Irak’ta Artan Potesto Gösterileri ve Siyasi İstikrara Etkisi

Tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı etkisi altına alan halk ayaklanmaları, Irak’ta yankı bulmaya devam ediyor. 17 Şubat’ta ilk kez Irak’ın en güvenli ve istikrarlı bölgesi olarak ifade edilen Kürt Bölgesel Yönetimi’nin idaresi altındaki Süleymaniye’de başlayan protesto gösteri, Irak’ın diğer vilayetlerine de yayılmıştır. Süleymaniye’de yapılan gösteriler Kürt Bölgesel Yönetimi’ni hedef alırken, Irak’ın diğer vilayetlerindeki gösteriler yerel yönetimler ve merkezi hükümete yönelik protestolardır. Irak’taki protestolara katılım Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki diğer protestoların olduğu ülkelerdeki kadar geniş katılımlı olmasa da yarattığı siyasi etki bakımından oldukça büyük bir etki yaratmıştır. Irak’ta devam eden gösteriler, Irak iç siyasetinin dengesi bozduğu gibi, yerel yönetimlerde de değişikliklere yol açmıştır. Babil ve Basra valisi istifa ederken, Bağdat Belediye Başkanı da görevini bırakmıştır. Öte yandan Kerkük valisinin de değişeceği konuşulmaktadır.

Öte yandan merkezi hükümet içerisinde sarsılan dengeler görüş farklılıklarını da gün yüzüne çıkartmıştır. Irak Başbakanı Nuri El Maliki, politik hamlelerle yönetimini kontrol altında tutmaya çalışmaktadır. Maliki 25 Şubat’ta yaptığı açıklamada, kabinesindeki bakanlara faaliyetlerini yeniden gözden geçirmek ve reformlar yapılması amacıyla 27 Şubat’tan itibaren 100 günlük bir süre tanıdığı belirtmiştir. 1 Mart’ta yaptığı açıklamada ise halen vekaleten yürütülen güvenlikle ilgili bakanlıklara atamaların önümüzdeki günlerde yapılacağını ifade etmiştir. Ayrıca Maliki, Irak’ın mevcut durumda beklide Arap ülkeleri arasındaki en güvenli ülke olduğu açıklamış ve 29 Mart’ta Irak’ta yapılması planlanan Arap Birliği Zirvesi’ni mutlaka yapmak istediklerini, gerekirse 1-2 ay erteleyebileceklerini ifade etmiştir. Maliki, Irak’ta 2013’te yapılması öngörülen vilayet seçimleri ve 2011 yılı içerisinde yapılması düşünülen ilçe ve nahiye seçimlerinin 3 ay içerisinde yapılmasını önermiştir. Maliki, Musul Valisi Etil Nuceyfi’ye de istifa çağrısında bulunmuştur.

Aynı şekilde Parlamento Başkanı Usame Nuceyfi de bir an önce Irak’ta erken yerel seçimlerin yapılması gerektiğini açıklamıştır. Musul Valisi Etil Nuceyfi’nin istifasını isteyen Maliki ile Usame Nuceyfi’nin görüş birliği içerisinde olması dikkat çekicidir. Zira Musul Valisi Etil Nuceyfi, Usame Nuceyfi’nin kardeşidir ve 2009’da yapılan yerel seçimlerde Musul’da birinci liste olarak çıkan Hadba Listesi, Nuceyfi ailesinin liderliğinde kurulmuştur. Bu nedenle Usame Nuceyfi’nin erken yerel seçimler talep etmesi dikkat çekicidir. Usame Nuceyfi’nin erken yerel seçimleri istemesinin, Hadba Listesi’nin Musul’da tekrar seçimleri kazanabileceğine yönelik algıyla ilgili olduğu düşünülebilir. Musul’daki genel kanı, her ne kadar Musul’daki Sünni Araplar ve Hadba Listesi içerisinde görüş ayrılıkları yaşansa da Nuceyfi grubunun yenide yerel seçimleri kazanabileceğine yöneliktir. Diğer taraftan Nuceyfi, 2009 yerel seçimlerinde dokuz vilayette birinci olan Maliki’nin aynı gücünde olmadığı ve bu nedenle yapılacak yerel seçimlerde taban kaybedeceğini düşünmüş olabilir. Başta Sadr Grubu olmak üzere diğer Şii partilerin de güç kazanmasının, Maliki’nin 2009’daki yerel seçimlerde kazandığı başarıyı yeniden kazanamayacağına yönelik bir algılama da Irak siyasetinde yer edinmeye başlamıştır. Bu algılamaya ek olarak, Maliki’nin merkezi hükümette yalnızlaşmaya başladığı görülmektedir. Irak’ta 7 Mart 2010’da yapılan genel seçimlerin galibi olan, ancak Maliki’nin Sadr Grubu ve Irak İslam Yüksek Konseyi’nin başını çektiği Irak Ulusal Listesi ile birleşerek hükümet kurma görevini elde etmesinin ardından başbakan olma şansını yitiren Irakiye Listesi Başkanı İyad Allavi, kendisi için oluşturulan ve başbakanın bazı yetkilerini paylaşması düşünülen Stratejik Politikaları Belirleme Ulusal Konseyi Başkanlığını kabul etmemiş ve hükümetin ortaklık hükümeti vasfından uzak kaldığını açıklamıştır. Ayrıca Allavi, Irak’ta hükümeti ve yetersiz devlet hizmetlerini protesto eden göstericilere destek vermiştir.

Öte yandan Irak’taki hükümet kurma sürecinde kritik bir rol oynayan ve Maliki üzerindeki vetosunu kaldırması üzerine hükümet krizinin aşılmasını sağlayan Sadr Grubu da Maliki’ye karşı cephe almış gibi görünmektedir. 2007’den 2011’e kadar İran’da yaşadığı bilinen ve Ocak 2011’de Irak’a dönen, ancak iki hafta kadar kaldıktan sonra tekrar İran’a döndüğü söylenen Mukteda El-Sadr’ın 23 Şubat 2011’de tekrar Irak’a döndüğü açıklanmıştır. 17 Şubat’ta Irak’ta da başlayan ve halen devam eden protesto gösterilerinin yapıldığı dönemde Sadr’ın Irak’a dönmesi ve Maliki’ye yönelik suçlayıcı açıklamalar yapması dikkat çekicidir. Sadr 28 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Irak’ta yaşananlardan Maliki’nin sorumlu olduğunu ifade ederek, göstericilere destek vermiş ve hükümetin halkın haklı taleplerini yerine getirmesi gerektiği, aksi takdirde desteğini çekebileceğini açıklamıştır. Bu açıklamaların üzerinde 3 Mart 2011’de Allavi ile bir araya gelmesi Irak’taki Maliki hükümetinin geleceği açısında önemli bir gelişmedir. Allavi ve Sadr’ın görüşmesi sonrasında Irakiye Listesi Sözcüsü Meysun Demeluci yaptığı açıklamada, Allavi ve Sadr’ın göstericilere destek verdiğini ve her iki grubun birlikte çalışmak konusunda anlaştığını açıklamıştır. Allavi’nin Sadr’ın hemen arkasından Irak İslam Yüksek Konseyi Başkanı Ammar El-Hekim ile de görüşmesi dikkat çekicidir. 2010 seçimlerinden önce olduğu gibi Maliki’nin başkanlığındaki Kanun Devleti Koalisyonu ve Sadr Grubu ve Irak İslam Yüksek Konseyi’nin başını çektiği Irak Ulusal Listesi’nin yeniden ayrışması durumunda Maliki hükümeti sarsılabilir. Sadr’ın, Allavi’yle birlikte çalışmaya destek vermesi bile, Maliki’nin hükümet içerisindeki ağırlığını azaltacak niteliktedir. Irak’taki siyasi dengeler pamuk ipliğiyle bağlanmış durumdadır. Önümüzdeki günlerde yaşanacak bir kopma Irak’ta siyasi krizi yeniden ortaya çıkarabilir. Öte yandan Irak’taki protesto gösterileri de giderek şiddetini arttırmaktadır. 3 Mart itibariyle tüm Irak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine rağmen, Musul, Tikrit, Bağdat, Vasit, Basra ve Nasiriye gibi kentlerde gösteriler yapılmıştır. Ülkede yaşanacak siyasi bir kriz, bu gösterilerle birlikte, Irak’ı yeniden büyük şiddet olaylarına ve istikrarsızlığa götürebilir. Bu nedenle Irak’taki tüm tarafların ılımlı ve uzlaşmacı tavrı sergilemesi, Irak’ta dengeyi koruyacak tek yol gibi görünmektedir.

Bilgay Duman

ORSAM Ortadoğu Uzmanı

[email protected]

  https://orsam.org.tr/tr/iraktaki-protesto-gosterilerinin-kerkuke-olasi-etkileri/

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...