirler (Mercosur, 2021).
2.2. Mercosur’un Bölgesel Etkisi
Mercosur’un bölgedeki etkisi 3 başlık altında incelenmektedir. İlk olarak ekonomi konusu temel alınmıştır. Örgütteki devlet üyelerine, mal, sermaye ve üyelerin rahatça dolaşımını sağlayacak hedefler doğrultusunda ilerleme göstermiştir. Farklı dalda bölgedeki gümrük tarifelerini en aza indirmiştir (Tüzgen, 2019). Örgüt dışı devletlerle ortak tariflerin kullanılması ilerisi için düşünülmektedir (Katıtaş, 2019). Diğer bir konu siyasal ve kültürel entegrasyondur. Ekonomik ilişkilerdeki artış devletlerarası karşılıklı iletişimi arttırmış, diğer dallardaki ilişkiyi geliştirmiştir. Bu sayede üyeler arasındaki iç sorunun çözümünün gerçekleşmesinde Mercosur öncülük etmiştir (Laçiner, 2003). Son olarak enerji kaynakları bakımından zengin olan Mercosur ülkeleri, tam üyeler ve ortak üyeler arasında ‘Bölgesel Enerji Tamamlayıcılığı Çerçeve Anlaşması’nı’oluşturmuştur. Üretim, dağıtım, tanıtım bakımından enerji politikasına talep oluşumunu arttırmayı sağlayan bir anlaşmadır. Mercosur bu konuyu çok ciddiye almaktadır (Katıtaş, 2019).
3. Dış Aktörler ve Mercosur
3.1 ABD’nin Mercosur Tepkisi
Mercosur’un kendini var ettiği bölgeye bakıldığında kritik bir nokta olarak karşımıza çıkan dış aktör kaçınılmaz olarak bölge ile tarihsel bir bağa sahip olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’dir. Bir nevi üyeleri ABD, Kanada ve Meksika olan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (NAFTA) dengelemek amacı taşıyarak da kurulmuş olan Mercosur’un ABD’yi tedirgin ettiği ise açıktır (Keskin, 2016).
Özellikle 1995 sonrası yıllarda Mercosur’un ekonomik olarak elde ettiği pozitif sonuçlar ile Brezilya’nın kazandığı ekonomik kalkınmadaki artış ABD’yi rahatsız etmiştir. Bölge yakınında yer alan büyük bir ekonomik hegemonun bu bölgede olası bağımsız bir ekonomik kalkınmayı içtenlikle destekleyeceği veya hiçbir şekilde dikkate almayacağı ise yanlış bir çıkarım olacaktır. Bu nedenledir ki ABD’nin ikili görüşmelerle bölgede tam bütünleşmeyi engelleyici hareketleri ve Amerikalar Serbest Ticaret Bölgesi’nin (FTAA) ortaya çıkışı Mercosur’un ileriye dönük hamlelerinde ABD’nin de hesaba katılması gerektiğini göstermiştir (Donduran, 2020; Wehner, 2005; Katıtaş, 2019).
ABD’nin Mercosur’un bölgeselleşmeye gitme hedefinde engel teşkil ettiğine örnek olacak olay bulunmaktadır. Bu olay, dış politika yönetiminde iki taraflı müzakereler yapmayı tercih eden ABD’nin, Şili devleti ile yaptığı müzakereler sonucu onun FTAA’ya katılımını sağlamasıdır. Bu gelişmenin sonucu, Mercosur’a tam üye olması amaçlanan Şili devletinin bağlı devlet statüsünde kalması olmuştur. Organizasyonun olumlu etkilerini engellemek amacıyla Amerika bölge içerisinde ikili anlaşmalar yapmaya devam etme strateji içerisindedir (Wehner, 2005).
Bölge içi dinamiklere dayalı kurulmuş olan Mercosur’un ABD’nin bu bölgedeki etkisini azaltacağı düşüncesi FTAA’nın kurulmasına giden ana fikri oluşturmuştur. Bu sebeple ki Latin Amerika ve ABD ilişkileri açısından önemi yadsınamaz olan FTAA, Mercosur açısından da ele alınması gereken bir konu olmuştur. Mercosur’a bir nevi alternatif oluşturma amacı taşıyan bu organizasyon, bölge ülkelerden tepki almış ve de etkili olamamıştır. Etkili bir sonuca ulaşamayan ABD’nin bir sonraki hamlesi ise 2012 yılında Meksika, Kolombiya, Şili ve Peru’nun dâhil olması ile Pasifik İttifakı’nı oluşturmak olmuştur. ABD tarafından gerçekleştirilen bu girişimler Mercosur’un coğrafi genişlemesi ve bölge ülkelerinin tam üyelik taleplerinde sorunlar yaşanması ile sonuçlanmıştır (Şentürken, 2018). FTAA karşısında ise bölge içinde belli devletlerden tepki gelmiş, Mercosur’u ve Güney Amerika ülkelerini desteklemek amacında olan Bolivya, Brezilya, Ekvador, Guyana, Kolombiya, Peru, Surinam ve Venezuela tarafından Amazon İşbirliği Anlaşması Örgütü (ACTO) kurulmuştur (Katıtaş, 2019).
3.2 Mercosur – AB İlişkileri
Dünya üzerinde entegrasyon AB üstünden ele alınsa da şu an farklı bölgelerde entegrasyon çalışmaları yapılmaktadır. Eğer ki Latin Amerika bölgesinde bir bölgesel bütünleşme sağlanırsa bu bölge, AB’ye rakip olarak çıkacak en önemli aktör olacaktır. Bölgenin bu konudaki yaptığı en başarılı çalışma Mercosur örgütünü oluşturmaktır (Ataseven, 2019). AB ve Mercosur’un ilişkilerine bakıldığında ilk etapta dikkat çeken durum güncel ticaret anlaşmalarından en büyüğünün 20 yıldan sonra karara bağlanmış olmasıdır (EUROpolitika, 2019). Bu anlaşma sayesinde gümrük vergileri ortadan kalkacak, Mercosur devletleri AB ile ihracatlarını daha rahat şekilde yapabilecektir. AB ise, Brezilya’dan hayvansal, etanol, şeker gibi ürünlerde muafiyet sağlayacaktır (Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, 2019).
İkili arasında en kritik konulardan biri enerji politikalarıdır. Brezilya bu hususta güneş ve rüzgâr enerjisi açısından AB tarafından desteklenme konusunda heveslidir. AB ise Brezilya’daki etanol, biyodizel gibi enerji kaynakları konusunda heyecanlanmaktadır. Mercosur organizasyonu Brezilya bağlantılı olarak AB için ilgi çekici niteliğindedir yorumu yapılabilmektedir (Balaban, 2013).
3.3. Mercosur – Çin İlişkileri
Çin’in Mercosur bölgesi ile artan istikrarlı ihracatı, bu organizasyon için önemlidir. Bu bölge ile ticaret payı 1990’lı yıllarda oldukça az olan Çin, 2015 yılına gelindiğinde payını dikkat çekici bir şekilde arttırmıştır. Çin, tarihsel bir ortak olan ABD’nin aksine burada rolü artan bir bölgesel oyuncu olmuştur (Hashmi, 2016).
Özellikle Latin Amerika ülkelerinin tarımsal ürünlerine ve doğal kaynaklarının ticaretine Çin olumlu bakmaktadır. Bunun bir sonucu olarak; Çin, Paraguay ve Şili gibi ülkelerde önemli bir ithalat kaynağı olurken ve Brezilya, Arjantin ve Şili için önemli bir ihracat pazarı haline gelmiştir. Çin, artan ithalatın bir sonucu olarak 2003 yılından bu yana Meksika’nın ikinci büyük ticaret ortağıdır. Bölge için her bir devletin DYY’ye açılması bölgedeki ekonomik dengeye de katkı sağlayabilir. Bu aşamada Mercosur’un DYY’yi bölge içerisinde hatta üye devletler içerisinde çekici hale getirmesi oldukça olumlu gelişmeleri de peşinden getirecektir (Hashmi, 2016).
Doğal kaynaklar bakımından zengin geniş bir alan olan Mercosur, Çin’in kalkınma stratejisinin kritik bir yönü haline gelmiştir. Özellikle Mercosur içerisinde kritik bir role sahip olan Brezilya 2010 yılında Çin’in en büyük ticaret ortağı olmuştur. Ek olarak, Arjantin de Çin’in önemli bir ticaret ortağıdır. Çin, Mercosur ile bir serbest ticaret anlaşması imzalamak yerine, bölgedeki DYY’lerini arttırmayı seçmiştir. Bireysel hükümetler ve şirketlerle ortaklıklar kuran Çin, tüm Mercosur üyeleri ile hâlihazırda baskın bir ticaret ortağı haline gelmiştir (Hashmi, 2016).
Çin ile ilişkilerde göze çarpan bir diğer devlet 2012 yılından beri Çin’in önemli bir ticaret ortağıdır Uruguay’dır. 2017 yılı ile beraber Çin ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerine sıcak bakan Uruguay’ın aksine Mercosur üyeleri, Çin mallarının Uruguay üzerinden ithal edilmesine, gümrük tarifelerinden veya gümrük şartlarından kaçınmaya istekli olmadıklarını belirtmişler ve böyle bir anlaşmaya sıcak bakmamaktadırlar (Chinadaily, 2017).
2021 yılında Çin devleti tarafından Uruguay’la veya Mercosur ile olası bir serbest ticaret anlaşması yapmalarına açık olduklarını söylenmesi, Çin’in bu bölgede hala aktif rol oynamaya devam etmek istediğinin kanıtı olmuştur. Uruguay’da ilerlemenin oldukça başarılı olduğunu da belirten Çin siyasetçileri, Uruguay’ın bölgedeki stratejik konumunu desteklemesi ve Çinli şirketlerden yatırım çekmek için limanlarda ve havalimanlarında yasal istikrarını ve serbest bölge rejimlerini sunması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, koronavirüs salgını sonrasında Latin Amerika’ya gelen Çinli turist dalgasını karşılamaya hazır olması gerektiğini eklemeleri ise eğer Mercosur ile anlaşma sağlanırsa turistik açıdan bölgeye ciddi bir katkı sağlayabileceğini de göstermektedir (Mercopress, 2021).
3.4. Mercosur ve Türkiye
Türk dış politikasında Latin Amerika ülkelerinin görünürlüğü oldukça düşük bir seviyedeydi. Ancak Türkiye, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle Latin Amerika bölgesine de farklı bir bakış açısıyla yaklaşmıştır (Torbalı, 2019). Son zamanlarda Türkiye – Latin Amerika ülkeleri ekonomik- sosyal- kültürel alanda çalışmalar başlatmışlardır. Bu devletlerle ekonomik sorunları çözmek amacıyla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Latin Amerika devletleri ve Türkiye ilişkilerinde Mercosur’un rolü çok büyüktür (Yetim, 2019). “Latin Amerika ülkelerine yapılan ihracatımızın %50’si MERCOSUR ülkelerine yapılmıştır” (Şen, 2013). Ticari alanındaki stratejik değeri, Mercosur’u daha önemli bir konuma getirmektedir (Yetim, 2019). Bu bölgeyle Türkiye’nin ilişkilerinin gelişmesini sağlayan belirli anlaşmalar vardır. Bu anlaşmalara örnek olarak karşımıza Siyasi İstişare ve Mekanizma Mutabakatı Zaptı çıkmaktadır. Bu anlaşmanın ana amacı siyasi ilişkileri güçlendirmek ve bu konudaki yeni önerilerin, danışılacak konuların daha aktif bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır. Bu anlaşma ikili ilişkilerin yolunu açmada avantaj sağlamaktadır (Örnek ve Mızrak, 2015). Ek olarak, Türkiye, Mercosur’la 2008’de Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yapmak için görüşmeler başlattı. Örgütteki üye devletlerden olan Paraguay, Brezilya, Arjantin, Uruguay; Türkiye’yle serbest ticaret ortamı oluşturulması için bir anlaşma imzalamıştır (Torbalı, 2019). Serbest Ticaret Anlaşması Türkiye açısından önemlidir. İlk olarak Şili ile imzalanan bu anlaşma diğer üye devletlere öncü olmuştur. Türkiye örgütteki diğer devletlerle bu konuda görüşmelere devam etmektedir. Türkiye bu anlaşmayla ihracatını artırmayı hedefler (Küntay, 2013).
3.4.1. Mercosur – Türkiye İlişkisinden Beklentiler
Türkiye Devleti’nin Mercosur ülkeleri olan ithalat ve ihracatındaki artışın Türkiye’ye kattığı ayrıcalıklar ele alındığında;
- Biyogaz, biyodizel, petrol, kömür vb. enerji sektörüne yapılacak yatırımlar Türkiye için büyük bir fırsattır.
- Türkiye’nin ihracatında yeni pazarların ortaya çıkması ürünlerini daha rahat bir şekilde tanıtılması ile ihracattan sağlanan gelirin artmasını sağlayacaktır.
- Türkiye ve Mercosur ülkeleri karşılıklı dostça bir tutum gösterdiğinde aralarındaki kültürel yakınlaşmanın artması ve karşılıklı turist ve döviz getirisinin çoğalması hedeflenmiştir (Şen, 2013). Bu konuda önemli bir düzenleme olarak karşımıza Türkiye’nin, Türk Hava Yolları (THY) kapsamında Mercosur devletlerine direkt sefer eklemesi çıkmaktadır (Örnek ve Mızrak, 2015).
Mercosur ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişki kazan- kazan şeklinde gitmektedir. Mercosur’un ‘ekonomik faaliyetlerinde gelişim’ hedefinin kapsamında, ikili ilişkilerin taşıdığı stratejik önem daha net fark edilmektedir (Yetim, 2019).
3.4.2. Mercosur – Türkiye İlişkileri Nasıl Gelişir?
Türkiye, Latin Amerika bölgesinde daha aktif bir rol alması için karşılıklı dış temsilciliklerin açılmasına daha çok önem vermelidir. Bunun yanı sıra Türkiye, ticari pazarlara önem verilmeli, THY sefer sayısını arttırmalı ve STA’nın imzalanmasında örgüt üyelerine daha net bir tavır sergilemelilerdir. Türkiye, Latin Amerika bölgesini iyi tanıyan uzmanlarla işbirliği içinde olmalı, uzman eksiğini kapatmalıdır. Bölge okullarda okuyan Türk akademisyen ve öğrencilere desteğini artırmalıdır (Örnek ve Mızrak, 2015). Türkiye, Türk ürünlerinin tanıtımını artırmalı, karşılıklı ulaşım ve lojistik sorununu halletmek için çözüm arayışlarına girmelidir (Şen, 2013).
4. Mercosur’un Muhtemel Geleceği
4.1. Mercosur’un Hedefleri
Mercosur ile gerçekleşmesi hedeflenen ekonomik entegrasyon, blok içi ticaret akışlarında 1990-2001 arasında etkileyici bir artışı yanında getirmiştir. Ekonomik açıdan düzenlenen ticaret serbestleşmeleri çerçevesinde bir diğer artı Doğrudan Yabancı Yatırımlarının (DYY) ilgisinin Mercosur üye devletlerine yönelmiş olmasıdır. Ancak bu artıdan yararlananlar daha çok Brezilya ve Arjantin olmuştur, bu da bölge içerisindeki gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin varlığının bir sonucu olarak görülebilir. Bir diğer pozitif katkı, 1995’ten bu yana Mercosur üyelerinin ithalatın yaklaşık yüzde 85’ini kapsayan ortak bir dış tarife (CET) ile bir yarı-gümrük birliği kurulmuş olmasıdır. Mercosur’un üyeleri arasında demokrasinin pekiştirilmesi ise, ekonomik entegrasyon sürecinin en önemli başarı sonuçlarından biri olarak görülmektedir. 1998 Ushuaia Protokolü çerçevesinde üye ülkeler, demokrasinin kendi aralarındaki entegrasyon sürecinin temel koşulu olduğunu kabul etmişlerdir ve herhangi bir üye ülkede demokratik düzenin bozulması durumunda izlenecek prosedürleri de oluşturmuşlardır. Mercosur’un üye devletler açısından bir diğer önemli kazancı ise Mercosur ülkelerinin diğer ülkelerle ticaret anlaşmalarını müzakere etmek için bir blok olarak elde ettikleri artan pazarlık gücüdür (Paiva ve Gazel, 2004).
Mercosur’un sadece ekonomik değil, ekonomik entegrasyonun karşılanmasında çalıştığı birtakım konularda hedefleri mevcuttur. Turizmi üye ülkelerde arttırmak, turistlerin buralarda rahat hareket etmeleri adına planları olduğu gibi, insan hakları konusundaki atılımları da mevcuttur. Mercosur bütünlüğünü üye ülkeler içerisinde pekiştirmek adına ortak plaka kullanımının üye devletlerinden birkaçının kabul etmesine ek, organizasyonun Mercosur vatandaşlığı altında vatandaşlık kartı planları da mevcuttur (Mercosur, 2021).
4.2. Mercosur’un Eksiklikleri
Mercosur’un eksikliklerinden bahsetmek gerekirse ilk olarak yapı organlarının bulundukları konumunu ve işleyişini değerlendirmek gerekli görülmektedir. Sekreterya organına bakıldığında karar alma kısmının üretken olmada sıkıntı yaşadığını ve Parlamento’nun sadece tavsiye niteliğinde olmasının bu sıkıntıyı daha da arttırdığı söylenebilir. Mercosur’un yaşadığı en büyük sorun, alınan kararların uygulanmasında sözünü geçirebileceği bir organın olmaması ve egemen devletlerin kurallarının, Mercosur kurallarından daha öncelikli olarak yer almasıdır. Ortak Pazar Konseyi karar alma konusunda en yetkili organ olduğu için bu süreç çalışan eksikliğinden ve organın daha düzenli çalışmamasından, örgüt çıkarları için değil bireysel çıkarlar için hareket eden bakanlar yüzünden bu örgüt istenilen başarıyı yakalayamamıştır (Özmelek, 2017). Üye devletlerarası eşitsizlik de Mercosur’un önemli eksikliğidir. Büyük devletlerin küçük devletlere tutumu bölgede çözülmesi gereken zorlu bir sorundur (İlhan, 2019).
Buna ek olarak, bölgelerdeki enerji politikalarının bağlılıkları devletlerarası güç kabiliyetinin dengede olmaması örgütün istenilen hedeflere varamamasında büyük bir etkendir (Tüzgen, 2019). Örgüt üyelerinin bölgesel entegrasyona girme isteği az olmakla birlikte bu konudaki gücü de azalmıştır. Bu konudaki çalışmalar da yetersiz kalmaktadır (Campos, 2016).
4.3. Mercosur’un Gelecek Adımları
Mercosur’un Güney Amerika’nın en büyük ortak pazar girişimi olduğu kesindir. Ancak halen tam bir ortak pazardan söz etmek ise tam olarak olası değildir. Buna rağmen Mercosur’da son dönemde idealist ve iddialı girişimler devam etmektedir. 2002 yılında üzerinde en çok durulan konunun üye ülke vatandaşlarının tam serbest dolaşımı olmasıdır. Bu da entegrasyonun tüm zorluklara rağmen devam etmek istediğini göstermektedir (Laçiner, 2003).
Entegrasyonun önemli devleti Brezilya’nın dış politika hedefinin önceliğinin bölgesel gelişim yönünde seyretmesi organizasyon için kritik bir öneme sahiptir. Bu sebeple bir gelecek söz konusuysa Brezilya’nın etkisi kaçınılmazdır (Tüzgen, 2019).
Bölge devletlerinin hem siyasal iç karışıklıkları hem de aynı konuyu farklı açıdan ele alan başka bölgesel entegrasyonlara üyeliği Mercosur’un genişlemesinin ve bölgeselleşmesinin de önünde engel olmaktadır (Katıtaş, 2019). Mercosur, bölgesel bağımlılığa sebep olan bir organizasyon değildir, bölgesel ihracatlar için bir sıçrama tahtası olarak kendini modernize edilmesi gerektiği düşünülmektedir (Albertoni, 2019). Geleceği için bu sorunların çözümü aranmalıdır. Mercosur içerisinde modernizasyonun sağlanması adına ona güç veren anlaşmalar öncesi üyelerin “ortak müzakere” önceliğinin kaldırılması bir ihtimal daha iyi sonuçlar doğurabilir. Devletlerin müzakerelerde dış devletlerle daha rahat davranabilmesinin önü açılırsa organizasyon içerisindeki iki güç (Brezilya-Arjantin) arasında sıkışan Uruguay gibi devletlere olumlu geri dönüt sağlayabilir. Bu da bölgedeki diğer devletleri organizasyona katılmasını sağlayarak Mercosur’un genişleme sürecinin gelecekteki devamlılığının olasılığını arttıracaktır (Albertoni, 2019; Uyanık, 2021).
AB ile Mercosur arasında 20 yıllık bir müzakere sonrası karara bağlanmış olan ticaret anlaşması, Mercosur ülkeleri için önemli bir gelişme olmuştur. Ancak Güney Amerika tarafında özellikle de tarihsel olarak yüksek tarifelerle Avrupa rekabetinden korunan otomobil şirketleri, bu anlaşmanın etkilerinden çekinmektedirler. AB tarafında ise tepkiler o bölgenin yerel çiftçilerinden gelmektedir çünkü bu anlaşma çerçevesinde tarımsal ürün ithalatı Güney Amerika’dan AB’ye yapılacaktır. Her an AB’de ve Mercosur’da yer alan popülist siyaset adamlarının bu anlaşmada sorun çıkarması da halk tarafından gelecek tepkiler bağlamında bir ihtimal içerisindedir. Kanada ve Güney Amerika ile görüşmeleri devam eden serbest ticaret anlaşmalarının olması ise organizasyonun sürekli ileri ilerlemeye devam etmek istediğini göstermektedir. Organizasyondaki önemli konumları hala belirgin olan Arjantin ve Brezilya’nın şu anki ekonomik sıkıntı çektikleri dönemde kendi pazarlarını daha geniş alana açmaları, gelecekteki pozitif etkileri için önem arz etmektedir. Buradaki gelecek için kritik nokta, ‘birlik’ olarak hareket edebilir olup olamayacakları hususudur (Felter, Renwick & Chatzky, 2019).
Sonuç
Mercosur hala bölgesel entegrasyonu tam olarak sağlama çabaları içerisindedir. Buna rağmen örgütün Latin Amerika içerisinde başarılı bir örnek olmayı sürdürmeye devam ettiği açıktır. Her zaman en açık hedefi bölgeselleşme konusunda AB kadar başarılı olmak olmuştur. Bu hedef doğrultusunda eksik kaldığı noktaları giderememesinden ötürü onun geleceğinin ilerlemesi sekteye uğramıştır.
Bu eksiklikler; en başında bulunduğu bölgedeki devletlerin ekonomik kalkınma gücünün zayıf veya hala gelişmekte oluşu, karar yetkisi bakımından aktif düzenli bir otoriteyi oluşturamamış, ‘birlik’ veya ‘bütünlük’ fikrinin üye devletler açısından benimsenmemiş, ülkelerin siyasi alanda karışıklıklara sahip olması şeklinde özetlenmektedir.
Örgütün muhtemel gelecek senaryosunda gücünü ve tanınırlığını attırabilmesini sağlayabilecek birtakım aktörler veya etkenler bulunmaktadır. Mercosur ülkeleri içerisinde önemli konumdaki Brezilya’nın ve Arjantin’in pazarlarını dışa açmaya istekli olması devamında Mercosur’un dış devletlerle ticaret anlaşmalarını çeşitlendirmesini sağlayacaktır. Bir başka öneri, Mercosur’un modernize olması ile üye devletlerin serbest ticaret anlaşmalarında da serbest hareket edebilmesinin önünün açılması şeklindedir.
Turizm, insan hakları gibi sosyal konulardaki Mercosur’un planlarını harekete geçirmek için yapılabilecek her bir atılım ise onları AB’nin sosyal alanlardaki uluslararası tanınırlığı düzeyine direk ulaştırmasa da az da olsa yakınlaştıracaktır. Sosyal alanda düzenlemelerin hızlı bir şekilde ilerleyebilmesinin önünü açacak faktör ise öncelikli olarak ekonomik düzeyin arttırılmasıdır.
Ezgi Güler
Merve Karademir
Uluslararası Örgütler Staj Programı
Kaynakça
Albertoni, N. (2020). El futuro posible de Mercosur. Diálogo Político, Konrad Adenauer Stiftung.
Ataseven, R. (2019). Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları ve Türkiye’ye etkileri. (Yüksek Lisans Tezi). Sakarya: Sakarya Üniversitesi.
Balaban, U. (2013). Latin Amerika-Avrupa Birliği İlişkileri: Coğrafyanın Ve Kurumların Dönüşümü Üzerine. (Ed. Zengin, O.). Latin Amerika Çalıştayı. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 157-173.
Basnet, H. C., & Pradhan, G. (2017). Regional Economic Integration in Mercosur: The Role of Real and Financial Sectors. Review of Development Finance, 7(2), 107-119.
Campos, G. L. (2016). From success to failure: under what conditions did Mercosur integrate?. Journal of Economic Integration, 855-897.
MercoPress. (2021). China open to trade deal either with Uruguay or with all of Mercosur, says Ambassador. Erişim Adresi: https://en.mercopress.com/2021/05/07/china-open-to-trade-deal-either-with-uruguay-or-with-all-of-mercosur-says-ambassador (Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021).
Donduran, C. (2020). Bölgesel Bütünleşmeye İnşacı Bir Yaklaşım: Mercosur’un Ortaya Çıkışı ve Düşünsel Süreçler. Ekonomi İşletme Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Dergisi, 6(2), 249-260.
EUROPolitika. (2019). Ab ve Mercosur 20 Yıllık Müzakerelerden Sonra Sonunda Uzlaştılar. Erişim Adresi: http://www.europolitika.com/ab-mercosur-guney-ortak-pazari/ (Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021)
Felter, C. Renwick, D. & Chatzky, A. (2019). Mercosur: South America’s Fractious Trade Bloc. Council on Foreign Relations.
Hashmi, M. A. (2017). A Critical Analysis of Mercosur Countries’ Trade Relationships with the United States and China. International Business Research, 10(1), 163-171.
Katıtaş, G. (2019). Latin Amerika’da Örtüşen Bölgeselcilik. Öneri Dergisi, 14(52), 255-293.
Keskin, M. (2016). ABD’nin Müdahaleci Dış Politikası: Latin Amerika Örneği. Barış Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, 4(1), 70-88.
Küntay, B. (2013). Türkiye’nin Yeni Dış Politikası Perspektifinde Latin Amerika İle İlişkileri. (Ed. Zengin, O.). Latin Amerika Çalıştayı. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 145-155.
Laçiner, S. (2003). Latin Amerika’da Bölgesel Entegrasyon Girişimleri. Avrasya Dosyası. Enerji Özel, 9(1), 299-325.
Mercosur TPR. (n.d.). Solución de Controversias. Erişim Adresi: https://www.tprmercosur.org/es/sol_contr_ini_proc_gral.htm (Erişim Tarihi: 19 Mayıs 2021 ).
Mercosur. (n.d.). Erişim Adresi: https://www.mercosur.int (Erişim Tarihi: 22 Mayıs 2021)
Mercosur. (n.d.). Organigrama. Erişim Adresi: https://www.mercosur.int/quienes-somos/organigrama-mercosur/ (Erişim Tarihi: 18 Mayıs 2021).
Örnek, S. ve B. Mızrak. (2015). Türkiye- Latin Amerika İlişkileri: Siyaset, Ekonomi ve Enerji. (Eds. Çomak, H. Yıldırım, Z., Sancaklar C.). Enerji diplomasisi içinde. (551-570). İstanbul: Beta Basım Yayın.
Özmelek, Ö. S. (2017). Bütünleşme Bünyesindeki Kurumlar: Örnek Olay İncelemesi (MERCOSUR). Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 9(2), 92-106.
Paiva, P., & Gazel, R. (2004). Mercosur Economic Issues: Successes, Failures and Unfinished Business. Center for Latin American Studies, (5), 1-25.
Şen, E. (2013). Mercosur Ülkelerine İhracatımız Ve Beklentiler. (Ed. Zengin, O.). Latin Amerika Çalıştayı. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 221-236.
Şentürken, S. (2018). Latin Amerika’da 2. Dünya Savaşı sonrası entegrasyon girişimlerinin karşılaştırmalı analizi. (Yüksek Lisans Tezi). Bursa: Uludağ Üniversitesi.
Torbalı, A. (2019). Yumuşak güç araçları ve ticaret devleti bağlamında Türkiye’nin değişen Latin Amerika politikası ve Arjantin ile ilişkileri. (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: İstanbul Medeniyet Üniversitesi.
Tüzgen, A. B. (2019). Mercosur’un Ekonomik Bölgeselleşmesi: 2006-2016 Yılları Bölge İçi Ticari İlişkilerin Analizi. International Journal of Political Science and Urban Studies, 7(Özel Sayı), 23-37.
China Daily. (2017). Uruguay Seeks to Advance FTA Talks with China. Erişim Adresi: http://www.chinadaily.com.cn/business/2017-02/03/content_28092515.htm (Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021)
Uyanık, Ö. (1 Nisan 2021). MERCOSUR 30 yaşında: Dünyanın beşinci büyük ekonomi bloğunun içeriği de geleceği de belirsiz. Independent Türkçe. Erişim Adresi: www.indyturk.com/node/338396/türki̇yeden-sesler/mercosur-30-yaşında-dünyanın-beşinci-büyük-ekonomik-bloğunun-içeriği (Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021).
Wehner, L. (2005). The EU and the US Competing for Mercosur-Trade Strategies and Political Goals. (Yüksek Lisans Tezi). Lund University.
Yetim, M. (2019). Liberal Temelde Kurumsallaşan Türkiye-Latin Amerika İlişkileri. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(1), 167-178.