Irak’ta hükümetle ilgili krizle birlikte, halkın özgürlük, demokrasi, sosyal ve ekonomik adalet, daha iyi koşullarda yaşama gibi isteklerle yaptığı gösteriler devam ederken son günlerde çıkan bir haber halkın tepkisini daha da arttırmış görünmektedir. Uluslararası medyada da geniş yankı bulan habere göre, 2004’te habere göre, Mayıs-Haziran 2004 tarihleri arasında Irak’ın yeniden yapılandırılmasında kullanılmak üzere Irak’a kargo uçağıyla gönderilen 20 milyar doların, 6.6 milyarı çalınmış olabilir. Irak’ın yeniden yapılandırılmasını denetlemekle görevli Müfettiş Stuart Bowen, 2003-2004 yılları arasında ABD’den yollanan fonlara ilişkin üçüncü denetimin başlatıldığını, ancak 6.6 milyar doların nasıl kullanıldığına ilişkin bir belge bulunamadığını ve bunun Amerikan tarihinin en büyük fon soygunu olabileceğini açıklamıştır.[1] Bu arada yapılan bu nakdi sevkiyatın şimdiye kadar kargoyla yapılmış en büyük para nakli olduğu da söylenmektedir. Bu da olaya farklı bir boyut katmaktadır. Zira 100 dolarlık banknotların balyalar halinde Irak’a gönderilmesi dikkat çekicidir.
Bu haber Irak’ın kaybolan paraları ve hükümetin yolsuzlukları da yeniden sorgulanır hale gelmiştir. Hatırlanacağı gibi işgalin ilk yıllarında ABD’li yöneticilerin Irak’ta yaptığı iddia edilen yolsuzluklar gündemin ilk sıralarını oldukça meşgul etmiştir. Hatta ünlü İngiliz medya şirketi BBC 2005 yılında, “Irak’ın Kaybolan Milyonları” başlıklı bir program yapmış ve programda “Custer Battles” adlı özel güvenlik şirketi ile 2001-2009 yılları arasında ABD Başkan Yardımcısı olan ve dönemin ABD Başkanı George W. Bush ile iyi ilişkileri olduğu bilinen Dick Cheney’in eski şirketi Halliburton’u hakkındaki yolsuzluk iddialarını konu alınmıştır. Programda, ABD işgali sonrasında Paul Bremer’in kontrolündeki Geçici Koalisyon Yönetimi’nin işgal sonrası ilk dönemde sözleşmelerin üçte ikisini, ihale açılmaksızın verilmesi ve sözleşme yapılan şirkete, harcamalarının yanı sıra, bir de işletme komisyonu ödenmesine yönelik iddialar gündeme getirilmiştir.[2] Hatta programda Amerikalı denetçilerin Irak’ta yaptığı incelemelerde, Irak’ta savaş sonrası koalisyonca kurulan petrol fonunun hesaplarında yaklaşık 8.8 milyar doların eksik olduğunu belirledikleri ifade edilmiştir.[3] 2005’te ABD yönetimi tarafından Irak’a gönderilen ve yatırımları denetleyen Reform Komitesi de incelemelerinden sonra Irak’ta yeniden yapılandırma fonlarının kötüye kullanıldığı ve yolsuzluklar yapıldığını rapor etmiştir. Bunun üzerine 2005 yılında bir soruşturma açılmış ancak 8.8 milyar doların nasıl kullanıldığına ilişkin bir belge ortaya çıkarılamamıştır.
Irak’a ilişkin yolsuzluk iddiaları sadece ülkedeki yabancı yatırımcılar ya da eski ABD’li yetkililerle ilgili değildir. Bu açıdan hükümete yönelik yoğun eleştiriler de gündemdeki yerini korumaktadır. Özellikle ülke bütçesinin ana kaynağı olan petrol gelirlerine yönelik önemli yolsuzluk iddiaları ortaya atılmaktadır. Örneğin, 2007’de kurulan Irak Parlamentosu Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, 2010’da Ticaret Bakanlığı’nın bütçesine ilişkin yapılan incelemede 4 milyar dolar yolsuzluk yapıldığı ortaya çıkarılmış, bu rakamın 2006-2010 arasında 8 milyar doları bulabileceği açıklanmıştır.[4] Ticaret Bakanlığındaki yolsuzluluğun ortaya çıkarılmasının ardında Irak Ticaret Bakanı Abdul Falah Al-Sudani, Dubai’ye kaçarken yakalanmış, ev hapsine konulmuştur. Bu düzeyde yapılan bir yolsuzluğa ve halkta büyük tepki yaratmasına rağmen cezaevine gönderilmemiştir.
2011’in ilk 6 ayına damgasını vuran, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki gösterilerin de ortak noktası yönetimlerdeki yolsuzluklar, sosyal ve ekonomik adaletsizlik, insan hakları gibi kavramlar olmuştur. Irak’ta yapılan gösterilerde ise daha çok yolsuzlukla mücadele ve istihdam yaratılması gündeme getirilmektedir. Irak’ın çeşitli vilayetlerindeki protesto gösterilerinin ardından hükümeti ayakta tutmaya çalışan Irak Başbakanı Nuri El-Maliki, Şubat ayının sonunda bakanların ve yerel yönetimlerin çalışmalarının gözden geçirilmesi ve planlamaların yapılması amacıyla 100 günlük süre belirlemiştir. Bu süre Haziran ayının ilk haftasında dolmasına rağmen, Irak halkının taleplerini karşılayacak herhangi bir gelişme yaşandığını söylemek mümkün değildir. Uluslararası Şeffaflık Örgütü Raporlarına göre, 178 ülke içerisinde Irak, 2010 yılı itibariyle en çok yolsuzluğun yapıldığı ülkeler arasında dördüncü sıradadır. Bu açıdan her şeyden önce Iraklı yetkililerin sorumlu davranarak, devlet içerisindeki yozlaşmayla mücadele etmesi gerektiği düşünülmektedir. Belki de ülke geleceğindeki en büyük sorunun devletteki yozlaşmadır. Irak’ta siyasi gruplar ve hükümet yetkililerinin, siyasal grup çıkarlarını ön plana çıkaran bir tutum sergiledikleri görülmektedir. Bu durum siyasi gruplar arasındaki ayrışmayı derinleştirirken, uzlaşının ortaya çıkmasını da engellemektedir. Daha da kötüsü, siyasi gruplar arasındaki ayrışmanın aynı şekilde halka da yansıdığı söylenebilir. Bu açıdan Maliki’nin 100 günlük süresinin dolmasının ardından yapılan gösterilerde hükümet yanlıları ile hükümet karşıtlarının karşı karşıya gelmelerinin Irak’ın yeniden yapılanması sürecinde son derece tehlikeli bir durum olduğu düşünülmektedir. Etnik ve mezhebi temelli ayrışma ve çatışmaların külleri halen soğumamışken, ülkenin yeni bir ayrışmaya sürüklenmesi, Irak’ı içinden çıkılmaz durumlara taşıyabilecek niteliktedir
Bilgay Duman
ORSAM Ortadoğu Uzmanı
Kaynak: ORSAM
[1] Paul Richter, “Missing Iraq Money May Have Been Stolen, Auditors Say”, http://www.latimes.com/news/n
ationworld/world/la-fg-missing-billions-20110613,0,4414060.story, Erişim: 17 Haziran 2011.
[2] Daha detaylı bilgi için bkz. BBC, “Irak’ın Kaybolan Milyonları”, http://www.bbc.co.uk/turkish
/specials/2214_iraq_millions/page4.shtml, Erişim: 17 Haziran 2011.
[3] Daha detaylı bilgi için bkz. BBC, “Irak’ın Kaybolan Milyonları”, http://www.bbc.co.uk/turkish/spe
cials/2214_iraq_millions/index.shtml, Erişim: 17 Haziran 2011.
[4] Marie Colvin, “Iraq’s Trade Ministry Hit By £2.6 Billion Fraud”, http://www.timesonline.co.uk/to
l/news/world/iraq/article7052572.ece, Erişim: 17 Haziran 2011.