Devrimin İçinde: Venezuela’nın Kalbine Yolculuk isimli belgesel Pablo Navarrete tarafından 2009 yılında çekilmiştir. Genel itibariyle belgesel, Venezuela’nın Hugo Chavez önderliğinde değişen toplumsal ve siyasal yapısını anlatmaktadır. Venezuela’nın devrimsel süreci belgesel içinde farklı boyutlarıyla ele alınmıştır. Örneğin; ülkedeki toplumsal yapı, sosyoekonomik düzen, tarihsel gelişmeler ve medya gibi farklı konular bir arada incelenmiştir. Özellikle halktan alınan birebir röportajlar ve uzman kişilerin yorumları belgeselin içeriğini zenginleştirmiştir, devrim sürecinin anlatımını güçlendirmiştir. Tüm bunlara ek, belgeselde ağırlıklı olarak incelenen konu Venezuela’daki siyasi ve toplumsal meselelerde medyanın aldığı aktif roldür.
İlk olarak belgesel, popüler kültürün ve yeni neslin Venezuela’daki siyasi meselelere olan bakış açısını ve yaklaşımını ele alarak başlar. Rap müzik yapan bir gencin ülkedeki siyasal meselelere olan uzak tutumu, siyasetin belli bir kültür ve fikir birikiminin yayılmasında önemli bir araç olarak kullanıldığını fark etmesi sonucu değişir. Sonrasında Chavez’in 10 yıllık başkanlık sürecinin tarihsel arka planı işlenir.
20.yüzyıl boyunca Venezuela tarihine kısa bir şekilde değinen belgesel, özellikle 1980’lerin sonuna kadar süren iç istikrarsızlıkları kısaca gözler önüne serer. Esasında, 1989 yılında Neoliberal politikaların ülkede uygulanmasını sağlayan Carlos Andres Perez’in iktidara gelmesiyle ülkedeki ekonomik sorunlar çözülememiş; aksine gelir eşitsizliği daha fazla belirginleşmiştir. Bunun üzerine halkın tepkisi gitgide artmış ve hükümete karşı bir isyan başlamıştır. Bu noktada bir kadının pahalı olan otobüs ücretini ödemeden otobüse binmesi sonucu şoförün onu otobüsten atması, akabinde otobüsteki yolcuların duruma isyan edip otobüsü yakması eylemine değinilir ve doğrudan röportajlarla bu olayın hükümete karşı tepkinin başlangıcını oluşturduğu gösterilir. Başlayan El Carazco isyanıyla birlikte o zamanlar orduda görevli olan Hugo Chavez, hükümete karşı bir darbe girişiminde bulunmuş ancak başarısız olmuştur. Bunun sonucunda Chavez, başarısızlığı kabul etmiş ancak ülkedeki iktidarın değişimini sadece ileriye ertelediğini belirten bir konuşma yapmıştır. Özellikle kullanmış olduğu “şimdilik” ifadesi, her zaman Bolivarcı düşünceyi temel almış olan Hugo Chavez’i destekleyenler için umut olmuştur. 1994 yılında Rafael Caldera’nın Venezuela başkanı olması ülkedeki sorunları düzeltmemiştir ve sonunda Chavez 1998 yılında başkan olmuştur. 1999’da yapılan anayasal değişiklik ile ise ülkenin siyasi yapısında radikal dönüşüm gerçekleşmiştir. Kendisinin ve o zamanki birçok uzmanın değerlendirmesi ile ‘Third Way’ olarak adlandırılan neoliberalizm ve sosyalizm arasında bir orta yol benimsenmiştir. Fakat kendisine karşı olan muhaliflerin ülke içerisindeki etkinliğinin artması, 2002 yılında Chavez’e yönelik bir darbe yapılmasına sebep olmuştur.
Bu çerçevede belgesel, süreci anlatırken medyanın oynadığı rolü derinlemesine inceler. Örneğin, ülkedeki özel medya kuruluşlarının yapmış olduğu muhalif yayınlar gösteriler için çok önemli teorik ve pratik temel oluşturmuştur. Hatta bazı uzmanların yaptığı yorumlara göre medya, bu süreçte bir siyasi parti gibi davranmıştır. Örneğin, insanların sokakta yaptıkları gösteriler ve Chavez’e yönelik diktatörlük söylemleri medya tarafından fazlasıyla vurgulanmıştır. Nitekim mevcut uluslararası gelişmeler ve uluslararası medya kuruluşları da ülkedeki muhalif hareketlerin destekçisi olmuştur. Özellikle ABD’nin Irak’ı işgalini bir terör unsuru olarak değerlendiren Chavez, uluslararası medyadan ve bizzat ABD’den gelen propaganda ve muhalif harekete doğrudan maruz kalmıştır. Daha sonra kısa bir süre başkanlıktan düşen Chavez, destekçilerinin çabası ile tekrar hükümete geçmiştir. Belgesel, bu süreci anlatırken sokak gösterilerine ve bireylerin şahsi röportajlarına eğilmektedir. Devamında Chavez’in genel olarak politikalarını şekillendirdiği söylemlerini inceleyen belgesel, onun alternatif bir sosyalist model oluşturma girişimini birebir Chavez’in konuşmasından aktarmaktadır. Chavez 2005 yılında yaptığı bir konuşmada 21. yüzyıl sosyalizmini öne sürmüş ve bunu alternatif ve kendine özgü bir model olarak betimlemiştir. Bu bağlamda, Sovyet Rusya’nın bürokratik sosyalist yapısından ziyade halkın kendisini ön plana koyan bir sosyalizm tasarlanmıştır. Özellikle bürokrasi yerine bölge insanlarının bulunduğu yerlere komite benzeri yapılar kurması ve bire bir halkın sorunlarıyla ilgilenmesi verilen röportajlarla halkın Chavez’e karşı olumlu yaklaşmasını sağlamıştır. Ek olarak, bu gelişmeleri değerlendiren uzman kişilerin bahsi geçen modelin gerçekten bir alternatif oluşturup oluşturmadığını ve toplum üzerinde yarattığı etkileri irdeleyen değerlendirmeleri belgesel boyunca aktarılmıştır.
Venezuela devriminin gelişimini toplumsal tabakada kronolojik bir biçimde veren belgeselin temel odak noktalarından birisi de 2008 seçim süreci olmuştur. Özellikle Chavez’in seçim propagandası olarak rap müzik yapan gençleri seçmesi ve onlarla yakın ilişkisi vurgulanmıştır. Ayrıca süreçte hem iç hem de dış basının Chavez karşıtı söylemleri ve Chavez’e karşı çeşitli olumsuz nitelemeleri aktarılır. Yine bu dönemde tıpkı 2002 darbesinde olduğu gibi medya bir parti gibi davranmaktadır. Dolayısıyla medyanın toplum üzerinde bu denli kutuplaştırıcı rol oynamasının özünde demokratik bir görüntü oluşturup oluşturmadığı belgeselde çeşitli kişilerce sorgulanmıştır.
Sonuç olarak belgesel, tarihi olayları vatandaşlarla yapılan bire bir röportajlar ile aktarmıştır. Ayrıca konu ile alakalı uzman olarak adlandırılabilecek kişilerin yorumları ve analizlerine de yer verilmiştir. Özellikle medyaya ve yeni nesle yapılan vurgu ile belgesel, Venezuela devrimi ve siyasal yapıdaki değişimin toplumsal hareketlerle nasıl iç içe geçtiğini göstermek amacını gütmüştür. Medyanın seçim süreci ve toplum içindeki aktif ve birçok açıdan kutuplaştırıcı rolü sebebiyle demokrasi ve medya arasındaki ilişki ise yeniden irdelenmiştir.
Alperen CENNETKUŞU
Latin Amerika Staj Programı