ÖZET
Dünyada, gelişen teknoloji ve nüfus artışı, çeşitli enerji kaynaklarına olan ihtiyacın artmasına sebep olmuştur. Ülkeler, ihtiyaç duydukları enerji miktarını kendi kaynakları ile sağlayamadığı için çeşitli enerji kaynakları arayışına girmişlerdir. Bu durum, karşımıza enerji ticaretini ve enerjinin güvenliği konularını çıkarmıştır. Türkiye sahip olduğu konum itibari ile enerji ağlarının yoğunlukla bulunduğu bir ülke olarak enerji kaynakları ve uluslararası pazarlar arasında köprü görevi görmekte ve bu sebeple enerji güvenliğinde kilit rol oynamaktadır. Bu çalışmada enerji güvenliği konusu esas alınarak Türkiye sınırları içinde bulunan enerji transferi hatları ve Türkiye’nin önemi vurgulanmıştır.
GİRİŞ
En temel anlamıyla “hareket ettirici güç” demek olan enerji, geçmişten günümüze insanoğlunun hayatında büyük yeri olan kaynakları tanımlamak için de kullanılır. Enerji, potansiyel enerji ve kinetik enerji olmak üzere iki temel hal altında incelenebilir. Fakat oldukça farklı formlarda bulunarak hayatımızdaki önemi gün geçtikçe artmıştır.[i]
Enerjinin insanoğlunun hayatında büyük öneme sahip olması, hayatımızı devam ettirebilmemiz için çeşitli alanlarda kullanılmaya başlanması ile söz konusu olmuştur. Özellikle sanayi devrimlerinin ardından endüstri alanında enerji kaynaklarının kullanımının artması ile önemi de aynı oranda artmıştır.[ii] Enerji, yenilenebilir ve yenilenemeyen enerji kaynakları olmak üzere ikiye ayrılır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, hidrolik enerjisi, jeotermal enerjisi gibi tükenme hızından daha hızlı bir şekilde kendini yenileyebilen kaynaklar bulunmaktadır. Yenilenemeyen enerji kaynakları arasında bulunan ve birçok ülkenin ithal ettiği petrol, doğal gaz, kömür gibi kaynaklar enerji elde ettiğimiz kaynakların yaklaşık %85’ ini oluşturmaktadır[iii] Toplumsal anlamda yaşamlarımızı devam ettirmemiz açısından hayati öneme sahip olan bu tür enerji çeşitleri endüstri, mühendislik ısınma sektörlerinde kullanılır. Bu tür kaynakların güvenliği, bu kaynakların ulaşım yollarının güvenliği ve ithal edilen ülkenin güvenilirliği oldukça mühim konulardır. [iv]
İthal edilen enerji kaynaklarının vazgeçilmez ve insan hayatının devamı için bu denli önemli olması karşımıza enerji jeopolitiği ve enerji güvenliği kavramlarını çıkarmıştır. Genel anlamda jeopolitik kavramı belirli bir coğrafyada bulunan halkların diğer halklarla ve çeşitli çevre unsurlarıyla etkileşimini incelemektedir. Enerji jeopolitiği kavramı ise yalnızca enerji kaynaklarının bulunduğu alanları değil, enerjiyi ithal eden ülkelere ulaşması için kullanılan yolları da içermektedir. Burada ise yıllardır birçok savaşta başrol veyahut bir etken konu olarak karşımıza çıkan enerjinin güvenliği kavramı belirmektedir.[v] Dünyayı derinden etkileyen savaşlarda ve devletlerin iç ilişkilerinde gelişen olaylar ve yapısal değişiklikler enerji konusunu ve enerji jeopolitiğini gündeme daha fazla getirmiştir. Cenk Sevim’in de makalesinde bahsettiği gibi enerji güvenliği ve enerji jeopolitiği kavramları 1900’lerin başından itibaren birbirlerinden ayrı tanımlanamaz hale gelmişlerdir.[vi]
ENERJİNİN GÜVENLİĞİ
Geçmişten günümüze yenilenemeyen enerji kaynakları siyasi ve ekonomik güç unsuru olarak konumlandırılmış; aynı zamanda da ülkelerin ekonomik, siyasi gücünü belirlemiş ve uluslararası arenada güç belirleyici faktör olarak kabul edilmiştir. Zaman içinde ülkelerin enerji ihtiyaçlarının artan nüfusları ve endüstri alanında kullanılan enerji kaynaklarının değişime uğraması ile farklılaşmaya gitmiştir. Kaynak rezervlerinin değişimi, özellikle gelişmekte olan ve nüfus artışı hızla gerçekleşen ülkelerin ithal enerjiye bağımlılığının artması, enerji ihraç eden ülkelerde meydana gelen siyasi değişimler, enerjinin bir pazarlık ve güç unsuru olarak kullanılması ve piyasaların hareketlenmesi ile enerjinin ve enerji yollarının güvenliği konusu gözle görülür düzeyde önem kazanmıştır.
Yenilenemeyen başlıca enerji kaynaklarından olan ve hayatımıza etkisi fazla olan sektörlerde ham madde olarak kullanılan petrol, doğal gaz ve kömür çoğunlukla Orta Asya, Rusya, Amerika gibi coğrafyalarda bulunur. Enerji merkezlerinin bulunduğu coğrafyaların, ticaretin gerçekleşeceği alan ve alınan enerjinin hangi yollar vasıtası ile ülkeye ulaştırılacağı ve bu yolların güvenliği enerji satın alan ülkeler için oldukça önemlidir. Kaynakların tükenebilir oluşu ve politik alanda bir güç unsuru olarak kullanılması, arz ve güvenlik problemlerini ortaya çıkarmıştır.[vii]
PETROL
Özellikle petrol ve doğal gaz gibi önemi gün geçtikçe artan enerji kaynaklarının rezerv dağılımlarında eşitlik olmaması; ithal eden ülkelerin ithal edilen ülkelerle aralarındaki mesafe problemleri; ekonomi ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalar; işbirliği ve anlaşma içinde bulunan ülkelerin güven problemleri veya üçüncü taraflar dolayısıyla ortaya çıkan tehditler gibi birçok sebepten dolayı bir adım atılması ve uluslararası birliklerin oluşturulması elzem bir konu haline gelmiştir.
Petrol, en temel enerji kaynaklarından biri olarak 2018 yılı itibari ile dünya enerji talebini %33,6’lık bir oranla karşılayarak en fazla paya sahip olmuştur. [viii] Petrol rezervi olan ülkelerin petrol politikalarını birleştirmek ve güvenli ve istikrarlı ticareti sağlamak amacıyla kurucu ülkeler olarak İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Venezuela, şu anda 13 üyesi bulunan hükümetler arası bir örgüt olan OPEC (Organization of Petroleum Exporting Countries) kurarak uluslararası alanda bir petrol birliği oluşturmuşlardır.[ix]
OPEC resmi sayfasında paylaştığı verilere göre OPEC ülkeleri dünya genelinde %79.4 kanıtlanmış rezerve sahiptirler.[xi]
Enerji tüketimi içinde en fazla paya sahip olan petrolün ticareti genellikle deniz taşımacılığı ile yapılmaktadır. Dünyanın %70 inin sular ile kaplı olması, BM’ye üye olan ülkelerin yaklaşık %80’inin denize kıyısı bulunması, dünya ülkelerinin ticaretlerinin oldukça büyük bir kısmını deniz vasıtası ile yapmasına neden olmuştur. Bu durumda dünyanın farklı coğrafyalarına giderken petrolün geçeceği deniz yolları, boğazlar ve bu boğazlara sahip ülkelerin önemi ve bu anlamda petrolün geçtiği deniz yollarının güvenliğinin önemi artmaktadır. Ham petrolün %50 den daha fazlasının deniz yolu vasıtası ile taşınması sebebiyle güvenlik konusu yükleme-boşaltma noktalarında, terminallerde de gündeme gelmektedir.[xii]
DOĞALGAZ
Diğer bir önemli enerji kaynağı olan doğalgazın, Petform’un 2018 yılı dünya kanıtlanmış doğalgaz rezerv dağılımı verilerine göre 35 trilyon metreküp ile Rusya ilk sıradadır, hemen ardından 33,2 trilyon metreküp ile İran gelmektedir, İran’ı ise 24,9 trilyon metreküp ile Katar takip etmektedir. [xiii]
Küresel ölçekte doğalgaz rezervlerine baktığımız zaman TPAO’nun da 2019 yılı raporunda bahsettiği gibi, rezervlerin %38,4’ ü Ortadoğu’da, %31,9 ise Avrasya’dadır.[xv] Dünyadaki rezervlerin yaklaşık %70’inin birbirlerine yakın olan Ortadoğu ve Avrasya coğrafyalarında bulunması, rezervi olmayan ya da oldukça az rezerv kaynaklarına sahip olan ülkelerin doğalgaz ithal etmesi için bu bölgeyi tercih etmesine sebep olmuştur.
Bir enerji kaynağı olarak doğalgazın ticaretinin yapılması, ithal eden ülkelere taşınması petrolün aksine genelde karadan geçen boru hatlarına dayanmaktadır. Doğalgazın neredeyse tamamı boru hatları ile taşınmaktadır. Çünkü doğalgazın deniz yoluyla taşınması, petrolün deniz yoluyla taşınmasına kıyasla çok daha masraflıdır. Buna ek olarak deniz yollarının ve boğazların güvenliği daha fazla risk altındadır. [xvi]
Enerji ithal eden ülkeler öncelikli olarak aldıkları enerjinin güvenliğine dikkat etmektedir. Bu aşamada enerji güvenliği ihraç eden ve ithal eden ülke için farklı anlamlara gelmektedir. Enerji kaynaklarına sahip ülkeler bu durumu siyasi ve ekonomik anlamda iyi yönetmek ve zarar etmemek için arz çeşitliliği yaratmaya çalışırken, enerji ihraç eden ülkeler, belirli bir bölgeye ya da ülkeye olan bağımlılığını azaltmak ve kendini güvenceye almak için farklı enerji kaynakları arayışına girmektedir. Uluslararası ilişkilerde ve ülkelerin dış politikada stratejik yaklaşımlarının belirlenmesinde enerjiye bağımlılıkları büyük rol oynamaktadır.[xvii]
KÖMÜR
Sanayi devrimi ile birlikte tüketilen bir numaralı enerji kaynağına dönüşen kömür, genellikle ısı kaynağı olarak ve enerji santrallerinde elektrik üretimi amacıyla kullanılmaktadır. Dünyada kanıtlanmış 1.1 trilyon ton kömür rezervi bulunmaktadır. Neredeyse her ülkede kömür rezervi bulunmasına rağmen sadece 70 ülkede kullanılabilir rezerv vardır. Fakat kömür rezervlerinin %70’i 4 ülkede toplanmış durumdadır bunlar sırası ile ABD, Rusya, Avustralya ve Çin’dir. [xviii]
Kömür rezervlerinin büyük bir bölümü belli başlı ülkelerde bulunsa da neredeyse her ülkenin bu kaynağa sahip olması önem arz etmektedir. Fakat yine de ihracat ve ithalat oranı her geçen yıl artmaktadır.
TÜRKİYE’NİN ENERJİ TİCARETİNDEKİ KONUMU
Türkiye çeşitli enerji kaynaklarına ev sahipliği yapan ve bu enerji kaynaklarının büyük bir oranının bulunduğu Orta Asya, Ortadoğu, Avrasya, Kafkasya bölgelerine komşu olması sebebiyle jeopolitik açıdan çok mühim bir konumdadır. Enerji kaynakları açısından oldukça zengin ülkelere komşu olması ve kıtalararası bağlantı noktası olması ile özellikle ithalat ve ihracat için uygulanan enerji projelerinde aktif rol almasına ve Türkiye’nin enerji koridoruna dönüşmesine sebep olmuştur. Bu bağlamda bölgesel enerji politikalarında aktif olurken kendi enerji stratejilerini de oluşturmaktadır. Artan enerji talebi ile beraber, kaynak ülkelerin çeşitlendirilmesi, enerjinin alındığı güzergâhın güvenliğinin sağlanması gibi temel hedeflere sahip çeşitli enerji politikaları geliştirmektedir.[xix]
Türkiye, sahip olduğu konum itibari ile çeşitli enerjilere sahip kaynak ülkeler ve pazar arayışındaki ülkeler arasında ve Doğu-Batı, Kuzey-Güney enerji ticareti trafiğinde, çeşitli boru hatlarına ve İstanbul, Çanakkale gibi değerli boğazlara sahip olarak bir köprü görevi görmektedir. Çeşitli enerji kaynaklarına sahip olan Türkiye, bu kaynakların rezerv ve üretim oranlarının düşük olması sebebi ile birçok ülke gibi enerji konusunda kaynak ülkelere bağımlı durumdadır. Fakat 21 Ağustos 2020 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamaya göre enerji konusunda kaynak ülkelere bağımlı olma durumunun ilerleyen senelerde lehimize olacak şekilde değişeceği duyuruldu. Açıklamada, Türkiye’nin Karadeniz’de 320 milyar m3 doğal gaz keşfettiği duyuruldu.[xx] Dış haber kaynaklarında tarihi keşif olarak adlandırılan bu keşif ile Türkiye artık sadece bir transit ülke olma konumundan çıkıp aynı zamanda doğalgaz rezervi olan ülke konumuna gelmiştir. Türkiye, bu güne kadar enerji ihtiyacının sadece %25’ini milli kaynaklar vasıtası ile sağlamaktaydı[xxi]; fakat Karadeniz’de keşfi yapılan doğalgaz ile önümüzdeki yıllar için bu durumun değişeceği söylenmektedir. Farklı endüstrilerde ve ısınma gibi halkın günlük ihtiyaçlarını sağlayan enerji kaynaklarına olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye’nin en fazla talep ettiği ilk üç kaynak sırasıyla doğalgaz, petrol ve kömürdür. [xxii]
Enerji ihtiyacının büyük bir kısmını Rusya’dan ithal ederek sağlayan Türkiye, aynı zamanda coğrafi konumu itibari ile kıtalararası geçişe sahip olmasıyla Rusya ile ilişkileri önem kazanmaktadır. Türkiye, Rusya’nın sıcak denizlere tek ulaşım noktası olan boğazlara sahip olması ve kıtalararası bağlantısı olması sebebiyle Rus gazının Avrupa’ya transferinde ekonomik ve siyasi anlamda önem arz etmektedir. [xxiii]
Enerji ithal eden tüm ülkeler için geçerli olan talep artışı ile ülkeler, farklı enerji kaynaklarına yönelerek, çeşitliliği arttırmayı, farklı enerji yolları kullanarak ithal ettikleri enerjiyi güvence altına almayı ve istikrarı sağlamayı amaçlamaktadırlar. Avrupa’nın enerji çeşitliliği sağlaması amacıyla alternatif enerji kaynakları olarak gördüğü Kafkasya ve Orta Asya’da ki ülkelerden temin edilecek petrol ve doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması talebi, Türkiye’nin bulunduğu coğrafya neticesi ile önemini gün yüzüne çıkarmış ve Türkiye transit ülke konumuna gelmiştir.
Türkiye’nin kaynak ülkeler ve pazarlarını çeşitlendirmek isteyen ülkeler arasındaki köprü görevini görmesi, Türkiye’ye hem ekonomi hem de dış politika anlamında fayda sağlamaktadır. Bu bağlamda yapılan hükümetler arası anlaşmalar neticesinde çeşitli petrol ve doğal gaz boru hatlarına sahip olması ile Türkiye’nin önemi artmaktadır. Buna ek olarak keşfedilen doğalgaz rezervi ile transit bir ülke olmasının öneminin yanında; uluslararası arenada kaynak ülke konumunda görülmeye başlanacaktır. Cumhurbaşkanı, yapılan keşifle yapılması hedeflenen diğer keşiflerin de sinyalini vermiştir. Keşfi yapılan bu rezerv ile Türkiye ithalatçı ülke konumundan çıkabilir ve yeni rezervler bulunması ile de ihracatçı ülke olması yapılan öngörüler arasında yer almaktadır.[xxiv] Bu durumun Türkiye’ye ekonomi ve dış politika alanında katkısı olacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
TÜRKİYE’DEN GEÇEN BORU HATTI PROJELERİ
Türkiye sınırları içinden geçmekte olan petrol ve doğal gaz boru hatlarının sayısı oldukça fazladır. Sınırlarımız içinde bulunan boru hatlarından ikisi petrol boru hatlarıdır. Bunlar Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) ve Irak- Türkiye Ham Petrol Boru Hattı (ITB)’dır.[xxv]
Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı (ITB)
Irak’ın özellikle Kerkük bölgesinde ürettiği ham petrolü Ceyhan (Yumurtalık) Deniz Terminaline ulaştırmakta olan boru hattı projesidir. 1976 yılında işleme alınan proje 986 km uzunluktadır. 1987 yılında ikinci bir boru hattı ile yıllık petrol taşıma kapasitesi 70 milyon tona ulaşmıştır. [xxvi]
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC)
2006 yılında faaliyete geçen boru hattının yıllık kapasitesi 50 milyon ton olup, başta Azerbaycan petrolü olmakla birlikte Hazar bölgesinde bulunan petrolü güvenli, maliyeti uygun ve çevreye zarar vermeyecek bir boru hattı vasıtası ile Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Ceyhan’a ulaştırıp buradan da deniz taşımacılığı vasıtası ile dünya pazarlarına ulaştırmayı hedeflemektedir. Toplam uzunluğu 1769 km olan boru hattının 1076 km’lik kısmının Türkiye topraklarında bulunması sebebiyle önemi büyüktür. [xxvii]
Doğalgaz Boru Hattı ve Projeleri
Türkiye; TANAP, ITG, Türk Akımı, Batı Hattı, Mavi Akım, BTE gibi doğal gaz boru hattı ve projelerini sınırları içinde bulundurmaktadır. [xxviii]
Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Enterkonneksiyonu (ITG)
Türkiye üzerinden Yunanistan’a doğal gaz transferi sağlanması amacı taşıyan boru hattı, 2003 yılında 15 yıl süre ile imzalanmıştır. Kasım 2007 tarihinde boru hattı ile doğal gaz arzına başlanmıştır. Projenin Yunanistan üzerinden İtalya’ya iletilmesi planlamış olup üç ülke arasında 2007 tarihinde hükümetler arası bir anlaşma imzalanmıştır. [xxix]
Rusya-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı (Batı Hattı)
1986 yılında Sovyetler Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti arasında doğal gaz alım-satım amacıyla BOTAŞ ile Soyuz Gas Export arasında 25 yıl süre ile imzalanmış bir anlaşmaya bağlıdır. Ukrayna, Moldova, Romanya gibi ülkeleri geçerek Bulgaristan sınırından girerek Ankara’ya ulaşan hat 845 km uzunluğundadır. [xxx]
Mavi Akım
Rusya’nın güneyinde bulunan şebekeler vasıtası ile Karadeniz yoluyla Türkiye’ye doğrudan doğal gaz alışverişi sağlayan proje, 1997 yılında 25 yıllık süre ile imzalanmıştır. 2002’den itibaren aktif hale gelen Mavi Akım doğal gaz boru hattı doğrudan Rusya ile Türkiye arasında bir hat olması sebebiyle siyasi önemi de büyüktür. Bu proje ile Türkiye’nin Rusya’dan yıllık 16 m3 gaz alacağı konusunda anlaşmaya varılmıştır.[xxxi]
Doğu Anadolu Doğal Gaz İletim Hattı (İran-Türkiye)
1996 yılında İran ve Türkiye arasında gerçekleşen doğal gaz alım-satım anlaşması ile yıllık 10 milyar m3 İran doğal gazının Türkiye’ye arzı konusunda anlaşma sağlanmıştır. Aralık 2001 tarihi ile de borular işlev kazanmış ve İran’dan gaz alımı başlamıştır. [xxxii]
Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı(BTE)
2001 yılında Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan anlaşma ile Türkiye’nin doğal gaz arzını karşılamak amacıyla oluşturulmuştur. 15 yıl süre ile imzalanan anlaşmada yıllık 6,6 milyar m3 doğal gazın Türkiye’ye sevki konusunda karar verilmiştir.[xxxiii]
Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP)
Türkiye’nin artan doğal gaz ihtiyacı göz önüne alınarak, Azerbaycan Hükümeti ve Azerbaycan da Şahdeniz Sahasını geliştiren Şahdeniz Konsorsiyumu ile yapılan görüşmeler neticesinde 2011 yılında imzalanan ve 2018 yılında faaliyete geçmesi planlanan 6 milyar m3 doğal gazın ülkemize arzını öngören bir anlaşma imzalanmıştır. Buna ek olarak yıllık 10 milyar m3 Azeri gazının ülkemiz üzerinden Avrupa’ya transferi için Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı için 2012 yılında hükümetler arası anlaşma imzalanmıştır. Azerbaycan da üretilen gazın Türkiye’ye ardından da Avrupa’ya sevki için Aralık 2013’de Şah Deniz Faz II geliştirme, Güney Kafkasya Boru Hattı Genişleme Projesi (SCPX), TANAP ve Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı’nın yatırım kararları alınmıştır. [xxxiv] “Ülkemiz, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) vasıtası ile Şah Deniz Faz II ile Güney Kafkasya Boru Hattı Genişleme Projesinde %19 ve BOTAŞ vasıtasıyla TANAP Projesinde %30 hisseye sahiptir.”[xxxv] Türkiye doğal gazın üretiminden dağıtımı yapılacak tüm ülkelere kesintisiz ve uygun koşullar ile enerji güvenliğinin sağlanmasında önemli bir role sahiptir. Proje bağlamına ülkemize ilk gaz akışı 2018 yılında başlanmış, 2020 yılında ise Avrupa’ya gaz akışına başlanması planlanmaktadır. [xxxvi]
Türk Akımı Doğal Gaz Boru Hattı Projesi
Rusya’nın doğalgazını Karadeniz ve Bulgaristan üzerinden Avrupa pazarlarına sevk etmek amacıyla planlanan Güney Akım Projesi’nin yaşanan hükümetler arası krizler sebebiyle iptalinin ardından bu projeye alternatif olarak gösterilen Türk Akımı doğal gaz boru hattı projesi planlanmıştır. [xxxvii]
Toplam kapasitesi 31,5 milyar m3 den oluşan projenin iki bölümü bulunmaktadır. İlk bölümü ile Türkiye doğalgaz tedarik edecek, ikinci bölümünde ise Rus gazının Türkiye topraklarından geçerek Avrupa’ya transfer edilmesi amaçlanacaktır. Rusya’nın Anapa şehrinden başlayan ve Karadeniz altından geçerek Türkiye’nin Kıyıköy ilçesine 930 km uzunluğa sahip olan hattın inşası 2018 itibari ile bitmiş olup, 2020 Ocak ayı itibari ile de doğalgaz aktarımı başlamıştır. [xxxviii] Türk Akımı projesi, Rusya’nın doğal gaz rezervlerini doğrudan Türkiye’nin doğalgaz dağıtım merkezine bağlayarak Avrupa’ya transfer edilecek enerji için güvenilir bir kaynak sağlıyor.[xxxix]
ENERJİ GÜVENLİĞİNE YÖNELİK TEHDİTLER
Enerjinin ülkeler için vazgeçilmez kaynaklar olması ile beraber enerji ihtiyacı artan ülkeler, ihtiyaçlarını karşılayacak çeşitli kaynaklar arayışına girmiştir. Enerji kaynaklarının büyük bir bölümünün dünyanın belirli bir kısmında bulunması sebebiyle ithal edilmesi planlanan enerjinin güvenliği fazlasıyla önem kazanmıştır. Enerji güvenliği denildiği zaman, ülkelerin sahip oldukları çeşitli enerji rezervlerini siyasi amaçları için kullanması, enerji kaynağının güvenliği, ithal edilen enerjinin transferinde geçtiği ülkelerin güvenliği, inşa edilen boru hatlarının güvenliği ve nakil noktalarının güvenliği başlıca önem kazanan konular olmuştur.
Bu bağlamda Türkiye’nin bir doğalgaz rezervine sahip olmasının yanında; Ortadoğu ve Avrupa ülkeleri arasında bir enerji koridoru görevi görmesi, çeşitli doğal gaz ve petrol boru hatlarının transit geçişlerini sınırları içinde barındırması sebebiyle enerji güvenliğinde hem bölgesel hem de uluslararası alanda kilit rol oynamaktadır. Bu sebepten ötürü kaynak ülkelerde gelişen veyahut gelişebilecek siyasi, toplumsal ya da ekonomik bir problem, doğrudan boru hatlarının bulunduğu Türkiye’yi ve dolayısıyla alınan enerjinin güvenliğini etkilemektedir.
Dünya geneline bakıldığı zaman büyük oranda çeşitli enerji rezervlerine sahip olan Rusya ve Ortadoğu ülkelerinden olan İran ve Irak gibi ülkelerde siyasi veya etnik yapıları, tarihsel geçmişleri gibi sebeplerle meydana gelebilecek bir durumda etkilenen ilk konu enerji ticareti olmaktadır. Ülkeler, uluslararası alanda sahip oldukları enerji kaynaklarını sadece ekonomik değil aynı zamanda politik bir güç olarak kullanmaktadır.
Bu duruma ek olarak enerji transferinde kullanılan hatlara ya da nakil bölgelerine gerçekleştirilen terör saldırıları da enerji güvenliğini tehdit etmektedir. Irak Savaşı sonrası ABD’nin bölgeden çekilmesinin ardından El Kaide, DAEŞ, PKK gibi terör örgütleri bölgede özellikle lojistik gücünü ele alacak faaliyetlerde bulunup Türkiye’yi ve Türkiye sınırlarından geçen çeşitli boru hatlarını, enerji nakil bölgelerini hedef alıp petrol ve doğal gaz akışının yavaşlamasına ve ülkelerin mali zarar etmesine sebep olmuşlardır. Terör amaçlı saldırıların dışında hırsızlık veya politik amaçlı saldırılar da bulunmaktadır.[xl]
Türkiye’de enerji nakil hatlarının güvenliği konusunda Jandarma Genel Komutanlığı ve TPAO görevlidir. Bölgesel olarak bakıldığı zaman inşa edilen boru hattının birden fazla ülkeden geçmesi sebebi ile ortak bir güvenlik birimi kurulabilir. Uluslararası alanda ise enerji güvenliğinden NATO sorumludur.[xli]
SONUÇ
Enerji, yıllar içince kazandığı uluslararası önem ile ülkelerin ekonomik ve sosyal hayatlarına devam edebilmesinde en önemli faktör haline gelmiştir. Ülkelerin artan enerji ihtiyacı ile enerjinin tedarik edilmesinde ortaya çıkabilecek güvenlik sorunlarının çözümü elzem bir hal almış, enerji konusu ülkelerin uluslararası alanda farklı stratejiler ve politikalar oluşturmasında belirleyici unsur haline gelmiştir.
Tüm enerji kaynaklarında olduğu gibi, rezervler ülkelerde eşit düzeyde bulunmamakta ve bu durum ticareti zorunlu kılmaktadır. Enerji ithal eden ülkelerin, kaynak ülke ile ilişkileri büyük önem taşırken, ihraç eden ülkeler için de uluslararası arenadaki duruşu ve güven kazanması oldukça önemlidir. Enerjinin ve enerji yollarının güvenliği her iki ülke içinde eşit düzeyde olsa da enerji konusu pek çok kez siyasi amaçlarla kullanılmıştır.[xlii]
Yakın zaman önce gerçekleşen keşifle birlikte Türkiye, enerji anlamında hem kaynak ülke konumunda hem de bahsi geçen birçok enerji türünde rezerve sahip ülkelere komşu olması ile yapılan anlaşmalar ve kurulan boru hatları sonucu transit ülke konumunda bulunmaktadır. Türkiye özellikle Ortadoğu ülkelerinin ve Rusya’nın ürettiği enerjinin Avrupa’ya iletilmesinde ana güzergâh olması ve bu enerji kaynaklarını aktarabilen boru hatlarına sahip olması ile enerji arzının güvenliği konusunda kilit role sahiptir.
Boru hatlarının enerji alım-satımında vazgeçilmez olması ile kaynak ülke, ithal eden ülke, hatların kurulumunda rol oynayan şirketler ve hatların geçtiği ülkeler, enerji ticaretindeki ilişkiyi belirlemektedir. Bu sebeple sınırları içinde çeşitli boru hatları bulunduran Türkiye, yaptığı anlaşmalar ile enerji arz güvenliğine verdiği önem sonucunda uluslararası alanda ve bölgesel enerji ticaretinde önem ve güven kazanmıştır.
SEVGİ HOROZOĞLU
Yalova Üniversitesi – Uluslararası İlişkiler Bölümü
KAYNAKÇA
[i]https://www.enerjiportali.com/enerji-nedir-enerji-kaynaklari-nelerdir/
[ii]Elmas, M. PETROL ENDÜSTRİLERİ VE PETROL İHRAÇ EDEN ÜLKELER. NiğdeÖmerHalisdemirÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsüDergisi, 1(3), 29-41.
[iii]TürkiyePetrolleri A.O. 2019 Ham Petrol veDoğalGazSektörRaporu
[iv]https://www.enerjiportali.com/enerji-nedir-enerji-kaynaklari-nelerdir/
[v] Sevim, C. (2012). Küresel Enerji Jeopolitiği ve Enerji Güvenliği. Journal of Yaşar University, 7(26), 4378-4391.
[vi]Sevim, C. (2012). KüreselEnerjiJeopolitiğiveEnerjiGüvenliği. Journal of Yaşar University, 7(26), 4378-4391.
[vii] Sevim, C. (2012). Küresel Enerji Jeopolitiği ve Enerji Güvenliği. Journal of Yaşar University, 7(26), 4378-4391.
[viii]TürkiyePetrolleri A.O. 2019 Ham Petrol veDoğalGazSektörRaporu
[ix] https://www.opec.org/opec_web/en/about_us/25.htm
[x]https://www.opec.org/opec_web/en/data_graphs/330.htm
[xi]https://www.opec.org/opec_web/en/about_us/25.htm
[xii]Sevim, C. (2012). KüreselEnerjiJeopolitiğiveEnerjiGüvenliği. Journal of Yaşar University, 7(26), 4378-4391.
[xiii]https://www.petform.org.tr/dogal-gaz-piyasasi/dunya-dogalgaz-piyasasi/
[xiv]http://www.tpao.gov.tr/file/2005/2019-tpao-sektor-raporu-3185ed3b4af5442c.pdf
[xv]TürkiyePetrolleri A.O. 2019 Ham Petrol veDoğalGazSektörRaporu
[xvi] Sevim, C. (2012). Küresel Enerji Jeopolitiği ve Enerji Güvenliği. Journal of Yaşar University, 7(26), 4378-4391.
[xvii] Sevim, C. (2012). Küresel Enerji Jeopolitiği ve Enerji Güvenliği. Journal of Yaşar University, 7(26), 4378-4391.
[xviii]Bilim, N. KömürünÜlkemizİçinÖnemiveEnerjiStratejileri.
[xix]İLTER, E., & KINIK, H. (2017). TÜRKIYE’NIN ENERJI DENKLEMI: TRANS ANADOLU DOĞALGAZ BORU HATTI VE TÜRK AKIMI. International Journal of Economic & Administrative Studies, (18).
[xx]https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-53868045
[xxi]ABBASİGİL, S. Ö. (2016). Son DönemdeGelişenTürk-RusİlişkilerininEnerjiPerspektifindenAnalizi. BarışAraştırmalarıveÇatışmaÇözümleriDergisi, 4(2), 50-83.
[xxii]İLTER, E., & KINIK, H. (2017). TÜRKIYE’NIN ENERJI DENKLEMI: TRANS ANADOLU DOĞALGAZ BORU HATTI VE TÜRK AKIMI. International Journal of Economic & Administrative Studies, (18
[xxiii]ABBASİGİL, S. Ö. (2016). Son DönemdeGelişenTürk-RusİlişkilerininEnerjiPerspektifindenAnalizi. BarışAraştırmalarıveÇatışmaÇözümleriDergisi, 4(2), 50-83.
[xxiv]https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-53868045
[xxv]Akbaş, F., &Ürün, E. (2016). Enerjigüvenliği: BölgeselenerjimerkeziTürkiye.
[xxvi]Akbaş, F., &Ürün, E. (2016). Enerjigüvenliği: BölgeselenerjimerkeziTürkiye.
[xxvii]Akbaş, F., &Ürün, E. (2016). Enerjigüvenliği: BölgeselenerjimerkeziTürkiye.
[xxviii] Akbaş, F., &Ürün, E. (2016). Enerjigüvenliği: BölgeselenerjimerkeziTürkiye.
[xxix] https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri
[xxx]https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri
[xxxi]Doğan, G. E. (2018). KaradenizBölgesindeBoruHatlarıJeopolitiği. KaradenizAraştırmaları, (57), 17-31.
[xxxii] https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri
[xxxiii] https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri
[xxxiv] https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri
[xxxv]https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri
[xxxvi] https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri
[xxxvii]Doğan, G. E. (2018). KaradenizBölgesindeBoruHatlarıJeopolitiği. KaradenizAraştırmaları, (57), 17-31.
[xxxviii]https://www.botas.gov.tr/Sayfa/sivaskompresoristasyonuyede/123
[xxxix]https://turkstream.info/tr/project/
[xl] Akbaş, F., &Ürün, E. (2016). Enerjigüvenliği: BölgeselenerjimerkeziTürkiye.
[xli]Akbaş, F., &Ürün, E. (2016). Enerjigüvenliği: BölgeselenerjimerkeziTürkiye.
[xlii] Sevim, C. (2012). Küresel Enerji Jeopolitiği ve Enerji Güvenliği. Journal of Yaşar University, 7(26), 4378-4391.