Kerkük’te Şiddet Hız Kesmiyor

Irak’ın belki de en tartışmalı ve en tehlikeli şehri olan Kerkük, her gün yeni bir şiddet eylemiyle sarsılıyor. Özellikle son 5 aydır Türkmenlere yönelik şiddet eylemlerindeki artış dikkat çekiyor.

Mayıs ayında Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi’nin evine yapılan saldırının ardından, Türkmen bilim adamları ve doktorlara yönelik kaçırma ve suikastlar, kentte yaşayan Türkmenleri oldukça bezdirmiş durumda. Bunun en önemli örneği 5 Eylül’de Kerkük’te Irak’ın ünlü beyin cerrahlarından Türkmen Doktor Yıldırım Abbas ve kardeşi Zeynel Abidin’in öldürülmesinden sonra, binlerce Türkmen’in bir günden daha az bir süre içerisinde organize olarak, Kerkük’te yürüyüş düzenlemesi olarak gösterilebilir. Belki de Türkmen halkı 2004’te Kerkük kaymakamlığında Türkmen yetkilinin tartaklanmasının ardından yapılan yürüyüşten sonra ilk kez bu denli büyük bir tepki verdi. Valilik önünde toplanan Türkmenlerin attıkları sloganlar da oldukça sertti. “Kerkük Türktür, Türk Kalacak”, “Türkmen silahlı gücü istiyoruz” gibi sloganlar, Kerkük’teki gergin ortamı daha da sertleştirecek nitelikteydi.

Öte yandan bu olayların ardından Türkmenler siyasi olarak da sert tepki verdi. Özellikle Irak parlamentosundaki Türkmen milletvekilleri pek çok kez Irak hükümetini göreve davet ederek, Kerkük’teki Türkmenlere yönelik şiddet eylemlerinin önüne geçilmesi için çağrıda bulundu. Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi de Irak Parlamentosunda iki kez konuşma yaparak, Kerkük’teki sorunlara değindi ve Türkmenlerin korunmasını, şiddet eylemlerinin önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını talep etti. Ayrıca Başbakan Nuri El-Maliki ile de bir görüşme yaptı. Türkmen milletvekillerinin yoğun çabası sonucunda, Kerkük’teki olayların araştırılması için Irak Parlamentosunda bir komisyon oluşturuldu. Komisyonda, Kerkük’te yaşayan halkların önde gelen temsilcilerinin yer alması, komisyonun ve konunun ciddiyetini yansıtıyor. Komisyonda Erşat Salihi ile birlikte, Halit Şivani, Ömer El-Cuburi ve İmad Yohanne yer alıyor.

Komisyonun Kerkük’e gidişinin hemen ardından, Kerkük’te yaşanan büyük patlama, komisyondakilere Kerkük’teki olayların çözülmesinin pek de mümkün olmadığını gösterir gibiydi. 29 Eylül’de Kerkük’te Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı 1 Haziran Bölgesinde bulunan bir bankada düzenlenen bombalı saldırıda, 2’si çocuk ve kadın olmak üzere 6 kişi hayatını kaybederken, 70’e yakın kişi de yaralandı. Patlamanın Havice ilçesindeki güvenlik güçlerine mensup polislerin maaşlarının ödemesinin yapıldığı zamanda gerçekleşmesi, polislere yönelik bilinçli bir saldırı olarak yorumlandı. Bombalı araçla bankaya giren saldırgan, bankanın çevresinde bulunan güvenlik güçlerinin müdahalesine rağmen, üzerindeki ve arabadaki bombayı eş zamanlı olarak patlattı. Patlama sonucunda bankada büyük hasar meydana gelirken, bankanın yerleşim yerinin merkezinde olması nedeniyle birçok ev de zarar gördü.

Kerkük’teki şiddet eylemleri sadece Türkmenleri değil, kentte yaşayan her kesimi tedirgin eder nitelikte. Güvenlik güçlerinin de yetersiz kalması, halkın tepkilerine yol açıyor. Hatta siyasetçiler de bu tepkiye katılıyor. Irak Türkmen Cephesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Kerkük İl Meclisi Üyesi Ali Mehdi bir açıklama yaparak, Türkmenlerin de kendilerini korumak için silahlı bir güç kuracağını açıkladı. Hatta Türkmen Milletvekili Nebil Harbo bir adım daha ileri giderek, Türkmen gücü konusunda Başbakan Nuri El-Maliki ile görüştüklerini, Maliki’nin Kerkük’te Türkmenlerden oluşan 150 kişilik bir gücün kurulması konusunda onay verdiğini ifade etti.[1] Kerkük İl Meclisi’nin Arap üyeleri de kentte Araplara yönelik saldırı ve kaçırma olaylarını protesto ederek meclisten çekildi. Kürt yetkililer de Kerkük’teki şiddet eylemlerini kınayan açıklamalar yaptı. Kürt listesinden Milletvekili Halit Şivani, Parlamento Komisyonu ile Kerkük’e yaptığı ziyarette şehirdeki güvenlik durumu hakkında güvenlik komutanlarında bilgi aldıklarını, kentte yaşanan olayları yapanların arkasında şehirdeki gruplar arasında ayrımcılık yapmak isteyenlerin bulunduğuna dair bilgi sahibi olduklarını dile getirdi.[2]

Görüldüğü gibi Kerkük’teki şiddet etnik ve mezhebi terörden ziyade, şehrin sorunu haline gelmiş durumda. Zira Erşat Salihi de yaptığı açıklamada buna vurgu yaparak, Kerkük’teki durumu net bir biçimde ortaya koyuyor. Kerkük’te polis ve ordunun yanı sıra terörle mücadele için kurulduğu söylenen “Altın Aslanlar” ve “Terörle Mücadele Birimi” halen sonuç alıcı somut adımlar atabilmiş değil. Diğer taraftan bu özel birimler halk arasında tepkilere de yol açıyor. Bu birimler içerisine peşmerge ve asayiş güçlerinin de alınması, özellikle Kerkük’teki Türkmen ve Arapları kaygılandırıyor. Kerkük’te yaşayan Türkmenler ve Araplardaki genel kanı, yeni kurulan bu birimlerin Kerkük’teki peşmerge ve asayişin meşrulaştırılmaya çalışılmasından başka bir şey değil. Bu nedenle bu güçlerin kurulmasına öncülük eden ve koordinasyonu sağlayan kentteki ABD güçleri de yaşanan olaylardan sorumlu tutuluyor. Yani Kerkük’te atılan her adım bataklığın içerisinde çırpınmaya benziyor. Her çırpınış Kerkük’ü biraz daha bataklığın içine çekiyor. Bu noktada Kerkük için en iyi çözümün, bataklığın tamamen kurutulmasına benzer bir biçimde, Kerkük’teki dengenin yeniden sağlanması gibi duruyor. Yoksa mevcut dengeler üzerinde yapılan her düzeltme, teraziyi sürekli bozuyor. Kerkük’e yönelik tek taraflı müdahaleler şehirdeki gerginliği arttırıyor. Bu nedenle Kerkük’te yaşayan grupların eşit ortaklığını temel alacak çözümün sonuç üretebilmesi muhtemel gözüküyor. Başbakan Nuri El-Maliki’nin Kerkük’e ilişkin son açıklamasında vurguladığı gibi, Kerkük sorununun çözümü Başbakan, Devlet Başkanı ve siyasi mercilerin elinde olmayan, hassas ve ulusal bir sorun olarak gözüküyor ve bu nedenle sorumluluk duygusu içinde karara bağlanması gerekiyor.[3]

Yazının İngilizcesi için tıklayınız…

 

Bilgay Duman

ORSAM Ortadoğu Uzmanı

 

Kaynak: ORSAM

 

Kaynaklar


 [1] “Türkmenler Teröristlerden Korunmak İçin 1000 Kişilik Bir Birlik Kurmak İstiyor”, Erbil Saray Gazetesi, http://www.bizturkmeniz.com/publications/saray55.pdf, Erişim: 3 Ekim 2011.

 [2] “Parlamento Komisyonu Kerkük’te”, http://www.kerkukvakfi.com/haberana.asp?id=4567, Erişim: 3 Ekim 2011.

 [3] “Maliki, Kerkük’ün Kürdistan’a Bağlanması İmkansız”, http://peyamner.com/details.aspx?l=6&id=248942, Erişim: 3 Ekim 2011.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Srebrenitsa Soykırımı Mahkumu Radislav Krstic’in Mektubu

Srebrenitsa’da soykırımın desteklenmesi ve yardım edilmesi suçundan Lahey’de 35...

Trump’ın Ukrayna’da Batı/NATO Barış Gücü Planına Yönelik 10 Engel

Andrew Korybko 10 Obstacles To Trump’s Reported Plan For Western/NATO...

Türkiye-AB İlişkilerinde Kırılma Noktası: AK Parti Döneminde Yaşanan Gelişmeler ve Güncel Durum

Dr. Aziz Armutlu Giriş: Türkiye AB İliskileri Türkiye ile Avrupa Birliği...

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...