Joker

Joker, ABD kökenli DC Comics yayınevinin ünlü süper kahramanı olarak bilinen Batman ‘in azılı düşmanlarından, suçlu kategorisindeki karakterlerden biridir.  Joker filmi ise 2019 yılında seyirciye sunulan, yönetmenliğini Todd Philips’in üstlendiği, diğer  Batman filmlerinden farklı olarak psikolojik gerilim türünde bir filmdir. Bu zamana kadar Joker karakteri birçok filmde farklı kişiler tarafından seslendirilmiş ve canlandırılmış olup birçok televizyon dizisinde de bu karaktere yer verilmiştir. Bu filmde tipik bir kahramanlık hikayesinin ve Batman filmlerinde görülen iyi ve kötünün net, sınırları keskin çizgilerle ayrılmış kahraman tanımlamasının dışında bir Joker karakteri görülmektedir. Joker burada güçlü, hiç ölmeyen, merhametli, becerikli ve her zaman iyi olan kahramanların anti-tezi olarak ortaya çıkan bir anti-kahraman özelliği gösterir. Joker’in Joker olmadan önceki geçmişinin hikayeleştirildiği ve Bruce Wayne’ in çocukluğunun görüldüğü filmde, Gotham’da henüz Batman olmadığı ve bu şekilde iyi-kötü ikiliğinin ve bu diyalektiğin yarattığı kahraman algısının da oluşmadığı görülmektedir. Ana karakter olan Arthur Fleck, Gotham’da palyaçoluk yaparak annesi ile yaşar ve stand up komedyeni olma hayali taşır. Filmde Joker’ in bir suçluya nasıl dönüştüğü ve bu dönüşümün altında yatan sebeplere yer verilir. Filmin ilk sahnesinde Arthur ağlarken mutsuz bir halde gösterilmesine rağmen gülmeye ve mutlu olmaya çalışmaktadır. Çünkü annesinin söylediğine göre o bu hayata gülmeye ve herkesi mutlu edip güldürmeye gelmiştir. Arthur’un yaşadığı Gotham ise o dönem kaos içinde, çöplerin, farelerin arttığı bir şehir haline gelmiştir. Filmde sunulan seyircinin Joker ile empati kurmasına yardımcı olacak öğeler, izleyicinin Joker’in sisteme karşı gösterdiği eylemlerine haklı sebepler bulmasında yardımcı olur.  Arthur’un baskı altında kaldığında gün yüzüne çıkan gülme hastalığı ve bu hastalığa karşı toplumun onu dışlaması, palyaço kostümüyle tanıtım yaparken uğradığı saldırı ve patronunun, sosyal çevresinin psikolojik hastalıklarından dolayı onun sözüne güvenilmeyen kişi, toplumdan dışlanan ve sistemde yeri olmayan kişi olarak görülmesi uyguladığı şiddetin motivasyon kaynaklarını gösterir. Şiddet, aslında onun toplumda ezilen, ötekileştirilen ve sessiz kalan topluluğu toplumun etiketleyerek sisteme dahil etmemesi sonucu bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Filmde iş arkadaşı Randall’ın kendini koruması için verdiği silah ile Arthur ‘un hayatındaki değişimler başlar. Çocuklarla birlikte olmak için palyaço olarak hastaneye gittiği bir işte silahının düşmesiyle işinden kovulan Arthur, metroda bir kadına karşı üç beyaz yakalının takındığı tavır ve sonrasında Arthur’ un tekrar şiddete maruz kalması ile bu sefer durumlar farklı sonuçlanır. Thomas Wayne’ in beyaz yakalıların öldürülmesi üzerine başarılı olanların başarılı olamayanları bir palyaço gibi gördükleri ve bu cinayeti gerçekleştirenin de başarılı olanları kıskanan bir palyaçodan ibaret olduğu söylemi halkı protestoya itmiştir ve bu hareketten sonra palyaço maskesi bir sembol haline gelmiştir. V for Vandetta, La Casa De Papel gibi örneklerde de direnişin ve sisteme karşı çıkışın bir maske haline getirilmesi ve bu maskenin bir sembol olarak yansıtılması görülmüştür. Gotham’da da sessiz kalmış ve ötekileştirilmiş kitlelerin, “hepimiz palyaçoyuz.” sloganı altında eyleme geçtiği görülmektedir. Film boyunca seyirciye Joker’i anlaması için gösterilen yaşadığı ortamın zorluğu, şehir hayatının adaletsizliği, gelir eşitsizliği ve toplumdan ayrışarak yaşadığı yabancılaşma, sisteme dahil olmak için çaba göstermesine rağmen toplumun, annesinin ve yaşadığı çevrenin ona yaşattıkları ile daha da pekişir.

Arthur alkışlanmak, toplum tarafından kabul görmek ve hatta var olduğunu anlayabilmek için sadece fark edilmek ister. Joker’in

“ Akıl hastası olmanın en kötü yanı sanki düzgün davranmıyormuşsun gibi insanların senden düzgün davranmalarını beklemesi”

repliği aslında modern toplum insanının acımasızlığının bir göstergesidir. İlk sahnelerden itibaren Talk Show sunucusu ve komedyen olarak görülen Murray Franklin ise, toplumda kitle iletişim araçları  ile halkın gözünde idolleştirilmiş, ezilen kitlelerle dalga geçerek komedi yapan bir karakter olarak seyirciye sunulur. Arthur, Murray’ in hayranı olmasına rağmen, Murray programında onunla dalga geçerek programına çağırdığı ve küçük gördüğü için, annesinin, beyaz yakalı gençlerin ve ona silah veren iş arkadaşının hak ettiği gibi ölmeyi hak etmiştir. Murray Franklin, sınıflar arası çatışmayı ateşleyen, popüler kültürün eşitsizliğin sürekliliğini sağladığını gösteren bir sembol olarak yansıtılır.  Egemen iktidar, toplumda neyin doğru neyin yanlış, neyin komik neyin komik olmadığını belirleyen güçtür ve bu tanımlara karar veren egemen iktidara karşı çıkan Arthur, bu farkındalıkla birlikte Joker’e dönüşür. Joker, Marksist yaklaşımdan bakıldığında sınıf çatışmasının bir lideri değil, eylemleri sonucu toplumdan dışlanmış bir topluluğu harekete geçirdiğinden ötürü egemen sisteme karşı çıkan direnişin bir sembolüdür.

Küçüklüğünden beri psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan Arthur filmde baba şefkatine ihtiyaç duyuyordur. Batman filmlerinde “kötü” olarak nitelendirilen Joker, bu filmde aslında saf bir şeytanın olmadığını, toplumsal sorunlar ve şiddet aracılığı ile bir insanın nasıl suçluya dönüşebileceğinin kanıtı olarak izleyiciye gösterilir. Bu zamana kadar yetenekli ve güçlü süper kahramanların aksine hasta ve yeteneksiz olan bu karakter, tekdüze ve yüzeysel olarak tanımlanmış keskin hatları olan ahlak sınırlarının dışına çıkarak, farklı bir pencere açar. Egemen sistemin belirlediği sınırlar ile toplumsal değerlerin inşa edilmesine karşı çıkan Joker, toplum tarafından etiketlenen bir suçlu olmaktan çıkarak aydınlanma çağının aklın üstünlüğünü savunan, aklın akıl dışılığı tahakküm altına aldığı toplumsal değerlerin tersine sessiz kalan kitlenin anti-kahramanı haline gelir.

 

GİZEM AŞAR

Sivil Toplum Staj Programı

 

 

 

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...