Bazı Sivil Toplum Örgütlerinin veya Kuruluşlarının Kıbrıs Türk halkı adına eylem yapmaları da yeni moda oldu.
Her yapılan protesto, her yapılan eylem “Halk adına” yapılıyormuş artık, sanki ilgili kuruluş tüm Kıbrıs Türk Halkı’nı temsil ediyormuş gibi!
Temsil ettikleri üyeleri yetmedi artık boyutlarını büyütüp Kıbrıs Türk halkı adına konuşmaya, temsiliyette bulunmaya ve de eylem yapmaya başladılar.
Bu kuruluşlar, kendilerinden kerametli anlaşılan.
Her akılları sıktığında açıyorlar bir pankart ve “Kıbrıs Türk Halkı Adına” protestolarda bulunuyorlar veya “Kıbrıs Türk Halkı Adına” eylem yapıyorlar.
Bazen de Kıbrıs Türk Halkını toplumun tümüne hitap eden hizmetlerden (elektrik, iletişim, sağlık Hizmeti, vb.) mahrum edip, eziyet çektirerek “Kıbrıs Türk Halkı Adına” grev yapıyorlar!
Nasıl halk adınaysa…
Hem halka eziyet edeceksin hem de halk adına grev yaptığını söyleyeceksin. Kantara’nın keçileri bile inanmıyor artık bu söyleme. Zaten yapılan eylem ile söylem, birbiri ile zıt ve çelişkili. Gerçekte başka söyleyebilecekleri kabul edilebilir bir gerekçeleri de yok. “Grev yapa yapa, Kıbrıs Türk Halkını eze eze elde ettiğim yıllık 15 maaştan vaz geçmek istemiyorum” diyemeyeceklerine göre grevin adı hep “Kıbrıs Türk Halkı Adına” konuyor ve vatandaşı da kandırdıklarını sanıyorlar bu söylemi icat eden kişiler.
Bu kuruluşların başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, kendilerini herhalde KKTC Meclisi ile Cumhurbaşkanının üstünde görüyorlar.
Bu kişilere ve kuruluşlara bu yetkiyi kimin verdiğini çok merak ediyorum ama halkın vermediğinden eminim. Zira öyle olsaydı bu kişiler KKTC Meclisinde oturuyor olacaklardı.
Sokağa çıkıp pankart açanlar veya da eylem yapanlar da ancak kendi adlarına konuşup, kendi adlarına eylem yapabilirler, kendilerini kaç kişi bulundukları göreve seçmişse o kadar kişiyi temsil edebilirler ve onların adına konuşabilirler.
Bu ülkede tüm KKTC halkını, tüm halkın oyları ile seçildiği için sadece kişi olarak KKTC Cumhurbaşkanı, kurum olarak da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi temsil etmektedir. Meclisin aldığı her karar, yaptığı her yasa KKTC halkı adına yapılmaktadır.
Milletvekillerimiz halkın bölgesel temsilcileridir. KKTC’yi yönetmekle ve KKTC adına yasalar yapmakla yani icra ve yasama ile halkımız tarafından görevlendirilmişlerdir.
Protesto gösterisi yapanların ve eylemcilerin halkı temsil etmedikleri kesindir. Dolayısıyla sadece temsil ettikleri Sivil Toplum Örgütünün üyeleri adına konuşabilirler.
Dokunulmazlıkları da yoktur.
Eylem yaparken, protesto da bulunurken de suç işlerlerse ceremesine katlanmak zorundadırlar.
Halk adına konuşma gibi yetkileri ise hiç yoktur ve kimse böyle bir yetki vermemiştir kendilerine.
Zaten artık bu tür sivil Toplum Örgütlerinin “Kıbrıs Türk Halk Adına” diye başlayan açıklamalarını, protestolarını veya da eylemlerini halkımız dikkate almamakta, hoşnutsuzlukla karşılamakta ve arkalarından da bayağı kötü konuşmaktadır.
Ne yazık ki kendilerini “Kıbrıs Türk Halkı’nın Temsilcileri” zenneden bu kişiler yüzünden, temsil ettikleri örgütün tüm üyeleri de aynı sınıfa konarak büyük boyutlarda saygınlık erozyonuna uğramış durumdadırlar.
Özetle; Artık vatandaşın karnı “Halk Adına Yapıyoruz” laflarına, uyduruk sloganlara tok. Dolayısıyla bu söylemler halk nazarında bir şey ifade etmiyor.
Bu tür hareket, söylem ve eylemlerden sıkılan vatandaşlar, gazeteyi/televizyonu her açtığında “Kendi kendilerine gelin güvey oldular gene” diyor.
Ve vicdanlarda karşılığı olmayan bu eylemler duvara tosluyor.
Prof. Dr. Ata ATUN
Yakındoğu Üniversitesi Öğretim Üyesi