Kosova’da, 27 Eylül (2010)’de Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu’nun Anayasa Mahkemesi kararı ile istifaya zorlanmasıyla başlayan ve yılsonuna doğru gittikçe derinleşip 12 Aralık’ta erken seçimlerin yapılması ile sonuçlanan siyasi bunalım halen son bulmuş değil. Son altı aylık süre zarfında iki kez Cumhurbaşkan’sız kalan ve seçimlerin ardından uzun süre hükümetin kurulamamasıyla karar alma mekanizmaları tamamıyla duran Kosova’da tansiyon gittikçe yükselirken, sürpriz bir gelişmeyle, ülkenin önde gelen siyasi partileri bir araya geldi ve yeni cumhurbaşkanı üzerinde anlaşma sağladı. Böylece Kosova’nın ilk kadın Cumhurbaşkanı Atife Yahyaga Nisan ayı itibariyle görevine başladı.
Seçimlerle Geçen Son Altı Ay
Geçtiğimiz Eylül ayı sonunda, Kosova’da eski Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu’nun Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerine istifaya zorlanmasıyla başlayan bir dizi gelişme yaşandı. Seydiu’nun istifasını Şubat ayında erken seçime gidileceğine dair bir duyuru izledi. Takip eden 24 saat içerisinde, Seydiu’nun Kosova Demokratik Birliği (LDK) partisi hükümetten ayrıldı. Bu durum erken seçimlerin Aralık ayında yapılması sonucunu doğurdu. 12 Aralık’ta yapılan genel seçimlerden Haşim Taçi’nin partisi en yüksek oyu alarak birinci çıktı fakat uzlaşı sağlanamayınca Şubat sonlarına kadar hükümet kurulamadı. Üstelik seçimlerin hemen akabinde Avrupa Konseyi raportörü Dick Marty’nin hazırladığı raporda Taçi’nin organ kaçakçılığı ile suçlanması ülkedeki siyasi kavgayı daha da derinleştirdi.
2010 yılını bu tartışmalarla kapatan Kosova’da sular bir türlü durulmadı; yeni yılda da ülkenin en önemli gündemi ‘siyaset’ olmaya devam etti. Ocak ayı, seçimlerde tespit edilen usulsüzlük nedeniyle aralarında Mitrovitsa’nın bulunduğu birçok belediyede seçimlerin tekrarlanmasıyla geçti. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve adaylar üzerindeki tartışma devam etti. Uzun görüşmeler ve müzakereler sonucunda, 22 Şubat’ta yapılan Parlamento oylamasında Behçet Pacolli ülkenin yeni Cumhurbaşkanı seçildi ve aynı oturumda Haşim Taçi Bakanlar Kurulu listesini açıklayarak güvenoyu aldı. Böylece aylardır süren siyasi krize nokta koyuldu.
Fakat siyasetteki bahar havası çok uzun sürmedi. Bu kez, ülkenin yeni Cumhurbaşkanı Pacolli hakkında seçim esnasında parlamentoda gerekli olan üçte ikilik çoğunluğun mevcut olmamasından kaynaklanan sıkıntı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı. 28 Mart Pazartesi günü Mahkeme’nin oybirliğiyle cumhurbaşkanının seçilmesinin anayasaya aykırı olduğuna karar vermesiyle, Kosova ikinci kez cumhurbaşkansız kaldı. Konuyla ilgili oldukça ‘tecrübe kazanmış’ olan Kosovalı siyasiler, süreci öncekilere kıyasla daha hızlı işleterek takip eden 10 gün içerisinde Atife Yahyaga’yı yeni Cumhurbaşkanı olarak seçti.
Kosova’nın İlk Kadın Cumhurbaşkanı: Tuğgeneral Atife Yahyaga
36 yaşındaki Tuğgeneral Atife Yahyaga’nın 7 Nisan’da yapılan parlamento oylamasında tüm partilerin uzlaşısı ile Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi olumlu olduğu kadar bazı kesimler tarafından da şüpheyle karşılandı. Seçimlerin ardından konuşan Pacolli, “Yahyaga’nın ismini cumhurbaşkanı adayı olarak gösterildiği ana kadar hiç duymadım…” diyerek, Kosova Cumhurbaşkanı’nın ABD tarafından seçildiğini söyledi.
Kosova’da Cumhurbaşkanlığı krizinin aşılmasında şüphesiz ABD’nin Priştine Büyükelçisi Christopher Dell’in müdahalesi yadsınamaz. Zira Dell, konuyla ilgili Kosova’nın önde gelen parti liderlerini bir araya getirerek Cumhurbaşkanlığı konusunda Atife Yahyaga’nın cumhurbaşkanı adayı olmak için gerekli niteliklere sahip olduğunu söylemiş, seçimlerden sonra ise “Yahyaga’nın uzlaşı ile seçilmesi, liderlerin kendi çıkarlarını bırakarak ülke çıkarları için çalışmaya hazır olduklarını gösterdi” açıklamasında bulunmuştur.
Fakat unutulmamalıdır ki Yahyaga belli şartlar çerçevesinde ve altı aylık bir süre için bu göreve getirilmiştir. Muhalefet partilerinin Yahyaga üzerinde uzlaşması cumhurbaşkanlığının doğrudan halkoyuyla belirlenmesini öngören bir anayasa değişikliği pazarlığının sonucu mümkün olmuştur. Buna göre partiler önümüzdeki dönemde seçim sisteminde değişikliğe gidecek ve yeni bir cumhurbaşkanı seçilmesine ortam hazırlayacaktır. Ardından 2013’te genel seçime gidilecektir. Kosova’daki siyasi açmazın çözülmesi için böylesi bir formül sadece gereklilik değil aynı zamanda bir zaruret olmuştur. Zira son altı ayını seçim sandıkları başında geçiren Kosovalıların sabrı, ekonomik krizin de etkisiyle tükenmek üzeredir.
Muzaffer Vatansever
USAK AB Araştırmaları Merkezi
http://www.usakgundem.com/yazar/2078/kosova%E2%80%99da-g%C3%BCndem-siyaset.html