Osetler kimdir?
Osetler’in aslen Alanlar’dan geldikleri kabul edilir. Dilleri ise daha çok İranlıların dillerine benzemektedir. Ancak yine de Kafkas dillerinin etkisinde kaldığından dolayı değişime uğramıştır. Osetler Kafkasya’da Daryal Geçidi’nin güney ağzında yaşamaktadırlar. Komşuları doğu da Çeçenler, kuzeyinde İnguşlar ve Kabartaylar, batılarında ise Gürcüler ve Abazalardır.
Osetlere, Çerkezler Kuşha, kendileri ise İron demektedirler. Osetler Daryal Vadisi’nin yanı sıra Liakkva ve Ksa Vadilerinde, güneyde Kura’ya doğru Uruk,Fiag-Don ve Ardon ile yukarı Terek boylarında da yaşarlar. Ayrıca Osetler kendi aralarında da ikiye ayrılmışlardır.
Bunlar: 1.İron ve 2.Digor‘lardır.
Osetlerin bir ayrı grubu ise Yukarı Kura’nın sağ kıyısı ile Trialet Dağı ve Borjom’un doğusunda yaşamaktadır. Osetler’in çoğu Hristiyan olduğundan doları Osetler ne Rusya’ya karşı olan bağımsızlık mücadelesin de nede göç hareketlerinde etkili iken bir rol oynayamamışlardır. Sadece Müslüman olanların aslen Oset olan General Musa Kundukhov komutasında göçe katıldıklarını tarih sayfalarında görebilmemiz mümkündür.
Güney Osetya Neresidir?
Güney Osetya,3 bin 900 kilometrekarelik yüzölçümüyle Gürcistan’ın kuzeyinde yer alan küçük bir bölgedir. Nüfusu yaklaşık olarak 70 bin civarındadır. Bölgenin eski adı Samaçablo’dur. Güney Osetya Gürcistan’ın Şida Kartli (iç Kartli) bölgesinin bir parçasıdır. Fakat son dönemlerde yönetimin bulunduğu merkez den dolayı Tshinvali bölgesi olarak da adlandırılmıştır. Güney Osetya ilk olarak Gürcistan’ın kuzeyinde SSCB döneminde özerk bir bölge olarak kurulmuştur. Gürcistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra bu bölgeyi kaldırmıştır fakat SSCB’nin dağılım sürecinde Moskova yönetiminin desteğiyle bağımsızlığını ilan etmiştir. Fiilen bağımsız bir bölgedir
Tarihte Güney Osetya
Güney Osetya toprakları ilk zamanlar İberya Devleti’nin toprakları arasında yer almaktaydı. Daha sonra ise 9. ve 10. yüzyıllarda Alanların erken feodal devleti kuruldu. Fakat daha sonraları gerçekleşen Moğol saldırıları ve Timur tehlikesinden dolayı Osetler dağ yamaçlarına çekilmek zorunda kalmışlardır. Osetler daha sonraları Kafkas sıradağlarının güney yamaçlarını yurt edindiler. Burada yaşayan halkın geçim kaynağı ise akıncılık ve hayvan yetiştiriciliğiydi. Bu bölgene 13.yy. da feodal ilişkiler gelişmiştir fakat Osetler ‘in yaşam tarzlarındaki kabilecilik anlayışı yaklaşık olarak 20.yy’ın öncesine kadar sürmüştür. Kısaca söylemek gerekirse Oset halkının oluşumu 18.yy’a kadar sürmüştür.
1801 yılında Güney Osetya’nın kendi isteğiyle Gürcistan bünyesinden koparak Rusya ile birleşmesi onlar açısından ilerici oldu. Çünkü bu birleşmeyle beraber kapalı doğal ekonomi dağıldı ve dıştan gelen saldırılara son verildi. Fakat çarlığın zulümleri ve toprak sahiplerinin zulmü zamanla silahlı köy direnişlerine neden olmaya başladı ve bunun sonucunda 1864 yılında toprak sahipliği kaldırılmıştır. 19. yüzyılın sonlarında bağımsızlık hareketi Rusya işçi sınıfının mücadelesinin etkisi altında devam etmiştir.1918 yılında Sovyet Komünist Partisi’nin Güney Osetya şubesi açıldı ve böylece Güney Osetyalılar Gürcistan’ın Menşevik hükümetine karşı mücadele ettiler ve 1920 yılında Güney Osetya’da Sovyet egemenliği ilan edilmiştir.
1922’de Gürcistan’da SSCB hâkimiyetinin kurulmasından sonra Güneyt Osetya özerk bölgesi oluşturuldu. Büyük Anayurt Savaşında (1941-1945) Güney Osetyalılar cephede ve cephe gerisinde kahramanlık gösterdiler. 5.500 kadar savaşçı nişan ve madalyalarla ödüllendirildi. 8 askere Sovyetler Birliği Kahramanı Nişanı verildi. Savaştan sonraki yıllarda Güney Osetya’nın ekonomisi ve medeniyeti daha da yükseldi. Güney Osetya, Lenin Nişanı (1967) ve Halkların Dostluğu Nişanı ile taltif edilmiştir. ( 1972)
Yeniden Bağımsızlık Hareketleri
İhtilalden sonra Osetya
1917 devriminden sonra Gürcistan’da iktidarı elinde bulunduran Menşevik Gürcü Yönetimi zamanında Güney Osetya, tıpkı Abhazya gibi zorla Gürcistan’a bağlanmaya çalışıldı. 1918 yılında bağımsız bir cumhuriyet kurdularsa da uzun ömürlü olmadı. Sovyet iktidarı Osetya’yı ikiye ayırarak bir bölümünü Güney Osetya Özerk Bölgesi adıyla 20 Nisan 1922’de Gürcistan’a diğer bölümünü, Kuzey Osetya Bölgesi adıyla 7 Temmuz 1925’te Rusya Federasyonu’na bağladı. Kuzey Osetya Özerk Bölgesi 5 Aralık 1936 yılında ise Özerk Cumhuriyet yükseltildi. İkinci Dünya Savaşı bittikten sonra ise, 1944 yılında ülkelerinden sürülen ve İnguşlardan boşalan köylere; Asetinler zorla yerleştirildiler.
1957 yılında affa uğrayıp, tekrar yurtlarına dönen İnguşların köyleri geri verilmiş, sade köyde İnguş ve Asetinler aşağı yukarı eşit sayıda nüfusla yaşamaya başlamışlardı. Güney Osetya 12 Aralık 1990 yılında Cumhuriyet ilan etti. Gürcistan tanımadı ve Gürcü grupları yöreye saldırdı. Yüzlerce insan öldürüldü. Binlercesi Kuzey Osetya’ya göç etmek zorunda bırakıldı. 1992’de Oset-İnguş çatışmasının başlamasıyla bölgedeki ve tüm Osetya’daki İnguşlar boşaltıldı.
Bağımsızlık hareketi
Güney Osetya, Kuzey ile birleşmek isteyerek Kasım 1990’da bağımsızlığını ilan etti. 1991’den itibaren Güney Osetya ile birleşmenin şekli konusunda önemli tartışmalar yaşandı. Ancak bu nedenle Gürcistan’la çatışmalar çıktı. Mart 1991’de ateşkes sağlandı. Gürcistan aynı yıl Eylül ayında bölgenin özerkliğini kaldırınca çatışmalar yeniden alevlendi. Ocak 1992’de Osetler tekrar bağımsızlık ilan ettiler ve çatışmalar sürdü. Bu çatışmalar Gürcistan ve Güney Osetya silahlı güçleri arasında, binlerce Güney Osetyalı’nın (150.000-200.000) Kuzey Osetya’ya göç etmesine yol açtı. Temmuz 1992’de Rusya müdahale ederek çatışmalara son verdi. Aynı dönemde Cumhuriyet yönetimi, İnguşlar tarafından 1944’te sürüldükleri bir bölge hakkındaki talepleri tanımayı reddetti. Bu yüzden Ekim 1992’de şiddet olaylarına ve etkilenen bölgelerde güvensizliği yol açtı. 1994’te silahlı çatışmaların sone ermesine ve barışın sağlanmasına rağmen bölgede güvenlik sağlanamadı. Bu gerçeği başkentte 30 Ocak 1996’da bir caminin bombalanması göstermektedir. Mart ayında Cumhuriyet Federal Hükümet tarafından İnguşların eski yerlerine geri dönmelerini engellememesi konusunda uyarıldı.
7 Aralık 1994’te kabul edilen Anayasa gereği Cumhuriyet, eski ismi olan “Alania”ya geri döndü. Bölgede Komünist Parti hâkimdir. 89 Federal birim içerisinde sadece bir partinin, 1996 Aralık genel seçimlerinde oyların yeniden çoğunu (% 52) kazandığı tek bölgedir.
Güney Osetya Sorunu ve Tarihsel Süreci
5-6 Ocak 1991 tarihinde Gürcü birliklerinin Güney Osetya’nın başkenti Tshinvali’ye girmesiyle çatışmalar başlamış ve 14 Temmuz 1992’de Rus, Gürcü, Kuzey ve Güney Osetlerden oluşan 4000 kişilik Barış Gücü birlikleri bölgede konuşlandırılarak ateşkes sağlanmıştı. Ateşkesin denetlenmesi için taraflar arasında Rusya Federasyonu’nun da katılımıyla Ortak Kontrol Komisyonu kurulmuştu.
Gürcistan’ın talebi üzerine Aralık 1992’de bölgeye bir AGİT misyonu da gönderilmişti. 8 Nisan 2001 tarihinde Güney Osetya’da düzenlenen halkoylamasıyla yeni Anayasa kabul edilmiş, Rusça, Osetçe’nin yanı sıra resmi dil olarak kabul edilmişti.
Gürcistan Devlet Başkanı Mikheil Saakaşvili göreve geldikten sonra ise, ülkenin toprak bütünlüğünün sağlanmasını temel hedeflerinden biri olarak belirlemişti. Haziran 2004’de Osetya ile Yeniden Uzlaşma Planı’nı açıklamış ve bölgeye yönelik ekonomik projelere ağırlık verilmesi yolunda bir karar almıştı.
1993 ve 2001 yıllarında düzenlenen iki ayrı halk oylaması sonucunda Gürcistan’dan bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’da, 12 Kasım 2006 tarihinde devlet başkanlığı seçimleri ve bağımsızlık referandumu düzenlenmişti. Eduard Kokoiti oyların yüzde 98,1’ini alarak yeniden Güney Osetya Devlet Başkanı seçilmişti. Bağımsızlık referandumunda ise yüzde 99,88 oranında “evet oyu” kullanılmıştı.
Bu seçimlere paralel olarak, Tiflis tarafından desteklenen diğer seçimlerde ise Sanakoev devlet başkanlığına seçilmişti. Saakaşvili, 19 Mart 2007 tarihinde bölgeye giderek Sanakoev ile görüşmüş ve bu görüşmenin ardından Güney Osetya’da bir idari birim kurulması yönünde talimat vermişti. Bu çerçevede hazırlanan bir yasa taslağı Gürcistan parlamentosuna sevk edilmişti.
Tasarı çerçevesinde, Kokoiti ve Sanakoev’in bölgenin özerk statüsü üzerinde çalışacak geçici bir idari yapı kurmaları, geçici idareye içişleri, maliye, ekonomi, bilim ve eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik, kültür, tarım, adalet ve çevre alanlarında bakan yardımcıları ataması imkanının verilmesi, ayrıca rehabilitasyon projelerinin uygulanması ve bölgenin kalkınması için özel bir mali paketin hazırlanması öngörülmüştü.
Gürcistan yönetimi bu çerçevede, Güney Osetya’da geçici bir idari birim kurulmasına yönelik çalışmalarını hızlandırmış, bölgedeki “alternatif hükümet” ile doğrudan görüşmelere başlamış, görüşmelerde kurulacak idari birimin “Güney Osetya” olarak adlandırılması konusunda “alternatif hükümet” ile anlaşmaya varmıştı. Gürcistan, ayrıca Kokoiti yönetimine bu görüşmelere dâhil olma çağrısında bulunmuştu.
Güney Osetya’da kurulacak idari birime ilişkin yasa tasarısının Gürcistan Parlamentosu’nda 8 Mayıs 2007 tarihinde onaylanmasını takiben, Sanakoev, 10 Mayıs’ta Devlet Başkanı Saakaşvili tarafından anılan idari birimin başına getirilmişti.
17 Şubat 2008 tarihinde Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından ise Güney Osetya Parlamentosu, bağımsızlığının tanınması için 3 Mart 2008 tarihinde Rusya Federasyonu, Bağımsız Devletler Topluluğu, BM ve AB’ye çağrıda bulunmuştu. Güney Osetya parlamentosu kabul ettiği kararda Kosova’nın ikna edici bir örnek olduğunu belirterek, Kosova örneği ile “egemen devletlerin toprak bütünlüğü” argümanının önceliğini yitirdiğini savunmuştu.
Gürcistan’a 2-4 Nisan 2008 tarihinde Bükreş’te yapılan NATO Bükreş Zirvesi’nde NATO kapılarının açılmaması ise Gürcü halkında büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştu. Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik dünyası ile bütünleşmesinin (NATO ve AB üyeliği) önündeki en büyük engel olarak halen, fiilen (de facto) Gürcistan’dan bağımsız olan Abhazya ve Güney Osetya bulunuyor.
2008 Güney Osetya Savaşı
Krizin Ortaya Çıkışı ve Sebepleri
Kafkaslardaki bu krizin ortaya çıkış sebeplerine baktığımızda SSCB dağıldığından bu yana bir mücadele söz konusudur. Fakat bu mücadele özellikle 2003 yılında gerçekleşen ve devlet başkanı Eduard Şevardnadze’nin görevini bırakmasıyla sonuçlanan ve A.B.D destekli olduğu düşünülen ve devletin başına Mikhael Saakaşvili’nin geçmesiyle gerçekleşen Gül Devrimidir.
Saakaşvili’nin devletin başına geçmesinden sonra Gürcistan dış siyaseti neredeyse tamamı ile denecek seviyede direkt olarak Avrupa ve ABD’ye dönmüş ve bu doğrultu esasında şekillenmeye başlamıştır. Bunun en büyük göstergelerinden bir tanesi de Saakaşvili göreve geldikten sonra A.B.D başkanı G.W.Bush’un Gürcistan’ı bizzat kendisinin ziyaret etmesidir. Fakat bu durum ortaya bir Kafkasya krizinin çıkmasına sebep oldu ve Gürcistan ile Rusya yavaş yavaş karşı karşıya gelmeye başladı. Zaten Rusya ile Gürcistan’ın arası Rusya’nın ayrılıkçı bölgeler Abhazya, Güney Osetya ve Acaristan’ desteklemesinden dolayı gergindi. Her ne kadar Saakaşvili Gürcistan’daki Gül Devrimi gibi mini bir devrim denilebilecek bir şekilde Acaristan’daki Aslan Abaşidze iktidarını ortadan kaldırıp halkı yanına çekse de halen kuzeyde Abhazya ve Güney Osetya gibi Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit eden Rusya destekli iki sorun bulunmaktaydı ve bu iki sorunun üstü Gürcistan Avrupa ve özelliklede A.B.D ye yaklaştıkça açılmaktaydı. Yaşanan bu olaylar sonunda nihayetinde Gürcistan’a yapılmaya başlanan askeri ve ekonomik A.B.D yardımları, Gürcistan’da yapılan A.B.D destekli askeri tatbikat ve Gürcistan’ın NATO’ya üyeliğinin dünya basınında büyük yankı bulmasıyla beraber Kosova’nın da A.B.D ve Avrupa desteğiyle bağımsız olarak Rusya’nın balkanlardaki müttefiki Sırbistan’dan kopması da tabiri caizse işin tuzu biberi oldu ve akabinde bunun üzerine de Güney Osetya ve Abhazya’daki sınır ihlalleri de söz konusu olması da artık bardağı taşıran son damla oldu. Bunlara paralel olarak Gürcistan’ın her defasında Abhazya ve Güney Osetya’daki ayrılıkçı güçlerin Rusya tarafından desteklendiğini belirtmesi artık savaşın kaçınılmaz olduğunun bir göstergesi haline gelmişti.
Gürcistan’ın ateşkes çağrıları doğrultusunda 7 Ağustos 2008’de Rusya ve ABD’nin araya girmesiyle Gürcistan ve Güney Osetya’daki Tsinvali hükümeti arasında bir ateşkes yapılmıştır fakat ateşkesin üzerinden birkaç saat geçmesinin hemen ardından Güney Osetya’nın tek taraflı bağımsızlığını ilan etmesinden sonra başkenti Tsinvali’nin yoğun top atışına tutulduğu belirtilmiştir ve böylece savaş başlamıştır. Yaşanan bu olay üzerine 2008 Pekin Olimpiyatları açılış töreninde bulunan Rusya Başbakanı Vlademir Putin bölgede Rus barış gücünden kayıplarında olduğunu ve Gürcistan’ın bu saldırgan tutumunun karşılıksız kalmayacağını belirtmiştir ve sonunda Rusya da Gürcistan’a savaş açmıştır.
Gürcistan’ın tutumu
2-4 Nisan tarihlerinde Romanya’nın başkenti Bükreş’te yapılan NATO zirvesinden Gürcistan’ın keyfini kaçıracak olan ret cevabının çıkmasından ve bu ret cevabının da arkasında da Güney Osetya ve Abhazya sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkan siyasi stabilizasyon sorununun yer almasın büyük bir etkisinin olması üzerine Gürcistan’da bu sorunlu bölgeler üzerine ciddi siyasi ve askeri yaptırım düşünceleri kulaktan kulağa dolaşmaktaydı. Ayrıca kendi rejiminin ve pro – western bir hükümeti iktidara getiren ABD’nin Gürcistan’a bundan sonrada yardım edeceği aksi takdirde buralara kadar getirdiği Gürcistan’ın yok olmasıyla beraber ABD’nin de imajının sarsılacağı düşüncesini ABD’nin kabullenmeyeceğinden ve Gürcistan’ın olası bir Güney Osetya müdahalesinde Rusya’nın uluslar arası tepkilerden çekineceğini düşünen ve ABD’nin olası bir Rus müdahalesine imkân vermeyeceği düşüncelerinden güç alan Saakaşvili bildi yolda ilerlemeye ve ayrılıkçı bölgelere ciddi manada yaptırımlar düşünerek bu yola çıkmıştı ve bütün dünyanın gözünün Çin’deki 2008 Pekin Olimpiyatlarında olduğu bir günde Güney Osetya’ya savaş açmıştır. Gürcistan savaşın başlarında çok rahat bir şekilde Güney Osetya başkenti Tsinvali’ye girmiş ve kenti ele geçirmiştir.
Rusya’nın Savaşa girmesi ve gidişatın değişmesi
Gürcistan’ın G.Osetya’ya askeri müdahalesi sırasında Pekin Olimpiyatlarında bulunan Rusya Başbakanı Vlademir Putin yaptığı açıklamada Gürcistan’ın saldırgan tutumu asla karşılıksız kalmayacaktır açıklamasının hemen ardından Rusya sınırdaki Barış Gücü askerlerinden bazılarının açılan Gürcü ateşi sonucunda ölmesi ve Rusya’nın G.Osetya’da yaşayan ve Rus pasaportu taşıyan vatandaşlarının güvenliğini ve haklarını koruyacağı ve savunacağını açıklamasından sonra Rus tanklarının Tshinvali’ye girmesi ve kentin kontrolünü ele geçirmesi ve buna paralel olarak Poti Limanının bombalanması ve Tiflis’e 30 km. yakınlıktaki Gori şehrini bombalaması üzerine savaşın seyri tamamı ile değişmiştir ve Gürcistan ateşkes istemek zorunda kalmıştır.
Sonuçları
Avrupa Birliği Dönem Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’le imzaladığı ateşkes anlaşmasını belirleyecek altı maddeden biri Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin itirazı üzerine çıkartılırken, diğer beş madde üzerinde Rusya Federasyonu ve Gürcistan Cumhuriyeti anlaşmaya varmıştır. Kabul edilen beş madde;
- Tüm taraflar şiddeti bırakacaktır.
- Askeri eylemler duracaktır.
- İnsani yardıma sorunsuz erişim sağlanacaktır.
- Gürcü güçlerinin kalıcı konumlarına dönecektir.
- Rus güçleri çatışma çıkmadan önceki konumlarına dönecek ve Rusya, Güney Osetya sınırları içinde ilave güvenlik tedbirleri alacaktır şeklindedir.
Rusya Federasyonu ateşkes imzalamayı kabul ettiğini bildirse de, sabah saatlerinde Gürcistan’ın Gori kentini bombalanmaya devam etmiş, Gori kentinden çıkan çok sayıda zırhlı araç ve tanklar Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e doğru ilerlemeye başlamıştır. Rus askerleri, Tiflis’i Güney Osetya’nın başkenti Şinvali’ye bağlayan ana yolu kapatmış, 2 insansız Gürcü uçağını düşürmüştür. Abhazya kuvvetleri Kodor Vadisine havan topları ve uçaklarla saldırı düzenlemiş, Gürcistan kuvvetleri Kodor’dan çekildiklerini açıklamıştır.
Oset güçleri, Gürcistan’ın Güney Osetya sınırındaki Gori kentinde bazı araç sürücülerini ve çevreyi yağmalayamaya başlamıştır. Rusya Maliye Bakanı Aleksiy Kudrin, Güney Osetya’nın başkenti Şinvali’nin onarımı için 2009 yılı bütçesinden 400 milyon dolar ayıracaklarını, Güney Osetya’dan kaçan mülteciler içinde 20,5 milyon dolar para ayırıldığını söylemiştir.
12 Ağustos 2008 tarihindeki Rus uçaklarının düzenlediği bombardımanın ardından Gürcü askerlerinin bölgeyi terk etmesi, limanı koruyan 120 güvenlik görevlisinin işi bırakması ile 8 kadar Rus tankı ve zırhlı araçları, Gürcistan’ın batısındaki Poti limanını ablukaya almıştır.
Güney Osetya cumhurbaşkanı Eduard Kokoity ve Abhazya cumhurbaşkanı Sergey Bagapsh, Avrupa Birliği ile Rusya Federasyonu arasında uzlaşılan ateşkes anlaşmasını imzalamak için Rusya’ya gitmiş, iki başkan ateşkes bildirgesini imzaladıktan sonra “Uluslararası hukukun bütün kuralları çerçevesinde bağımsızlığa erişemeyeceğiz” ve “Amaç bağımsızlık olarak ortaya konulmuştur, buna doğru birlikte adım atacağız” diye konuşmuştur.
16 Ağustos 2008 tarihinde Rusya ve Gürcistan arasında ateşkes görüşmeleri sonuçlanmış olup ve böylece artık ateşkes imzalanmıştır ve savaş son bulmuştur.
Güney Osetya’nın Tanınması
Gürcistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlıkları ilan eden Güney Osetya ile Abhazya 16 Ağustos 2008’de imzalanan ateşkesle beraber savaşın bitmesinden hemen sonra Rusya Federasyonu’na bağımsızlıklarının tanıması için başvurmuşlardır. 25 Ağustos 2008 tarihinde Rus parlamentosunun alt kanadı Duma ve üst kanadı Federasyon Konseyi’ndeki siyasetçilerinin tamamının tanınması yönündeki oyları ile tasarı, Rusya Federasyonu devlet başkanı Dmitri Medvedev’e sunuldu. 26 Ağustos 2008 tarihinde Rusya Federasyonu devlet başkanı Dmitri Medvedev, “Bu konuda artık bizim de bir karar almamız gerekiyor. İlgili bütün uluslararası hukuku göz önünde bulundurarak bu cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını tanıyoruz” diyerek tasarıyı onayladı ve Güney Osetya ve Abhazya Cumhuriyeti’ni tanıdıklarını ilan etti.Bağımsızlık ilanlarının tanınmasından ve Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in açıklamasının ardından bağımsızlıklarla alakalı açıklamalar birbirlerini takip etmişlerdir.
Güney Osetya Cumhuriyeti devlet başkanı Eduard Kokoity, “Rusya bizi soykırımdan kurtardı. Kendi topraklarımızda yaşamamız ve kalkınmamız için bize imkân sundu. Biz yüzyıllardır Rusya ile birlikteyiz.” dedi
Diğer bir açıklamada ise, “Bizim bağımsız bir ülke olma gibi derdimiz yok. Tek amacımız, kuzeydeki kardeşlerimizle birleşerek (Kuzey Osetya) Rusya’nın çatısı altına girmektir” denildi.
Abhazya Cumhuriyeti devlet başkanı Sergey Bagapş ise “Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması yönünde atılan bu adımdan dolayı Rusya yönetimi ve Rus halkına minnettarım. Biz uzun zamandır bağımsızlık yolunda ilerliyoruz. Biz her zaman Rusya ile beraberiz.” diye konuşmuştur
Gürcistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Giga Bokeria, “Rusya’nın bu davranışı ile Gürcistan’ın topraklarının ilhak ettiğini ifade etti. Bu, Gürcistan’ın parçası olan bölgelerin açık bir şekilde ilhakıdır.” demiştir[1].
Uluslararası Arenadan Tepkiler
- Avrupa Birliği dönem başkanı Fransa, Gürcistan’dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’da “düşmanlığın hemen sona erdirilmesi” çağrısında bulunarak, krizin çözümlenebilmesi amacıyla temasların artırılacağını bildirmiştir.
- NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Gürcistan ile Güney Osetya arasındaki çatışmalardan “büyük endişe duyulduğunu” açıkladı. Taraflara silahlı kuvvet kullanmamaları ve uzlaşma arayışı için doğrudan görüşmeler başlatmaları çağrısında bulunmuştur. Genel Sekreter, NATO’nun gelişmeleri yakından izlediğini bildirmiştir.
- Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, Kafkasya’daki çatışmanın bütün taraflarını, sivillerin güvenliğini sağlamaya çağırmıştır. Çatışmalardan kaçan sivillerin güvenliğinden kaygı duyduğunu belirterek, çatışan taraflardan sivillere zarar vermemelerini ve serbest geçişlerine izin vermelerini istemiştir.
- Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis, yaptığı yazılı açıklamada, Güney Osetya’daki çatışmalarda sivillerin ölmesinden endişe duyulduğunu, önceliğin “hemen ve koşulsuz” ateşkesin ilan edilmesi olduğunu belirtmiştir. Açıklamada, ateşkesi, barışçı ve daimi bir çözüme varılması için doğrudan görüşmelerin izlemesi gerektiği vurgulanarak, ülkenin bölge halkı için çok kötü sonuçlar doğurabilecek bir savaşın eşiğinde olduğu ifade edilmiştir.
- ABD başkanı George W.Bush olayı endişe ile izlediğini ve Rusya’nın bir an önce bombardımanı durdurmasını istediğini bildirmiştir. Ayrıca Avrupalı müttefikleri ile uluslararası bir arabuluculuk girişiminin başlatılması için görüştüklerini belirterek, ABD’nin diyaloğu başlatmak için ayrıca çatışmanın bütün tarafları ile ilişki içinde olduğunu söylemiştir. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, “Rusya’yı, Gürcistan’a yönelik savaş uçakları ve füzelerle yürütülen saldırıları durdurmaya, Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne saygı göstermeye ve Gürcü topraklarından muharip güçlerini geri çekmeye çağırıyoruz.” demiştir.
- Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ise Vatandaşlarımızın ölümlerinin cezasız kalmasına izin vermeyeceğiz.” diye konuşmuştur. Güney Osetya krizinin tek çözümünün Gürcistan askerlerinin çatışma bölgesinden tamamen ayrılması olduğunu belirtmiştir. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’daki konuşmasında Gürcistan’ın etnik temizlik yaptığını söylemiştir.
- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bölgede bulunan bir ülke olarak bu tabi öncelikle bizi rahatsız eden bir durumdur. Özellikle barışa yönelik öncelikleri olan bir ülke olmamız sebebi ile çevremizde böyle bir durumun olması bir diğer taraftan Gürcistan’ın toprak bütünlüğü konusunda bir sıkıntı yaşamasını da istemeyiz. Temennimiz o ki ateşkes bir an önce temin edilir ve diplomatik yollara başvurulur” demiştir. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’ndan; “Ülkemiz, komşusu ve dostça ilişkiler sürdürdüğü Gürcistan’ın sorunlarının barışçıl yollardan çözümlenmesi gerektiği görüşündedir. Bu görüşlerimizi hem ikili düzeyde, hem uluslararası forumlarda dile getirmekteyiz. Bu çerçevede ülkemiz, bölgesel barış ve güvenliği tehdit edebilecek bu çatışma ortamının itidal, sağduyu ve diyalog yoluyla aşılması ve yeni gerginliklere yol açabilecek adımlardan kaçınılması gerektiğine inanmakta ve taraflara çatışma ve askeri eylemleri durdurarak birbirleriyle doğrudan görüşmeleri yönünde çağrıda bulunmaktadır.” denilmiştir. Başbakan Erdoğan, ayrıca, Kafkas İttifakı önerisinde bulunmuştur.
- Almanya Başbakanı Angela Merkel, Kafkasya’daki şiddete derhal son verilmesini isterken, ABD devlet başkanı George W.Bush, Rusya’dan bombardımanı derhal durdurmasını isteğini tekrarladı ve konuyla ilgili Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ile telefon görüşmesi yapmıştır. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Rusya Federasyonu ve Gürcistan Cumhuriyeti’nin yetkilileri ile yaptığı telefon görüşmelerinde, “Rus ve Gürcü hükümetlerinin bu krize siyasi çözüm bulmaları için doğrudan görüşmeleri başlatmaları gerektiğini” söylemiştir.
- Fransa, Gürcistan’dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’da “düşmanlığın hemen sona erdirilmesi” çağrısında bulunarak, krizin çözümlenebilmesi amacıyla temasların artırılacağını bildirmiştir.
- Çin Halk Cumhuriyeti devlet haber ajansı Xinhua, “Pekin Olimpiyat Oyunları’nın açılmasıyla, dünya bir Olimpiyat dönemine girdi. Bu özel günlerde, Güney Osetya’da silahlı çatışmaların çıkması dünya halklarının görmek istediği bir şey değil.” demiştir.
- Letonya, Litvanya, Estonya ve Polonya devlet başkanlarının yaptığı ortak açıklamada, “AB ve NATO inisiyatif almak ve Avrupa’nın doğusunda, emperyalist ve revizyonist politikaların yayılmasına karşı çıkmak zorunda.” denilmiştir. Açıklamada, ayrıca Polonya ve Baltık ülkelerinin, “Moskova’nın, Avrupa’daki küçük bir devlete saldırısının, sessizce ya da kurbanlarla failleri bir tutan anlamsız açıklamalarla geçiştirilmemesi için ellerinden gelen her şeyi yapacakları” belirtilmiştir.
- İngiltere’nin daimi temsilci yardımcısı Büyükelçi Karen Pierce, Rusya’nın bu tutumunu, “Rusya’nın bu isteklerle, çatışmaları uzatmanın yolunu aramakta olduğu çok net biçimde ortada. Ne ateşkesi kabul ediyor ne de birliklerini çekmeyi” diye konuşmuştur. İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Gürcistan’daki İngiliz vatandaşlarına, “eğer kalmalarını gerektiren acil bir durumyoksa” en kısa zamanda ülkeyi terk etmelerini istemiştir. Vatandaşların “bazı uçak seferleri sürüyorken ve henüz sınırlar açıkken” ülkeyi terk etmeleri önerilmiştir.
- İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hasan Gaşghavi, “İran, masum insanların ölümüne sebep olan krizden oldukça endişelidir. İran ihtilafa derhal son verilmesinii istemektedir” demiştir.
Uğur ERTAŞ
Bakü Kafkas Üniversitesi
KAYNAKÇA
Pogrom. Zeitschrift für völker Nr. 192- Dez.l996/Jan.1997 “Konflikt um Südossetien” Yuri
Tshovrebov: What will futuıre bring? Ağustos 1996 tarihli yayımlanmamış elyazısı;
David Zurabişvili: “Stalemate in Tskhinvali”; War Report’tan (tarihsiz), s. 29;
Lavrence Shets: “War Eyes on Moscow’, War Report, Haziran 1996, s. 32;
Ossetia – A Caucasian Bosnia in microcosm”, Paper submitted to a conference an the North Caucasus at SOAS. April. 1993, by Julian Birch, Department of Politics, Universty of Sheffield.
Yvonne Bangert- Kafkasya Yazıları – Yaz 98 Yıl: 1 Sayı: 4
Kafkaz Vakfı
İnterfaks