Kamusal Alanın İşleyişinde Sosyal Medyanın Rolü: Instagram’a Getirilen Erişim Engeli Üzerine Bir İnceleme

Kamusal Alan MELİSA ÇELİK

SİVİL TOPLUM ÇALIŞMALARI STAJYERİ

ÖZET

Kamusal alan, Jürgen Habermas‘ın tanımladığı şekliyle, bireylerin kamusal meseleleri tartıştığı ve fikir alışverişinde bulunduğu sosyal bir alan olarak kabul edilir. Dijitalleşme süreciyle birlikte, kamusal alanın sınırları genişleyerek sosyal medya platformlarına kadar uzanmıştır. Bu platformlar, kullanıcıların düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, toplumsal meselelerin ele alındığı ve kamuoyunun şekillendiği dijital kamusal alanlar olarak işlev görmektedir. Ancak sosyal medya platformlarına getirilen erişim engelleri, bu dijital kamusal alanın işleyişini önemli ölçüde etkilemektedir. Bu çalışmada, Instagram’a getirilen erişim engeli bağlamında kamusal alanın dönüşümü ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Kamusal Alan, Sosyal Medya, İnternet, Instagram, Erişim Engeli

Abstract

The public sphere, as defined by Jürgen Habermas, is considered a social space in which individuals discuss public issues and exchange ideas. With the digitalization process, the boundaries of the public sphere have expanded to social media platforms. These platforms function as digital public spaces where users can freely express their opinions, social issues are addressed, and public opinion is shaped. However, access barriers to social media platforms significantly affect the functioning of this digital public space. In this study, the transformation of the public sphere in the context of the access block imposed on Instagram will be discussed.

Keywords: Public Sphere, Social Media, Internet, Instagram, Access Barrier

GİRİŞ 

1980’li yıllardan itibaren iletişim dünyası yeni teknolojilerin etkisi ile dönüşüm sürecine girmiştir. Artık hepimiz “iletişim araçlarının küresel çapta birbirleriyle bağlantılı hale geldiği, programlar ve mesajların küresel bir ağ içinde dolandığı şu günlerde, küresel bir köyde değil, küresel çapta üretilip yerel olarak dağıtılan ısmarlama kulübelerde oturuyoruz” (Castells, 2008).

Liberal kurama göre kamusal alan, içerisinde yöneten ve yönetilenler arasındaki ilişkilerin kurulduğu, hükümet uygulamalarının kamuoyu tarafından denetlendiği bir alandır. Çünkü kamusal alanda oluşan kamuoyunun hükümetler üzerinde baskı unsuru oluşturacağı beklentisi vardır. Medya, hükümet faaliyetleri hakkında yurttaşlara enformasyon aktararak bağımsız bir tartışma platformu oluşumuna katkıda bulunabilmektedir (Curran, 1993). Günümüzde dijitalleşme ile birlikte, kamusal alan dönüşüme uğramıştır. Instagram, Twitter, Facebook gibi sosyal medya platformları kamusal alanın yeni mekanları haline gelmiştir. Bu platformlara getirilen erişim engelleri dijital kamusal alanı sınırlandırmıştır.

DİJİTAL KAMUSAL ALANIN GELİŞİMİ

Kamusal alan, modern hukuk devletinin ortaya çıkışıyla paralel gelişmiştir. Habermas’ın burjuva kamusal alanı, 17. ve 18. yüzyıllarda mutlakiyetçi devlet ile burjuva toplumu, yani toplumsal emek ve meta ticareti dünyası arasında yer alan bir alan olarak kurulmuştur (Hohendahl, 2016). Habermas, kamusal alanı; sivil toplumun içinden ortaya çıkan özgül bir alan olarak tanımlamıştır (Özbek, 2004). Kamusal alan öncelikle “kamuoyu” olarak nitelendirilebilecek düşünce ve akımların oluştuğu sosyal hayatın bir bölümünü işaret etmektedir. Kamusal alandan söz edilebilmesi için, sosyal hayatın bu bölümüne tüm vatandaşların erişimi ve katılımı mümkün olmalıdır. Kamusal alan, bireylerin özgür davranışları ile bir arada oldukları ve iletişim kurdukları tüm ortamlardır (Habermas, 1974). Gazete ve dergilerin sayısı 18. yüzyılda artmış, bu artışla beraber de politikleşmişlerdir ve burjuva kamusal alanında yürütülen devlet kurumlarının faaliyetlerine olan eleştiriler ve yorumlar alanı daha da genişlemiştir (Dağtaş, 2014). Kamusal olaylarla ilgili olarak bir kamusal diyalogun oluşmasında kitle iletişim araçlarının öncülüğü oluşmaktadır. Büyük bir kamusal alan göz önüne alındığında, iletişim için enformasyonun aktarılmasını sağlayacak ve alıcıları ya da izler kitleyi etkileyecek özel araçlara olan ihtiyaç önem kazanmaktadır (Özmen, 2004). 20. yüzyılda ise radyo, televizyon ve sinema gibi kitle iletişim araçları ortaya çıkmıştır. Kamusal alan tartışmalarında medya merkezi bir rol oynar. Özel bilgileri kamusal bilgilere dönüştürür. Geniş anlamda kamusal alanı değişikliğe uğratan şey, demokratikleşmenin ve medyanın büyüyen rolünün bütünsel sonucudur ve bu yüzdendir ki çağdaş kamusal alan, medyanın rolünden normatif olarak ayrılamaz (Wolton, 2012). Teknolojik gelişmeler uzamsal ve zamansal olarak mesafeleri kısaltarak geniş izleyici topluluklarına ulaşmayı sağlamıştır (Özmen, 2004). Yazılı basının ve paylaşılan fiziksel bir mekandaki yüz yüze etkileşimin varlığına dayandırılmış olan kamusal alan düşüncesi, elektronik kitle iletişim araçlarının gelişmesi sonucunda dönüşüme uğramıştır (Özmen, 2004). Yeni iletişim teknolojileriyle mekânsal olarak ifade edilen kamusal-özel alan yaklaşımlarının yerini dijital kamusal alanların aldığına yönelik görüşler vardır (Avcil, 2021). 21. Yüzyılda dijitalleşmenin etkisiyle sosyal medya platformları kamusal alanın yeni mekanları haline gelmiştir. Sosyal medya platformları yeni bir kamusal alan yaratmıştır.

KAMUSAL ALAN VE SOSYAL MEDYA

Çağdaş iletişim teknolojilerinin küresel çapta getirdiği yenilikler elbette kamusal alan-özel alan kavramlarının da dönüşümüne yol açmıştır. Özellikle medya, kamusal alana yönelik tartışmalarda merkezi bir öneme sahiptir. Bunun en önemli nedenleri, kitlesel iletişim araçları ile kamusal iletişimin mümkün olması, çağdaş dünyada bilginin, kamuoyu ve anlam ufkunun kamusal nitelikte oluşumuna yönelik etki gücünün olmasıdır (Özbek, 2004). Kamusal alanı yeni iletişim teknolojilerinin biçimlendirdiğini söyleyerek teknolojik belirlenimci bir bakış sunan Ingrid Volkmer (2003) İnternet’in merkeziyetsizleşmiş, sansürü ve eşik bekçilerini devre dışı bırakan, karşılıklı etkileşime dayalı, küresel ölçekte bir kamusal alan yarattığını ileri sürmektedir. Volkmer’e göre İnternet ortamında yalıtık olmayan ama birbirinden farklılaşmış iç içe mikro kamusal alanlar mevcuttur. Bu mikro düzeydeki alanlarda görüş açısından kutuplaşmış farklı kesimler mesaj iletimi gerçekleştirebilmektedirler. Kellner; internet demokrasisinin, konvensiyonel medya alanları ve siyasal alanın dışına itilmiş birey ve gruplara sıradan konuşmaların çerçevesinde yer tutmayan farklı düşünceleri yaymanın yanı sıra, özellikle muhalefetin dahil olabileceği düşünce ve oluşumların dışında tutulduğu konuşma ve tartışmalara katılamama nedenini de yaratan aygıtlar oluşturduğunu ifade eder (Kellner’den Aktr. Çoban, 2009). İnternet teknolojisinden faydalanmak, aynı zamanda bu teknolojiye sahip olmayı da gerektirmektedir. Toplumsal örgütlenme sürecinde sosyal medya aracılığıyla gerçekleştirilen iletişimin etkinliği ve işlevi sıklıkla tartışılmaktadır. Bu bağlamda, yeni medya ve iletişim biçimleri iletişimi daha erişilebilir hale getirerek toplumsal örgütlenmelere katkıda bulunmuş, yaygınlaştırmış ve en önemlisi bir kamuoyu oluşumuna katkı sağlamıştır (Emre, 2013). James Curran sosyal medyanın Arap Baharı ayaklanmalarının ortaya çıkmasında ekonomik, dini ve siyasal nedenlerin yerini almamakla birlikte bu ayaklanmaları oldukça güçlendirdiğini belirtmiştir (Curran, 2012) İnternet teknolojisi ile birlikte, öncelikle kamusal tartışmanın ve ifadenin sınırları genişlemiş, sanal ortamda edilmiş bir sözün ya da tartışmanın etki sınırları ulus-devletlerinkini de aşarak tüm insanlığı kapsayan bir uzama yayılmıştır (Köse, 2007). Bir başka açıdan Arendt’e göre kamusal alan görünürlüğün alanıdır ve bu alandaki herkes özgürce söz söyleme ve kendini ifade etme hakkına sahiptir. Ancak siber mekâna bakıldığında görünürlük ilkesi fiziksel bağlamdan uzaktır, ancak katılım serbestliği ve kendini ifade etme hakkı kişinin kendi inisiyatifindedir. Sosyal medya bu noktada ortak bir dünyayı simgelemektedir. Yılmaz’ın aktarımıyla; Geray’a göre, yeni iletişim teknolojilerinin geleneksel iletişim araçlarından farklı bir özgürlük alanı yarattığı görüşü liberal bir yaklaşım içinden kabul görse de, eleştirel yaklaşım bu teknolojilerin yeni bir egemenlik, iktidar alanı ve işleyiş yaratmak için olanaklarını ve sınırlılıklarını yoğun olarak tartışmaktadır (Yılmaz, 2012) Hükümetlerin sosyal medyada aktivist hareketlerin yoğun yaşandığı dönemlerde sosyal medyaya yönelik sansür girişimleri söz konusu mecra için ciddi bir tehdit teşkil etmektedir. Genel konu Geleneksel medya politik alan ile sivil toplum arasında hem bir iletişim aracı hem de politikayı halkın diline tercüme etmesiyle toplumsal konularda bugüne kadar kamuoyu oluşturma işlevinin merkezinde yer almış olmasına rağmen, sivil ve politik alanın birleşme noktası olma rolünü internete devredecektir. (Yağan, 2013). Çünkü geleneksel medya araçları demokrasi koşulu altında politik alandan sivil topluma ağırlıklı enformasyon taşırken, sosyal medya da iletişimin yönü terse dönmektedir. Bu dönüş sayesinde kullanıcılar kendi fikirlerini ve eleştirilerini görsellerle destekleyerek önce siber kamusal alana ve ardından reel kamusal alana taşıyabilmektedir. Ayrıca sosyal medya iletişimin yönü itibariyle katılımın yüksek olmasına mahal verir. Katılım ve çoğulculuk ise demokrasinin en önemli unsurlarından biridir ve iletişimle bağlantılı bir dizi süreç ve toplumsal karar alma süreçlerine erişimle yakından ilişkilidir (Ligieza, 2014). McLuhan’ın da bu oluşumu “global köy” ile işaret etmesi, iletişimsel anlamda bilgi ve enformasyonun küreselleşmesidir. (Aytaş, 2008).

TÜRKİYE’DE ERİŞİM ENGELİ: INSTAGRAM ÖRNEĞİ

İnternet modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir araçsal değere sahip bulunmaktadır. İnternetin sağladığı sosyal medya zemini kişilerin bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymaları için vazgeçilmez niteliktedir. Bu nedenle düşünceyi açıklamanın günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerinden biri haline gelen internet ve sosyal medya araçları konusunda yapılacak düzenleme ve uygulamalarda devletin ve idari makamların çok hassas davranmaları gerektiği açıktır. Türkiye’de 20.03.2014’te Twitter ve 27.03.2014 tarihinde de YouTube erişime engellenmiştir. 2 Ağustos 2024 tarihinde ise Instagram’a erişim engeli getirildi. Popüler sosyal medya platformu Instagram’a getirilen erişim engeli, Türkiye’de toplumsal, ekonomik ve hukuki sarsıntı yarattı. Keyif için kullananlardan, geçimini platform üzerinden sağlayanlara kadar milyonlar, Instagram engeline takıldı. Bu engel Instagram ile ortaya çıkan çok sesliliği, farklı fikirlerin paylaşımını, bireylerin toplumsal olaylar hakkında bilgi edinme ve bu olayları tartışma imkanlarını sınırlandırmıştır. Instagram yasağı ile bireylerin dijital kamusal alandaki katılımları engellenerek kamusal tartışmalar zayıflamıştır. Türkiye’deki kullanıcılar Instagram’a giremiyor ancak Meta’nın diğer sosyal medya platformu Facebook’a erişim sağlayabiliyor. Erişim engeli, ülke genelinde geniş çaplı bir kullanıcı kitlesini etkiledi. Birçok kullanıcı, platforma erişim sağlayamadıklarını sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla paylaşarak durumu rapor etti. Yaşanan bu durum, özellikle sosyal medya üzerinden iletişim kuran, işlerini yürüten ya da içerik üreten kişiler arasında endişeye neden oldu. 21. Yüzyıl itibariyle sosyal medya platformları kamusal alanın yeni mekanları haline gelmiştir. Instagram’a getirilen erişim engeli kamusal alanı, kamusal tartışmayı sınırlandırmıştır. Sivil toplum daha sınırlı bir hale gelmiştir. Instagram, özellikle görsel odaklı bir platform olması nedeniyle, siyasi aktivizm ve toplumsal meseleler konusunda güçlü bir etki alanına sahiptir. Türkiye’de, çevre hareketlerinden kadın haklarına kadar birçok toplumsal hareket, Instagram üzerinden geniş kitlelere ulaşmış ve kamuoyunu etkilemiştir. Ancak bu tür platformlara getirilen erişim yasakları, bu hareketlerin sesini kısmış ve kamusal alandaki çeşitliliği azaltmıştır. Özellikle genç nüfusun kamusal tartışmalardan uzaklaştırılmasına yol açmıştır. Bu tür yasaklar, sadece bilgiye erişimi değil, aynı zamanda toplumsal hareketlenmeyi de engelleyerek, kamusal alanın işleyişini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu sosyal alan paylaşımları eşitlik, insan hakları ve adalet ideallerini ileriye taşımıştır. Bu halk alanının daralması ve müdahalelere maruz kalması, yapısal güçler ve ticari kitle medyasının sosyal alanı olumsuz etkileyen roller üstlenmesi, günden güne “halk alanının” etkinliğini yitirmesi ile sonuçlanmıştır (Habermas, 2007).

SONUÇ

Kamusal alan kavramı Habermas’a göre kamusal fikirlerin tartışıldığı ve fikir alışverişinin yapıldığı sosyal bir alandır. Sosyal medya platformları kamusal alanın modern mekanıdır. Sosyal medya yeni bir kamusal alan yaratmıştır. Bu platformlara getirilen erişim yasakları, toplumsal tartışmaların ve kamuoyunun oluşumunu zayıflatmaktadır. Instagram örneğinde görüldüğü gibi, kamusal alanın sınırlanmasına ve toplumun bilgiye erişim hakkının kısıtlanmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda, sosyal medya yasaklarının dijital kamusal alan üzerindeki etkilerinin daha geniş çapta incelenmesi ve bu yasakların toplumsal etkilerinin azaltılması için çözümler üretilmesi önem arz etmektedir.

KAYNAKÇA

Yıldız, F. Ve O, Dursun. (2022). Yeni Medya ve Kamusal Alan: İletişim Akademisyenlerinin Perspektifi. Dergipark 62: 1-32. https://dergipark.org.tr/tr/pub/connectist/issue/71404/1040243(17.08.2024).

Avcil, C. (2021). Kamusal Alanı Dijitalleşme Çerçevesinde Yeniden Okumak. Dergipark 26: 103, 81-100. https://dergipark.org.tr/tr/pub/liberal/issue/65852/954382(17.08.2024).

Avcı, A. (2013). Türkiye’de İnternet ve İfade Özgürlüğü. İstanbu: Legal Yayınları.

Akkol, M.L. (2019). Jurgen Habermas’ın İletişimsel Eylem Kuramı ve Kamusal Alan Kavramının Analizi. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Dergipark 37, 171–180. https://dergipark.org.tr/tr/pub/pausbed/issue/49722/541364(18.08.2024).

Gümüş, S. (2023). Sosyal Medyanın Kamusal Alan Temsiliyeti Üzerine Bir Tartışma. Dergipark.  22: 21–48. https://dergipark.org.tr/tr/pub/dortboyut/issue/77882/1264171(18.08.2024).

Çöteli, S. (2015) Sosyal Medyanın Yeni Tür Kamusal Alan Yaratması Ve Toplumsal Hareketlere Katkıları: Taksim Gezi Parkı Olayları Örneği, Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi SBE.

Köselerli, B. (2017). Yeni Medya Ortamının Yeni Kamusal Alan Olarak Kullanımı Üzerine Bir Değerlendirme. Dergipark. 12.1: 51-64. https://dergipark.org.tr/tr/pub/nwsahuman/issue/26826/270284(18.08.2024).

BBC. (2024). Instagram’a erişim engeli kullanıcıları nasıl etkiledi? https://www.bbc.com/turkce/articles/cgeddy21e8ro(19.08.2024).

Ekonomist. (2024). Türkiye’de Instagram’a erişim engeli geldi: Sebebi ne? https://www.ekonomist.com.tr/teknoloji/instagram-neden-acilmiyor-erisim-engeli-mi–51938(19.08.2024).

Haber Global. (2024). BTK’dan Instagram’a erişim engeline ilişkin ilk açıklama: Katalog suçlara uymadığı gerekçesiyle kapatıldı. https://haberglobal.com.tr/bilim-teknoloji/son-dakika-turkiyede-instagrama-erisim-engeli-getirildi-instagrama-ne-oldu-neden-instagrama-giremiyorum-365962(19.08.2024).

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Demokrat Parti’nin Siyasal ve Ekonomik Politikalarının Dönemin Bürokratik Yapısına Etkileri

Melih Asaf Nalbantoğlu  Ankara Sosyal Bilimler Lisesi - Ankara Social...

Geri Göndermeme İlkesi Bağlamında Türkiye’de Suriyelilerin Geri Dönüş Süreçleri

Merve Nur Doğan  Göç Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, geri göndermeme...

Türkiye’de Suriyelilere Yönelik Sosyal Medya Algısı

Elina Günay Özdeş    Göç Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu araştırma yazısında; Türkiye’de...

Ulus Devletin Kimlik Mücadelesi: Küreselleşme, Göç ve Milliyetçi Hareketler

Bilgesu TABAKOĞLU Göç Çalışmaları o-Staj Programı Ulus Devletin Kimlik Mücadelesi: Küreselleşme,...