Kuzey Makedonya Özelinde NATO’nun Balkanlar Genişlemesi

ÖZET

NATO’nun 30. Üyesi ve Batı Balkanlar genişlemesinin bir parçası olan Kuzey Makedonya, 1991’de Yugoslavya’nın dağılmasıyla o dönem “Makedonya Cumhuriyeti” ismiyle bağımsızlığını ilan etmişti. Kuzey Makedonya’nın Avrupa-Atlantik kurumlarına katılmasının önündeki en büyük engel Yunanistan ile yaşadığı isim sorunu olmuştu. Kuzey Makedonya, yıllar sonra Prespa Anlaşması ile çözüme kavuşacak bu sorunda ülkenin adıyla ilgili önemli ödünler verecek kadar cesur olduğunu göstermiş ve Avrupa-Atlantik ittifakının bir parçası olmanın kendileri için ne kadar önemli olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca NATO’nun Balkanlar genişlemesi istikrar ve güvenliğin yanında bölgeye demokratik ve ekonomik reformlar getirmesi açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmanın amacı NATO’nun Balkanlar bölgesinde edindiği misyonun ve genişleme politikalarının Kuzey Makedonya özelinde detaylıca incelenmesidir.

Anahtar Kelimeler: Kuzey Makedonya, Balkanlar, NATO, İsim Sorunu, Genişleme

ABSTRACT

North Macedonia, the 30th member of NATO and a part of the Western Balkans enlargement, declared its independence with the name “Republic of Macedonia” in Yugoslavia in 1991. The biggest obstacle to North Macedonia’s participation in Euro-Atlantic institutions was the naming dispute with Greece. North Macedonia has shown that the country is brave enough to make significant concessions on the country’s name in the naming dispute, which will be resolved years later with the Prespa Agreement and proved how important it to be a part of the Euro-Atlantic alliance for them. Bear in mind that NATO’s expansion in the Balkans is significant to bring democratic and economic reforms to the region and stability and security. The purpose of this study is to examine NATO’s mission and enlargement policies in the Balkans region in the subject of North Macedonia.

Key Words: North Macedonia, Balkans, NATO, Naming Dispute, Expansion

1. Giriş

1949 yılında 12 ülkeyle macerasına başlayan NATO, günümüzde 30 üye devletle birlikte benzersiz bir siyasi ve askeri topluluğa dönüşmüştür. Slovenya (2004), Hırvatistan (2009), Arnavutluk (2009) ve Karadağ’ın (2017) İttifak’a girişi Batı Balkanlar’ı Yugoslavya’nın kanlı bir şekilde dağılmasından sonra kriz ve istikrarsızlık merkezi olmaktan çıkarıp NATO genişleme sürecinin bir parçası haline getirmiştir. Son olarak Kuzey Makedonya 2020 yılında NATO’ya üye olmuştur. Kuzey Makedonya’nın NATO’ya katılımı genel olarak bu siyasi ve askeri sistemin ‘savunma şemsiyesi’ altındayken ülkenin güvenliği için bir fayda olmakla beraber, uygun çalışma koşulları oluşturulup yabancı yatırımları artırarak ülkenin ekonomik ilerleyişi anlamına da gelmektedir (Iliev, Nikolovska, & Petrova, 2020: 41).

NATO’nun Batı Balkanlar genişlemesinin bir parçası olan Kuzey Makedonya, 17 Kasım 1991’de o dönem ‘Makedonya Cumhuriyeti’ ismiyle bağımsızlığını ilan etmişti. Ancak bu isim uluslararası toplumda yer edinmeye çalışan yeni Makedonya Cumhuriyeti için Yunanistan ile uzun yıllar boyu sürecek ve uluslararası gündemi meşgul edecek bir sorunun fitilini ateşlemiştir. Yunanistan kendi sınırları içerisindeki ‘Makedonya’ isimli bölgenin varlığından dolayı ileride hak iddia edilebileceği endişesiyle bu isme karşı çıkmıştır. Bu isim sorunu Kuzey Makedonya’nın NATO ve Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin başlamasına engel olmuş ve ülkenin Birleşmiş Milletler üyeliği ancak FYROM (the former Yugoslav Republic of Macedonia, Eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonya) ismiyle kabul edilebilmiştir.

Bu çalışma üç bölümden oluşacaktır. Birinci bölümde NATO’nun Balkanlar Misyonu ve Genişleme Politikası, İttifakın ve bölge ülkelerinin açısından incelenecektir. İkinci bölümde Kuzey Makedonya ve Yunanistan arasında yaşanan isim sorununun geçmişine göz atılacak olup üçüncü bölümde ise Kuzey Makedonya’nın NATO üyelik süreci ele alınacaktır.

NATO’nun Balkanlar Misyonu ve Genişleme Politikası

1949 yılında 12 ülke tarafından kurulan NATO günümüzde 30 üye devlete ulaşmıştır. İttifaktaki üye devlet sayısında yaşanan bu önemli artış NATO’nun ‘Açık Kapı Politikası’ sonucudur. NATO’nun ‘Açık Kapı Politikası’ incelendiğinde İttifakın kurucu anlaşması olan Washington Anlaşması’nın 10. maddesi karşımıza çıkmaktadır. Bu maddeye göre:

“Taraflar, bu Antlaşma’nın ilkelerini geliştirebilecek ve Kuzey Atlantik Bölgesi’nin güvenliğine katkı yapacak durumda olan herhangi bir Avrupa devletini bu Anlaşma’ya katılmaya oy birliği ile davet edebilirler” (The North Atlantic Treaty, 2021).

Bu maddeden de açıkça anlaşılacağı üzere gerekli koşullar sağlandığı takdirde NATO yeni devletlere İttifaka katılma imkanı tanımaktadır. Geçmişten günümüze birçok genişleme süreci yaşayan NATO için Balkanlar ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü hem ABD’nin hem de Avrupa’nın Balkanlar’da çıkarları olmakla birlikte bölgedeki istikrarsızlık veya güvenlik tehditleri diğer Avrupa devletlerinin güvenliğini de doğrudan etkileyebilir ve dolayısıyla İttifakın bir bütün olarak etkilenebilme potansiyeli vardır (Lang, 2018: 14-15).

NATO’nun 1991 yılında düzenlenen Roma Zirvesi’nde barış ve iş birliği bildirisi ve bunun sonucunda İttifakın yeni stratejik misyonuna onay verilmiştir. Bu bildiride NATO’nun Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri ile beraber gelişmeye başlayan ortaklık anlayışına ve Avrupa’nın gelecek zamandaki güvenliğinin genel kurumsal bazda gerçekleştireceği politikaları ve görevleri tanımlanmıştır (Adanmış, 2019). Soğuk Savaş sonrası dönemde Avrupa’da istikrarın korunmasına önem veren ABD, NATO mekanizmasıyla bölge üzerindeki etkinliğini artırmayı amaçlamış, Bosna Hersek ve Kosova krizlerindeki müdahaleler ABD’nin Soğuk Savaş sonrası dönemde şekillenmeye başlayan yeni uluslararası sistem sonucunda ortaya çıkan kaygılarının bir ürünü olmuştur (Arı & Pirinççi, 2011: 24-25).

Yakın tarihi incelediğimizde Soğuk Savaş’ın bitimiyle birlikte NATO, barışı koruma ve barışı destekleme operasyonlarında uluslararası toplumun menfaatlerini düşünerek, köklü sorunların çözülmesine yardımcı olmak, acıyı hafifletmek ve barış süreçlerinin kendi kendini idame ettirebileceği koşulları yaratmak için diğer kuruluşlarla birlikte çalışmalar yürütmüştür. NATO ilk büyük kriz müdahale operasyonunu Bosna Hersek’te gerçekleştirmiştir. NATO liderliğindeki Uygulama Gücü (IFOR) Aralık 1995’te Dayton Barış Anlaşmasının askeri yönlerini uygulamak için konuşlandırıldı ve bir yıl sonra NATO önderliğindeki İstikrar Gücü (SFOR) ile yer değiştirdi. SFOR, 1992-1995 savaşının ardından güvenli bir ortamın korunmasına ve ülkenin yeniden yapılanmasının kolaylaştırılmasına yardımcı olmuştur (NATO, 2019). SFOR ise yerini 2004 yılında Avrupa Birliği Gücü’ne (EUFOR) bırakmıştır.

NATO, bölgede barış ve istikrarı inşa etmeye yönelik daha geniş uluslararası çabaları desteklemek için Haziran 1999’dan beri Kosova’da barışa destek operasyonuna liderlik etmiştir. NATO’nun girişimleri sonucunda Miloseviç rejimine karşı Kosova’daki şiddeti bitirebilmek adına Kosova Gücü (KFOR) kurulmuştur (NATO, 2020a). KFOR’un asıl hedefleri incelendiğinde yenilenen düşmanlıkları caydırmak, güvenli bir ortam oluşturmak ve kamu düzenini sağlamak, Kosova Kurtuluş Ordusu’nu askerden arındırmak ve uluslararası insani çabaları desteklemek görülmektedir (NATO, 2020a).

Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Macaristan NATO’nun 1997’deki Madrid Zirvesi’nde katılım müzakerelerine başlamaya davet edilmiş ve akabinde bu üç ülke 1999’da NATO’ya katılan Varşova Paktı’nın ilk eski üyeleri olarak karşımıza çıkmaktadır (NATO, 2020b). 1999 Washington Zirvesi’nde ise Üyelik Eylem Planı (MAP) diğer aday ülkelerin olası üyeliğe hazırlanmalarına yardımcı olmak için başlatıldı. Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya NATO’nun 2002’deki Prag Zirvesi’nde katılım müzakerelerine başlamaya davet edildi ve bu ülkeler 2004’te NATO’ya üye oldular (NATO, 2020b). 2008 NATO Bükreş Zirvesi ise NATO’nun Soğuk Savaş sonrası dönemdeki üçüncü genişleme süreci olarak bilinmektedir. Müttefikler bu zirvede Hırvatistan ve Arnavutluk’u üyelik müzakerelerine başlamak için davet etmişlerdir. Ancak o dönem ismi ‘Makedonya Cumhuriyeti’ olan Kuzey Makedonya’nın Yunanistan ile yaşadığı isim sorunu gerekçesiyle bu sorunun çözüme ulaştığı zaman İttifaka dahil edileceği konusunda anlaşma sağlanmıştır. Neticede Hırvatistan ve Arnavutluk 2009 yılında NATO’ya katılmışlardır. Kuzey Makedonya ise bölgedeki diğer ülkelere kıyasla ancak 2020 yılında bir NATO üyesi olabilecekti.

21 Mayıs 2006’da yapılan referandum sonucunda eski Yugoslavya’nın geriye kalan tek birleşik devleti olan Sırbistan-Karadağ’dan bağımsızlığını ilan eden Karadağ, bağımsızlığından kısa bir süre sonra Aralık 2006’da NATO’nun Barış İçin Ortaklık (PfP) Programına dahil olmuş, 2009 yılında ise Üyelik Eylem Planı’na (MAP) katılmıştır. Aralık 2015’te İttifaka katılmak üzere katılım müzakerelerine başlamak için davet edilen ülke ile 19 Mayıs 2016’da Katılım Protokolü imzalanmıştır. Katılım Protokolü’nün tüm üye ülkelerin Parlamentoları tarafından onaylanmasının ardından Karadağ, 5 Haziran 2017’de resmen NATO’nun 29. müttefiki olmuştur. Hırvatistan, Slovenya, Arnavutluk, Karadağ ve son olarak 2020 yılında Kuzey Makedonya’nın NATO’ya üye olmaları, NATO’nun bölgenin güvenlik ve istikrarını sağlamak adına Batı Balkan devletlerini İttifaka entegre etme çabalarını açıkça ortaya koymuştur. Ayrıca bölge ülkelerinden Bosna Hersek, resmi olarak NATO’ya aday ülke statüsüne sahip olduğunu belirtmek gerekir.

Balkan yarımadasının batısında bulunan Hırvatistan, Karadağ ve Arnavutluk’un NATO üyelikleri bu üç kıyı komşusu ülkenin arasındaki güvenlik bağlarının güçlenmesine katkıda bulunmuş ve Adriyatik Denizi’nin de artık bir NATO denizine dönüştüğünün göstergesi olmuştur. Öte yandan Balkanlar’ın Doğu tarafında ise hem Bulgaristan hem de Romanya’nın 2004’ten bu yana İttifaka katkıda bulunduklarını ve bu ülkelerin Karadeniz’in Batı kıyılarını korudukları görülmektedir. Yunanistan ve Türkiye’nin 1952 yılında İttifaka dahil olmaları bu iki rakip ülke arasındaki ilişkilerin istikrara kavuşmasına yardımcı olan çok önemli bir unsur olarak göze çarpmaktadır. Kuzey Makedonya örneğinde ise Üsküp hükümetinin, bölgedeki olası çatışmaları önlemek ve ulusal çıkarlarını NATO ittifakında genişletmek için ülkenin adıyla ilgili önemli ödünler verecek kadar cesur olduklarını göstermiştir. Son olarak Kuzey Makedonya’nın İttifaka girişiyle birlikte bölgedeki eksik parçaların yalnızca Bosna Hersek, Kosova ve Sırbistan olduğu görülmektedir. Bosna Hersek’in Boşnak, Sırp ve Hırvat taraflar arasında bölünmesi NATO hedefleri açısından sıkıntılar doğurabileceği gibi Kosova’ya baktığımızda İttifaka giriş yolunun devlet olma yolunda bazı adımlar atılması ve Sırbistan ile yaşadıkları sorunları çözmekten geçtiğini gözlemlemekteyiz.

NATO’nun 1999 yılında Yugoslavya’yı bombalaması, Sırbistan’da askeri açıdan tarafsızlık durumu ve askeri bloklardan herhangi biri ile saf tutmayı reddetme durumu oluşmuştur (Sıvış, 2020: 802). Şu ana kadar Sırbistan, İttifak tatbikatlarına katılmasına rağmen NATO’ya katılmakta tereddüt etmiştir. Sırbistan’ın ayrıca Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Hırvatistan da dahil olmak üzere tüm NATO müttefikleriyle ilişkilerini geliştirdiği gözlenmektedir.

Kuzey Makedonya-Yunanistan İsim Sorunu

Kuzey Makedonya’nın Yunanistan ile yaşadığı isim sorunu ülkenin Avrupa-Atlantik kurumlarına entegrasyonunda çok önemli bir engel teşkil etmiştir. Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan 7 yeni devletten birisi olan Kuzey Makedonya, 17 Kasım 1991’de bağımsızlığını ilan etti. Ortaya çıkan bu yeni Cumhuriyet’in halkı Makedon dilini (Makedonski) konuşuyor, Makedonlar, Makedonca’da (Makedonci) olarak biliniyor ve referandumla birlikte yeni devletlerine Makedonya Cumhuriyeti (Republika Makedonija) adını veren bir Anayasa kabul etmişlerdi (Nimetz, 2020:. 207).

Makedonya Cumhuriyeti ismiyle uluslararası tanınma arayışlarına giren bu yeni devlete güney komşusu Yunanistan tarafından itirazlar geldi. Yunanistan, kendi sınırları içerisinde bulunan Makedonya bölgesinin varlığından ötürü ileride hak iddia edilebileceği düşüncesiyle bu isme şiddetle karşı çıktı. Yunan tezine göre tarihsel olarak Yunanca bir sözcük olan ‘Makedonya’ terimi, Yunan ulusunun bir parçası olan Krallığa ve Eski Makedonların kültürüne atıfta bulunmakla birlikte coğrafi olarak Yunan topraklarının kuzey kesimiyle bazı Balkan ülkelerinin mevcut topraklarını da kapsayan daha geniş bir alanı ifade etmektedir (Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, 2021). Bu bağlamda Yunanistan, Makedonya teriminin salt haliyle bir ülke adında kullanılmasına sıcak bakmıyordu. Yunanistan için bir diğer itiraz sebebi ise Makedonya Cumhuriyeti Anayasası’nın 49. Maddesinde belirtilen yurt dışında yaşayan Makedonlarla alakalı ifadelerdir. İlgili madde şu şekildedir:

“Cumhuriyet, komşu ülkelerdeki Makedon halkına ait kişilerin ve Makedon gurbetçilerin statüsüne ve haklarına önem verir, kültürel gelişimlerine yardımcı olur ve onlarla bağları teşvik eder. Cumhuriyet, yurt dışındaki Cumhuriyet vatandaşlarının kültürel, ekonomik ve sosyal haklarına önem verir.” (Makedonya Cumhuriyeti Anayasası, 2021)

Tarihi açıdan Makedonya’yı Helen kültürünün ve kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak gören Yunanistan, değerlerinin gasp edildiği düşüncesiyle Makedonya Cumhuriyeti’ni tanımayı reddetmiş ve bu yeni devletin Anayasası’nda yer alan ‘komşu ülkelerdeki Makedon halkına ait kişilerin’ ifadesini de kendi sınırları içerisinde bulunan Makedonya bölgesine yönelik bir yayılmacılık şeklinde algılamıştır (Derin, 2019, s. 244).

Bağımsızlık ilanıyla birlikte ortaya çıkan isim sorunu neticesinde güney komşusu Yunanistan’ın sert tutumuyla karşılaşan, uluslararası örgütlere üyeliği sekteye uğrayan ve dünya siyasetine girme konusunda sıkıntılar yaşayan Makedonya Cumhuriyeti’ni Birleşmiş Milletler üyesi yapacak formül, ülkenin FYROM geçici adını kullanmasıydı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 7 Nisan 1993 tarihli 817 kararına göre, “Makedonya Cumhuriyeti’nin FYROM geçici adıyla Birleşmiş Milletler’e katılması” ve “sorunun hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması için tarafların Eski Yugoslavya Uluslararası Konferansı Yürütme Komitesi Eş Başkanları ile iş birliğine devam etmesi” tavsiye edilmiştir (United Nations Resolution 817, 1993). Öte yandan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 18 Haziran 1993 tarihli 845 kararında ise “tarafların aralarındaki kalan sorunların hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri gözetiminde çabalarını sürdürmeleri” istenmiştir (United Nations Resolution 845, 1993).

Makedonya Cumhuriyeti 8 Nisan 1993 tarihinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 817 kararının ertesi gününde, FYROM geçici adıyla Birleşmiş Milletler’e resmen üye olmuştur. Ancak Makedonya Cumhuriyeti FYROM adına sert bir tepki göstermiş, bu adı kullanmayı reddetmiş ve uluslararası alanda Makedonya Cumhuriyeti adını kullanmaya devam etmiştir. Bunun üzerine Şubat 1994’te Yunanistan, ek bir baskı aracı olarak Makedonya Cumhuriyeti’ne ticari ambargo uygulamıştır (Kjorbayram, 2018, s. 95). Yaşanan bu gelişmelerden sonra Eylül 1995’e gelindiğinde, Makedonya ve Yunanistan New York’ta ABD’nin arabuluculuğunda isim sorunu hariç geri kalan diğer problemleri çözüme ulaştırmak adına Geçici Uzlaşma (Interim Accord) imzalamışlardır. Bu anlaşmayla birlikte iki ülke isim sorununa dair farklı görüşlerin ikili ilişkileri geliştirmeye engel olmayacağı konusunda mutabık olmuşlardır (Demircioğlu, 2019, s. 208).

Makedonya’da faaliyet gösteren neredeyse bütün siyasi aktörlerin ülkenin Avrupa Birliği ve NATO üyeliklerini desteklemelerine rağmen, Yunanistan ile yaşanan isim sorununun çözüme kavuşturulmaması bu destekleri sonuçsuz bırakmıştır (Derin, 2019: 250). 2004 yılında Avrupa Birliği üyeliği başvurusu yapan Makedonya, 2005 yılında Aday Ülke statüsü kazanmıştır. Yunanistan, söz konusu statünün kazanılmasına rağmen isim sorununu gerekçe göstererek Makedonya’nın üyelik müzakerelerine başlamasını uzun yıllar engellemiştir. 2008 yılına gelindiğinde Makedonya’nın NATO’ya üyeliği de benzer bir şekilde Yunanistan engeline takılmıştır. Nisan 2008’de NATO Bükreş Zirvesi’nde FYROM adıyla üyelik başvurusunda bulunan Makedonya tekrardan Yunanistan vetosuyla karşı karşıya kalınca 17 Kasım 2008 tarihinde Uluslararası Adalet Divanı’na başvuruda bulunmuştur (Ayhan, 2019: 230). Öte yandan Bükreş Zirvesi’nde, Yunanistan ile yaşanan isim sorununun çözüme kavuşturulması halinde Makedonya’nın NATO’ya üyelik müzakerelerinin başlayacağı belirtilmiştir.

Uluslararası Adalet Divanı 5 Aralık 2011 tarihli 37 numaralı kararında Yunanistan’ın, Makedonya’nın NATO’ya kabulünü engellemesiyle 1995 yılında imzalanan Geçici Uzlaşma’dan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiği kararına varmıştır (Uluslararası Adalet Divanı, 2011/37). Yunanistan’ın tutumu Divan’ın kararına rağmen değişmemiştir. Buradan anlaşılacağı üzere Makedonya hukuken haklı olsa bile isim sorunu çözülene dek Yunanistan’ın üyesi olduğu herhangi bir uluslararası örgüte girememe durumu ortaya çıkıyordu (Ayhan, 2019: 230).

1991 yılında Makedonya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığından itibaren başlayan ve sadece Balkan coğrafyasını değil uluslararası gündemi de uzun süre meşgul eden isim sorunu 27 yıl sonra çözüme kavuşturulabilmiştir. 17 Haziran 2018 tarihinde Yunanistan-Makedonya sınırında iki ülkenin Dışişleri Bakanları tarafından imzalanan Prespa Anlaşmasıyla birlikte bu uzun soluklu anlaşmazlık kısmen de olsa sona ermiştir. Bu anlaşma sonucunda Makedonya Cumhuriyeti isminin resmi olarak Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’ne dönüşeceği ve Yunanistan’ın Kuzey Makedonya’nın Avrupa Birliği ve NATO üyeliklerine yeşil ışık yakacağı taahhüt ediliyordu.

Prespa Anlaşması’nın iki ülke Parlamentosu tarafından onaylanmasının ardından Anlaşma resmen yürürlüğe girdi. Bu, neredeyse çeyrek asır süren bir anlaşmazlığın son aşamasıydı ve Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin NATO ve Avrupa Birliği’ne katılımı için yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu (Möller, 2019, s. 40). Neticede Kuzey Makedonya 27 Mart 2020 tarihinde 30. üye devlet olarak resmen NATO’ya katılmıştır. Kuzey Makedonya’nın NATO’ya üyelik süreci bir sonraki bölümde detaylı bir şekilde incelenecektir.

Kuzey Makedonya’nın NATO’ya Üyelik Süreci

Kuzey Makedonya’nın NATO ile ilişkileri ülkenin Kasım 1995’te NATO’nun Barış için Ortaklık (PfP) Programına katılması ile başlamıştır. Öte yandan Kuzey Makedonya 1999 yılında reform planlarını ve zaman çizelgelerini Yıllık Ulusal Programda belirleyen Üyelik Eylem Planının (MAP) bir parçası olmuştur. (NATO, 2020c).

Kuzey Makedonya uzun yıllar boyunca NATO liderliğindeki operasyonlara ve misyonlara değerli bir destek sağlamıştır. Ülke 2002’den 2014’ün sonuna kadar Afganistan’da NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Yardım Gücünü desteklemek için asker konuşlandırırken, hala Afgan güvenlik güçlerini eğitmek için devam etmekte olan Kararlı Destek Misyonu’na katkıda bulunmaktadır. Kuzey Makedonya ayrıca çatışmanın yayılmasını durdurmak ve Kosova Gücüne (KFOR) lojistik destek sağlamak için 1999 yılında Kosova’da NATO liderliğindeki istikrar operasyonlarını desteklemede kilit bir ortaktı. Bunun yanı sıra NATO müttefikleri Kosova’dan Kuzey Makedonya’ya gelen mülteciler konusunda ülkeye yardımcı olmuşlardır (NATO, 2020c).

2008 Nisan ayında Bükreş’te düzenlenen NATO Zirvesi’nde üye ülkeler, Makedonya’nın NATO’ya katılma davetinin Yunanistan ile yaşanan isim anlaşmazlığı yüzünden karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm üzerinde anlaşmaya varılır varılmaz uzatılacağı konusunda anlaştılar ve burada aslında Yunanistan vetosuna rağmen Makedonya’nın gerekli diğer tüm şartları yerine getirmiş olarak NATO’ya katılmaya hazır olduğu görülmektedir (Lang, 2018: 11)

Yunanistan ile imzalanan, ülkenin yasal adının Makedonya Cumhuriyeti’nden Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’ne dönüşmesinde dönüm noktası niteliğindeki Prespa Anlaşması’nın onaylanmasının ardından Atina, Üsküp’ün NATO üyeliğine muhalefetini sona erdirdi. NATO, Yunanistan ile anlaşmaya varılmasının ardından kısa bir süre sonra Makedonya’yı İttifaka katılmaya davet etti. Şubat 2019’da Brüksel’de NATO Müttefikleri yeni adı Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olan ülkeyle katılım protokolü imzaladı. Katılım protokolünün imzalanmasını bir onay süreci izledi ve bu da 29 NATO üyesi ülkenin parlamentolarının Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin İttifaka katılım protokolünü onaylaması gerektiği anlamına geliyordu. Onay sürecinin bütün ülke parlamentoları tarafından tamamlanmasının ardından Kuzey Makedonya, 27 Mart 2020 tarihinde resmen bir NATO üyesi olmuştur.

Sonuç

Bağımsızlığının ardından geçen 30 yıl incelendiğinde Kuzey Makedonya diğer Balkan ülkelerine kıyasla birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bölgedeki diğer ülkeler çoktan Avrupa-Atlantik kurumlarına entegre olmuşken, Kuzey Makedonya, Yunanistan ile yaşadığı isim sorunu sebebiyle NATO ittifakına çok sonradan dahil olmuştur.

1990’lı yıllarda Balkan yarımadası İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana belki de en ciddi çatışmalara sahne olmuştur. Ayrıca NATO için en önemli bölgelerden biri haline gelmiş, İttifakın ilk operasyonu ve ilk barışı koruma misyonu Balkanlar’da gerçekleşmiştir. Gerilim dolu 1990’lardan bu yana, bölgede dramatik değişiklikler gerçekleşmiş ve yıkıcı çatışmalardan çıkan devletlerin çoğu şimdi tam bir Avrupa-Atlantik entegrasyonuna doğru emin adımlarla ilerlemektedir. Yine de bölgedeki istikrara rağmen, Balkan yarımadası İttifak açısından stratejik öneminden hiçbir şey kaybetmemiştir.

Bölgedeki olaylar NATO’nun Soğuk Savaş sonrası gelişimini güçlü bir şekilde etkilediğinden İttifak için her zaman özel bir ilgi alanı olmuştur. Yıllar boyunca, NATO yalnızca başka bir düşmanlığın patlak vermesini önlemede değil, aynı zamanda tek tek devletlerin Avrupa-Atlantik bölgesinin tam bir parçası olmasına yardım etmede de aktif olmuştur. Çoğu durumda, bu girişimlerin başarılı olduğunu gözlemlemekteyiz. Bununla birlikte Balkanlar’da ciddi bir silahlı çatışma çıkma olasılığı şüpheli olsa da sağlanan barış kırılganlığını korumaktadır. Bölgede Rusya’nın etkisi her ne kadar eskisi gibi olmasa da İttifak’ın Balkanlar’a yönelik stratejisini yeniden gözden geçirmesi ve yeni yol haritaları bulması gerekmektedir.

Burak Tunahan Gökalp

Balkan Çalışmaları Staj Programı

KAYNAKÇA

Adanmış, Z. (2019). Soğuk Ssavaş Sonrası NATO’nun Güvenlik Yaklaşımında Yaşanan Dönüşüm. Barış Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, 6(2), 91-116.

Arı, T., & Pirinççi, F. (2011). Soğuk Savaş Sonrasında ABD’nin Balkan Politikası. Alternatif Politika, 3(1), 1-30.

Ayhan, H. (2019). Makedonya ile Yunanistan Arasındaki İsim Sorununun Çözümünde Arabuluculuğun Etkisi. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(1), 215-244.

Demircioğlu, F. (2019). Makedonya Cumhuriyeti’nde Barış ve Güvenlik Meseleleri. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 4(1), 201-246.

Derin, M. (2019). Kuzey Makedonya’da İsim Tartışmaları ve Prespa Antlaşması. Meriç Uluslararası Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, 3(8), 239-260.

Iliev, A., Nikolovska, A. I., & Petrova, E. (2020). Historical retrospective of integration in NATO and European Union of the Republic of North Macedonia. The Euro-Atlantic values in Balkan countries, (s. 39-59). Ohrid, Republic of North Macedonia.

Kjorbayram, S. (2018). Bağımsızlığından Günümüze Makedonya (1991-2014). Edirne: Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Lang, E. (2018). Promoting Security in the Western Balkans through Further NATO Enlargement. Transatlantic Students’ Conference Addressing Diplomatic, Economic, and Migration Challenges in Southeastern Europe. Florence.

Makedonya Cumhuriyeti Anayasası. (2021). https://www.wipo.int/edocs/lexdocs/laws/en/mk/mk014en.pdf adresinden alındı. Erişim tarihi: 23.02.2021

Möller, B. A. (2019). The Name Game: The Prespa Agreement and the Macedonia naming dispute on the board. UNIVERSIDADE DA BEIRA INTERIOR Ciências Sociais e Humanas.

NATO. (2019, Nisan 26). Peace support operations in Bosnia and Herzegovina: https://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_52122.htm adresinden alındı. Erişim tarihi: 23.02.2021

NATO. (2020a, Kasım 16). NATO’s role in Kosovo: https://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_48818.htm adresinden alındı. Erişim tarihi: 23.02.2021

NATO. (2020b, Mayıs 5). Enlargement: https://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_49212.htm adresinden alındı. Erişim tarihi: 23.02.2021

NATO. (2020c, Eylül 17). Relations with the Republic of North Macedonia: https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_48830.htm#:~:text=North%20Macedonia%20became%20a%20full,full%20integration%20into%20the%20Alliance. adresinden alındı. Erişim tarihi: 23.02.2021

Nimetz, M. (2020). The Macedonian “Name” Dispute: The Macedonian Question—Resolved? Nationalities Papers, 48(2), 205-214.

Sıvış, E. (2020). Soğuk Savaş Sonrasında Rusya ve Transatlantik Bağlantılar Arasında Balkan Ülkeleri: Sırbistan, Karadağ ve Makedonya ÖRNEKLERİ. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 19(74), 797-811.

The North Atlantic Treaty. (2021). https://www.nato.int/cps/en/natolive/official_texts_17120.htm adresinden alındı. Erişim tarihi: 25.02.2021

Uluslararası Adalet Divanı. (2011/37). https://www.icj-cij.org/public/files/case-related/142/16841.pdf adresinden alındı. Erişim tarihi: 25.02.2021

United Nations Resolution 817. (1993). https://undocs.org/S/RES/817(1993) adresinden alındı. Erişim tarihi: 25.02.2021

United Nations Resolution 845. (1993). https://undocs.org/S/RES/845(1993) adresinden alındı. Erişim tarihi: 25.02.2021

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı. (2021). The Issue of the Name of North Macedonia: https://www.mfa.gr/en/the-question-of-the-name-of-the-republic-of-north/ adresinden alındı. Erişim tarihi: 23.02.2021

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...