Irak’ta merkezi hükümet üzerinden devam eden siyasi kriz aşılmaya çalışılırken, Bölgesel Kürt Yönetimi içerisinde de olağan gözüken bir siyasi dönüşüm yaşanmaktadır. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Başbakanı ve Celal Talabani’nin lideri olduğu KYB üyesi Berham Salih, KDP ve KYB arasında 2004’te imzalanan anlaşma doğrultusunda, görevinden istifa etmiş ve hükümeti kurma görevi Mesut Barzani Başkanlığındaki KDP’ye geçmiştir.
KDP ve KYB arasında imzalanan anlaşmaya göre, 4 yıllık yönetim süreçlerinde 2 her partinin 2’şer yıl hükümeti yönetmesi öngörülmektedir. Bu doğrultuda KDP Başkan Yardımcısı ve Bölgesel Kürt Yönetimi’nin eski başbakanı Neçirvan Barzani’ye hükümet kurma görevi verilmiştir. Ayrıca Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Parlamento Başkanı ve yardımcısı da değişmiştir. Parlamento Başkanlığına, Bölgesel Kürt Yönetimi Parlamento Başkan Yardımcısı Arslan Bayiz getirilirken, Bayiz’den boşalan göreve de Hassan Muhammed Soor seçilmiştir.
Önce 15 Şubat 2012’de 111 kişilik Bölgesel Kürt Yönetimi Parlamentosu’nda 72 parlamenterin katılımıyla yapılan toplantıda Parlamento Başkanı ve Yardımcısı seçilirken, ertesi gün gerçekleştirilen ve 71 parlamento üyesinin katıldığı toplantıda da Neçirvan Barzani ve KYB’li İmad Ahmed’e hükümeti kurma görevi verilmiştir. Ayrıca KYB Genel Sekreteri Kosret Resul’un da 2 yıldır boş olan Bölgesel Yönetim Başkan Yardımcısı görevine getirildiği açıklanmıştır. Dışarıdan bakıldığında son derece olağan bir süreç gibi görünen bu değişimin hem mevcut durum itibariyle hem de doğuracağı etkiler bakımından birtakım kriz noktalarını içerisinde barındırdığını söylemek mümkündür. Öncelikle Bölgesel Kürt Yönetiminin genel yapısı itibariyle değerlendirildiğinde, hem Bölgesel Kürt Yönetimi’nin parlamento başkan ve yardımcısının seçiminde hem de Neçirvan Barzani başkanlığında kurulacak hükümete güvenoyu verilmesi için yapılan oylamaya muhalefet partilerinin katılmadığı görülmektedir. 2007 yılında KYB’deki Başkan Yardımcılığı görevinden ayrılan, daha sonra Goran Hareketini kuran ve 2009’da Bölgesel Kürt Yönetimi seçimlerine katılarak 25 milletvekili elde eden Neşirvan Mustafa’nın başını çektiği muhalefet hareketinde ayrıca Reform ve Hizmet Listesi olarak seçimlere katılan Kürdistan İslami Birliği’nin 4, Kürdistan İslami Grubu’nun 4, Kürdistan Demokratik Sosyalist Partisi’nin 2 ve Kürdistan İşçi Partisi’nin de 1 milletvekili bulunmaktadır. Ayrıca Erbil Türkmen Listesi ve Kürdistan Komünist Partisi de 1’er parlamento üyesine sahiptir. KDP ve KYB dışında parlamentoda yer alan üyelere bakıldığında 38 parlamento üyesinin muhalefette yer aldığı görülmektedir. Nitekim 15 ve 16 Şubat 2012 tarihlerinde yapılan toplantılara bu üyelerin katılmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan özelikle Neçirvan Barzani başkanlığında kurulacak hükümete güvenoyu verildiği toplantıya muhalefetin katılması, hükümet kurma sürecini zora sokabilir. Zira Neçirvan Barzani, hükümet kurma görevini almadan önce uzun bir süredir Goran Hareketi, Kürdistan İslami Birliği ve Kürdistan İslami Grubu’nun öncülüğündeki muhalefet partilerini ikna etme çabasına girmiş ve bu nedenle bu partilerle çok sayıda görüşme yapmıştır. Hatta 16 Şubat’taki parlamento toplantısından iki gün önce muhalefet partileri tarafından yapılan açıklamada Neçirvan Barzani’ye şartlı destek verecekleri, taleplerinin yüzde 75’nin kabul edilmesi durumunda hükümete katılacakları, parlamentoda yapılacak toplantıda yer alacakları bildirilmiştir. Ancak sonuçta muhalefet partileri toplantıya katılmamıştır. Bölgesel Kürt Yönetimi’ndeki muhalefet hareketinin KDP ve KYB’nin yönetim tekelini kırmak istediği görülmektedir. Bu durum Neçirvan Barzani’nin önümüzdeki hükümet kurma sürecinde oldukça zorlanacağının göstergesi olarak ifade edilebilir.
Öte yandan bu süreç, Bölgesel Kürt Yönetimi’ndeki partilerin içerisindeki krizleri de içerisinde barındırmaktadır. Özellikle KDP ve KYB içerisindeki fay hatları bu sürecin ve hatta biraz abartılı olsa da Bölgesel Kürt Yönetimi’nin geleceğini etkileyebilecek düzeyde olduğu düşünülmektedir. Son dönemde Mesut Barzani sonrası KDP ve Bölgesel Yönetimin geleceği tartışılır olmuştur. Bu açıdan 2 isim fazlasıyla ön plana çıkmaktadır. Bunlardan biri Mesut Barzani’nin de yeğeni olan Neçirvan Barzani’dir. Diğer ise Mesut Barzani’nin oğlu Bölgesel Kürt Yönetimi’nin İstihbarat Birimi’nin Başkanı olan Mesrur Barzani’dir. Neçirvan Barzani, KDP’nin görünen yüzü olmasına rağmen, Mesrur Barzai ile arasında bir çekişme olduğu bilinmektedir. Bölgesel Yönetim içerisinde Neçirvan Barzani’nin hem siyasal hem ekonomik alandaki etkisinin oldukça yüksek olması nedeniyle Mesrur Barzani’nin bu durumdan rahatsız olduğu konuşulmaktadır. Öte yandan Mesut Barzani’nin de Mesrur Barzani’ye ayrıcalıklı davranması ve ön plana çıkarmaması nedeniyle, Neçirvan Barzani’nin bu durumdan rahatsız olduğu ve kendisinin yıpratıldığını düşündüğü söylenmektedir. KDP ve Bölgesel Yönetim içerisinde de Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani arasında kamplaşmalar olduğu gelen bilgiler arasındadır. Ayrıca KDP içerisinde aşiretsel yapıdan rahatsız olan ve reformcu bir kanadın da olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim Aralık 2010’da yapılan KDP kongresinde bu reformcu kanadın tatmin etmek için partinin iç tüzüğünde bir takım değişiklikler yapılmıştır.
Diğer taraftan KYB’nin daha sıkıntılı bir durumda olduğu söylenebilir. Nitekim bu sıkıntılar KYB’de somut olarak 2007’de ortaya çıkmış ve KYB Başkan Yardımcısı olan Neşirvan Mustafa görevinden istifa etmiş, ancak siyasi büro üyeliğini devam ettirmiştir. 2009’da ise Neşirvan Mustafa’nın Bölgesel Kürt Yönetiminde yapılacak seçimlere bağımsız olarak katılacağını açıklamasının ardından KYB Siyasi Büro üyeliğinden de çıkarılmıştır. Ardından Goran Hareketi’ni kuran Neşirvan Mustafa, elde ettiği oy ve milletvekili sayısı ile KDP ve KYB’yi sarsmış ve Irak Kürt Hareketi içersinde ilk kez bir bu iki partiye yönelik bir muhalefet ortaya çıkmıştır. Bu durum KYB’yi de derinden sarsmış ve KYB’nin Osmani Hacı Mahmud, Celal Cevher, Mustafa Seyid Kadir ve Ömer Seyd Eli gibi isimleri de partiden istifa etmiştir. Ayrıca Neşirvan Mustafa ile iyi ilişkileri bulunan KYB Genel Sekreteri Kosret Resul, Celal Talabani ile tartışarak önce KYB’den istifa ettiyse de Celal Talabani tarafından ikna edilmiş ve istifası geri çekmiştir. Kosret Resul’un istifasını geri çekmesine rağmen, kırgınlığının devam ettiği ve alternatifleri ileride değerlendirebileceği söylenebilir. Diğer taraftan KYB içerisinde Bölgesel Kürt Yönetimi’nin eski Başbakanı Berham Salih’in de kendine yakın bir grup oluşturmaya çalıştığı söylenebilir. Kosret Resul ve Berham Salih arasında bir gerginlik olduğu da konuşulmaktadır. Bu çerçevede Celal Talabani sonrası parti içerisindeki iktidar mücadelesi daha belirgin hale gelmiştir. Zira KYB lider ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ciddi sağlık sorunları bulunduğu bilinmektedir. Ancak Celal Talabani’nin eşi olan Hero Talabani’nin şimdilik maddi gücünü de kullanarak KYB’yi ayakta tuttuğunu söylemek mümkündür. Celal Talabani’nin cumhurbaşkanı olduktan sonra sağlık sorunlarının da etkisiyle partisi ile yakından ilgilenemediği bilinmektedir. Buradan hareketle Celal Talabani sonrası KYB içerisinde ciddi bir değişim, dönüşüm, çekişme ve hatta çatışmanın yaşanması beklenebilir. Nihayetinde KYB’de ayrı bir parti kurmuş olsa bile Neşirvan Mustafa, Kosret Resul, Berham Salih ve Hero Talabani arasında bir eksenleşmenin bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Sonuç olarak Bölgesel Kürt Yönetimi içerisinde yaşanan iktidar değişikliğinin oldukça geniş çerçevede değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu değişikliğin Bölgesel Kürt Yönetimi’nin geleceği açısından önemli olduğu kadar, siyasal süreçte yer alan partilerin iç yapıların ve Bölgesel Kürt Yönetim içerisindeki konumlarını da belirleyecek düzeyde olduğu söylenebilir. Bu durumun Bölgesel Kürt Yönetimi’nin, Irak iç siyasetindeki durumunu da yakından etkilemesi muhtemeldir. Bilindiği gibi bölgesel yönetim ve Irak merkezi hükümeti arasında sorunlar vardır. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin kendi iç yapısındaki sorunlar nedeniyle güç kaybetmesi, Irak merkezi hükümetinin de elini güçlendirecektir. Bu açıdan mevcut durum itibariyle ihtimali dahi düşünülmese bile, hem Bölgesel Kürt Yönetimindeki iç çekişmeler hem de Irak’ta merkeziyetçiliğini güçlenmesi neticesinde Bölgesel Kürt Yönetimi’nin dağılması sürecinin başlaması dahi mümkündür. Zira halen 1990’larda KDP ve KYB arasındaki ayrışma ve çatışma belleklerdeki tazeliğini korumakla birlikte, Irak’ın kuzeyindeki süreç şimdi etkili aktör sayısının fazla olduğu daha karmaşık bir yapıyı da barındırmaktadır. Bu durum yeniden Irak’ta Kürt iç mücadelesini başlatabilir. Nitekim 2011’in son ayında Duhok’ta yaşananların bir sinyal olmadığını düşünmek, durumu basite indirgemek olarak değerlendirilebilir.
Bilgay DUMAN
ORSAM Ortadoğu Uzmanı