Just Cause – Suma Qamaña: Indigenous Education in Bolivia

Piedad Córdoba sunumuyla 2015 tarihinde yayınlanan belgeselde sömürge dönemiyle birlikte dayatılan eğitim sisteminden kopuşun aksayan tarihiyle birlikte Eva Morales iktidarında izlenen mevcut eğitim modelinin dayandığı “Suma Qamaña”nın izi sürülmektedir. Belgeselde, Eğitim Bakanı Roberto Aguilar Gomez, dilbilim öğretmeni Felix Layme, ilkokul öğretmeni Josefina Velazco Choque, Salesiana Üniversitesi Rektörü Thelian Argeo Corona, Warisata Rektörü Andres Mamani, topluluk ilköğretiminden sorumlu Naty Alicia Valero, Nieto de Avelino Siñani’de öğretmen Basilio Quispe, matematik öğrencileri Clementina Pariwaipa ve Gabriel Ticona Quispe, La Paz kenti öğretmenler lideri Jose Luis Alvarez ile çeşitli röportajlar yer almaktadır.

Bolivya’da Aymaras, Quechuas, Guaranis, Yurakares ve daha pek çok yerli topluluk yaşamaktadır. Bu çeşitli yerli toplulukların kendi dillerinde eğitim almaları, asimilasyonun en önemli araç haline geldiği ve İspanyolcanın dayatıldığı sömürge döneminden itibaren uzun bir savaşım tarihi olmuştur. 1825 ve 1826 tarihleri arasında görev yapan, Simon Bolivar tarafından halk eğitim direktörü olarak atanan Simon Rodriguez döneminde beyaz, mestizo ve yerli çocukların bir arada eğitim görmesi o dönemde yerliler ve köylüler için ilk kazanım olmuştur. 1920’lerde kırsalda yerlilere özgü okullar açılsa da medenileşme bu dönemde hala İspanyolca okuma yazma ile eşdeğer görülmüştür. 1930’a gelindiğinde yerlilerin kurduğu Warisata okulunun eğitim sisteminde konuşma, öğrenme ve kendi kaderleri için harekete geçme pratiklerini yaygınlaştırma çabasının gerçek bir devrim olduğu ifade edilmektedir. Bu proje, mestizo Elizardo Perez ve yerli Avelino Siñani tarafından gerçekleştirmiştir. 1940 yılında ise Warisata yerli okulu, elitlerin İspanyolca eğitim baskısıyla kapatılmıştır. Yerli ve çiftçi toplulukların eğitimi yıllar boyunca kesintiye uğramıştır.

1952-1976 yılları arasındaki dönemi araştıran Garcia Linera, Bolivya halkının %60-65’inin ana dilinin yerel dili olduğu, İspanyolcanın yabancı dilleri olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, resmi eğitim, kamu yönetimi ve kamusal hizmetler Quechua ya da Aymara dillerinde değil; İspanyolca’dır. Yerlilere karşı uygulanan bu baskıya karşı nihayet 1980’de Bolivya’nın yerli ve köylü örgütleri ülkenin kültürel ve dilbilimsel bakımdan ülkedeki çeşitliliğe karşılık gelebilecek bir eğitimi talep etmiştir. 1994 yılında eğitim reformları kapsamındaki yeni kanun eğitimin kültürlerarası ve iki dilli olduğuna işaret etmiştir. 2006 yılında ise, nihayet Morales hükümeti “Vivir Bien” (iyi yaşam) çerçevesinde bir dizi dönüşüm başlatmıştır. İyi yaşam için eğitim, topluluk ve doğa arasındaki saygın karşılıklı varoluşta insanın biçimlenme süreci olarak ifade edilmektedir. 2010 yılında 070 Eğitim Kanunu ile birlikte tüm eğitim sistemi kültür içi, kültürlerarası ve çok dilli olmuştur.

Eğitim sistemlerinin felsefesi olan “Buen Vivir”in aslında atalarından miras kalan kültürel ve toplumsal değerler bütünü olduğu söylenebilir. Bu değerler bütünü temelde herhangi bir ayrım olmaksızın yatay örgütlenen, hiyerarşisiz bir topluma işaret etmektedir. Eğitim, çoğulcu toplum için etik prensiplerin benimsenmesi ve uygulanmasına aracılık eder. Bu etik prensipler belgeselde “tembel olma, yalancı olma, hırsız olma”[1] gibi tutum ve davranışlara karşı çıkış olarak da tanımlanmaktadır.

Warisata okul yönteminden esinlenilen 070 Eğitim Kanunu üretken topluluğa ve toplumsal sağduyuya işaret etmektedir. Bu kanunun toplumsal oluşu herkesin eğitim hakkının varlığından, topluluk da yaşamı iyileştirenin gelişiminin zorunluluğu ve bunun eğitimle zorunlu ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla iyi yaşam, eğitim yoluyla üretimin bileşeni olan araştırma-öğrenme ve maddi üretim süreçlerinde gerçekleşmektedir.

Bolivya’daki mevcut eğitim sisteminde en önemli konunun müfredat olduğu ifade edilmektedir ve eğitimde 3 müfredat esas alınmaktadır. İlk müfredatta, çok uluslu devlet içi birleştirici bir müfredata dayanır. Aynı nitelik ve koşullarda fizik, kimya, coğrafya, tarih tüm öğrencilere öğretilmektedir. İkinci müfredat bölgeseldir. Yerli ve köylü halkların her birinin çeşitli kültürleri ve dilleri ile bağlantılıdır. Üçüncü müfredat ise çeşitlendirilmiştir. Ebeveynlerin, topluluğun kendi yerli çocuklarının eğitimi bağlamında katkı sunmalarına izin verilmiştir. Aymaralar diğerleriyle uyumu avantaj olarak gördüğünden, bu bağlamda herhangi bir öğretmen ve teknikerin bu rehber ile müfredatı geliştirdiğini düşünmektedirler.

Eğitim sisteminde dekolonizasyon ve ataerkil sistemin ortadan kaldırılması en önemli iki kavram olarak vurgulanmaktadır. Dekolonizasyondan kurtulmanın amacı; okul sistemindeki egemen güçlerin hiyerarşik tutumlarından ve bunların yeniden üretiminden kurtulmak, eğitim yapısındaki, öğrenci-öğretmen arasındaki hiyerarşik ilişkinin sürdürüldüğü yapıdaki okuldan kopmak ve tüm bu kavramları yıkıp toplulukları demokratik ve katılımcı formlarına dönüştürmektir. Ataerkil sistem için ise; kadınlık, erkeklik, bakım verme, aile geçindiren baba, ev işlerini yapan anne gibi rollerden sıyrılarak bu sistemin ortadan kaldırılması, toplumsal cinsiyet eşitliği hedeflenmektedir.

Belgeselde son olarak, eğitimdeki bu dönüşümün neden daha önce olmadığı ve bu yerli topluluklara neden İspanyolcanın dayatıldığı ile ilgili soruya yanıt verilmiştir. Eğitim sistemini değiştirmeden, dili değiştirmeden yerlilere din dayatılamazdı. Batı’daki ahlaki yaşam, aşkın ve doğaüstü olana bağlayan kıstaslarla inşa edilmiştir. Ancak bu dünya görüşü ile yerlilerin dünya görüşü arasında derinden bir fark vardır ve dil kullanılamazsa bu benimsetilemezdi. Kendi dillerinde eğitimden mahrum bırakılan yerli topluluklar, Bolivya’da nihayet Batı medeniyetinin müfredatı yerine kendi bağlamlarında bir müfredat yaratmanın imkânından bahsetmektedirler. Aymaras’ta kendi bağlamlarında, aktif ve üretken, doğayla ilintili, bilgiyi ve bilgeliği içeren, iyi yaşam için eğitim metodunu bize tanıtan bu belgesel biterken benzerlikleri ve farklılıklarıyla kendi topraklarımızın, “Buen Vivir” için eğitim modeli olabilecek köy enstitülerini hatırlatıyor…

Kardelen Dilara CAZGIR

Latin Amerika Staj Programı

Dipnot:

[1]Ama quella, ama llulla, ama sua.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...

Küresel Göç Yönetiminde Sivil Toplumun Etkisi: Sivil Toplumun Katkısı ve Sınırları

Kaancan Koçak  Sivil Toplum Çalışmaları O-Staj Programı Özet Göç insanlık tarihinin en...