Suriyeli yetkililer tarafından, İsrail savaş uçaklarının, 30 Ocak perşembe günü sabaha karşı Suriye’nin başkenti Şam’ın banliyösündeki Askeri Geliştirme Enstitüsü’nü vurduğu bildirildi. İddialara göre, Akdeniz üzerinden Lübnan hava sahasına giriş yapıp Hermon dağları üzerinden geçen İsrail jetleri, Esad’ın sarayına beş kilometre uzaklıktaki askeri tesisi vurduktan sonra aynı rotayı izleyerek geri döndü. Alçak irtifadan uçmaları sebebiyle radar tarafından algılanamayan uçakların hedefinin Hizbullah’a kimyasal silah taşıdığı iddia edilen bir askeri konvoy olduğu da iddialar arasında yer aldı. İsrail’in ABD’ye saldırı niyetiyle ilgili bilgi verdiği ise New York Times gazetesi tarafından ortaya atılan iddialar arasındadır.
Olay sonrası Suriyeli muhalifler ise saldırıyı üstlendiklerini bildirdiler. Batı medyasına açıklama yapan muhalif komutanlar, Camraya Askeri Araştırma Merkezi’ni kendilerinin vurduklarını bildirdiler. Olay için Tel Aviv sessizliğini korurken, Suriye Hükümeti saldırıdan İsrail’i sorumlu tutuyorlar. Batılı diplomatların birçoğunun da açıklamaları gene bu doğrultuda olmaktadır.
Suriye Hükümeti’nin İsrail’e karşılık verme tehdidi ise İran Hükümeti tarafından destek gördü. ”Şam’ın saldırıya karşılık verme gibi bir seçeneği var fakat zamanlaması hazırlıklarımıza bağlı” diyen Suriye’nin Lübnan Büyükelçisi Ali Abdülkerim Ali, saldırıda iki görevli öldüğünü, 5 kişinin ise yaralandığını açıklarken, ”Ciddi maddi zarar gerçekleşti. İsrail uçakları aynı yolu takip ederek hava sahamızı terk etti” ifadesini kullandı. Suriye Hükümeti’ nin açıklamalarından sonra birçok ülke de saldırıyla alakalı açıklamalarda bulundu.
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi; ”Suriye hükümetinin muhalifler üzerinde kazandığı üstünlüğü altüst etmek için Batı ile koordine edilmiş bir girişimdir. Ayrıca saldırı muhalifler ve Siyonist rejim arasındaki bağlantıyı da açıkça vurgulamıştır” dedi.
İsrail’in Suriye’yi vurmasıyla ilgili bir açıklama da Lübnan merkezli Hizbullah’tan geldi. Yapılan açıklamada Hizbullah’ın Suriye yönetimi, ordusu ve halkıyla büyük bir dayanışma içinde olduğu belirtildi.
Öte yandan, Lübnan’daki BM Barış Gücü UNIFIL’in sözcüsü Andrea Tinanti, İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki UNIFIL bölgesinde herhangi bir askeri operasyon yapmadığını ancak Lübnan hava sahasının ihlal edildiğini belirtti.
Rus Dışişleri Bakanlığı, açıklamasında, “Eğer iddialar doğru ise bağımsız bir ülkeye yönelik bu saldırı, açıkça BM Anlaşması’nın ihlali anlamına gelir. Bunun arkasındaki gerekçe ne olursa olsun, kabul edilemez…” ifadelerini kullandı.
Suriye’de şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını ifade eden Bakanlık, Rus Dışişleri Bakanlığı, açıklamasında, “Eğer iddialar doğru ise bağımsız bir ülkeye yönelik bu saldırı, açıkça BM Anlaşması’nın ihlali anlamına gelir. Bunun arkasındaki gerekçe ne olursa olsun, kabul edilemez ”ifadelerini kullanarak, 30 Haziran 2012’de sağlanan Cenevre Mutabakatı temelinde Pan-Suriye diyalogunun oluşturulmasını ve her türlü dış askeri müdahalenin engellenmesini bir kez daha istedi.
Saldırı sonrası sessizliğini koruyan İsrail Hükümeti ise bu saldırı ile 5 yıl sonra ilk kez Suriye’de bir hedefi vurmuş oldu. 6 Eylül 2007’de Suriye’nin kuzeyinde bir fabrikayı bombalayan İsrail, Suriye’de saldırı gerçekleştirdiğini hiçbir zaman resmi olarak kabul etmedi.
(TUİÇ Akademi, BBC, New York Times, Washington Post)
Serap Merve Doğan
TUİÇ Stajyeri