4 – 26 Aralık tarihleri arasında düzenlenen 4 haftalık program olan Diplomasi Akademisi‘nde katılımcılarımız, birbirinden kıymetli diplomat ve akademisyenlerle bir araya gelerek hem bu alandaki tecrübe ve bilgilerinden faydalanıp hem de sorularını aldıkları yanıtlarla güzel bir etkinlik gerçekleştirmişlerdir. Diplomasi kavramının incelenmesi ve katılımcılara güncel meselelere dair diplomatik bakış açısı kazandırma hedefiyle yola çıkan bu dört haftalık programın rapor çıktısını aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz.
Raporu İndirmek İçin Tıklayınız
- Oturum: Emekli Büyükelçi Naci Koru
Konuşmasına uluslararası ilişkiler alanının öneminden, kapsamından, aktörlerinden ve diplomasi ile kesiştiği alanlardan bahsederek başlayan Naci Koru, diplomasinin tarihi ile devam etmiştir. Diplomasinin nasıl ortaya çıktığı ve geliştiğini anlatan Koru, diplomasinin tarihinin MÖ 1200’lere dayandığını söylemiştir. Günümüzde diplomasinin aktörleri arasına hükümetler arası örgütler, hükümet dışı örgütler ve çok uluslu şirketler gibi farklı birimlerin girdiğini ve bu birimlerin diplomaside çok önemli rol oynadıklarını özellikle belirtmiştir. “Devlet dışı aktörlerin son yüzyılda sayıları ve etkinlikleri arttı” diyen Koru; iklim değişikliği, çevre, insan hakları, enerji gibi konuların ikili diplomasinin ötesinde bütün dünyayı ilgilendirdiğini söyleyip uluslararası örgütlerin bu konulardaki gücünden bahsetmiştir. Önleyici diplomasi (preventive diplomacy) kavramını “son 10 yılların en önemli terimlerinden bir tanesi” olarak değerlendiren Koru; diplomasinin değişen amaçlarına vurguda bulunmuştur. Eskiden savaşlardan sonra barışın kurulmasına ve savaşın önlenmesine yönelik çalışmalar olarak tanımlanan diplomasinin, günümüzde sadece barış odaklı olmayan; devletlerin ilişkilerinin arttırılmasını, sorunların ortaya çıkmadan öngörülüp çözümlenmesini ve ekonomik ve sosyal ilişkilerin gelişmesini amaçlayan yeni bir diplomasi türü (önleyici diplomasi) olarak değiştiğini belirtti. Konuşmasının devamında devletlerin uluslararası ilişkilerde temel güç olup olmayacağı sorusunu soran Koru, günümüz küreselleşmesini ve ulusüstü oluşumlarını referans alarak devletlerin yerini ulusüstü veya ulusötesi yeni yapılanmaların alabileceğini fakat bu soruya kesin bir cevap vermenin zor olabileceğini söylemiştir. Konuşmasını, kendi deneyimlerinden de yola çıkarak Türkiye Dış Politikası’nın son 40 yılda nasıl değiştiğine değinerek bitiren Koru, “Türkiye Arap Baharı sürecinde ve sonrasında diplomasi araçlarını yeterli şekilde kullanmış mıdır?” sorusuna Arap Baharı’nda Türkiye’yi en çok etkileyen olayın Suriye’deki gelişmelerin olduğunu ve Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Şam’da katılmış olduğu görüşmelerden olumlu sonuç alabilmiş olsaydı bugün Orta Doğu ile ilişkilerin daha farklı olabileceği yanıtını vermiştir.