Kitle imha silahları, konvansiyonel silahların defalarca kullanılması sonucunda ortaya çıkabilen, oluşabilecek zararı sadece bir kez kullanılmaları sonucunda meydana getirebilen, aynı zamanda konvansiyonel silahların oluşturmadığı saldırı sonrası olumsuz etkileri de bulunan silahlar olarak tanımlanabilirler. Kitle imha silahlarını 3 gruba ayırabiliriz; Nükleer Silahlar, Biyolojik Silahlar ve Kimyasal Silahlar.
Dünya devletlerinin aynı anda, kitle imha silahlarının üç türüne de sahip olması oldukça zordur. Ancak Soğuk Savaşın bir getirisi olarak, bazı devletler bu imkana kavuşmuşlardır. Hal böyle olunca uluslararası alanda iki rakip kutup kendiliğinden belirmektedir: Kitle imha silahlarına sahip olanlar ve olmayanlar.
Nükleer silahlar ilk defa, II. Dünya Savaşı sırasında, ABD’de Manhattan Projesi adı ile bilinen bir program çerçevesinde, iki türde üretilmiştir. Bunların birincisi plütonyumlu atom bombasıdır ve ilk kez 16 Temmuz 1945 yılında Alamogordo/Amerika’da denenmiştir. İkincisi uranyumlu atom bombasıdır ve denemesi bile yapılmadan 6 Ağustos 1945 yılında Hiroşima/Japonya’ya karşı kullanılmıştır. Atılan uranyumlu atom bombası şehrin büyük bir bölümünü yerle bir ederken ilk anda yaklaşık 68 bin, kısa bir süre sonrasında da 200 bin civarında insanın ölümüne sebep olmuştur. Bu tarihten üç gün sonra yani 9 Ağustos 1945’te, denemesi yapılmış olan plütonyumlu atom bombası Nagazaki/Japonya’ya karşı kullanılmış ve Hiroşima’dakine benzer bir yıkım daha gerçekleşmiştir. Resmi olarak nükleer güç sahibi olan 5 ülke (ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere) dışında Pakistan ve Hindistan gayri resmi nükleer güç olarak kabul edilmektedir.
Biyolojik silahlar, insan metabolizmasını etkileyerek etkisini gösteren silahlardır. Üreyerek çoğalan mikroplar olan bakteri ya da virüslerin hedef bölgeye saçılmasının ardından yerel halka bulaşır ve kişiden kişiye yayılarak asıl etkisini gösterir. NATO ve ABD merkezli Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin yaptığı açıklamaya göre; şarbon, çiçek, veba, tularemi, hemorajik ateş etkenleri ve botulizm toksini en önemli ve kullanımı en olası potansiyel biyolojik silahlardır. Uzun yıllardır “Biyolojik ve Toksik Silahların Kontrolü” konusunda, bu silahların üretimini, stoklanmasını, kullanımını önleyebilmek için uluslararası platformda toplantılar sürdürülmekte, protokoller oluşturulmaktadır.
Kimyasal silahlar, insan üzerinde fiziksel psikolojik tahrip etkisi yapmak üzere kimyevi maddelerin zehirleyici özelliklerinden yararlanılarak üretilmiş olan maddelerdir. Bu maddeler, cansız olmaları nedeniyle, çoğalmaları veya insandan insana veya diğer canlılara bulaşmaları söz konusu değildir. Ancak içerdikleri kimyevi maddeler nedeniyle insan üzerinde tahrip edici etkileri vardır. Kimyasal silahların üretimini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklamak için bir silah kontrol antlaşması olan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi imzalanmıştır. Antlaşma, Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü tarafından yönetilmektedir.
Büyük güçlerin veya bu konuma aday devletler için, kitle imha silahlarına sahip olma nedenlerini incelemeden önce bu nedenlerin oluşumunda önemli roller oynayan bazı unsurları iyi kavramak gerekmektedir. Bunlardan birincisi, korku unsurudur. Bundan
kasıt, devletlerin, kitle imha silahlarına ya da gerçekçi bir konvansiyonel askeri üstünlüğe sahip bölgesel düşmanla karşı karşıya gelebilme ihtimalinin yüksek olması durumunda, nükleer, kimyasal ve biyolojik silah gücüne sahip olunmasının, duyulan korkuyu azaltma adına önem taşımasıdır. İkincisi kapsam unsurudur. Yakın veya uzak gelecekte, askeri üstünlüğe sahip ve potansiyel düşman olma ihtimali olan devletlerin, nükleer silahların sağlayabildiği gibi bir tahrip etkisinden korunamayacağının kabul edilmesi durumunu ifade etmektedir. Üçüncüsü zafer unsurudur. Saldırgan kültüre sahip olan devletlerin, nükleer gücü kullanarak veya kullanabileceği konusunda tehdit ederek, mutlak zafere çok hızlı şekilde ulaşma arzusunu ifade etmektedir. Dördüncüsü olağanüstü önlem alma unsurudur. Bir savaşta, tam olarak mağlup olma ihtimalinin belirmesi anında, nükleer gücü kullanarak, karşı tarafa da telafi edilemez zararlar verdirmenin amaçlanmasını ifade etmektedir.
Yaşamsal çıkarlar, toplumların kendileri ya da toplum adına liderleri belirlemekte ve bu çıkarlar söz konusu olduğunda hiçbir devlet savaşa kadar uzanan yolda yürümekten çekinmemektedir. II. Dünya Savaşı sonrası kurulan yeni güç dengesinde tüm devletler söz konusu ‘’yaşamsal çıkarlarını’’ tekrar belirleme ihtiyacı duymuşlardır. Yaşanan gelişmeler gereği bunun kaçınılmaz olduğu gerçeği herkes tarafından kabul edilen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ancak bu tanımlamaların sonucunda yeni bir soru gündemdeki yerini almıştır. ‘’Yaşamsal Çıkarlar’’ diğerlerine hangi yollarla kabul ettirileceklerdi? II. Dünya Savaşı’nda ilk kez kullanılan bir yöntem tek çözüm olarak belirmiştir ki bu da kitle imha silahlarından en güçlü olanına yani nükleer silahlara sahip olmaktır. Gözle görülebilen zararlı etkileri yanında, diplomatik pazarlıkların en önemli unsuru olmaya aday olan nükleer silahlar, uluslararası alanda adından sıkça bahsedilen, belki de bahsedilmekten korkulan bir kavram haline gelmiştir.
Devletlerin silahlanma olgusunu bir dış politika aracı olarak kullanmaları sık görülen bir durum iken, özellikle Soğuk Savaş döneminde şahit olunduğu gibi, silahsızlanma olgusu da dış politika aracı olarak kullanılabilmektedir. Örneğin, ABD tarafından bir dış politika aracı olarak kullanılan silahsızlanma ile Avrupa’ya yönelen Sovyet tehdidinin ortadan kaldırıldığını söyleyebiliriz. Savaşın sona ermesinden sonra ise silahsızlanma, yerini silahların kontrolüne bırakmıştır.
Kübra Sezgin
TUİÇ Stajyeri
Kaynakça
1) Özgür, Salih, ‘’Soğuk Savaş ve Sonrası Dönemde Kitle İmha Silahları ve Silahsızlanma Çabaları ‘’, http://eprints.sdu.edu.tr/359/1/TS00520.pdf (e.t. 06.02.2014)
2) Udum, Şebnem, ’’ Ortadoğu’da Kitle İmha Silahlarından Arındırılmış Bölge (ODKİSAB) Üzerine’’,http://www.orsam.org.tr/tr/truploads/yazilar/dosyalar/2013628_sebnemudum.pdf (e.t. 06.02.2014)
3) Balancar, Ferda, ‘’Kitle İmha Silahları Raporu’’ , http://www.netpano.com/kitle-imha-silahlari-raporu/ (e.t. 06.02.2014)
4) http://www.acikders.org.tr/file.php/124/LectureNotes/kitle_imha_silahlari.pdf, (e.t. 06.02.2014 )