F-4 Krizine Dair

22 Haziran Cuma günü saat 11:58’i gösterdiğinde Genelkurmay Başkanlığından yapılan bir açıklamadan sonra Türkiye ile Suriye arasında, daha önce var olan kriz daha da derinleşmiştir. Açıklamada bir Türk F-4 uçağının belirtilen saatten sonra haber alınamadığına yer veriliyordu. Aynı günü akşam saatlerinde uçağın Suriye tarafından düşürülmesinin anlaşılması üzerine, olayın ehemmiyeti bir kat daha artmıştı.

Suriye’nin uçağı düşürdüğünü kabul etmesiyle, hem Türkiye hem de Dünya kamuoyunda konuyla ilgili farklı görüşler öne sürüldü. Başbakan Erdoğan, G-20 zirvesi için bulunduğu Güney Amerika dönüşü yaptığı açıklamalarla, Suriye’nin uçağı düşürdüğünden ve pilotlardan haber alınamadığından başka bir şey söyleyememiştir. Çünkü gerekli istihbarat ve temiz bilgiye ulaşılamamıştı. Olayın gerçekleştiği günden sonra, Türk hükümeti hemen bir eylem planı hazırlanmasına ilişkin çalışmalara başlamış bulunmaktaydı. Türk kamuoyunda,  bu olayın karşılığının savaşla ödetilmesi gerektiğini dile getirenlerin sayısı oldukça artmıştı. Bu savaş çığırtkanlarının isteklerinin gerçekleşmeyeceğini ise, Başbakan Erdoğan 26 Haziran tarihinde, Ak parti grup toplantısında açıkladı.

Başbakan Erdoğan grup toplantısında, konuyla ilgili açıklamalarına Türk tarihinden örneklerle, Selçuklu Sultanı Kılıçarslan’ın Haçlı ordularına karşı Kudüs’ü ve İslam topraklarını korumaya çalışmasıyla, başladı ve devamında Türk insanının İslam’ı ve dolayısıyla Şam, Halep gibi Suriye kentlerini nasıl koruduğundan bahsetti. Bu açıklamalarla Suriye’de Türkiye’ye karşı kaygıları bulunan halkın kaygılarının giderilmesi hedeflenmiş gözüküyor. Türkiye’nin hiçbir zaman Suriye topraklarında bir gözü olmadığını ve iki milletin kardeşliğine yapılan atıflarla, herhangi bir askeri operasyonun olmayacağının sinyalini vermiştir. Ancak bunların yanı sıra Suriye yönetimine karşı, özellikle yaşanan uçak kriziyle ilgili, hem bilgilerin karartıldığına hem de Suriye halkının ve Dünya kamuoyunun saptırılmaya çalışıldığına yönelik, ağır ithamlarda bulundu. Türkiye’nin bölgesindeki her ülke ile barışçıl ilişkiler hedeflediğini, herhangi bir husumet politikasının bulunmadığını hatırlattı. Bu açıklamaların temel hedefi elbette iç ve dış kaygıları gidermektir.

Açıklamaların genelinde uluslararası hukuka bağlılık vurgulanmıştır. Ancak bu bağlılığın kötüye kullanılması noktasında, Türkiye’nin de tavrının değişebileceğini hatırlatarak, Suriye yönetimine açık bir tehditte bulunulmuştur. Küçük bir sınır ihlaliyle uçağın düşürülmesinde art niyet olduğunu vurgulayan Başbakan, bundan sonra Suriye sınırından gelecek en küçük ihlallerin bile karşılıksız kalmayacağını söyleyerek, Suriye yönetiminin hareket alanını kısıtlamaya çalışmaktadır. Oluşabilecek durumlarda Suriye’nin hedef tutulacağına vurgu yapılmıştır. Başbakan’ın açıklamalarına yönelik genel okuma ise şöyledir; Türkiye, daha önceleri yaptığı gibi çok sert ifadelerle olayı kınamış ve sonraki süreç için kapıyı açık bırakmıştır. Ancak bu açık kapının daha önce de bırakılmış ve kullanılmamış olması Türk kamuoyu tarafından eleştirilmektedir. Yalnız eleştirenlerin göz ardı ettiği bir nokta vardır; daha önce yaşanan Mavi Marmara ve Süleymaniye olaylarında, Türkiye bu kadar sağlam bir uluslararası destek görmemiştir. Uçak krizine ilişkin Nato Genel Sekreteri Rasmussen’de, konuya ilişkin Türkiye’nin isteği üzerine olağanüstü toplanan Nato toplantısının sonucunda, bu tarz bir olayın tekrar yaşanmayacağını söyleyerek, hem Suriye’ye hem İran’a hem de Rusya’ya açık bir ültimatom vermiştir. Aksi takdirde 5. Maddenin işletilmemesi için bir gerekçenin olmadığını hatırlatmıştır.

Sonuç olarak Türkiye, fevri bir askeri operasyona girişmeyerek rasyonel davranmıştır. Bundan sonra ki süreçte Suriye yönetimi, özür ve tazminat için zorlanacaktır. Ancak Suriye yönetimi bu tavrının arkasında durursa nelerin olabileceğini ilerleyen zamanlar gösterecektir…

 

Onur YILDIZ

Selçuk Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler Bölümü

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...