Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, geçtiğimiz hafta Türkiye’yi ziyaret etti ve 17 Kasım 2011’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya geldi. Bu görüşme, Erşat Salihi’nin Mayıs 2011’de ITC’nin başkanlığını devralmasının ardından Türkiye’ye yaptığı ilk resmi ziyaret olma özelliğini taşıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Erşat Salihi’yle birlikte beraberindeki heyette Kerkük İl Meclisi ve ITC Yönetim Kurulu Üyesi Ali Mehdi ile ITC Türkiye Temsilcisi Hicran Kazancı da yer aldı. Görüşmeden sonra kısa bir basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Iraklı Türkmenlerin Irak ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesi ve gelişmesinde büyük bir köprü rolü oynadıklarını belirterek, bu doğrultuda Erşat Salihi ile son gelişmelerle ilgili bilgiler alıp görüş alış verişinde bulunduklarını ifade etmiştir. “Irak’ın birliği, bütünlüğü ve güçlü olması için Türkiye olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Yapmaya da devam ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu kapsamda Türkiye’nin Irak’a ilişkin dış politikasına yönelik mesaj verdiği düşünülmektedir. Öncelikle Irak’ın birlik ve bütünlüğünün bir kez daha vurgulanması önemli olmakla birlikte, bu ifadenin Erşat Salihi’nin ziyaretinde tekrar edilmesi önemlidir. Salihi’nin Irak’ın birliği ve bütünlüğüne gönülden inanmış birisi olduğunu da söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, bu ifadeyle Türkmenlerin Irak’ın birlik ve bütünlüğünü savundukları ya da savunmaları gerektiği yönündeki düşünceyi ortaya çıkardığı değerlendirilmektedir. Bu açıdan hem Türkiye’nin Irak’ın birliği ve bütünlüğünü savunan dış politikası ifade edilirken, bu aşamada Türkmenlerin önemi de vurgulanmış olmaktadır. Ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapılan bu açıklamaların, Irak’taki Selahattin Vilayeti’nin “tek başına federal bölge” olma kararının bu vilayet yönetimindeki Türkmenler tarafından da savunulması ve hatta açıklanmasının ardından yapılmış olması, Türkmenlere yönelik de bir mesaj içerip içermediğini düşündürmektedir.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Türkmenlerin Türkiye ile Irak arasındaki köprü rolüne” vurgu yapması, Türkiye’nin Irak’taki önceliklerini ortaya çıkarırken, Irak’la ilişkilerin Türkmenler üzerinden geçtiği yönünde bir algılamaya da yol açmaktadır. Ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erşat Salihi’nin geçmişine ilişkin bilgisini basın toplantısında özellikle vurgulaması ve “büyük mücahit” olarak nitelendirmesi, Erşat Salihi’nin şahsı için de bir iltifat niteliği olarak değerlendirmek mümkündür. Bu açıdan Erşat Salihi’ye de büyük bir sorumluluk yüklendiği söylenebilir. Nitekim, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Salihi’nin bir taraftan Türkmenlerin hak ve hukukunu en iyi şekilde savunurken, diğer taraftan Irak’taki Sünni, Şii, Kürt, Türkmen ve Arap tüm unsurların nihayette Irak vatandaşları olarak kardeşçe ve birlik içerisinde yaşamalarına katkı sağlayacak bir anlayışta olduğunu vurgulaması, bu sorumluluğu net bir biçimde ortaya çıkardığı düşünülmektedir. Bu açıdan Irak’ta Türkmenler arasında Türkiye’nin Irak politikasındaki Türkmenlerin yeri konusunda (son dönemde Türkiye ile Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki ilişkilerin gelişmesi dolayısıyla) tartışmalar yaşanırken, Türkiye’nin “birinci ağızdan” yeniden güven tazelediği de değerlendirilmektedir.
Buradan hareketle, Türkiye’nin Irak politikasında en az Irak’taki diğer etnik gruplara olduğu kadar Türkmenlere yakın olduğu, her dönemde Türkmenlere destek verildiği ve bu desteğin devam edeceğini söylemek mümkündür. Zira Türk Dışişleri Bakanlığının resmi internet sitesinde Türkiye’nin Irak bağlamında ve Irak ile ilişkilerinde en çok önem atfettiği hususları şu şekilde sıralanmıştır:
(1) Irak’ın bağımsızlığı, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması,
(2) Irak’ta barış ve güvenliğin sağlanması ve bu ülkede demokratik bir yapı kurulmasını öngören siyasi sürece destek verilmesi,
(3) Irak’ın yeniden yapılanmasına ve ekonomik kalkınmasına destek verilmesi,
(4) Irak’ın doğal zenginliklerinin tüm Irak halkının ortak malı olması ve tüm Irak halkının bu zenginliklerden adil biçimde istifade etmesi,
(5) Türkmenlerin Irak’ın demokratik yapısı içinde siyasi, ekonomik ve toplumsal bakımdan gelişmelerine katkıda bulunulması,
(6) Kerkük için bu vilayette yaşayan tüm toplum kesitlerinin uzlaşısını yansıtacak şekilde bir özel statü belirlenmesi,
(7) Ülkemiz ile Irak arasındaki ilişkilerin her alanda hızla geliştirilmesi,
(8) Irak’ın kuzeyindeki PKK faaliyetlerinin ve PKK’nın bu bölgeden ülkemize terör saldırıları düzenlemesinin önlenmesi.
Sonuç olarak Türkmenler, Türkiye’nin öncelikli dış politika unsurları arasında yer almaktadır. Bu öncelikler Irak’ın bağımsızlığı, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünü destekleyici niteliktedir. Bu kapsamda Türkiye’nin her zaman Türkmenlerin arkasında olduğu unutulmamalıdır. Bu noktada Irak’taki Türkmen siyasetinin yürütücü gücü ve en yüksek temsil kabiliyetine sahip, örgütlü ve en yaygın siyasi kuruluşu olan ITC ile birlikte diğer Türkmen kuruluşlarının da Türkiye açısından öneminin vurgulanması gerektiği düşünülmektedir.
Yazının İngilizcesi için tıklayınız…
Bilgay Duman
ORSAM Ortadoğu Uzmanı
A.İ.B.Ü. Doktora Programı
Kaynak: ORSAM