Kadir Şeker İçin Adalet?

Bu yazıda sahte bir kahramanın hikâyesinin nasıl oluşturulduğu, bu hikâyeyle birlikte toplumsal baskı yaratılarak mahkemenin nasıl etki altına alınmaya çalışıldığı ve sonucunda da şimdilik Kadir Şeker’in nasıl serbest kaldığını irdelemek istedim. Yazıyı vücuda getirirken adalet ve nefsi/meşru müdafaa kavramlarının üzerinde özellikle durarak bu iki kavramın dezenformasyonla nasıl harmanlandığını açıklamaya çalıştım. İlk olarak yaşanan olayı kısaca vereceğim. Bunu kavram setini açıklamak izleyecek, en sonda da Kadir Şeker’in “kahramanlık yürüyüşüne” bakacağız.

Ne olmuştu? Tıp öğrencisi (Star Gazetesi, 2020) Kadir Şeker, ikamet ettiği Konya’da bir parkta bir erkeğin bir kadını darp ettiğini görmüş, olayı ayırmaya gittiğinde de iddiaya göre saldırgan Özgür Duran’ın sözlü ve fiziki müdahalesiyle karşılaşmıştı. Şeker’i bir süre kovalayan ve darbeden Özgür Duran, boğuşma sırasında aldığı bıçak darbesiyle yere yığılmıştı. Hastaneye kaldırılan ancak kurtarılamayan Duran, Kadir Şeker’in bıçak darbesiyle ölmüştü. Olay yerinden kaçan Kadir Şeker’in ardında bıraktığı kan izlerini takip eden polis, Şeker’i teyzesinin evinde gözaltına almış ve nöbetçi mahkeme Şeker’i tutuklamıştı. Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Savcılık Kadir Şeker hakkında “haksız tahrik altında kasten öldürme” suçlamasıyla 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talep etmişti (Bianet, 2020). Bianet olayı her ne kadar “darp ettiğini görmüş” şeklinde haberleştiriyorsa da OdaTV’de Kadir Şeker’in ifadesine yer verilmiş ve Şeker, çiftin arasında geçen durumu şu şekilde ifade etmiştir:

Yürüyüş yolumun üzerinde bir erkek şahsın kamelyanın tahta direklerini yumruklayarak bağırdığını duydum. Benim karnım açtı bu nedenle eve gitmek istedim, yine de tereddütte kalıp kadının ağlama sesine dayanamayıp yanlarına gittim. … Kadını ve adamı tanımıyordum. Kadının ağlama sesine ve adamın bağırmasına istinaden yardım amaçlı kadına karşı bir fiziksel eylem varsa aralamak için gitmiştim” (Oda TV, 2020).

Kadir Şeker’in karıştığı olay, ölümle sonuçlanması bakımından nefsi müdafaa çerçevesinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği açısından incelenmelidir. Şeker, kendi beyanına göre iyi niyetle hareket ederek bir kadın ve bir erkek arasında cereyan eden kavgayı ayırmak istemiştir. Yaşanan arbedede karşı taraf, medyanın “meyve” bıçağı şeklinde servis ettiği, ancak “sustalı bıçak” olarak bilinen bir suç aletiyle öldürülmüştür. Şeker’in ifadesine göre Özgür Duran, Şeker’in boğazını sıkmış ve Şeker de cebinden bıçağını çıkarıp açmış ve bu sırada da Duran’dan kurtulmak için uğraşmıştır. Ayağı takıldığı için her iki kişi de yere düşmüş ve Şeker’in neden cebinden çıkardığını açıklamadığı bıçağın üzerine düşen Duran, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir.

“Nefsi/Meşru Müdafaa/Savunma nedir?” sorusunu Türk Ceza Kanunu (TCK), yirmi beşinci maddesiyle açıklar ve düzenler:

Meşru savunma ve zorunluluk hali

1- Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

2- Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez (Resmî Gazete, 2004).

Kanunun ilgili düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda nefsi müdafaa için girişilen fiilin orantılı olması gerekir. Kadir Şeker’in karıştığı bu olayın nefsi müdafaa açısından düşünülebilmesi için öncelikle Duran’ın, Şeker’in boğazını hangi amaçla sıktığının bilinmesi gerekir. Medyaya yansıdığı kadarıyla Ayşe Dırla’nın ifadesine göre Kadir Şeker, olay yerine elinde bıçağı olduğu halde gitmiş ve konuşma esnasında da Özgür Duran’a bıçak taşıdığını belli edecek şekilde hareket etmiştir. Yine Ayşe Dırla’nın ifadesine göre Özgür Duran, bıçağı gördüğü için Şeker’e saldırmıştır. Buna karşın Ayşe Dırla, Kadir Şeker’in bıçak vurma anını görmediğini de beyan etmiştir (Oda TV, 2020).

Hemen herkesin hatırlayacağı üzere bu olay gerçekleştiğinde Kadir Şeker, topluma ilk olarak “tıp öğrencisi” olarak tanıtıldı. Oysa Şeker, sınava hazırlanan ve tıp okumak isteyen bir öğrenciydi. Bu tanıtılış kahraman olarak Kadir Şeker’in ilk etiketi oldu. Anti-kahraman/lar Özgür Duran ve Ayşe Dırla ise medyada suç makinesi olarak sunuldu. Özgür Duran’ın oldukça kabarık olan suç kayıtları ortaya döküldü. Şeker’in özgürlük propagandası önce tıp öğrencisi olması daha sonra bir kadını kurtarmak istemesi üzerine inşa edildi ve toplumsal vicdani rıza tetiklendi. Buna karşılık Özgür Duran, bir suç makinesiydi. Öldürülmüş olması çok bir problem arz etmiyor hatta çoğu kişi için bir şey ifade etmiyordu. Özgür Duran’ın ölümünden sonra Ayşe Dırla, yapılan bir uyuşturucu operasyonunda 900 gram eroinle yakalandığında Dırla da anti-kahraman olarak listeye eklendi. Kadir Şeker’in, hayatını Dırla için tehlikeye atması ve onu korumaya çalışırken hapse girmesi yüceltildi. Dırla’nın bir suçlu olması da yine Şeker lehine olacak şekilde yorumlandı.

Kadir Şeker, toplumun bir bölümü tarafından kahraman diğer bir kesim içinse “katil” olarak kabul edildi. Şeker’e verilen hapis cezası, Türkiye’deki kadına yönelik şiddet olaylarına yönelik önleyici fiilleri engelleyeceği ve tepkisizliği arttıracağı endişesiyle eleştirildi. Öte yandan Şeker’in Duran’ı bıçakladıktan sonra onu tekmelemesi ve olay yerini terk etmesi, taşıdığı bıçağın niteliği, bu bıçağı taşımasını gerekçelendirirken kullandığı çelişkili ifadeler de kamuoyunda çokça tartışıldı: Şeker, söz konusu bıçağı Savcı nezaretinde yapılan keşifte “tespihle oynar gibi oynamak için” internetten aldığını ifade etmiştir (HaberTürk, 2020).

Kadir Şeker’in geleceği parlak bir genç olduğu yönündeki iddia onun arkadaşlarıyla yapılan görüşmelerde zanlının ne kadar iyi ve başarılı bir insan olduğunun anlattırılması (Oda TV, 2020; Star Gazetesi, 2020) veya Özgür Duran’ın aile fertlerinin Duran için benzer ifadeler kullanması olay anında yaşananlar için hafifletici gerekçe değildir. Duran’ın suç kayıtlarının bulunması da ailesine göre onun kötü biri olduğu anlamına gelmez. Aynı şekilde Kadir Şeker’in suç kaydının bulunmaması da onun iyi biri olduğuna anlamına gelmez. Burada iyiliği veya kötülüğü tartışarak olayın bağlamından koparmak gereksizdir.

Burada bize düşen verilen ifadelerin tamamını bilmeden, Özgür Duran’a yapılan otopsinin raporunu incelemeden yargıya ulaşmamaktır. Adli tıbbın kalbe saplanan bıçağın yönü, şiddeti ve diğer kıstaslar üzerine yaptığı analizleri bilmeden Şeker’in katil olduğunu iddia etmek veya etmemek tamamen olayın kamuoyuna sunuluş şekline bağımlıdır. Bu bağımlılık ise medyanın yaptığı haberlerle alakalıdır. Gerek konvansiyonel gerek sosyal medyanın toplumsal meselelerde üstlendiği rol çok önemli olmakla birlikte takınılan taraflı tutumun olaylara geniş bir perspektiften bakmayı engellediği de açıktır. Kadir Şeker olayında da benzer bir şekilde medya platformları taraflı bir şekilde davranmıştır. Bu sebeple bizlere düşen, olayların tamamına vakıf olmadan görüş bildirmemek, bir baskı grubu olarak hareket etmeye çalışırken yargılama usulleri ve dava içeriğinde ortaya konan delillerden habersiz yargıya ulaşmamaktır. Bu şekilde ulaşılan yargılar üzerinden yapılan değerlendirmelerin, masum birinin cezalandırılacağı dair endişeyi körüklediği de unutulmamalıdır.

Yavuz Bülent BEKKİ

 

 

Kaynakça

BİANET. (2020). Kadir Şeker’e 12 buçuk yıl ceza. https://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/232697-kadir-seker-e-12-bucuk-yil-ceza Erişim Tarihi: 07.07.2022.

HaberTürk. (2020). Kadir Şeker’in bıçak ifadesi ortaya çıktı: İnternetten tespih çeker gibi oynamak için aldım. https://www.haberturk.com/son-dakika-haberi-kadir-seker-in-bicak-ifadesi-ortaya-cikti-tespih-ceker-gibi-oynamak-icin-aldim-2824725 Erişim Tarihi: 10.07.2022.

Oda TV. (2020). Herkes Kadir’i konuşuyor… İfadesinde yaşananları nasıl anlattı. https://www.odatv4.com/guncel/ifadesinde-yasananlari-nasil-anlatti-09022024-178118 Erişim Tarihi: 07.07.2022.

Resmî Gazete (26.09.2004). Sayılı Türk Ceza Kanunu. Sayı: 5237. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5237&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5#:~:text=Madde%2025%2D%20(1)%20Gerek,fiillerden%20dolay%C4%B1%20faile%20ceza%20verilmez  Erişim Tarihi: 10.07.2022.

Star. (2020). Kadir Şeker olayı nedir? Kadir Şeker kimdir?. https://www.star.com.tr/guncel/kadir-seker-kimdir-kadir-seker-olayi-nedir-haber-1579963/ Erişim Tarihi: 10.07.2022.

Sosyal Medyada Paylaş

Yavuz Bülent Bekki
Yavuz Bülent Bekki
Yavuz Bülent Bekki, 2015’te Gazi Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. 2018’de Kocaeli Üniversitesi, Siyaset ve Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisansa başladı ve 2020’nin Temmuz ayında savunduğu “Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’ne Yönelik Tepkilerin Netnografik Analizi” başlıklı teziyle bilim uzmanı unvanını aldı. Bekki, 2020 yılında başladığı doktora eğitimine devam etmektedir.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...

Küresel Göç Yönetiminde Sivil Toplumun Etkisi: Sivil Toplumun Katkısı ve Sınırları

Kaancan Koçak  Sivil Toplum Çalışmaları O-Staj Programı Özet Göç insanlık tarihinin en...