Kuzey-Güney Ayrımı

Bu makalede Kuzey-Güney ayrımı kavramı, akademik gelişimi ile beraber ele alınacaktır. Kuzey-Güney ayrımı, sosyo-ekonomik ve politik bir çerçevede ele alınabilecek bir kavramdır. Aynı zamanda Kuzey-Güney ayrımı çalışmaları, uluslararası finans ve ticaret konuları üzerinde yoğunlaşır.

 

Küresel Kuzey olarak ele alınan bölgeler Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avrupa’nın gelişmiş kısımları ile Doğu Asya olarak tanımlanabilir. Küresel Güney ise Afrika, Latin Amerika, gelişmekte olan Asya ülkeleri ile Ortadoğu’dur. Küresel Kuzey ülkelerinin Küresel Güney ülkelerine nazaran daha gelişmiş ve zengin oldukları kabul edilir. Kuzey ülkelerinde işlevsel eğitim, barınma ve yeterli beslenme olanakları %95 oranında iken, güney ülkelerde bu oran %5 ile sınırlı kalmaktadır. Kuzey ülkeleri uluslararası sermaye akışının yaklaşık olarak %80’ine hakimdir. Bilgi ve teknoloji alanında ise Kuzey ülkeler yoğun bir gelişme gösterirlerken, bu gelişmeler ekonomik başarıya ön ayak olmaktadır. Ticari açıdan; nesne üretimi yapan ülkeler, fikir üretimi yapan gelişmiş ülkelere aitmiş gibi görünmektedir. Kuzey-Güney ayrımı, Üçüncü Dünya ülkeleri üzerinde artarak devam etmektedir. Bunların yanı sıra bazı iyimser yazarlar komünizmin düşüşü ile Kuzey-Güney arası diplomaside yeni imkanların ortaya çıktığını savunur.

Kuzey-Güney ayrımı küreselleşme kavramı altında incelendiğinde; geleneksel Kuzey-Güney ayrımı yaklaşımı dışında; Bretton Woods paradigması ile Birleşmiş Milletler paradigması karşımıza çıkar. Bretton Woods paradigmasında küreselleşme entegrasyonu destekleyici bir etken iken, Birleşmiş Milletler paradigması küreselleşmeyi eşitsizliği çoğaltan bir kavram olarak ele alır. Bu çerçevede, Bretton Woods bakış açısında; Kuzey-Güney ayrımının küreselleşme ile olumlu bir sürece girdiği öne sürülür. Birleşmiş Milletler paradigması; sürdürülebilir insanlık gelişmesi ve geneller arası eşitliğin çözüm olacağını ileri sürer. Geleneksel bakış açısında ise; yoksulluğun ve Kuzey Güney ayrımının çözümünde gerekli siyasal platform yeni bir uluslararası düzendir.

Kuzey-Güney arası gelişmişlik boşluğunun hızla arttığını kabul eden kaynaklara göre ise; bu eşitsizliğin bir örneği olarak; Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arası ayrım artmaktadır. Birliğin Kuzey ve Güney ülkeleri arası ekonomik ve gelişmişlik farklılıkları göze çarpar. Borçlanma ve buna bağlı borç faiz oranları yüksek güney ülkelerindeki yoksulluk ve işsizlik artarken, sektörel ve teknolojik gelişmişlik oranları yüksek kuzey ülkelerinin ekonomileri giderek güçlenmektedir. Fakat birlik kalkınmayı bölgesel bir bütün olarak ele aldığından dolayı birlik içi alınacak ekonomik kararlar yönünde anlaşmazlıklar çıkmaktadır.

Ayça Pak

TUİÇ Stajyeri

 Kaynakça

1) Baylis, John, Steve Smith, and Patricia Owens, (eds), The Globalization of World Politics: An Introduction to International Relations, Oxford University Press, 2013

2) Therien, Jean-Philippe, “Beyond the North-South Divide: The Two Tales of World Poverty”, Third World Quarterly 20.4 (1999): 723-742

3) World Commission on the Social Dimension of Globalization, A fair globalization: Creating Opportunities for all,  International Labour Organization, 2004

      

Sosyal Medyada Paylaş

Previous article
Next article

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...