Değerli madenlere sahip olan Kara Kıta’da büyüme potansiyeli gün geçtikçe artarken bu gelişme uluslararası şirketlerin ilgisini de çekiyor. Afrika’daki büyümenin üçte ikisinin perakendecilik, ulaşım, telekomünikasyon ve imalat sektörlerinden kaynaklandığı belirtilirken, tüketimde de Dünya’nın diğer bölgeleriyle yarışır hale gelmesi beklenen Afrika, bu yöndeki harcamalarıyla 2020’de 1 trilyon dolarla Rusya ve Hindistan’a rakip olacak gibi gözüküyor.
Afrika kıtası yabancı yatırımcıların iştahını kabartırken, dünyanın en büyük ikinci ekonomisini elinde tutan Çin ise, doğal kaynak zengini Afrika ile ilişkilerini daha da geliştirme yoluna gitmeye hazırlanıyor. Nüfus bakımından dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’in bu kıtadaki 54 ülkeden 50’si ile diplomatik ilişkisi olduğu zaten bilinmekteydi. Tarıma elverişli bomboş topraklarıyla yatırımcıyı daha da çeken Afrika, uçsuz bucaksız bereketli arazilerin yanı sıra birçok değerli madene de sahip bir konumda yer alıyor. Kara Kıta hakkında henüz keşfedilmemiş zenginliklerin olduğu da düşünülüyor.
Çin, 3 yıl öncesinde Afrika’nın en büyük ticari ortağı haline gelmiş olmakla birlikte Pekin’in, bu ilişkileri daha da ilerletme çabasını sürdürdüğü görülüyor. Hafta ortasında Pekin’de 50 Afrika ülkesinin liderinin katılım gösterdiği Çin-Afrika Forumu’nda açıklama yapan Devlet Başkanı Hu Jintao, Çin’in Afrika ülkelerini, kendi kalkınma yollarını seçmeleri konusunda içtenlikle desteklediğini belirtti. Ayrıca Jintao, petrolün yanı sıra bakır ve uranyum temin ettikleri Afrika’ya, altyapı çalışmaları ve tarım faaliyetlerini kapsayan 3 yılda 20 milyar dolarlık ‘kalkınma destek kredisi’ sözü de verdi.
(TUİÇ Akademi, 1news, TRT, NTV)
Yelda ÖZTAŞ
UİÇ Derneği Stajyeri
