Başlangıç olarak eğer bir tanım vermek gerekirse; Amerikan Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin haydut devlet tanımlaması örnek olarak gösterilebilir. Tanım şöyledir ki; ” kendi halklarına merhametsizce davranan”, “uluslararası hukuka saygısı olmadığını gösteren”, “komşularını tehdit eden, ve katı bir şekilde tarafı oldukları uluslararası antlaşmaları ihlal eden”, “kitle imha silahlarını elde etme azminde olan”, “dünya çevresinde terörizmi destekleyen” ve “temel insani değerleri reddeden ve ABD’den nefret eden” devletlere verilen genel isim “haydut devlettir”. ABD’nin 80’li yıllarda hazırlamaya başladığı “haydut devlet” tanımlamasına giren devletler ve listeye giriş tarihleri; Kuzey Kore(1988), İran(1984), Irak(1989), Suriye(1988), Libya(1982), Sudan(1993) ve Küba(1982) idi. Irak’ın işgali ve Libya’nın kitle imha silahlarını yok etmeye karar vermesinin ardından liste 5’e indi.
Başkan Bush, 29 Ocak 2002 tarihinde yaptığı Ulusa Sesleniş Konuşması’nda Şer Ekseni tanımlamasını ortaya attı. Kuzey Kore, İran ve Irak, artık bu başlık altında anılmaya başlandı. 2005 yılı başında Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı görevine gelen Condoleezza Rice, Şer Ekseni ve Haydut Devlet tanımlamalarına bir başkasını ekledi: “Diktatörlüğün İleri Karakolu”. Halkın baskı altında tutulduğu, insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiği ülkeler bu sınıfa sokuluyordu. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Rice’a göre; Beyaz Rusya, Küba, İran, Myanmar, Kuzey Kore ve Zimbabve bu tanımlamaya girmekteydi.
İlk defa haydut devlet terimi Clinton döneminde kullanılmasına karşın; terim yaygın kullanımdaki tanımına Bush Doktrini ile ulaşmıştır. ABD Soğuk Savaş’ın başlamasından beri sürdürmekte olduğu “çevreleme” ve “caydırıcılık” stratejilerinden vazgeçtiğini açıklayarak teröristler ve haydut devletlere karşı “önleyici savaş/preemptive war” doktrinini kabul etmiştir. Artık Soğuk Savaş dönemi ve sonrası güvenlik politikaları ABD ulusal Güvenlik Stratejisine göre yetersiz kalmaktadır. Bu gelişmeler ise Irak’ın işgali ile sonuçlanmıştır. Fakat uygulanan yeni politika Uluslararası Hukukta ihtilaflı bir doktrin olan preemptive/sezgisel meşru müdafaa hakkına dayanmaktadır.
ABD Devlet Dairesi 2001-2009 verileri grafikte görüleceği üzere tanımlamış olduğu haydut devletlerin; kitle imha silahlarına sahip olmaları (kırmızı) ve bu silahları geliştirme çalışmaları (siyah) üzerine tahmini veriler sunmaktadır.
(Haydut devletlerin kitle imha silahı programları)
ABD buna göre; Bush doktrini sayesinde haydut devletlerin yaratabileceği saldırı girişimlerine önceden müdahale hakkını meşru bir zemine oturtur. Ulusal Güvenlik Stratejisi, “Sadece misilleme tehdidine dayanan caydırıcılığın, halklarının yaşamlarıyla ve uluslarının refahıyla kumar oynayan riskleri almaya daha fazla istekli olan haydut devletlerin liderlerine karşı işlemesinin düşük bir olasılık olduğunu” belirtmektedir. Bu doktrinin haydut devletlere ve kitle imha silahlarının yayılımına karşı gerekli olduğunu savunanlara karşın, ABD’nin siyasi ve askeri meşruluğuna gölge düşürebileceğine, bazı devletleri ise kendi önleyici müdahalelerinde bulunmaları konusunda cesaretlendirebileceğini düşünenler de olmuştur. Hatta bir bakıma; önleyici müdahale, ABD’nin tek taraflı güvenlik politikaları ışığında son derece keyfi, bir o kadar da tehlikeli bir nitelik kazandığı iddia edilebilir. Sonuçta haydut devlet tanımını yapma yetkisi yine ABD politika yapıcılarındadır.
Ayça Pak
TUİÇ Stajyeri
Kaynakça
1) Chomsky, Noam, Rogue states: The Rule of Force in World Affairs, Pluto Press, 2000
2) Çiftçi, Kemal, “Soğuk Savaş Sonrasında ABD: Rızaya Dayalı Hegemonyadan İmparatorluk Düzenine”, Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi 5.10 (2012): 203-219
3) Taşdemir, Fatma, Uluslararası Terörizme Karşı Devletlerin Kuvvete Başvurma Yetkisi, Vol. 10. USAK Books, 2006
4)Web Adresi: http2001-2009.state.govtus21782.html, Erişim Tarihi: 25.06.2014
5)Web Adresi: http://www.dw.de/abd-haydut-devletler-listesini-g%C3%B6zden-ge%C3%A7iriyor/a-3442792, Erişim Tarihi: 26.06.2014