Bin yıldan fazla bir süredir Irak’ın kurulduğu topraklarda yaşayan ve yaklaşık 900 yıl bu topraklar üzerinde hâkimiyet sağlamış, devlet ve beylikler kurmuş Türkmenler, bugün “demokratik” Irak’ta, eski dönemlerde olduğu gibi yok sayılmaya çalışılmaktadır.
Irak Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yer alan ve Irak’ın tanıtıldığı bölümde, Irak’ta yaşayan topluluklar belirtilirken, Türkmenlere yer verilmemiştir. Bunun ortaya çıkması üzerine Türkmen halkı ve yetkililer tarafından yapılan itirazlar sonucu, etnik oranların verildiği satır, Irak tanıtım bölümünden çıkarılmıştır. Irak Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen rakamlar doğrultusunda, Irak’taki Arap nüfus yüzde 77,1, Kürt nüfus, yüzde 19, Asurîler yüzde 0,8 olarak verilirken, diğerleri olarak da yüzde 0,3’lük bir oran ifade edilmiştir. Ancak Irak’taki Türkmen varlığına ilişkin bir rakam ortaya konmaması, katılımcı bir demokrasi yaratılmaya çalışıldığı iddia edilen Irak’ın inanırlılığına gölge düşürmektedir. Irak’taki eski rejimlerin Türkmenlere karşı uyguladığı asimilasyon politikaları halen akıllardadır. Özellikle Saddam Hüseyin döneminde birçok Türkmen rejim tarafından yakalanmış, hapse atılmış, sürgün edilmiş ve idam edilmiştir. Türkmen aileler, kimlik değiştirip kendilerini Arap yazması için zorlanırken, değiştirmeyenler de cezalandırılmıştır. Irak’ta rejim baskıları nedeniyle birçok Türkmen ailesi de Irak dışına göç etmek zorunda kalmıştır. Buna rağmen Türkmenler, Irak’ın asıl sahipleridir. Hiçbir dönemde, devlete karşı bir mücadeleye girişmemiş, dış güçlerden yardım alarak ülkelerine zarar vermemiştir. Devlet kurma geleneğine sahip olan Türkmenler, devlet otoritesine karşı çıkmamış, içe kapanık bir toplum haline gelmiştir.
Ancak Irak’ta Türkmenler kimliğini korumuştur. Irak’ta etnik durumu ortaya koyan son nüfus sayımı 1957’de yapılmış, 1959’da açıklanmıştır. Buna göre Irak nüfusu 6 milyon 340 bin olarak belirlenirken, Irak’ta Türkmen nüfusunun 567 bin olduğu açıklanmıştır. Yani, 1957 nüfus sayımına göre, Türkmenler Irak nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturmaktadır. 1957’den günümüze kadar geçen süre içerisinde 50 yıldan fazla süre içerisinde savaşlar, büyük göçler, asimilasyon politikaları dahil en olumsuz durum düşünüldüğünde yüzde 10’luk nüfusun yarısının göç ettiği, kimlik değiştirdiği ya da hayatını kaybettiği hesaba katılsa bile, 32 milyon’u aşan Irak nüfusunun en az 1,5 milyonunun Türkmenlerden oluştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu noktada Türkmenler Irak’ın üç kurucu unsurundan biri olarak da kabul edilmektedir. 2005’te çıkarılan Irak Anayasası’nın “dibace” bölümü incelendiğinde, Irak’ta yaşayan Arap, Kürt ve Türkmen olmak üzere sadece üç etnik gruptan bahsettiği görülecektir. Ayrıca Irak Anayasası’nın maddelerinde de Türkmenlerden açıkça bahsetmektedir.
Her şeyden öte, Türkmenler, bütün varlıklarıyla 2003 sonrası yeniden yapılandırma sürecinde Irak’taki siyasi platformda kendi kimlikleriyle katılım sağlamaya çalışmaktadır. Zira son seçimlerde 42 bakandan oluşan Irak Kabinesinde Türkmenler 3 bakanlık alarak, varlığını ortaya koymuştur. Kerkük’te de Türkmensiz bir çözüm yolu zordur. Ayrıca Basra’dan Duhok’a, Musul’dan Diyala’ya kadar bütün vilayetlerde Türkmenler yaşamaktadır. Yani Türkmenler, Irak’la birdir. Ancak özellikle 2003’ten sonra Irak siyasetinde yaşanan Türkmen tecrübesi dikkate alındığında, Türkmen milli kimliğinin ön planda tutularak, diğer etnik, siyasi ve dini gruplarla işbirliği yapmaları ve Iraklılık bilinci altında birleşmeye destek vermelerinin, Türkmenlerin kimliğini koruma ve Irak siyasetinde “Türkmen” kimliğiyle yer almaları sağlayacak en etkili yol olduğu değerlendirilmektedir. Aksi takdirde, Türkmen kimliğinin dışında hareket edilerek, dini, mezhepsel ve siyasi temelli yaklaşımların, Irak’ın kurucu unsurlarından biri olan Türkmen milli kimliğinin giderek asimile olmasına ve nihayetinde mevcudiyetinin ortadan kalkmasına yol açabileceği düşünülmektedir. Son dönemde Türkmen siyaseti yükselişe geçmiştir. Irak Türkmen Cephesi’ndeki yaşanan dönüşüm ve kapsayıcı politika etkinliğini arttırmaktadır. Irak Dışişleri Bakanlığı’nın Türkmenleri yok sayan yayına karşı verilen tepki, çabuk bir biçimde etkisini göstermiş ve Irak’ın etnik dağılımına ilişkin veriler kaldırılmıştır. Bu nedenle Türkmenlerin birlik ve bütünlük içerisinde hareket etmesinin Irak’taki Türkmenleri hak ettikleri noktaya ulaştıracağı değerlendirilmektedir.
Bilgay Duman
ORSAM Uzmanı