Filistin, Birleşmiş Milletler’de ‘üye olmayan gözlemci devlet statüsü’ kazanmasıyla beraber yeni bir döneme girdi. Zira elde edilen bu konumla artık Filistin BM ile ilgili birçok kuruluşa başvuruda bulunma hakkını kazanmış oldu.
Bu diplomatik zaferin ardından Filistin Devleti’nin merkezi olan Ramallah’ta kendisini büyük bir sevinçle karşılayanlara karşı konuşma yapan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas “Şimdi artık bir devletimiz var. Filistin’in devlet olarak tanınması her şeyi değiştirecek. Yeni gerçekler ortaya çıkacak. Şunu da bilmelisiniz ki bu zafer düşmanınızı savaşa, kolonileşmeye ve işgale tahrik edecek.” şeklinde konuştu. Uluslararası toplumun Filistin halkının arkasında olduğunu vurgulayan Abbas, Batı Şeria’daki Filistin yönetimine ve Gazze’deki Hamas yönetimine de uzlaşma çağrısında bulundu.
İsrail hükümeti ise oybirliği ile reddettiği bu diplomatik başarının altında kalmayarak yaptırımlarına başladı. İlk olarak Netanyahu, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşimciler için illegal 3000 konut projesini onayladığı bildirildi. Netanyahu kararla ilgili olarak “Bugün Kudüs’te ve İsrail’in stratejik haritasında bulunan yerlerde yeni binalar inşa ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Filistinli yetkililer BM Genel Kurulu’nda attıkları tek taraflı adımla, İsrail ile yaptıkları anlaşmaları ihlal etmiştir. Buna göre de İsrail, Birleşmiş Milletler kararını reddetmektedir.” ifadelerine yer verdi. Yapılan yerleşim birimleri İsrail ile Filistin arasındaki barış sürecini baltalayan önemli sebeplerdendi ve yerleşim yerleri inşasının durmasını talep eden Filistin’e karşı bu sorun yeniden gündeme gelmiş oldu.
Filistin’i hız kesmeden zorlamaya devam eden İsrail’in ikinci yaptırımı vergi gelirleri konusunda geldi. Bu bağlamda Filistin adına toplanan 100 milyon dolarlık vergi gelirini Filistin’e transfer etmeyeceğini bildirdi. Filistinlilerin İsrail elektrik şirketine ve diğer İsrail kurumlarına karşı olan borçlarına karşılık el konulduğu bildirildi.
İsrail ile Filistin arasında bunlar yaşanırken uluslararası arenadan da tepkiler geliyor. En sert tepkilerin İngiltere ve Fransa’dan geldiği bildiriliyor. Bu bağlamda İngiltere ve Fransa’ nın büyükelçilerini çekecekleri iddia edildi. ABD ise bu eylemlerin yapıcı olmadığını belirterek İsrail’ i kınadı. Büyük güç devletlerinin dışında ki diğer bir etkin devlet olan Rusya’da İsrail’i kınayan açıklamalarda bulundu.
Türkiye ise Dışişleri Bakanlığınca yapılan yazılı açıklamada “İsrail’in işgal altında bulundurduğu Filistin Devleti topraklarında sürdürdüğü yasadışı Yahudi yerleşimlerine yenilerini ekleyerek, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da toplam 3.000 ilave konut inşa edilmesine onay vermesini şiddetle kınıyoruz. İsrail, uluslararası hukuku ayaklar altına alan bu yasadışı yerleşim faaliyetleriyle bölgede kalıcı ve adil bir barış zeminini bilinçli bir şekilde tahrip etmektedir. Uluslararası toplumu, İsrail’in iki devletli çözüm perspektifini tahrip eden tek taraflı bu yasadışı eylemlerinin kabul edilmeyeceğini daha güçlü bir şekilde vurgulamaya ve bölgenin barış ve istikrarına zarar veren bu tutumun değiştirilmesi için gereken önlemleri almaya davet ediyoruz.” şeklindeki ifadeleriyle İsrail’i kınadı.
Filistin’in üye olmayan gözlemci devlet statüsünü kazanmasında 138 ülke evet oyu, 9 ülke hayır oyu verirken 41 ülke ise çekimser kalmıştı. Hayır, oyu kullanan ülkeler İsrail, ABD, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Panama ve dört Pasifik ada ülkesi olan Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru ve Palau. Hayır, oyu veren Pasifik ada ülkeleri BM’de İsrail ve ABD’yi destekliyor.
(TUİÇ Akademi, CNN, BBC, HaberTürk )
Gamze GÜNDÜZ
TUİÇ Stajyeri