Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan eden beş Orta Asya ülkesinden birisi olan Kırgızistan Cumhuriyeti, bağımsızlığını kazanan diğer ülkelerle karşılaştırıldığında daha demokratik bir duruş sergilemekteydi. Ancak bağımsızlığını kazanmasından günümüze kadar olan süreçte, Askar Akayev ve sonrasında iktidara gelen Kurmanbek Bakiyev döneminde ülkedeki siyasal rejim otoriter rejime dönüştürülmüştür. Otoriter uygulamaların yanı sıra ülkedeki siyasal sosyal ve ekonomik nedenlerin yanında dış faktörlerin de devreye girmesiyle birlikte ülkede 2005 ve 2010 yıllarında halk ayaklanmaları gerçekleşmiş ve ayaklanmalar sonucunda ülkede iktidarlar el değiştirmiştir.
Siyasi istikrara kavuşamayan ve istikrarsızlık içerisinde olan Kırgızistan’da gerçekleşen ayaklanmaların nedenlerini incelediğimizde; 2005 yılında gerçekleşen “Lale Devrimi”, Askar Akayev döneminde uygulanan baskıcı politikalar ve seçimlere hile karıştırılmasının yanı sıra, ülkedeki işsizlik rakamlarının çok yüksek olması, refah düzeyinin düşük olması ve dış borcun fazla olması gibi faktörler sonucunda gerçekleşmiştir. İç faktörlerin yanı sıra ülkedeki sivil toplum kuruluşları(NGO) ve başta ABD olmak üzere dış faktörler de devrim sürecinde etkili olmuştur 2010 yılında gerçekleşen halk ayaklanması ise 2005 Devrimi sonrası süreçte Kurmanbek Bakiyev’in uygulamalarının otoriterleşmesi, 2005 Devrimi öncesi sorunlara çözüm üretilememesi ve ABD ile Rusya gibi ülkelerin bölgedeki çıkarları doğrultusunda gerçekleşmiştir.
Bu bağlamda, Kırgızistan’da gerçekleşen halk ayaklanmalarının nedenlerinin aydınlatılması amacıyla öncelikle Kırgızistan Cumhuriyeti’nin coğrafyası, nüfus yapısı gibi genel özelliklerinden ve tarihçesinden genel olarak bahsedilerek, devamında ise bağımsızlık sürecinden itibaren Asker Akayev dönemi, Lale Devrimi ve Lale Devrimi sonrasındaki süreçte Kırgızistan – ABD ilişkileri incelenecektir.
Sonuç olarak ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların yaşam kalitesi ve refah seviyesi üzerindeki etkisine değinilerek, genel olarak da Kırgızistan Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu sıkıntıların iç etkenlere mi yoksa dış etkenlere mi bağlı olduğu sonucuna varılacaktır.
Kırgızistan’ın Genel Özellikleri
Kırgızların yaşadığı yer anlamına kullanılan Kırgızistan[1], 199.951 km2lik yüzölçümüyle, Türkiye’nin Ege, Akdeniz bölgeleri ve Trakya toprakları toplamında bir ülkedir.[2] Kırgızistan topraklarının yarıdan fazlasını Tanrı Dağları oluşturmaktadır. Bu nedenle Kırgızistan yüksek dağlar ve onların arasındaki vadilerden oluşan bir ülkedir. Ülkede yüksekliği 4.000 metreden fazla 19 dağ, uzunluğu 50 kilometreden fazla 22 vadi vardır.[3] Ülkede yüksekliğin az olduğu bölgeler ise Fergana, Çuy ve Talas vadilerinin oluşturduğu kısımlardır. Orta Asya’nın doğusunda yer alan Kırgızistan, Kazakistan, Çin, Özbekistan ve Tacikistan ile komşudur. 1099 kilometre olan en uzun kara sınırı Özbekistan sınırıdır. Kırgızistan’ın Tacikistan ve Özbekistan ile sınır anlaşmazlıkları mevcuttur. Önemli kentleri Bişkek, Çuy, Oş ve Talas’tır. Kırgızistan’da cıva, kalay, tungsten, uranyum oksit ve altın madenleri bulunmaktadır fakat büyük ölçekte bir ekonomik girdi sağlayan tek maden altındır.
2009 yılı nüfus sayımı verilerine göre Kırgızistan nüfusu 5.362 milyondur. Nüfusun etnik gruplara göre dağılımı şu % 65 Kırgızlar, %14 Özbekler, %13 Ruslar, %1 Dunganlar, %1 Tatarlar, %1 Uygurlar ve %1 Ukraynalılar ve Ahıskalılar şeklindedir.[4] Etnik yapısı karmaşık görülmesine karşın Kırgızistan, kendi var olan etnik yapısını Sovyetler Birliği dönemi boyunca Sovyet kültürü altında birleştirmiş ve komünist sistem altında Sovyet kimliğiyle Kırgızistan olarak var olmuştur.[5] 1990’lı yıllarda ülkeye Tacikistan’dan göçler olmuştur ve 2000’li yıllarda yaklaşık 15.000 Rus ülkeyi terk etmiştir. Özbek azınlığın yoğun olduğu bölgeler ülkenin güneyindeki Oş kenti civarlarıdır. Rus azınlık ise Bişkek ve Çuy bölgesinde yoğunluktadır. Sovyet sonrası dönemde Kırgız Hükümeti ulusal dil olarak Kırgızca’yı teşvik etmiştir ancak buna rağmen Rusça ülkenin ikinci resmi dili olarak kabul edilmiştir. İkinci resmi dilin Rusça kabul edilmesindeki en büyük etken şüphesiz ki Kırgız tarihçilerin araştırmaları[6] ve sosyolojik yapının da incelenmesi sonucunda ülkede Türk kimliğinden ötede Rus kimliğinin var oluşunun ve kalıntılarının kabul edilmesidir.
Dini inanç bakımından Kırgızistan bir nevi etnik kimliğinin vermiş olduğu çok kültürlülüğün kalıntılarını taşımaktadır. Genel olarak bakıldığında Kırgızistan’ın % 80 i Müslüman %16’sı ise Hıristiyan’dır. Genel olarak inanışın iki dini inanca yönelik olmasının yanında da ülkede farklı mezheplere duyulan inançlar vardır. Mezhep inancı açısından bakıldığında ülkedeki Müslüman nüfusun tamamına yakını Sünni mezhebine inanmakta ve ülkede yaşayan Hıristiyan nüfusun büyük bir kısmı da Ortodoks mezhebine inanmaktadır.
Ülke ekonomisi yoğun bir şekilde Rusya ekonomisine bağımlıdır. Sovyetler Birliği’nin halefi olan Rusya Federasyonu bölgeyle olan bağını koparmamış ve halen daha bölgede lokomotif güç olarak yerini korumaktadır. Sovyetler Birliği’nin düzeninin halen daha suni olarak da olsa var olduğu bölgede bağlantılar –alışkanlıklar- hemen değişmemiştir. Başka bir deyişle Rusya Federasyonu bölgede dağılan Sovyetler Birliği sistemi ülkeleri için halen önemli olmaya devam etmektedir. Sovyetler Birliği döneminde tüm birlik ülkelerine kalkınmalarını sağlamaları nedeniyle gönderilen Sovyet girdilerinin, 1991 yılı sonrasında-birliğin dağılması nedeniyle- Kırgız ekonomisinden çıkması Kırgızistan’ı, ülke ekonomisi yeniden yapılandırılmaya yöneltmiştir. Ekonominin yeniden yapılandırılması yönünde önlemlerin alınması yaşanabilecek karışıklıkların önüne geçilmesinin yanında askeri güvenlik[7] için de gerekli olması nedeniyle Kırgızistan biraz daha aceleci davranmıştır. Bağımsızlıkla beraber başlayan ekonomik dönüşüm sureci kabaca incelenirse, 1991-1995 ve 1996-2002 dönemleri olarak iki ayrımdan söz edilebilir. 1991-1995 dönemi merkezi sisteminin yıkıldığı, 1996-2002 dönemi ise piyasa ekonomisinin yerleştirilmesi ve işlerlik kazanmaya başladığı dönemlerdir.[8] Bu kaba ayrıma rağmen, hem ilk dönemde piyasa reformları da yapılmış, hem ikinci dönemde merkezi sistemin etkileri tam olarak giderilemediği görülmüştür.
Bağımsızlığını yeni kazanan ülkelerin genelinde olduğu gibi Kırgızistan’ın sanayisi gelişmiş durumda değildir. Ülke ekonomisinde yoğunluk tarım ve hizmet sektörlerindedir. 2008 verilerine göre ülkenin gayri safi yurt içi hâsılası 2,8 milyar dolardır ve bu rakamın %46,9’unu hizmet sektörü, %33’ünü tarım sektörü, %20,1 ini ise sanayi sektörü oluşturmaktadır. 1990’ların başında ülke ekonomisinin en büyük problemlerinin başında enflasyon gelmektedir. Ekonomi politikalarının uygulanmaya başlandığı süreçte Kırgızistan hiper enflasyonla karşı karşıya kalmış ve bu süreçte %700 oranında olan enflasyona devlet müdahalesi gerçekleşmiştir. Müdahale sonrasında 2005 yılında enflasyon oranı %5,2 olarak tespit edilmiştir. Yaşanan enflasyon problemi ülkenin daha bağımsız ekonomi politikalarına tam hazır olmadığının bir göstergesi olmuştur. Kırgız halkı ekonominin sıkıntılı ilerleyişinden çok fazla zararlı çıkmışlar ve yaşam tarzlarında dengesizliklerle karşılaşmışlardır. Yaşanan dengesizlikler göçleri fazlalaştırmış ve yaşayanlar daha verimli olarak yaşayabilecekleri yerlere göç etmişlerdir.
Kırgızistan Cumhuriyeti’nde yaşanan nüfus hareketliliği Kırgızistan Milli İstatistik Komitesi’nin rakamlarını gösteren tablo da ayrıntılı olarak görülmektedir.[9]
1990’lı yılların başlarında Kırgız Hükümeti ticaretin serbestleşmesine yönelik politikalar uygulamıştır ve bu durumun sonucu olarak Kırgızistan 1998 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olan ilk Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi devlet olmuştur. 2005 verilerine göre Kırgızistan’ın ihracat hacminin en yüksek olduğu ülkeler İsviçre, Çin, Rusya, Türkiye ve Kazakistan’dır. İthalat hacminin en yüksek olduğu ülkeler ise Rusya, Çin ve Kazakistan’dır. Ülke ekonomisinin bir diğer büyük problemi işsizliktir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2004 verilerine göre ülkedeki işsizlik oranı %8-9 civarındadır. Uluslararası Para Fonu (IMF) ise bu oranın % 20lerde olduğunu belirtmektedir.
Ülke 1990lı yıllarda Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını kazanan beş Orta Asya ülkesi arasında en az otoriter olan ülke olarak tanımlanmaktaydı. Ancak 1990lı yılların sonlarında üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilen Askar Akayev ‘in uygulamaları demokratik kurumları bypass etmeye yönelik şekilde gerçekleşmiştir. Yapılan anayasal değişimler sonucunda ülkede güç Cumhurbaşkanlığı makamında toplanmıştır. Parlamentonun yetkileri engellenmiştir ve yargı parlamentonun etkisi altına sokulmuştur. Lale Devrimi sürecinde Akayev’in politikalarını sert bir biçimde eleştiren Kurmanbek Bakiyev 2006 yılında Cumhurbaşkanlığı makamına geldiğinde söylemlerinin aksine Cumhurbaşkanlığı yetkilerini arttırmıştır. Ülkenin yürütme organı cumhurbaşkanı, başbakan, 13 üyeli bakanlar kurulu(kabine), başsavcı, ülkedeki altı ulusal ajansın başkanları ve komisyon ve komitelerden oluşmaktadır. Cumhurbaşkanı beş seneliğine seçilmektedir ve en fazla iki kez seçilebilmektedir. Ülkenin yasama organı 90 üyeli Kırgız Cumhuriyeti Büyük Meclisi’dir ve üyeler aynı şekilde 5 yıllığına seçilmektedir. Ülkenin yargı organını ise Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi oluşturmaktadır. Yargıtay ülke içerisinde gerçekleşen hukuki olaylarda en üst mahkemedir. Anayasa Mahkemesi ise anayasal değişiklikler ve seçimler konusunda yetkili mahkemedir. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi üyeleri 10 yıllığına seçilmektedir.
Ülke başkent ve 7 bölgeden (ilden) oluşmaktadır ve başkent Bişkek’tir. Her ilin idari amiri Cumhurbaşkanı tarafından atanan valilerdir. İlçelerin yöneticileri ise Hükümet tarafından atanmaktadır. Kırgızistan Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu, Şangay İşbirliği Örgütü, Bağımsız Devletler Topluluğu, Asya Kalkınma Bankası, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlara üyedir.
Modern Kırgız Cumhuriyeti, Asya’nın kuzeyine göç eden ve buradaki halkla karışan göçebe topluluklardan oluşmaktadır. Tarihteki ilk Kırgız Devleti olan Kırgız Hanlığı 6. yüzyıl ile 13. yüzyıl arasında günümüz Güney Sibirya’dan Doğu Kazakistan’a kadar olan bölgede hüküm sürmüştür. Çin, Tibet ve Perslerle ticari ilişkiler geliştiren Kırgız Hanlığının toprakları 11. yüzyıldan itibaren küçülmeye başlamıştır ve bu süreç sonucunda Kırgızlar Altay ve Sayan dağları etrafındaki bölgede hüküm sürmeye devam etmişlerdir. 9 ve 12. yüzyıllar arasında Kırgızlar İslamiyet’e geçmişlerdir. 13. yüzyılda ise Moğol istilasına uğramışlardır ve 1510 yılına kadar Moğol egemenliği altında yaşamışlardır. Moğolların güç kaybetmesiyle Kırgızlar 1700 yılında Hokand Devletinin egemenliği altına girmiştir. 1876 yılında Hokand Devleti’nin Rusya egemenliği altına girmesiyle birlikte Kırgızlar da Çarlık Rusya’nın egemenliği altına girmiştir. Bolşevik Devrimi sonrası 1926 yılında Kırgızistan, Kırgız Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve 1936 yılında Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adını almıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde 1986 yılında Gorbaçov’un başa gelmesinin ardından 31 Kırgızistan Cumhuriyeti 31 Ağustos 1991 tarihinde Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir.[10]
Bağımsızlık Sonrası Kırgızistan
31 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını kazanan Kırgızistan, bölge ülkeleri arasında en küçük ülke olmasının yanı sıra Kazakistan ve Türkmenistan gibi zengin yeraltı kaynaklarına sahip değildir. Doğalgaz ve petrol gibi kaynaklara sahip olmayan Kırgızistan ekonomisi Sovyetler Birliği sonrası süreçte çökme noktasına gelmiştir. Ekonominin kötü gidişatı ülkenin sosyal yapısına etki ederek ülkede mafya benzeri yapılanmaların ortaya çıkması ile rüşvet ve yolsuzluk gibi etkiler doğurmuştur. Bunun yanı sıra ülkedeki kuzey-güney ayrımı ve Özbek nüfusu ülkedeki istikrarsızlığın temel etkenleridir. Amerika ve Rusya’nın bölge politikaları da Kırgızistan’ı etkilemiştir. Bu koşulların oluşturduğu ortamda bağımsızlık sonrası süreçte Kırgızistan’ın ilk cumhurbaşkanı Askar Akayev olmuştur ve 2005 yılında gerçekleşen “Lale Devrimi’ne” kadar bu görevi sürdürmüştür.
Askar Akayev Dönemi (1990-2005)
1990 yılının Haziran ayında gerçekleşen Kırgız- Özbek etnik çatışmasının ardından Kırgız Komünist Partisi Birinci Sekreteri Masaliyev’in istifa etmesi sonucu Askar Akayev Kırgız Devlet Başkanlığı’na atanmıştır.[11] Göreve geldiği ilk yıllarda Akayev reformcu kişiliği, nispeten daha temiz siyasi kariyeri ve serbest ekonomiye geçiş ile daha fazla demokrasiye yönelik beyanları ile Kırgız halkı ve Orta Asya liderleri arasında öne çıkmıştır. Akayev, SSCB dağıldıktan sonra bağımsızlığını ilan eden Orta Asya Cumhuriyetlerinde Politbüro’dan gelmeyen tek liderdir.[12]
Ancak ilerleyen süreçte Akayev kendi gücünü artırırken parlamentonun gücünü azaltmaya yönelik girişimlerde bulunmuştur.[13] Bu girişimlerin yanı sıra ülkede Sovyetler Birliği sonrası dönemde ekonominin düzelmemesi, etnik çatışma riski ve işsizlik gibi sosyal nedenler Akayev karşıtı bloğun güçlenmesinde etkili olmuştur. Akayev’in iktidar sürecinde Kırgız halkında genel bir memnuniyetsizlik oluşmuştur. Bu algının oluşmasını sağlayan temel etkenler, ülkenin kronik sorunları ve Akayev iktidarında yaşanan gelişmelerdir. 1990’lardan 2000li yıllara gelindiğinde Akayev iktidarı bireysel özgürlükler ve temel haklara yönelik ihlaller gerçekleştirmiştir ve ülkedeki muhalefeti ve basını sansür uygulamaları ile bastırmaya çalışmıştır. Ülkedeki baskıcı rejimin ve otoriter uygulamaların yanında Akayev iktidarının Kırgız halkının desteğini kaybetmesine yol açan önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmeler başlıca şunlardır.[14] 1999-2000 yıllarında Batıken eyaletinde Özbekistan İslam Hareketine karşı yürütülen operasyonlarda Kırgız askeri birlikleri başarısız olmuştur ve daha da büyüyen olayları bastırmak için Kırgız Hükümeti, Rusya ve Özbekistan’dan yardım istemiştir.[15] 2000 yılında gerçekleştirilen seçimlerinde muhalefetin önde gelen isimlerinden ve Akayev’in Milli Güvenlik Bakanı olan Feliks Kulov yargı mekanizmaları kullanılarak hapse attırılmıştır ve sonraki süreçte Kırgızca dil şartı sebep gösterilerek cumhurbaşkanlığı adaylığı engellenmiştir[16]. 2002 yılının Mart ayında muhalif Beknazarov’u desteklemeye yönelik gösteriye katılmak isteyenlere Kırgız askerleri tarafından ateş açılmıştır ve yaşanan olaylar sonucunda 6 kişi yaşamını yitirmiştir.[17] Akayev iktidarı boyunca, Akayev ailesinin fertleri hızla zenginleşmiştir ve bu durum Kırgız kamuoyunda tepkilere yol açmıştır. Tepkilerin büyümesine yol açan diğer unsurlar ise, Akayev’in kendi başkanlık dönemi sonrasına yönelik olarak oğlu ve kızını 2005 seçimlerinde parlamentoya sokması, 2005 seçimlerine hile karıştırılması ve muhalefeti sindirmeye yönelik politikaların uygulamasıdır.[18] Kırgız kamuoyunda Akayev’e yönelik rahatsızlığın had safhaya ulaştığı 2005 yılında gerçekleştirilen seçimlerde daha önce Akayev’in başbakanlığını yürüten ancak sonra muhalefet kanadına geçen Kurmanbek Bakiyev taraftarlarının ilk tur seçim sonuçlarına itiraz amacıyla Celalabad Hükümet Konağı’nı işgal etmesiyle başlayan süreç Kırgızistan’da 2005 yılında yaşanan olayların fitilini ateşlemiştir. İkinci tur seçim sonuçlarının ilk tur ile benzerlik göstermesi sonucunda olaylar ülke geneline yayılmıştır.[19]
Ülke genelinde gerçekleşen muhalif ayaklanmalara karşı Kırgızistan Silahlı Kuvvetleri müdahalede bulunmamıştır. Ayaklanmanın sonucu olarak 25 Mart 2005 tarihinde Akayev Hükümeti devrilmiştir ve Kırgız muhalefeti iktidarı ele geçirmiştir. Kırgızistan’da yaşanan yönetim değişimi literatürde “Lale Devrimi” olarak geçmektedir.
Lale Devrimi
Kırgızistan’da 2005 yılında gerçekleşen Lale Devrimi sırasında siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve medya şüphesiz büyük bir rol oynamıştır[20]. Lale Devrimi’nin birçok sebebi bulunmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz Akayev döneminde yaşanan gelişmeler devrimin siyasi sebepleridir. Siyasi sebeplerin yanı sıra ekonomik ve sosyal nedenler bulunmaktadır. İç nedenlerin yanı sıra başta ABD güdümündeki sivil toplum kuruluşları olmak üzere çeşitli dış nedenler de devrimin gerçekleşmesine sebep olmuştur. Devrimin nedenlerine geçmeden önce şunu belirtmekte fayda olacağını düşünmekteyim. Kırgızistan’da iktidarın el değiştirmesi ya da literatürdeki karşılığı ile “Lale Devrimi” uluslararası kamuoyunda çoğunlukla ABD ekseninde gerçekleştirilen bir sivil devrim olarak görülmektedir. ABD ve diğer dış etkenlerin devrim sürecinde rolleri bulunmaktadır ancak Kırgızistan’da yaşanan karışıklık için “Rosetta taşı[21]” yani asıl etken Kırgızistan’ın iç dinamikleridir.
Lale Devriminin Nedenleri
İç Etkenler
Lale Devrimi’ne giden süreçte iç etkenlerden kaynaklanan nedenleri temelde üçe ayırabiliriz. Bunlardan ilki Akayev döneminde yaşanan gelişmelerdir. Diğer iç etkenler ise ekonomik nedenler ve sosyal nedenlerdir. Siyasi nedenlerden Askar Akayev Dönemi’nde adlı bölümde bahsedilmiştir. Bu bölümde ise ekonomik ve sosyal nedenlerden bahsedilecektir.
Ekonomik Nedenler
Kırgızistan, SSCB’den ayrıldıktan sonra liberal ekonomiyi benimsemiştir ancak liberal ekonomi, ekonomik sistemde başarıyı getirememiştir. Diğer taraftan ekonomik anlamda Rusya’ya olan bağımlılığı devam etmiştir. Kırgızistan’ın bölge ülkelerine göre en büyük dezavantajı petrol doğalgaz gibi enerji kaynaklarına sahip olmamasıdır[22]. Diğer Sovyet Rusya’da ayrılmış olan Orta Asya ülkelerinin aksine doğal kaynak açısından yoksundur. Yabancı yatırımcılar ve jeopolitik açıdan da önemin temel noktası olan enerji kaynaklarının varlığı ülke sanayisine katkıda bulunması açısından önemli olmaktadır. Yaşanan enerji kaynağı sıkıntısından dolayı ülke yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi olmamıştır.
Tablo2.’den de anlaşılacağı üzere 2005 ayaklanması öncesi az seviyede olan dış yatırımlar, 2005 sonrası giderek artmıştır.
Enerji kaynaklarından yoksun olan Kırgızistan, sanayi sektöründe de çok başarılı olamamıştır. Bağımsızlık döneminden 2005 ayaklanmasına kadar olan süreçte hizmet sektörü ile tarım sektörü Kırgızistan ekonomisinin büyük bir kısmını oluşturmuştur. Ancak Kırgızistan coğrafyasının tarıma çok elverişli bir coğrafya olduğu söylenemez.
Kırgızistan’ın dış ticaret açığı diğer bir ekonomik faktördür. Bağımsızlığından 2005 ayaklanmasına kadar olan süreçte Kırgızistan sürekli olarak dış ticaret açığı vermiştir. Bu durum Tablo.2 de görüldüğü üzere Kırgızistan ekonomisinin sürekli kırılgan bir yapıya sahip olmasına sebep olmuştur.
Ülkede yeterli sanayinin oluşamaması ve dış ticaret açığının yanı sıra Kırgız ekonomisi yoğun bir biçimde Rusya’ya bağımlıdır. Bu bağımlılığın yanı sıra Kırgızistan Hükümeti yeterli istihdam şartlarını oluşturamamıştır. Bu ekonomik koşulların doğal bir sonucu olarak Kırgızistan’da işsizlik %43[23] gibi üst seviyelere ulaşmıştır.
Ülkedeki yoğun işsizlik ve dış ticaret açığı kayıt dışı ekonominin oluşmasına yol açmıştır ve Akayev yönetimi kayıt dışı ekonomi ile mücadele de başarısız olmuştur.[24] Kalkınma konusunda başarısız olan ve ekonomik alanda sıkıntı çeken Kırgızistan’da su, gaz ve gıda gibi temel yaşam ürünlerine yapılan zamlar protestoların fitilini ateşlemiştir ve çatışmalara yol açmıştır.
Özetle, Lale Devrimi’nin ekonomik nedenleri; serbest piyasaya geçiş sonrası ekonomik başarısızlık ve buna bağlı olarak yükselen işsizlik seviyeleridir. Diğer taraftan ülkenin kuzeyi tarıma elverişli arazilerden oluşmaktayken güneyi dağlık araziden oluşmaktadır ve bu bölgede sanayi bulunmamaktadır. İsyanların ilk çıkış noktalarının güney kentleri olan Celalabad ve Oş’ta patlak vermesi bu anlamda önem arz etmektedir.[25]
Sosyal Nedenler
Lale Devrimi’ne giden süreçte Kırgızistan’da yaşanan sosyal bozukluklar önem arz etmektedir. Sosyal nedenlerin başında rüşvet ve yolsuzluk, kuzey – güney ayrımı ve (Özbek) azınlık problemleri gelmektedir.
Akayev döneminde Kırgız siyaseti klan[26] sistemine dayanmaktadır[27]. Akayev ailesi politik hayatta güçlenmesinin yanı sıra giderek zenginleşirken ülke giderek fakirleşmiştir. Bu durumun doğal sonucu olarak başta kamu ve ticaret sektörleri olmak üzere ülkede rüşvet ve yolsuzluk yaygınlaşmıştır. Bu sürecin Kırgız sosyal hayatına şüphesiz en büyük etkisi Kırgız ekonomisinin liberal ekonomiye geçiş sürecinde yapılan özelleştirmeler sonucunda bir anda zenginleşen yeni Kırgız ekonomik eliti ve oluşan mafya benzeri oluşumların ortaya çıkmasıdır.[28] Akayev Ailesi ve Kırgız oligarşisi giderek zenginleşirken halkın refah seviyesi düşmüştür. Bu durum Kırgız halkının sosyal yapısının bozulmasına yol açmıştır ve ağır yaşam koşulları altında ezilen Kırgız halkını muhalefet saflarına çekmiştir.
Devrime giden süreçte diğer bir sosyal neden ise ülkede gerçekleşen kuzey – güney ayrımıdır. Ülkenin coğrafi koşulları sonucunda kuzey bölümü verimli topraklar ve sanayiye sahipken güney için bu durumun tam tersi söz konusudur. Siyasi alanda daha çok söz sahibi olan kuzey, ekonomik anlamda da daha iyi koşullara sahiptir. Ülkedeki kuzey güney ayrımının oluşmasında tarihsel faktörlerin yanı sıra Akayev döneminde siyasal ve ekonomik alanda Kuzey’in öncelikli olması da etkilidir. Sosyal açıdan bakıldığında ise ülkenin kuzey kısmını, İslam’ın etkisi az olan genellikle Rusların yaşadığı bölge oluşturmaktadır. Güney kısmını ise genellikle Özbek ve Uygur nüfusunun yoğun olduğu bölge oluşturmaktadır.[29]
Ülkenin güney bölgesinde yaşayan Özbek azınlık ile Kırgız Hükümeti arasında zaman zaman tansiyon artmaktadır ve bölgede bir etnik çatışma riski ortaya çıkmaktadır. Siyasi çıkarlar ve kültürel özelliklerin sonucu olarak 1990 yılında Oş-Özgen bölgesinde ayaklanmalar meydana gelmiştir[30]. Oş-Özgen olayları Kırgız-Özbek ilişkilerini zedelemiştir.[31] 2005 Devrimi sürecinde gerçekleşen ayaklanmaların genelinde güneyden gelen Özbekler (Güneyli klanlar) rol oynamıştır. Diğer taraftan Kırgızistan – Özbekistan sınırının oluştuğu bölge uyuşturucu kaçakçılığı ve radikal terörün beslendiği noktalardan birisi olması açısından önem arz etmektedir.
Dış Etkenler
Lale Devrimi’ne giden süreçte iç etkenlerin yanı sıra dış etkenlerde önem arz etmektedir. Dış etkenler temelde bölgede yaşanan renkli devrimlerin etkisi, Kırgızistan’daki sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri ve ABD’ni muhalefete destek vermesidir.
Kırgızistan’da gerçekleşen devrim öncesinde Gürcistan’da Gül Devrimi Ukrayna’da ise “Turuncu Devrim”[32] gerçekleşmiştir. İki devrimin benzerliği sivil devrimler olması ve sivil toplum kuruluşlarının devrim sürecinde etkili olmalarıdır. 2005 seçimleri öncesinde Kırgız muhalefeti ülkede Gürcistan ve Ukrayna’da olduğu gibi devrim şartlarının oluştuğunu ileri sürmüştür. Buna karşılık Akayev ise olası bir devrim ihracına yönelik önlem olarak baskıcı tutumunu sertleştirerek bu girişimlerin öncüsü olarak ülkedeki sivil toplum örgütlerini işaret etmiştir[33]. Kırgızistan’da yaşanan ayaklanmalar yöntem bakımından Gürcistan ve Ukrayna’da gerçekleşen devrimlere benzemektedir ancak aradaki en büyük fark Kırgız muhalefetinin Ukrayna ve Gürcistan’da olduğu gibi tek bir lider etrafında toplanmamış olmasıdır.[34] Bu bağlamda Ukrayna ve Gürcistan’da yaşanan devrimler Kırgız muhalefetini cesaretlendirmiş diyebiliriz.
Lale Devrimi’nin dış etkenlerinden birisi olarak kabul edilen sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine yönelik iddialar incelendiğinde uluslararası kamuoyunda akla gelen ilk isim George Soros[35]’tur.
“Dünyanın önemli finans yöneticilerinden biri olan ABD’li Soros’un eski Sovyet bölgesinde demokratikleşmenin gerekliliğini savunan açıklamalarından öte, küreselleşme ve açık toplumun yayılmasına katkıda bulunacak ATE ve Soros Vakfı gibi kurumlar oluşturarak, dünyanın her tarafında ABD çıkarlarına hizmet edecek çalışmalarda bulunması, sivil devrimlerin başlamasıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.”[36]
Soros’un desteklediği iddia edilen sivil toplum kuruluşları devrim sürecinde etkili olmuşlardır. Bu durumun sebebi kitleleri mobilize edebilmeleri ve herhangi politik bir oluşumdan bağımsız oldukları için manevra alanlarının geniş olmasıdır.[37] Sırbistan’daki Otpor (Direniş) , Gürcistan’daki Kmara (Yeter), Ukrayna’daki Pora (Zamanı) öğrenci örgütlerinin benzeri oluşumlar dış destekle Kırgızistan’da faaliyet göstermişlerdir[38] Bu öğrenci örgütlerinden ikisi devrim sürecinde gerçekleştirdiği faaliyetlerle öne çıkmıştır. Bunlar ; “Birge” ve “Kel-Kel”[39] dir.
Lale Devrimi sürecinde ABD Kırgız muhalefetine açıktan destek vermiştir. ABD’nin Kırgız muhalefetini ve sivil toplum kuruluşları desteklemesinin ardındaki temel nedenler şöyledir;
“Kırgızistan Hazar bölgesi ülkeleri gibi zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip değildir. Ancak, günümüzde en az bu zenginlikler kadar önemli olan stratejik konuma sahiptir. Özellikle ABD için gelecek on yıllarda Çin, esas mücadele etmesi gereken ülke konumundadır. ABD bu ülkeyi Pasifik bölgesinden yeteri kadar kontrol altına almışken Rusya ve Orta Asya tarafından yeterli kontrol sağlayamamıştır. İşte Kırgızistan bu noktada ABD’nin “ileri karakol” konumuna oldukça uygun bir ülkedir.[40]”
“Diğer taraftan ABD, “demokrasi projesi” (Democracy Project) çerçevesinde eski Sovyet kuşağı ülkelerinde ve Büyük Ortadoğu coğrafyasında yer alan ülkelerde büyük bir dönüşüm projesi hayata geçirmek istemektedir[41].”
Bu nedenlerin yanı sıra Kırgızistan’da ABD ve Rusya’nın askeri üssü bulunmaktadır. Bölgede gerçekleşen ABD-Rusya rekabeti ve enerji arzı güvenliği açısından bu üsler hayati önem taşımaktadır. Ayrıca terörizmle mücadele kapsamında Afganistan operasyonları açısından Kırgızistan’daki üs kritik bir konumdadır. Bu bağlamda ABD, ülkedeki ve bölgedeki etkisini arttırmak ve çıkarlarını korumak maksadıyla muhalefete destek vermiştir.
Lale Devrimi Sonrasında Kırgızistan-ABD İlişkileri (2005-2012)
Lale Devrimi sürecinde uluslararası kamuoyunda sürekli dile getirilen konuların başında devrimin ABD desteğiyle gerçekleştirildiği iddiaları gelmektedir. Evet, ABD, bölgedeki çıkarları açısından özellikle sivil toplum kuruluşları vasıtası ile Kırgızistan’daki devrim sürecinde önemli bir aktör konumunda olmuştur. Ancak devrimi salt ABD desteği ile açıklamak yetersiz kalacaktır. Bu bağlamda devrim sürecinde ABD desteğinin analizi açısından Lale Devrimi sonrası Kırgızistan – ABD ilişkilerini incelemek faydalı olacaktır.
Bölgede daha etkin bir rol üstlenmek isteyen ABD’nin verdiği destek ile Ukrayna ve Gürcistan’da gerçekleşen sivil devrimler sonucunda iktidara Gürcistan’da Mihail Saakaşvili[42] Ukrayna da ise Viktor Yuşçenko[43] geçmiştir. Bu liderlerin izledikleri politikalar ABD çıkarları doğrultusunda gerçekleşmiştir. Ancak Kırgızistan’da ise, beklenenin aksine, devrim sonrası iktidara gelen Bakiyev’in uyguladığı politikalar ABD çıkarları doğrultusunda gerçekleşmemiştir. Kırgızistan Devrimi’nde, Ukrayna ve Gürcistan örneklerinde olduğu gibi muhalefetin tek bir isim altında toplandığı söylenememektedir. Bu sebepten iç faktörlerin de etkisi ile Bakiyev, iktidarını sağlamlaştırmak adına ABD’ye değil Rusya’ya yönelmiştir. Devrim sonrası süreçte Kırgızistan – ABD ilişkileri Akayev dönemine göre daha gerilimli bir hal almıştır.[44] ABD destekli olduğu iddia edilen devrim sonrası ABD’nin Kırgızistan’da olumsuz bir sonuç almasının birçok sebebi bulunmaktadır. Bunların başında iktidara gelen Bakiyev’in kişisel özellikleri gelmektedir. Bakiyev, Rusya’da eğitim almıştır ve aynı zamanda eşi de Rus’tur.[45] Ayrıca devrim sürecinde muhalif unsurlar ABD’nin yanı sıra Rusya’dan da destek görmüşlerdir. Nitekim Bakiyev iktidara geldikten sonra ilk resmi ziyaretini Moskova’ya yapmıştır.[46] Bakiyev iktidarının Rusya yönelimli dış politika izlemesinin sonucu olarak Manas kentindeki ABD üssü Kırgızistan iktidarı ve kamuoyu tarafından sorgulanmaya başlanmıştır. Kırgızistan Dışişleri Bakanı yaptığı açıklamada Rusya’nın Kırgızistan’daki askeri varlığının değişmeyeceğini ancak ABD’nin varlığının geçici olduğunu belirtmiştir.[47] Cumhurbaşkanı Bakiyev ise cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Afganistan’ın istikrar kazandığını ve ülkesindeki ABD üssüne ilerleyen süreçte gerek kalmayacağını belirtmiştir.[48] Bu gelişmelerin ardından ABD’nin Manas üssünün kirası yıllık 20 milyon dolardan 150 milyon dolara çıkartılmıştır.[49]
Diğer taraftan Bakiyev iktidarının ABD yerine beklenenin aksine Rusya’ya yönelmesinin ekonomik, sosyal ve güvenlik açısından sebepleri bulunmaktadır. Lale Devrimi’ne sebep olan ayaklanmanın tabana yayılmasında en büyük etkenlerden birisi de Kırgızistan’daki yoğun işsizlik ve refah düzeyinin düşük olmasıdır. Devrim sonrası iktidara gelen Bakiyev ekonomik koşulların düzeltilmesi bağlamında dış yatırımcıların ülkeye gelmesini önemsemekteydi. Rusya hali hazırda Kırgızistan’ın en büyük ticaret partneri olarak ülkeye çekilecek yatırımcıların başında gelmektedir. Bu sebepten Bakiyev, dış yatırım alarak ülkedeki işsizlik sorununa çözüm olması ve refahı yükseltmesi bağlamında Rusya’ya yakınlaşmıştır. Sosyal nedenler açısından bakıldığında Rusya Kırgızistan’a ABD’den daha yakın olmakla birlikte içerisinde Rus azınlık bulunduran bir ülkedir. Rusya ile geliştirilen ekonomik ve sosyal ilişkiler hem ekonomik gelişmenin sonucu olarak ülkede refahın artması ve yolsuzluk ile rüşvetin azalması hem de etnik problemlerin yaşanmaması açısından ABD’ye göre daha avantajlıdır. Diğer taraftan istikrarsızlığın yoğun olduğu bir bölgede olan Kırgızistan açısından Rusya’nın güvenlik şemsiyesi altına girmek ABD’den daha avantajlıdır. Rusya’nın bölgedeki en etkin güç olmasının yanı sıra Kırgızistan’ın komşu ülkelerinde de Rusya yanlısı iktidarların olması önem arz etmektedir. Güvenlik nedenlerinin bir diğer boyutu ise Özbek İslami Hareketi’nin güç kaybetmesi ve 11 Eylül sonrası ABD politikalarının bölgedeki yansımaları da Bakiyev iktidarını Rusya’ya yöneltmiştir.[50]
Sonuç olarak ABD destekli Lale Devrimi sonrası süreçte uluslararası kamuoyunun beklentilerinin aksine Kırgızistan (Bakiyev İktidarı) ABD’ye yakınlaşmamış aksine Akayev dönemine nazaran Rusya ile ilişkilerini geliştirmiştir.
2010 yılı renkli devrimlerin yaşandığı ülkeler açısından kritik bir yıl olmuştur. Sivil devrimlerin gerçekleştiği ülkelerden Ukrayna yoğun Rus baskılarına dayanamamıştır ve Turuncu iktidarın yönetimsel hatalarının da eklenmesi ile 2010 yılı başındaki seçimde iktidar Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç’e[51] geçmiştir. Gürcistan’da Rusya, Abhazya ve Güney Osteya’nın bağımsızlığını tanıyarak[52]Mihail Saakaşvili’nin gücünü azaltmıştır. Kırgızistan’da ise 2005 Lale Devrimi ile iktidara gelen Bakiyev yine bir halk ayaklanması ile devrilmiştir ve geçici hükümetin başına Bakiyev’in Dışişleri Bakanı Roza Otunbayeva[53] geçmiştir.
Uluslararası kamuoyu açısından 2010 yılında yaşanan gelişmeler, sivil devrimlerin “karşı devrimi” olarak nitelendirilmiştir. Kırgızistan açısından bakıldığında bu tabir, 2005 Lale Devrimi açısından kullanılan “ABD Devrimi” tabiri gibi eksik ve tam anlamıyla doğru olmayan bir tabirdir. Lale Devrimi sonrası Kırgızistan, Gürcistan ve Ukrayna gibi ABD yanlısı politikalar izlememiş aksine Rusya ile olan ilişkilerini geliştirmiştir. 2010 yılında Ukrayna ve Gürcistan’da gerçekleşen değişimler bu iki ülkeyi ABD çizgisinden alıp Rusya çizgisine kaydırmıştır. Bu nedenle bu iki ülkede gerçekleşen değişimler için “karşı devrim” tabiri kullanılabilir. Ancak 2010 yılında Kırgızistan’da yaşanan iktidar değişimi bölgedeki global güçlerin rekabeti doğrultusunda gerçekleşmemiştir. 2005 yılında gerçekleşen Lale Devrimi gibi 2010 ayaklanması da Kırgızistan’ın iç dinamiklerinin etkisiyle gerçekleşmiştir. 2005 Lale Devrimi sonrası iktidardaki Bakiyev, Lale Devrimi öncesindeki problemlerin üstesinden gelememiştir. Kırgızistan ekonomisi 2005 sonrası dönemde gözle görülür bir gelişme sağlayamamıştır. Dış ticaret açığı kapatılamamıştır ve yeni istihdam alanları geliştirilememiştir. Ekonominin durağan halinin sonucu olarak ülkedeki işsizlik, rüşvet ve yolsuzluk gibi sosyal bozukluklarda azalma görülmemiştir. Lale Devrimi’ne sebep olan sosyal nedenler konusunda da Bakiyev döneminde başarılı olunmamıştır. Rüşvet ve yolsuzluğun yanı sıra özellikle güney bölgede Kırgız – Özbek etnik çatışması devam etmiştir. 2010 yılında gerçekleşen ayaklanma sürecinde iki grup arasında çatışmalar gerçekleşmiştir. Ülkedeki fiili kuzey – güney ayrımı Güneyli Cumhurbaşkanı Bakiyev ve Kuzeyli Başbakan Kulov’a rağmen devam etmiştir. Ayrıca 2010 ayaklanmasına giden süreçte Bakiyev, Akayev’in uygulamalarından daha baskıcı politikalar yürütmüştür. Sivil toplum kuruluşlarına baskıyı arttırmıştır. Bu duruma örnek olarak ülkede faaliyet gösteren üç ABD kuruluşu hakkında soruşturma açılması verilebilir.[54] 2010 ayaklanmasına dış etken olarak verebileceğimiz tek örnek Kırgız muhalefetinin Gürcistan ve Ukrayna’da yaşanan olaylardan cesaret alması diyebiliriz.
SONUÇ
2005 yılında Kırgızistan’da gerçekleşen Lale Devrimi uluslararası kamuoyunda ABD’nin gerçekleştirdiği bir devrim olarak lanse edilmiştir. ABD’nin ve güdümündeki sivil toplum kuruluşlarının devrim sürecinde rolleri olmuştur. Ancak Kırgızistan’da yaşanan devrimi salt ABD desteğiyle açıklamak yetersiz bir yaklaşımdır. Devrimin asıl sebebi ekonomik ve sosyolojik bozukluklar yaşayan Kırgızistan’ın iç dinamikleridir. Akayev’in baskıcı tutumu, ülkedeki rüşvet ve yolsuzluğun yanı sıra ülkedeki fiili kuzey-güney ayrımı ve klan temelli politikalar devrimin başlıca sebepleridir. Ekonomik koşulların zorluğu ise Kırgız halkını sokağa döken bir başka başlıca sebeptir.
Lale Devrimi sonrası Kırgızistan dış politikasının beklenenin aksine Rusya güdümüne girmesi, Kırgızistan’da yaşanan olayların salt ABD’nin gerçekleştirdiği çalışmalar sonucu olduğuna yönelik tezleri çürütmüştür. Şayet 2005 yılında Kırgızistan’da yaşanan olaylar salt ABD’nin çıkarları doğrultusunda kurguladığı oyunun bir parçası olsaydı Kırgızistan’ın günümüzde hala “ABD yanlısı bir Bakiyev Hükümeti” tarafından yönetilmesi gerekmekteydi. 2010 yılında ülkede yaşanan ve Bakiyev’i iktidardan düşüren ayaklanma uluslararası kamuoyuna ülkede yaşanan olayların iç dinamiklerden kaynaklandığını ve dış güçlerin –ABD veya Rusya – etki alanının iç dinamikler çerçevesinde olduğunu göstermiştir.
Ahmet ATEŞ
Adnan Menderes Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans
KAYNAKÇA
Kitap Kaynakları
*DEMİRTEPE Mustafa Turgut (Der.), Orta Asya ve Kafkasya’da Güç Politikası içinde “Bakiyev Dönemi Kırgızistan Dış Politikası”, USAK, Ankara, 2008.
*OGAN Sinan, “Turuncu Devrimler”, Birharf Yayınları,2006.
*YAPICI Merve İrem, “Kafkasya’nın Sorunlu Bölgesi: Güney Osetya”, OAKA, Cilt 2, Sayı 3.
Makaleler
*ABAZOV Rafis, “The Parlamentary Election in Krygyztan: February-March 2005”, Electoral Studies, Cilt 26, Sayı 2, Haziran 2007.
*BERDİKEEVA Saltanat,(Sunum Metni) “National Identitiy in Kyrgyztan : the Case of Clan Politics, the Association for the Study of Nationalities 11th Annual World Convention entitled “Nationalism in an Age of Globalization,” Columbia University, New York, March 23 – 25, 2006.
*BEŞİRLİ Hayati, “Kırgızistan’ın Sosyo-ekonomik ve Sosyo-kültürel Yapısı”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011, Sayı. Güz (15), ss. 313-331.
*DİKKAYA Mehmet ve KADI Osman, “Dönüşüm Sürecinde Kırgızistan’ın Ekonomik Sorunları”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Sayı 25, .2005, s.55-72.
*FUMAGALLİ Matteo, “Framing ethnic minority mobilisation in Central Asia : The cases of Uzbeks in Kyrgryztan and Tajikistan”, Europe-Asia Studies, Cilt. 59, Sayı. 4, Haziran 2007.
*GÜNDOĞDU Abdullah, ”Kırgızistan: Dün, Bugün, Yarın”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011, Sayı Güz 15, ss. 399-417.
*GÜRBÜZ Yunus Emre, “Orta Asya’nın Ortasında Bir Ada: Kırgızistan”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011 Güz (15), ss.419-447.
*MEGORAN Nick, “On Researching ‘Ethnic Conflict: Epistemology, Politics, and a Central Asian Boundary Dispute”, Europe-Asia Studies, Cilt. 59, Sayı 2, Mart 2007, ss. 253-277.
*MEMMEDOV Asim, “Gürcistan ve Kırgızistan’da Yönetim Değişikliğinin Nedenleri ve Yeni Yönetimlerin Dış Politikaları”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009.
*OGAN Sinan, “Kırgızistan”, 25 Mart 2005, http://www.turksam.org/tr/a293.html
*SARI Yaşar, “Kırgızistan’da İktidarın El Değiştirmesi: Akayev ve Bakiyev’in Düşüşü”, OAKA, Cilt 5, Sayı 9.
*SARI Yaşar, “Kırgız-Özbek Çatışmasının Nedenleri Üzerine Bir Analiz”, Avrasya Analiz, Sayı 1, Sonbahar 2010.
*TCHOEV Tyntchtykbek, “Historiography of Post-Soviet Kyrgyzstan”, International Journal of Middle East Studies, Cilt. 34, Sayı. 2, Özel Sayı: Nationalism and the Colonial Legacy in the Middle East and Central Asia, Mayıs, 2002.
*TEMİRKULOV Azamat, “Informal actors and institutions in mobilization: the periphery in the “Tulip Revolution”, Central Asian Survey, Cilt 27, Sayı 3-4, September-December 2008.
Raporlar
*Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, “Kırgızistan Ülke Bülteni Şubat 2005”
*”Kırgızistan’ın Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye İle Ekonomik-Ticari İlişkileri”, T.C. Bişkek Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği, Mayıs 2007.
*T.C Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, “Kırgızistan Ülke Profili 2008”
*T.C Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, “Kırgızistan Ülke Profili 2011”
*U.S Library of Congress – Federal Research Division “Country Profile: Kyrgysztan, January 2007”
İnternet Kaynakları
*BAŞYURT Erhan, Aksiyon Dergisi, 28 Mart 2005, http://www.network54.com/Forum/382964/message/1112042533/KIRGIZ%DDSTAN%27DA+YA%DEANANLARIN+ANLAMI-+T%DCRK+D%DCNYASI+VE+T%DCRK%DDYE
*British Broadcast Channel (BBC) resmi internet sitesi, http://news.bbc.co.uk/2/hi/asia-pacific/4371819.stm Erişim Tarihi: 25.05.2012
*British Broadcast Channel (BBC) resmi internet sitesi, http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2005/03/050324_akayevprofile.shtml Erişim Tarihi: 25.05.2012
*British Broadcast Channel (BBC) resmi internet sitesi, http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/4035789.stm Erişim Tarihi: 25.05.2012
*George Soros resmi internet sitesi, www.georgesoros.com Erişim Tarihi: 25.05.2012
*Gürcistan Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi, http://www.president.gov.ge/en/President/Biography Erişim Tarihi: 25.05.2012
*Islamic World Academy of Sciences, http://www.ias-worldwide.org/profiles/prof2.htm Erişim Tarihi: 25.05.2012
*Ukrayna Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi, http://www.president.gov.ua/en/content/president_biography.html Erişim Tarihi: 25.05.2012
[1]Abdullah GÜNDOĞDU, Kırgızistan: Dün, Bugün, Yarın, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011, Sayı Güz 15, s.399.
[2]Yunus Emre GÜRBÜZ, Orta Asya’nın Ortasında Bir Ada: Kırgızistan, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Güz 2011, s.420.
[3]A.O. OSMONOV, Kırgız Respublikasının Fizikalık Geografiyası, Bilim Kültür, Sayı.8 s.20, 2006, Aktaran: A.g.e
[4]Hayati BEŞİRLİ, Kırgızistan’ın Sosyo-ekonomik ve Sosyo-kültürel Yapısı, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011, Sayı. Güz 15, s. 316.
[5]Tyntchtykbek TCHOEV, Historiography of Post-Soviet Kyrgyzstan, International Journal of Middle East Studies, Cilt. 34, Sayı. 2, Özel Sayısı: Nationalismand the Colonial Legacy in the Middle East and Central Asia, Mayıs 2002, s. 354.
[6] A.g.e.
[7] Nick MEGORAN, On Researching ‘Ethnic Conflict’: Epistemology, Politics, and a Central Asian Boundary Dispute, Europe-Asia Studies, Cilt. 59, Sayı 2, Mart 2007, s. 253.
[8]Mehmet DİKKAYA, Osman KADI, Dönüşüm Sürecinde Kırgızistan’ın Ekonomik Sorunları, Akademik Araştırmalar Dergisi, Sayı 25, 2005, s.58.
[9]Bkz. Kırgızistan’da Nüfus Hareketliliği, s.4, Kırgızistan Milli İstatistik Komitesi’nden Aktaran: Hayati BEŞİRLİ, Kırgızistan’ın Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Yapısı, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2011 Güz (15), s.316.
[10]Kırgızistan’ın Genel Özellikleri bölümü; Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu “Kırgızistan Ülke Bülteni Şubat 2005”, T.C Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi “Kırgızistan Ülke Profili 2008- Kırgızistan Ülke Profili 2011” ve U.S Library of Congress – Federal Research Division “Country Profile: Kyrgysztan, Ocak 2007” dokümanlarından derlenmiştir.
[11]Peter CLEMENT, Prospects for Political Pluralism in Central Asia, Carol R. Saivetz & Antony Jones (Der.) In Search of Pluralism: Soviet and post-Soviet Politics,(Boulder: Westview Press,1994)s.94-95, Aktaran: Yaşar Sarı, Kırgızistan’da İktidarın El Değiştirmesi: Akayev ve Bakiyev’in Düşüşü, OAKA, Cilt 5, Sayı 9, s.32.
[12]Mustafa Turgut DEMİRTEPE, Orta Asya ve Kafkasya’da Güç Politikası(Der.) içinde Bakiyev Dönemi Kırgızistan Dış Politikası, USAK, Ankara, 2008, s.183.
[13]Yaşar SARI, Kırgızistan’da İktidarın El Değiştirmesi: Akayev ve Bakiyev’in Düşüşü, OAKA, Cilt 5, Sayı 9, s.33.
[14]Akayev İktidarının zayıflamasına yol açan olaylar hakkında detaylı bilgi için bkz. Asim Memmedov, Gürcistan ve Kırgızistan’da Yönetim Değişikliğinin Nedenleri ve Yeni Yönetimlerin Dış Politikaları, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009.
[15]Yaşar SARI, A.g.e, s.33-34.
[16]Asim MEMMEDOV, Gürcistan ve Kırgızistan’da Yönetim Değişikliğinin Nedenleri ve Yeni Yönetimlerin Dış Politikaları, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009, s.234.
[17]Dawid LEWIS, “The Temptations of Tyranny in Central Asia”, London: Hurst&Company,2008, s.127-129, Aktaran: Yaşar SARI, A.g.e, s.34.
[18]Örnek olarak; Roza Otunbayeva’nın diplomatik görev nedeniyle 5 yıldan fazla Kırgızistan’da ikamet etmediği gerekçesi ile adaylığı engellenmiştir.
[19]Yaşar SARI, A.g.e, s.36.
[20]Azamat TEMİRKULOV, Informal Actors And İnstitutions In Mobilization: The Periphery In The “Tulip Revolution”, Central Asian Survey, Cilt.27, Sayı.3-4, Kasım-Aralık 2008, s.317.
[21]Yüzyıllar boyunca çözülemeyen bir sır olarak kalan Hiyeroglif, “Rosetta Taşı” yardımıyla çözülmüştür. Kırgızistan’da yaşanan gelişmeler ve önümüzdeki sürece yönelik analizlerde sürekli lanse edilen “dış etkiler” den çok “iç etkiler” önem arz etmektedir ve iç etkilere sebep olan durumlar çözülmeden istikrar sağlanamayacaktır. 2005 Devrimi’nin ardından 2010 yılında ülkede tekrar halk ayaklanmasının gerçekleşmesi bunun en somut örneğidir.
[23]“Kırgızistan’ın Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye İle Ekonomik-Ticari İlişkileri”, T.C. Bişkek Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği, Mayıs 2007, s. 12.
[24]Asim MEMMEDOV, A.g.e, s.245.
[25]A.g.e.
[26]Klanlar, Uruuluar kelimesi ile eş anlamlıdır. Uruuluar, uruk adı verilen alt birimlerden meydana gelmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Hayati BEŞİRLİ, A.g.e, s.318.
[27]Saltanat BERDİKEEVA, National Identitiy in Kyrgyztan: the Case of Clan Politics, Presentation Paper at the Association for the Study of Nationalities’ 11th Annual World Convention entitled “Nationalism in an Age of Globalization,” Columbia University, New York, March 23 – 25, 2006, s.5.
[28]Asim MEMMEDOV, A.g.e, s.252.
[29]A.g.e, s.257.
[30]Matteo FUMAGALLİ, Framing Ethnic Minority Mobilisation in Central Asia: The Cases of Uzbeks in Kyrgryztan and Tajikistan, Europe-Asia Studies, Cilt.59, Sayı.4, Haziran 2007,s.572.
[31]Yaşar SARI, Kırgız-Özbek Çatışmasının Nedenleri Üzerine Bir Analiz, Avrasya Analiz, Sayı 1, Sonbahar 2010, s.33.
[32]Bkz. Sinan OGAN, “Turuncu Devrimler”, Birharf Yayınları,2006.
[33]Asim MEMMEDOV, A.g.e, s.260-261.
[34] A.g.e, s.261.
[35] George Soros hakkında detaylı bilgi için bkz. www.georgesoros.com
[36] Osman Metin ÖZTÜRK, Kırgızistan’da Yaşananların Anlamı: Türk Dünyası ve Türkiye, 28
Mart 05,<http://www.network54.com/Forum/382964/message/1112042533/KIRGIZ%DDSTAN%
27DA+YA%DEANANLARIN+ANLAMI-+T%DCRK+D%DCNYASI+VE+T%DCRK%DDYE>Aktaran: Asim MEMMEDOV, a.g.e, s.263.
[37] A.g.e, s.264.
[38]Erhan BAŞYURT, “Aksiyon Dergisi”, 28 Mart 2005, http://www.network54.com/Forum/382964/message/1112042533/KIRGIZ%DDSTAN%27DA+YA%DEANANLARIN+ANLAMI-+T%DCRK+D%DCNYASI+VE+T%DCRK%DDYE
Erişim Tarihi: 25.05.2012
[39]Asim MEMMEDOV, A.g.e, s.265.
[40]Sinan OGAN, Kırgızistan, 25 Mart 2005, http://www.turksam.org/tr/a293.html, Erişim Tarihi: 25.05.2012.
[41]A.g.e
[42]Detaylı bilgi için bkz. http://www.president.gov.ge/en/President/Biography.
[43]Detaylı bilgi için bkz. http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/4035789.stm
[44]M. Turgut DEMİRTEPE (Der.), “Orta Asya & Kafkasya Güç Politikası”, USAK Yayınları, Ankara, 2008, s.189.
[45] DEMİRTEPE, A.g.e, s.191.
[46]A.g.e, s.191.
[47]A.g.e, s.192.
[48]A.g.e.
[49]A.g.e, s.200-201.
[50]A.g.e, s.201.
[51]Yanukoviç hakkında detaylı bilgi için bkz. http://www.president.gov.ua/en/content/president_biography.html.
[52]Detaylı bilgi için bkz. Merve İrem YAPICI, Kafkasya’nın Sorunlu Bölgesi: Güney Osetya, OAKA, Cilt 2, Sayı.3, ss.71-104.
[53] Roza OTUNBAYEVA hakkında detaylı bilgi için bkz. Saltanat KYDYRALİEVA, Roza OTUNBAYEVA – Orta Asya Cumhuriyetlerinin İlk Kadın Lideri. BİLGESAM, http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1583:roza-otunbayeva-orta-asya-cumhuriyetlerinin-lk-kadn-lideri&catid=170:analizler-ortaasya.
[54]Daniel SERSHEN, Kyrgryztan: Base Shooting Sours US-Krygyz Relations, Eurasianet, 19 Aralık 2006, http://www.eurasianet.org/departments/insight/articles/eav121906.shtml,Aktaran: Turgut DEMİRTEPE, A.g.e, s.200.