Başbakan Erdoğan’ın Almanya ziyareti öncesinde, Hrıstiyan Demokrat politikacı Kauder’in dinî özgürlükler garanti altına alınmadığı sürece Türkiye ile müzakerelerin durdurulması talebi tepkiyle karşılandı. Türkiye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyareti Türklerin topluma uyumu ve Türkiye’nin olası Avrupa Birliği üyeliği tartışmalarının gölgesinde geçti. Başbakan Erdoğan’ın Almanya ziyareti sırasında, muhafazakâr politikacılardan yine Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkan açıklamalar geldi. Hrıstiyan Sosyal Birlik (CSU) partisi Genel Sekreteri Alexander Dobrindt, Erdoğan’ın Türklere hitaben Düsseldorf’ta yaptığı konuşmayı eleştirirken, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini kesinlikle reddettiklerini vurguladı. Hrıstiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) Meclis Grup Başkanı Volker Kauder ise Erdoğan’ın ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada, Türkiye’de dinî özgürlükler garanti altına alınmadığı sürece Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin durdurulmasını istedi. Ancak Kauder’in talebi parti içinde bile tam destek görmedi. Hrıstiyan Demokrat (CDU) milletvekili Karl-Georg Wellmann, Türkiye ile müzakerelerin ucu açık olarak sürmesi gerektiğini söyledi. Hem Almanya’da hem de Türkiye’de din özgürlüğünü çok önemli bir konu olarak gördüklerini belirten Wellmann, “ancak ben müzakereler sırasında önşartlar konmasına karşıyım. Avrupa Birliği Türkiye ile müzakerelerin ucu açık olarak yürütüleceğini söyledi.
Müzakereler sürecek
Dışişleri Bakanı ve Hür Demokrat Parti (FDP) lideri Guido Westerwelle de, Stuttgarter Nachrichten gazetesine yaptığı açıklamada, müzakerelerin ucu açık olarak sürdürüleceğini belirtti. Hür Demokrat Parti Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Rainer Stinner ise müzakerelerin mümkün olduğunca nesnel yürütülmesi gerektiğini belirterek, taraflara “duygularınıza kapılmayın” çağrısında bulundu. Yeşiller Partisi ve Sosyal Demokrat Parti de Kauder’in önerisini eleştirdi. Sosyal Demokrat Parti Alman Meclisi Grup Başkanvekili Gernot Erler de bu öneriyi “siyasi bir hata” olarak nitelendirdi. “Türkiye kritik bir dönemden geçen Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri açısından bölgesel ve uluslararası düzeyde önemli bir rol oynuyor. Alman hükümeti koalisyon protokolünde, Türkiye ile 2005 yılından bu yana devam eden müzakarelerin sürdürüleceğini taahhüt etti. Ve şimdi açıkça hükümet protokolüne aykırı davranılıyor.”
Merkel’den vize kolaylığı sözü
Başbakan Erdoğan’ın Almanya ziyareti sırasında gündeme gelen, Türkiye açısından önem taşıyan bir diğer konu ise vize sorunu oldu. Erdoğan, Avrupa Birliği ülkelerine giden Türk vatandaşlarının vizeden muaf olmasını talep etti. Buna karşılık Başbakan Angela Merkel özellikle Türk işadamlarına yönelik vize uygulamasının kolaylaştırılacağına dair söz verdi. Ancak Hür Demokrat Parti milletvekili Stinner, Alman hükümetinin vize sorununu tek başına çözemeyeceği görüşünde. Stinner, “vize sorunu Avrupa çapında çözülecek, Almanya bu konuda tek başına bir şey yapamaz. Ben dış politika uzmanı olarak vize sorununun mümkün olabildiğince liberal bir şekilde çözülmesinden yanayım. Benim için iş adamlarının yanı sıra diğer kişilerin de ülkeye gelebilmeleri önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Almanya’nın Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulaması uzmanlar ve siyasetçiler tarafından da eleştiriliyor. Hrıstiyan Demokrat politikacı Wellmann da, vize uygulamasında değişiklik yapılmasından yana. Wellmann bu konuda şunları söyledi: “Şu anda yürürlükte olan vize uygulaması, karşılıklı olarak yakınlaşmamızı engelliyor. Kendi çıkarımız için bu uygulamayı değiştirmemiz gerekiyor. Türkiye çok etkileyici bir şekilde ekonomik ilerleme sağladı. Avrupa Birliği’ne yeni giren birçok Güneydoğu Avrupa ülkesine kıyasla Türkiye çok daha güçlü. Bu nedenle de vize meselesinde ilerleme sağlanması, kendi çıkarımıza olur.”
(tuicakademi, deutsche welle)