Yunanistan tarafından ortaya atılan münhasır ekonomik bölge koordinatlarının Türkiye aleyhine Bileşmiş Milletlere (BM) bildirimi hakkında ki açıklamalar devam ediyor. Yunanistan Milli Savunma Bakanı Panos Panayotopoluos, MEB konusunda hükümetin atacağı adımların tamamen Başbakan Samaras’ın inisiyatifinde olduğunu söyledi. Daha önce değindiğim MEB koordinatları tezinin hükümet ortak kararı değil de sadece Samaras’ın kararı olduğu Bakanın bu sözleriyle bir kez daha doğrulandı.
Geçen haftaki Katar temaslarından mutlu ayrılan ve yatırım sözü alan Samaras bu kez de AB Zirve toplantısından mutlu ayrılmış gözüküyor. Samaras, 2014-2020 için olan AB bütçesi için uzlaşma sağlandığını söyledi. Yunanistan AB bütçesinden ilk aşamada 14,5 milyar Euro ve tarımsal kalkınma için ise 1,8 milyar Euro alacak. 2016 sonrasında ise kademeli olarak krediler verilecek. Tüm bu alınan siyasi kararlar Samaras için “umut verici” gözükse de Yunan halkı için tamamen fiyasko. Daha önce Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından verilen kredilerin ne olduğu, nerelere harcandığı açıkça ortadayken, AB bütçesinden “beklenenin üstünde olan fon ( Samaras için) “ Yunan halkı için tamamen fiyasko.
The Economist dergisi geçtiğimiz günlerde bir makalesinde “grexit’i yani Yunanistan’ın Euro bölgesinden çıkabilme ihtimalini belirtti. Makale de Yunanistan’da yüksek oranda resesyon yaşandığını ve bunun da işsizliği daha da artırdığı belirtiliyor. Makale de ayrıca Maliye Bakanı Yannis Stournaras’ın görüşlerine de yer veriliyor. Stournaras Ekim ayında turizmden gelecek gelirlerle ekonominin düzeleceğini belirtiyor. AB, Avrupa Merkez Bankası(AMB) ve IMF tarafından verilen 43,5 milyar Euro mali yardım, Aralık ayından beri ödeniyordu. Kredinin ikinci dilimi olan 5,6 milyar Euro ise ekonomik performansa göre verilecek. Stournas’ın ekonomik krizin başladığı yıllardaki IMF, AMB ve AB’den alınan yardımların tek ‘cent’ine kadar geri ödeneceğini ve bir daha kredi alınmayacağını belirtip ardından Troyka heyetine daha çok bel bağlaması şaşırtıcı.
AB zirve toplantısında Samaras Yunanistan’ın kalkınmaya ihtiyacı olduğunu belirtti. Samaras yabancı basına ülkesinde sürmekte olan reformların başarılı bir şekilde sürmekte olduğunu ifade etti. Reformlarda amaç halkın yaşam seviyesini artırmak, kalkınmayı sağlamak, sosyal devlet statüsünü daha da artırmaktır. Başbakan Samaras’ın bu ifadesi sanırım yabancı basın tarafından gerçekçi bulunmayacak ya da bulunmamalı. Ülkede emeklilik maaşları düşükken, insanlar soba yakmak için ormanlardaki ağaçları kesiyorken, faşist saldırılar artıyorken, işsizlik %27’lere gelmişken Samaras’ın bu ifadesi hiç ama hiç gerçekçi değil. Ama ekonomik krize girilmesinde ki neden her ne kadar Yunan hükümeti politikaları olsa da hükümeti tamamen suçlamak doğru değil. Buradaki sıkıntı, hükümetin yunan halkının taleplerini hiç önemsemeyip, tamamen AB, IMF VE AMB’nin politikalarına sarılmasıdır. Burada Yunanistan, AB’ye egemenlik devrini değil egemenlik satışını gerçekleştiriyor tabiri caizse. Ya da ortak yönetim…
Yunanistan’ da vatandaşlık yasasının değişmesi şu sıralar gündemde. Koalisyon partileri ve muhalefet değişime tarafken iki önemli sorun ortaya çıkıyor. Birincisi, karar geçmişe dönük olabilir. Yani 2010-2012 yılları arasında vatandaşlık verilenlerden vatandaşlıkları geri alınacak. İkincisi, 2010 yılında yerel seçimlerde oy kullanan yabancı uyrukların tekrar oy kullanacak olması. Bu ihtimaller ırkçı Altın Şafak partisi tarafından memnuniyetle karşılanırken, PASOK karar tamamen tepkili. Altın Şafak’a göre yasa ile ülke tamamen Yunanistan’ın olacak.
Yunanistan-Türkiye arasında kaçak göçmen geçişini engellemek için Meriç’e inşa edilen tel örgü verilen istatistiklere göre işe yaramış gözüküyor. Yunanistan polis teşkilatı ELAS’ın verilerine göre 2012 yılının Temmuz ayında 65 bin kaçak göçmen yakalanırken, 2013 Ocak ayında bu oran sadece 45 oldu.
(TUİÇ Akademi, Azınlıkça, CNN, Diplomatic Observer, Kathimerini, The Economist)
Çağdaş ERDOĞAN
TUIÇ-BALKAM
