Haftanın Öne Çıkanları

DÜNYA YANGINLARA TESLİM OLDU (30.07.2021)

Dünyamız, her geçen gün artan yangınlara tanık oluyor. Uzmanların iklim krizine yorduğu bu artış, birçok ülkede şiddetini devam ettiriyor. Temmuz ayında Kanada, ABD, Rusya ve Avrupa ülkelerinde çıkan yangınlara Türkiye’nin dört bir yanından yükselen alevler de eklendi.

ABD yüksek sıcaklıkların etkisi altında. Kuraklıktan kaynaklanan orman yangınlarına her geçen gün yenisi ekleniyor. Temmuz ayı boyunca Kaliforniya’da yaklaşık 5 bin yangın meydana geldi. 2 bine yakın ev tahliye edildi, 553 bin hektar ormanlık alan kül oldu. Eyaletin bazı bölgelerindeki yangınları söndürme çalışmaları ise hala sürüyor.

Kanada’da da durum farklı değil. Ülke 49,6 derece ile üç gün art arda rekor sıcaklığa ulaştı. British Columbia bölgesinin Lytton kentindeki yangın ormanlarda ağır hasara neden oldu.

Rusya’nın başkenti Moskova’da ise 120 yılın en sıcak ayı Haziran iken Temmuz ayında Sibirya 150 yılın en kurak yazını yaşadı. Bu, geçmiş yıllara göre en fazla yangının yaşandığı yaz dönemi oldu.

Akdeniz bölgesi de yangınlarla mücadele ediyor. Yunanistan’ın başkenti Atina’da 40 dereceye ulaşan hava sıcaklıkları büyük orman kayıplarına sebep oldu. Bölgede olağanüstü hal ilan edildi.

İtalya’ya bağlı Sardunya Adası’nda çıkan yangınlar sonucu bin 500’ü aşkın kişi bölgeden tahliye edildi. 20 bin hektar alan zarar gördü. İspanya’nın Katalonya bölgesindeki yangında ise bin 600 hektardan fazla alan yok oldu.

Türkiye’nin de dört bir yanından yükselen alevlerle birçok orman, yerleşim yeri, evcil ve yaban hayvanları yok oldu. Yangının yoğun yaşandığı bölgelerde elektrik, su ve operatör servis hatlarında kesintiler yaşandı. Antalya, Adana, Mersin ve Muğla’nın içinde bulunduğu yangınlara hava ve karadan müdahale sürüyor ancak hala kontrol altına alınamayan birçok bölge var. 21 ilin 63 ayrı bölgesinde çıkan yangınlarda şimdiye kadar 6 kişi hayatını kaybetti.

Almanya ve Belçika’daki seller ile Amerika’daki aşırı sıcaklıkları öngöremediklerini belirten uzmanlar, hava olaylarını takip etmenin gün geçtikçe zorlaştığını söylüyor. Carbon Brief web sitesi, son 20 yılda meydana gelen 405 olağanüstü hava olayını inceledi. İncelemeler sonucu aşırı kuraklık, sel, kasırga ve yangın gibi olayların yaklaşık yüzde 70’inin insan faaliyetlerinden kaynaklanan iklim değişikliklerine dayandığı tespit edildi. Böylece ilerleyen yıllarda daha şiddetli hava olayları beklenmesi söz konusu.

Kaynak: BBC, Euronews, AA, Carbon Brief

 

TUNUS’TA DARBE SESLERİ YÜKSELİYOR (29.07.2021)

Tunus, Arap Baharı’ndan sonra en çalkantılı siyasi dönemini yaşıyor. Cumhurbaşkanı Kays Said’in Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden alması ülkede darbe söylemlerine neden oldu. Böylece ülkede Covid-19 salgınıyla başarısız mücadele ve ekonomik sıkıntılara siyasi kriz de eklendi. 

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Başbakan Hişam el-Meşişi ile birlikte Savunma ve Adalet Bakanı’nı görevden aldı. Meclis’in yetkilerini 30 günlüğüne dondurdu. Milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırdı. İç güvenlik, silahlı kuvvetleri, gümrük, sağlık ve eğitim dışındaki kamu kuruluşlarının çalışmalarını 3 gün askıya aldı. 

Cumhurbaşkanı kararıyla sokağa çıkma yasağının kapsamı da genişletildi. Akşam 19’dan sabah 6’ya kadar yaya ve araçların sokağa çıkması yasaklandı. Yasak 27 Ağustos’a kadar yürürlükte olacak.

Pandemi sebebiyle yaşanan ekonomik kriz ve sağlık sorunlarına eklenen bu siyasi gelişmeler ülkede gerginliği tırmandırdı. Protestoların seyri değişti. Meclis’te çoğunluğa sahip Nahda Hareketi cephesi Cumhurbaşkanı kararlarını anayasaya ve devrime karşı bir darbe olarak nitelendirdi, halkı sokağa çağırdı. Meclis önünde çıkan olaylarda yaralananlar oldu.

Cumhurbaşkanı Said ise bu kararları olağanüstü koşullar nedeniyle aldığını açıkladı. Kararlarını darbe olarak nitelendiren Nahda Hareketi’ni anayasayı gözden geçirmeye çağırdı.  

Tunus halkını ikiye bölen Cumhurbaşkanı Said’in kararları uluslararası kamuoyunda da ses getirdi. Avrupa Birliği ve ABD, Arap Baharı’nı hatırlatarak demokratik kazanımlara zarar gelmemesi için çağrı yaptı. Birleşmiş Milletler ise ülkede şiddetin önlenmesi ve diyaloga başvurulması yönünde uyardı.

 

Nahda Hareketi nedir?

Nahda Hareketi 1981 yılında kuruldu. Kuruluş bildirgesinde İslam’ın siyasal ve toplumsal hayattaki rolünü güçlendirmeyi amaçlayan Hareket, çok partili demokrasiyi savundu. Batı’nın baskıcı modernleşme anlayışına karşı çıkan bu oluşum, 2016’da kendini ‘Siyasal İslamcılar’ yerine ‘Müslüman Demokratlar’ olarak tanımlamaya başladı.

Nahda Hareketi, eski Tunus Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’nin yıllar süren baskısından sonra Arap Baharı’nda yasal parti kimliğini kazandı. Bugün ise mecliste en büyük çoğunluğa sahip parti olarak yer alıyor.

Kaynak: Reuters, BBC

 

Hazırlayan: Gizem GÜVEN – TUİÇ Akademi İçerik Editörü

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...

Küresel Göç Yönetiminde Sivil Toplumun Etkisi: Sivil Toplumun Katkısı ve Sınırları

Kaancan Koçak  Sivil Toplum Çalışmaları O-Staj Programı Özet Göç insanlık tarihinin en...