Son derece çalkantılı bir süreçten geçen Irak iç siyasetinin son dönemdeki en önemi tartışma konusu Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği (BSYK) üyelerinin seçilmesi olmuştur. Irak Parlamentosunda 184 milletvekilinin katılımıyla 18 Eylül 2012 yapılan toplantıda, 9 kişiden oluşan BSYK üyelerinden 8’i üzerinden anlaşmaya varılmıştır. Ancak 9. üyenin Türkmenlerden mi yoksa Hıristiyanlardan mı seçileceği yönündeki tartışmalar nedeniyle Irak Parlamentosunda yapılan toplantıdan bir sonuç alınamamıştır. Burada Irak’taki siyasi çekişme ve kamplaşma yine Türkmen haklarına zarar vermektedir.
BSYK, Irak’ta 2007’de çıkarılan bir yasa ile kurulmuştur. Irak’ta federal bir yapının varlığı göz önünde bulundurulduğunda BSYK’nın ihtiva ettiği önemden daha fazla bir anlam taşıdığını söylemek mümkündür. Özellikle BSYK yetkileri itibariyle Irak’taki yerel ve genel siyasete yön verebilecek konumdadır. Bu açıdan BSYK’nın yetkilerinden kısaca bahsetmenin yerinde olacağı değerlendirilmektedir. BSYK’nın yetkileri 2007’de çıkarılan yasada şu şekilde belirtilmektedir: (1)
– Vilayetler ve federal bölgelerle organize ederek seçim kütüklerini hazırlamak,
– Seçimlere katılmak üzere başvuruda bulunan siyasi grup ve aday listelerini belirlemek ve onaylamak,
– Seçim gözlemcileri ile parti sandık temsilcilerini onaylamak,
– Seçimlerle ilgili sunulan şikayetleri değerlendirmek ve karar vermek,
– Nüfus sayımı yapmak ve onaylamak,
– Parlamento seçimleri hariç, seçim sonuçlarını resmen ilan etmek (parlamento seçimleri Yüksek Federal Mahkeme tarafından resmileştirilmektedir),
– Seçimlerin yapılması için yasa ve yönetmelik düzenlemek,
– BSYK görevlilerini atamak.
Görüldüğü üzere BSYK, seçmen kütükleri, seçimlere katılım, seçim şikayetleri, nüfus sayımı, yerel ve genel seçim yasalarının hazırlanması gibi Irak siyasetinde neredeyse 2003’ten bu yana tartışma konusu olan alanlarda yetkili kılınmıştır. Bu nedenle her dönem BSYK üzerinde büyük baskı yaratılmıştır. Nitekim 2012 yılının Nisan ayında, BSYK Başkanı Faraç El-Haydari ve BSYK Seçim Dairesi Müdürü Kerim El Timimi yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınmış, daha sonra kefaretle serbest bırakılmıştır. Ancak Haydari hakkında açılan mahkeme sonucunda Ağustos ayının sonunda alınan kararla Faraç El-Haydari ile birlikte Kerim El-Timimi ve BSYK Başkan Yardımcısı Usame El Ani bir yıllık hapis cezası verilmiştir. Haydari ve yardımcıları, kamuya ait paranın kötü kullanılması ve yolsuzluk suçunda mahkum edilmiştir.(2) BSYK Başkanı ve üyeleri hakkında alınan bu kararın zamanlaması dikkat çekmektedir. Zira 2007’de kurulan BSYK’nın süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. BSYK Yasasına göre her BSYK’nın her 5 yılda bir yenilenmesi öngörülmektedir. 2012’de BSYK’nın yeniden seçiminin yapılacağı dönemde BSYK üyeleri hakkındaki bu karar ilginçtir. Ayrıca Faraç Haydari ve Kerim El-Timimi’nin Nisan ayında gözaltına alınmalarından sonra suçlu bulunmaları halinde 7’şer yıl hapis cezası alacaklarının açıklanmasına(3) rağmen, mahkemenin 1 yıla mahkum etmesi de olayın diğer bir çelişkili tarafını oluşturmaktadır. Burada Irak yargısının siyasi davrandığı eleştirilerinin yeniden gündeme gelmesi muhtemeldir.
Zira Irak’taki hemen her kurumun siyasallaştığını söylemek mümkündür. Bu yüzden BSYK’nın yeni üyelerinin seçilmesi son derece tartışmalı geçmektedir. Ancak burada Türkmenlerin hakları Irak’taki mezhepsel dengenin korunması bahanesiyle çiğnenmekte ve Türkmenler yine bir siyasi pazarlık nedeniyle siyasal süreçten saf dışı bırakılmaya çalışılmaktadır. Irak Parlamentosu’nun 18 Eylül 2012’de yaptığı toplantıda BSYK’nın 8 üyesi seçilmiştir. Bu üyelerden 4’ü Şii, 2’si Sünni ve 2’si de Kürtlerden seçilmiştir. Kürtlerin de Sünni ve mevcut durum itibariyle Şiilerin ağırlıkta olduğu hükümete muhalefet ettikleri düşünüldüğünde hem siyasal denge hem de mezhepsel dengenin sağlandığı iddia edilmektedir. Bu noktada Türkmenler ve Hıristiyanlar arasında bir mücadele yaşanmaktadır. Özellikle Irak Türkmen Cephesi (ITC) ısrarla kendi adayı olan Gülşen Kemal’in 9. Üye olarak BSYK’da yer almasını istemekte ve bunun Türkmenlerin hakkı olduğunu söylemektedir. ITC Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi son dönemde özellikle BSYK üyelerinin seçilmesi konusunda yaptığı açıklamalarda Türkmenlerin haklarının çiğnendiğini, Irak Parlamentosunda 28 Temmuz’da alınan kararla birlikte Türkmenlerin Irak’ın üçüncü asli unsuru olduğunu ve bundan dolayı Araplar ve Kürtlerden sonra BSYK’da Türkmenlerin yer alması gerektiğini vurgulamaktadır. Hatta 18 Eylül’de yapılan Parlamento toplantısından sonra bir açıklama daha yapan Erşat Salihi, BSYK’daki 9. üyeliğin Türkmenlere verilmemesi halinde Federal Yüksek Mahkeme’ye başvurmak dahil farklı yollar deneneceğini açıklamıştır. Öte yandan bütün süreç BSYK üyeliğinin Türkmenlere verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Özellikle Şii gruplar, Sünnilerin ağırlıkta olduğu Irakiye Listesi içerisinde yer alan ITC adayını kabul etmemektedir. ITC adayının Sünni olmasının yanında Irak Başbakanı Nuri El-Maliki’nin en büyük rakibi ve muhalifi Irakiye Listesi içerisinde yer alması da Şii grupların karşı çıkışının nedenlerinden biridir. Diğer taraftan Türkmenlerin adayının kadın olması da Türkmenleri bir adım öne çıkarmaktadır. Zira BSYK’nın seçilen 8 üyesinin de erkek olması, 9. üyenin kadın olmasını gerektirmektedir. Irak’ta kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmakta ve devletin her kademesinde kadınların olması yönünde ortak kanaat ve karar bulunmaktadır. Örneğin seçimlere katılım sırasında aday listelerini oluşturan siyasi grupların bu listelerdeki aday sayısının en az yüzde 25’inin kadın olması gerekmektedir. Ayrıca Irak Parlamentosundaki milletvekili sayısının yüzde 25’inin de kadınlardan seçilmelidir. Bu örneklerde olduğu gibi BSYK’nın son adayının da kadın olması Irak’taki demokrasi için son derece önemlidir. Ancak siyasal gerekçelerle başta Nuri El-Maliki grubu olmak üzere Şii gruplar Türkmen kadın adaya karşı çıkmaktadır. Sadr Grubu üyesi Baha El-Araci yaptığı açıklamada Türkmenlerin Irakiye ve Ulusal İttifak tarafından BSYK’da temsil edildiğini, Hıristiyanların hiçbir kuruluş tarafından temsil edilmediğini iddia etmektedir. Fakat burada Türkmenlerin Hıristiyanlardan farklı olarak asli unsur olduğu ve Hıristiyanlara nazaran Irak iç politikasını etkileme ve yönlendirme potansiyeline sahip olduğu unutulmaktadır. Hıristiyanlar Irak iç siyasetinde bir unsur olarak yer almamakta ve azınlık kotası içerisinde kendileri için belirlenen kapsamda üyelerini seçmektedir. Ancak Türkmenler tüm Irak’ta siyaset yapmaktadır ve BSYK tarafından alınan her karar doğrudan Türkmenleri ilgilendirmektedir. Burada Irak’ta Hıristiyanların haklarının göz ardı edilmesi ya da Hıristiyanların hakkının Türkmenlere verilmesinden bahsedilmemektedir. Türkmenlerin haklarının çiğnendiğin söz edilmektedir. Nitekim Irak Parlamento Başkanlığından yapılan açıklamada BSYK üyeliğinin Türkmen kadın adayın hakkı olduğu açıklanmıştır. Diğer taraftan Erşat Salihi de yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler yetkilileri ile yaptığı görüşmede BSYK üyeliğinin Türkmenlerin hakkı olduğunun ve her grubun BSYK’da temsil edilmesi gerektiğinin kendisine söylendiğini ifade etmiştir.
Bu noktada bütün yasal, hukuki ve siyasal süreç BSYK üyeliğinin Türkmenlere verilmesi gerektiğine işaret ederken, Şii grupların karşı çıkması, BSYK üzerindeki otorite kurulmak istediğini gösterir niteliktedir. Şii grupların desteklediği Hıristiyan adayın BSYK üyesi olması durumunda Şii gruplar BSYK’da çoğunluğu oluşturabilecek ve böylece hem BSYK Başkanı’nı seçebilecek hem de istenilen kararların alınması sağlanabilecektir. Bu da Irak’ta kurulmak istenen, ancak halen kurulamayan dengenin bozulması anlamına gelecektir. Bu yüzden BSYK’da Türkmenlerin yer alması dengenin ana unsuru olabilir. Zira ITC Irakiye Listesi içerisinde yer almasına rağmen Türkmen haklarını ön planda tutmakta ve zaman zaman Irakiye’deki diğer gruplarla farklı görüşleri savunabilmektedir. Burada BSYK’da yer alacak Türkmen adayın mezhepsel ya da siyasal davranmayacağı, Türkmenlerin haklarını savunacağı düşünülmektedir. BSYK’da yer alacak Türkmen üyenin Türkmen haklarının azami düzeyde sağlaması durumunda Şii gruplarla da birlikte hareket etmesi muhtemeldir. Bu nedenle BSYK’daki Türkmen adayın denklem içerisinde önemli bir rolü olacaktır. Buradan hareketle BSYK üyeliğinin Türkmenlere verilmesi, Irak siyasetinin artık siyasal ve mezhepsel ayrışmalara son vermeye yönelik bir adım olmakla birlikte, Irak’taki dengenin sağlanması ve demokrasi için son derece önemlidir. Çünkü bu Türkmenler için bir lütuf değil, haktır.
Bilgay DUMAN
ORSAM Ortadoğu Uzmanı
Kaynak: ORSAM
Kaynakça
(1) Yasanın tamamı için bkz, http://voteiraq.maktoobblog.com/%D8%A7%D9%84%D9%86%D8%B5-%D8%A7%D9%84%D9%83%D8%A7%D9%85%D9%84-%D9%84%D9%82%D8%A7%D9%86%D9%88%D9%86-%D8%A7%D9%84%D9%85%D9%81%D9%88%D8%B6%D9%8A%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D8%B9%D9%84%D9%8A%D8%A7-%D8%A7%D9%84/,
Erişim: 19 Eylül 2012.
(2) http://www.kerkukhaberajansi.com/kha/irak/2240-bsyk-baskani-farac-el-haydariye-1-yil-hapis-cezasi-verildi-.html, Erişim: 19 Eylül 2012.
(3) http://www.turkmenelitv.com/tv/haberler/2969-bagimsiz-secim-yuksek-komiserligi-baskani-gozaltinda-yargitaydan-aciklama-geldi.html, Erişim: 19 Eylül 2012.