Kelt Mitolojisi

Kelt Mitolojisi’nin genel içeriklerine ve ana başlıklar halinde özetlerini vermeden önce kitabın başında da belirtildiği gibi ‘mitoloji’nin tanımını yapmak gerekir.

Mitoloji, başlı başına başka türlü anlaşılmayan şeylere açıklama sunmak, fikirleri ifade etmenin, açıklamanın ve korumanın yollarından biri de hikâye anlatmaktır. Mitoloji’nin temeli de buna dayanır yani bir nevi hikâyeleri kullanmaktır.

Bu kitap öncelikle kuzeybatı Avrupa’nın Atlantik kıyılarının toplu olarak Keltler diye bilinen-İrlandalı, Galli, İskoç, Manx, Cornish, ve Breton- halklarının hayatta kalan mitolojisiyle ilgilidir. Kitabı iki ölüme ayıracak olursak birinci bölümde Romalar gelmeden önce Britanya ve İrlanda’da yaşayan Kadim Keltlerin kim oldukları ve içinde yaşadıkları toplumun nasıl olduğu tartışmalı sorusuyla uğraşmadan önce, genel olarak mitlerin ne ve niçin olduklarını kısaca ele alarak başlamaktadır. Üçüncü bölüm genel olarak hikâye anlatımıyla ve sözlü geleneğin bir parçası olarak Hıristiyanlık öncesi kültür içerisinde oluşan mitolojik hikâyelerin Hıristiyanlığa dönüşünde nasıl ve ne biçimde canlı kalıp modern çağdaki bizlere ulaştığıyla ilgilidir.

Kelt Miti

Hayatta kalan hikâyeler yedinci yüzyıldan başlayarak ilk Hıristiyan İrlanda manastırlarındaki kâtipler tarafından yazılmıştır. Kesinlikle bilinmesi imkânsızdır. Ama kâtiplerin pagan olarak kabul ettikleri çıkardıklarını ya da ilk önce yalnızca Hıristiyanlık öncesi İrlanda’nın tanrı ve tanrıçalarına yer vermeyen hikâyeleri kaydettiklerini hayal etmek zor değil. Tanrıların ve tanrıçaların varlığının söz konusunu olduğunu buradan çıkartabiliriz. Toplumların ihtiyaçlarına uyarlanmış bu hikâyelerde manastırdaki kâtiplerin çalışmaların katkıları büyüktür.

Keltler

Batı Avrupa’nın Atlantik kıyılarının Kelt kültürlerinin takdir edilmesi yalnızca mitolojilerin anlaşılmasını arttırabilir. Keltler İrlanda ve Britanya Adaları’nın batı kıyıları, kendilerini Fransız’dan çok Breton olarak düşünen Brittany sakinleriyle birlikte, İsmen Galler, İskoçya, Cornwall ve Man Adası sakinleridir. Keltlerin kim oldukların dâhil bir coğrafi tanımlama yapacak olursak; Avrupa Demir Çağı ve Yunanistan ve Roma’nın klasik Yükseliş Dönemi’nde Keltler, Orta Avrupa’da Roma İmparatorluğu’yla kuzeyin Germen kabileleri arasında, batıdaki iberik Yarımadası’ndan doğuda şimdi Türkiye’nin bir parçası olan Anadolu’ya kadar muazzam bir hilali işgal etmekteydiler. Daha sonralarında göç ve fetihlerle Avrupa’ya yayıldığı Kelt kültürünün en önemli iki sitesi olan Avusturya’daki Halstatt ve İsviçre’deki La Tene örnekleridir. Anglo-Sakson bölgelerinin Keltler’den neredeyse tamamen temizlendiği ve oralarda yaşayan insanların yavaş yavaş İngilizce’ye dönüşecek bir Germen dilini benimsedikleri düşünülmektedir. Bu da dilin ilk belirginliğini gösteren olgudur. Dillerinden devam ederse Kelt bölgeleri kendi kültür ve dillerini modern çağlarda sürdürerek daha önceki gibi devam ettiler. Konuşulan Kelt dilleri İrlandaca, İskoç Galcası ve Manx’ı içeren Goidelic ya da Q-Keltçesi ve Galce, Cornish, Breton ve tükenmiş Cumbric’ten oluşan Britonik ya da P-Keltçesi olarak bilinen kabaca iki dil grubu olarak bölünmektedir. Bunlara Avrupa kıtasında konuşulan Gaulish, Celtiberian ve Lepontic gibi artık tamamen tükenmiş Kelt dillerinden ayırmak için ‘Adalı’ Kelt dilleri olarak da bilinir.

Yaşam ve Toplum (Demir Çağ Toplumu)

‘Demir’ Britanya’da, geleneksel olarak Demir Çağı’nın başladığı söylenen M.Ö. yedinci yüzyılın binlerce yıl öncesinden beri kullanılmaktaydı, ama demir üretme teknolojisi nispeten büyük ölçekli hale gelene kadar demir enderdi ve yalnızca ayinsel ve törensel nesnelerin yapımında kullanılmaktaydı. M.Ö. yedinci yüzyılda demir, alet ve silahlar dâhil, daha gündelik nesneler için düzenli olarak kullanılmaya başlandı ve bu artan kullanım şimdi ekonomi büyümesi diyebileceğimiz şeye katkıda bulundu. Neolitik çağda başlamış olan çiftçilik için toprak açılması, nüfus gibi, önemli ölçüde arttı. Doğru derecede tahmin etmek zordur, ama bu dönemde adalarda yaşayan muhtemelen iki, üç milyon civarında insan vardı. Adaları her biri kabaca günümüzün ilçelerine (county) eş bir alan işgal eden çeşitli ayrı kabile grupları doldurmuştu, bu farklılığa rağmen kabileler birçok kültürel özelliği paylaşmaktaydılar. Bir kral ya da şefin önderliğindeki soylular, şimdi druits (büyücüler) dediğimiz ruhban, bir savaşçı sınıfı, bir zanaatçı sınıfı ve çok sayıda tarım işçisiyle toplum katı biçimde hiyerarşikti.

Kültür

Kelt kültürünün öne çıkan kısımlarına bakacak olursak kültürün iki yönü dövüş yani kabileler arası mücadeleler ve çiftçilikteki durum özellikleridir. Buradan çıkartılacak alt başlık olarak kültür; birçok tarım toplumunda ‘güç’ ve ‘ zenginlik’ sembolü olan sığıra büyük önem vermesi de ayrıntıdadır.

Din

Britanya ve İrlanda’nın Hıristiyanlık öncesi dini hakkında özel ayrıntılar vermek oldukça güçtür.  Sahip olunan kanıtlar yaptıkları her şey için bilgi veren ve yöneten dinin onların yaşamlarının da merkezi bir parçası olduğunu ileri sürmek eğilimindedir. Hıristiyan olmadığı için artık paganizm denilen Kelt dini çoktanrıcılığın bir biçimiydi ve onun muazzam tanrı ve tanrıçalar panteonu doğal dünyanın farklı yönleri –gök, güneş, nehirler, dağlar ve diğer birçokları- ile ilişkiliydi. Druidler adında rahipleri vardı belirtildği üzere büyücülerdi bilinen en önemli din adamı olarak tanımlanmaktaydı.  Fakat onlar hakkında kesin bir şey asla bilinmemektedir.

Genel Bakış

Kelt mitlerinin kilit konularından ikisi sözel ve yazılı gelenekleridir. Yazılı kültüründe hikâyelerin önemi büyüktür. Süre gelen mitlerin kilit yönlerinden hayatta kalan yazılı hikâyelerin, içinde oluştukları sözel kültürler olan ilişkileridir. Yazıldıkları anda hikâyeler sabitleşir, sözel değil, yazılı geleneğin bir parçası haline gelir. Hikâyelerin nesilden nesile sözle geçtiği hayatta kaldığı ve anlatılmaya devam ettiği uzun bir dönem olmuş olduğu öne çıkmaktadır. İrlanda mitolojisi külliyatını oluşturan toplam 150 kadar yazılı hikâye vardır. Bunların tümü on ikinci yüzyıldan on dördüncü yüzyıla kadar yazılmış on el yazması içerisine dâhil olmuştur. Günümüzde hala var olan el yazmalarının kopyalandığı ortaya koyulmaktadır.

Bahsettiğimiz mitolojilerin çoğu Galler ve İrlanda kıyılarını Britanya’yı etkin kılmıştır. Unutulmamalıdır ki Kelt Dünyasının geri kalanına İskoçya, Man, Cornwall ve Brittany’e doğru da içermektedir ve aynı anlatılan hikâyelerin, toplumun izleri, gelenekleri görülmektedir.

 

Onur ÖTKÜR

İstanbul Aydın Üniversitesi

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler

UİÇ Avrasya Çalışmaları

 

Kelt Mitolojisi

Özgün Adı: Celtic Myths

Yazar: Bill Price

İngilizce Aslından Çeviren: Cumhur ATAY

Kalkedon Yayınları – Tarih/Popüler

Yayın yılı: Mayıs 2011

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...