Gazal AYDOĞDU
Göç Çalışmaları Stajyeri
Özet
Son yıllarda iletişim ve ulaşım hizmetlerinin gelişmesi ile birlikte kadınların göç olgusuna aktif katılımı artmaktadır. Özellikle geçim kaynaklarının olmadığı gelişmemiş ülkelerde yaşayan erkekler kadar kadınlar da geçim kaynaklarının fazla olduğu gelişmiş ülkelere göç etme eğilimi göstermekteler. Güneydoğu Asya ülkelerinde yaşayan birçok kadın, ailelerine ve çocuklarına bakmak için gelişmiş ülkelere ev bakım hizmetlerinde çalışmak amacıyla göç etmektedirler. Göç eden kadınlar geride bıraktıkları aileleri ve çocuklarına olan bağlılıklarını devam ettirebilmek amacıyla dijital iletişim araçlarını kullanmaktadırlar. Bu çalışmada Güneydoğu Asya’daki ev hizmetleri çalışanlarının göç deneyimleri literatür taraması yoluyla anlaşılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: göç, ev hizmetleri, dijitalleşme, anavatan.
Giriş
Göç olgusu, geçmişten günümüze insan yaşamını etkilemiştir. İnsanları göçe iten birçok faktör mevcuttur. Bunlar arasında en etkili faktör geçim kaynakları olmaktadır. Bulundukları şehirlerde veya ülkelerde iş imkanlarının olmaması, insanların yoksulluk yaşamaları göç etmelerine neden olmaktadır. Bu sebeple yapılan göçler dünyanın birçok ülkesinde mevcuttur. Bu ülkelerden bazıları da Güneydoğu Asya ülkeleridir. Güneydoğu Asya ülkeleri arasında olan Filipinler, Vietnam, Tayland, Endonezya ülkelerinde bulunan yoksulluk nedeniyle gelişmiş olan ülkelere göç veren ülkelerdendir. Son yıllarda iletişim ve ulaşım hizmetlerinin gelişmesiyle birlikte birlikte kadınlarında göç olgusuna aktif katılımları gözlemlenmektedir. Güneydoğu Asya ülkelerinden göç eden kadınlar gittikleri ülkelerde geride bıraktıkları ailelerinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için gittikleri ülkelerde ev hizmetleri işlerinde çalışmaktalar. Ev hizmetleri işleri; ev temizliği ve bakımı, çocuk temizliği ve bakımı gibi işler olarak tanımlanabilmektedir. Bu işlerde çalışmak amacıyla göç eden birçok kadın geride bıraktıkları aileleri çocukları ile de hem gönderdikleri ücret ile hem de çalışma saatleri dışında kurdukları dijital iletişim kaynakları ile bağlılıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. (Kemik 2020). Bu araştırmada, “Güneydoğu Asya’dan göç eden ev hizmetleri çalışanlarının dijital araçları kullanarak anavatanlarıyla ilişkilerini sürdürme biçimler nasıl evrilmekte ve bu süreç onların sosyal ve ekonomik refahına nasıl bir etkide bulunmaktadır?” sorusuna cevap bulunmaya çalışılmaktadır.
Güneydoğu Asyalı Kadınların Göçe Katılımları
Teknolojik gelişmelerin artması sonucu iletişim ve ulaşım hizmetlerinin gelişmesiyle tarihsel süreçte var olan göç olgusu daha da artış göstermiştir. Özellikle 1990’larda küreselleşmenin de büyük etkisiyle neo-liberal ekonomik politikalar ekonomik açıdan az gelişmiş olan Üçüncü Dünya Ülkelerinden Asyalı ve Latin Amerikalı kadınların, ekonomik olarak gelişmiş olan Birinci Dünya Ülkelerine ev hizmetlerinde çalışmak ve çocuk bakmak üzere göç etmelerine sebep olmuştur. Küresel Güney’deki kadınların ülkelerinde bulamadıkları iş imkânlarının Küresel Kuzey’deki gelişmiş ülkelerde aramaları kadınların artan sayılarda göç etmesine ve bunun sonucunda “göçün dişileşmesine” neden olmuştur (Stephen Castles 2014). Gelişmemiş ülkelerdeki kadınların göç oranları zamanla erkeklerin göç oranlarından daha fazla olabilmektedir. Nitekim uluslararası göç kalıpları bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir, şaşırtıcı bir şekilde göç veren ülkelerden gelen kadın göçmenlerin sayısı aslında bazen geniş bir farkla erkeklerden fazla olmaktadır. Örneğin, 1990’larda kadın göçmenler, tüm ülkelere giden Filipinli göçmenlerin yarıdan fazlasını ve Orta Doğu’ya giden Sri Lankalı göçmenlerin yüzde 84’ünü oluşturuyordu (Barbara Ehrenreich 2002).
Ev Hizmetleri
Ev içi bakım hizmetleri toplumsal cinsiyet rol ve kalıp yargılarının dayatmasıyla tarihsel süreç boyunca kadınların işi olarak görülmüş, kadınlarla özdeşleştirilmiştir. Hal böyle iken ev ve bakım emeği tarihsel olarak kadına ait görüldüğü için fazlasıyla kadınlaşmış bir sektördür haline gelmiştir; nitekim dünyada bu sektörde çalışanların %80’i kadınlardan oluşmaktadır; göçmen ev işi ve bakım hizmetlerinde çalışanların ise %73.5’i de kadındır. Dünyadaki toplam 67.1 milyon ev çalışanının 11.5 milyonunun (yaklaşık altıda birinin) göçmen olduğu düşünüldüğünde ise bu meslek küresel olarak belirli etnisiteden, ırk ve sınıftan kadınlar tarafından yapılır hale gelmiştir. (Kemik 2020). Güneydoğu Asya ülkelerinden gelişmiş ülkelere göç birçok kadın göç ettikleri ülkelerde ev hizmetleri alanında çalışmaktadırlar. Başkalarının ev içi işlerinde çalışan, onların hayatlarını kolaylaştıran bu kadınlar, kendi evleri ve çocuklarının bakımları için ise kazandıkları ücretlerini ailelerine göndererek yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Bu durumu, Göç eden kadınlar, kendi ev işlerinin yapılması ve çocuklarının bakılması sorumluluğunu aile üyelerine ya da ücretli ev işçilerine bırakmaları ve başka bir ülkede ücret karşılığı çalıştıkları ailenin ev işlerini yapmaları ve çocuklarına bakmalarını Hochschild (Airlie Hochschild 2000)“küresel bakım zincirleri” olarak Parreñas (Parrenas 2010) ise “uluslararası toplumsal yeniden üretimde iş bölümü” olarak adlandırmaktadır. Sınıfsal olarak ayrıcalıklı kadınların kendi bakım sorumluluklarını kendilerinden daha az ayrıcalıklı Filipinli göçmen kadınlara ücret karşılığı yaptırmaları ev işi ve bakım yüklerini azalttıkları; Filipinler’de kalan kadınların da göç eden kadınların sorumluluklarını hafiflettiği ancak bu iş bölümünün kadınlar arası bir eşitsizlik ilişkisi olduğu öne sürülmüştür (Parreñas, 2010, 1848). Kadınlar arası eşitsizliklerin büyümesinin en önemli sebeplerinden biri olan ekonomik eşitsizlikler kadınları göçe zorlamakta ve göç ile birlikte bu eşitsizlikler daha da derinleşmektedir.
Dijitalleşme ve Anavatan İlişkileri
Güneydoğu Asya ülkelerinden gelişmiş ülkelere göç etmek durumunda kalan kadınlar, aileleri ve çocukları ile uzun zaman görüşme imkanı bulamamaktadırlar. Hal böyle iken fiziksel birlikteliğin söz konusu olmadığı ulusötesi aile üyeleri ile ancak iletişim teknolojileri aracılığıyla yürütülen gündelik faaliyetler sayesinde göç eden kadınlar geride bıraktıkları ailelerinin bir parçası olabilirler (Madianou 2016). Aileleri ve çocukları ile duygusal bağlarını sürdürmek isteyen göçmen kadınlar iletişim teknolojilerini mesai saatleri dışında kalan zamanlarında kullanmaktadırlar. Uluslararası iletişim teknolojilerinin gelişmesi kadınların uzaktan annelik yapma şekillerini de değiştirmiştir. Göçmen kadınlar iletişim teknolojilerinin anneliklerinin kaçınılmaz bir yönü olduğunu kabul ederler bu sayede ülkeler arası yaptıkları anneliklerinin “gerçek” bir annelik deneyimine dönüştüğünü, kendilerini “tam bir anne” gibi hissettiklerini ifade ederler (Madianou, Migration and the Accentuated Ambivalence of Motherhood: The Role of ICTs in Filipino 2012). Göçmen kadınlar, göç ettikten sonra anavatanlarına, ailelerine ve çocuklarına duydukları özlemi gidermek, duygusal bağlarını devam ettirmek amacıyla iletişim teknolojilerinden faydalanmaktadırlar. Ancak bu iletişim teknolojilerinin kullanımı her ülkede kolaylıkla yapılamamaktadır. Örneğin; Filipinler’in teknolojik alt yapı eksiklikleri, göçmenlerin kaynak yetersizliği ve çalışma koşullarının müsait olmaması nedeniyle bazı göçmenlerin ve ailelerinin bu teknolojilere erişemediğini bu nedenle iletişimin herkes için aynı koşullarda gerçekleşmediği bazı yazarlar tarafından öne sürülür (Parreñas 2014). Göçmen kadınların aile bağlarını devam ettirme çabaları iletişim teknolojileri kadar ulaşım teknolojilerini de kullanmalarını sağlamaktadır. Örneğin Filipinli göçmen kadınlar, çocuklarıyla ve akrabalarıyla aralarındaki duygusal bağları maddi olmayan formlarda da göstermek için, içine pek çok eşya koydukları balikbayan kutuları Filipinler’e göndermektedirler. Hong Kong’da da yüzlerce Filipinli kadın izin günlerinde balikbayan kutularına hediyelik eşya, temizlik ve bakım malzemesi, oyuncak, çikolata, giysi vb. koyar ve ailelerine gönderirler. Bu sayede göçmen kadınlar, yokluklarını telafi etmeye, annelik sorumluluklarını yerine getirmeye ve çocuklarıyla aralarındaki yakınlıkları sürdürmeye çalışırlar (Fresnoza-Flot 2009).
Sonuç
Göç olgusu tarihsel süreç boyunca insanların yaşamlarını etkilemiştir. Gelişmemiş ülkelerdeki ekonomik fırsatların eksikliği ve gelişmiş ülkelerin çekici özellikleri insanları göç etmeye itmiştir. Küreselleşme ile ulaşım ve iletişim hizmetlerindeki gelişmelerin sadece erkeklerin değil kadınların da göçün özneleri haline gelmelerine sebep olmuş “göçün kadınlaşması” olgusunu ortaya çıkarmıştır. Kadınların doğdukları ülkelerdeki ekonomik yetersizliklere boyun eğmek yerine ailelerine ve çocuklarına bakmak için sınırları aşmaları kadınların ekonomik olarak güçlenmelerine ve erkeğe atfedilen toplumsal cinsiyet rollerini bir parça kırmış olsa da göç edilen ülkelerde kadınların çoğunlukla ev içi iş imkanlarına yönelmeleri toplumsal cinsiyetin “kadınlar için uygun işler” etiketinden çıkamamalarına neden olmuştur. Ev hizmetleri göç eden kadınlar için güvenli barınma ve çalışma olanağı sağlarken kendi için de olumsuz faktörler de barındırabilmektedir. Ev hizmetleri işlerinde çalışırken Güneydoğu Asya’dan göç eden kadınlar, aynı zamanda geride bıraktıkları aileleri ve çocuklarının bakımları için de kazandıkları ücreti onlara göndermektedirler. Güneydoğu Asyalı göçmen kadınlar, fiziksel olarak ailelerinin, çocuklarının yanlarında olamasalar da dijitalleşme ile birlikte iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde duygusal bağlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Göçmen kadınlar, anavatan özlemlerini bazen iletişim araçları ile bazen de çeşitli hediyeler koydukları balikbayan kutuları ile gidermeye aile bağlarını bu şekilde güçlendirmeye çabalamaktadırlar.
Dijitalleşme, iletişim teknolojilerinin gelişmesi şüphesiz ki uzakları yakın kılmış, Güneydoğu Asyalı göçmen kadınların ailevi bağlarını sürdürmeleri, geride bıraktıkları çocuklarına annelik yapabilmelerini sağlamıştır.
Kaynakça
Airlie Hochschild, Russel. «Global care chains and emotional surplus value.» Living with Global Capitalism (Jonathan Cape), 2000: 130-146.
Barbara Ehrenreich, Arlie Russel Hochschild. «Dadılar, Hizmetçiler ve Yeni Ekonomide Sekz İşçileri.» Küresel Kadın, 2002: 1-10.
Fresnoza-Flot, Asuncion. «Migration Status and Transnational Mothering: The Case of Filipino Migrants in France.» Global Networks 9, 2009: 252–270.
Kemik, Deniz. «Hong Kong’da Yaşayan Filipinli Ev İşi ve Bakım Çalışanları ile Kadın İşverenlerin Annelik Deneyimleri.» Fe Dergi: Feminist Eleştiri, 2020: 81-96.
Madianou, Mirca. «Ambient co-presence: transnational family practices in polymedia environments.» Global Networks, 2016: 183–201.
Madianou, Mirca. «Migration and the Accentuated Ambivalence of Motherhood: The Role of ICTs in Filipino.» Global Networks, 2012: 277-295.
Madianou, Mirca. «Migration and the Accentuated Ambivalence of Motherhood: The Role of ICTs in Filipino.» Global Networks, no. 12 (2012): 277-295.
Parrenas, Rachel. «Transnational Mothering: A Source of Gender Conflicts in The Family.» North Carolina Law Review, 2010: 1825-1856.
Parreñas, Rachel.S. «Women, migration and domestic work.» Servants of Globalization (Stanford University Press), 2014.
Stephen Castles, Haas, Miller. The Age of Migration. New York: The Guilford Press, 2014.
Güneydoğu Asyalı Göçmen Kadınlar – Güneydoğu Asyalı Göçmen Kadınlar – Güneydoğu Asyalı Göçmen Kadınlar – Güneydoğu Asyalı Göçmen Kadınlar – Güneydoğu Asyalı Göçmen Kadınlar – Güneydoğu Asyalı Göçmen Kadınlar – Güneydoğu Asyalı Göçmen Kadınlar