Suriye’deki iç savaş tüm şiddeti, vahşeti ve kararlılığı ile devam ediyor. Birbirlerini yok etmeye kararlı tarafların Suriye’de yarattığı tahribat inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. Bu tahribatın bedelini artık yalnız Suriye değil tüm dünya ödüyor. Taraflar bu bedeli ödemeye son derece kararlı olsa da müzakere masası hiç kurulmamış değil. Fakat her gün değişen dengeler, bir günün ertesi güne benzememesi, muhalif kanadın tek sesli hareket edememesi, her gün farklı örgütlerin farklı söylemler ile Suriye İç Savaşı’na dahil olması bu müzakere masasını da anlamsızlaştırıyor. Suriye için üçüncüsü yapılan Cenevre-3 toplantıları da aynı kaderi paylaşacak mı? Muhtemelen.
Cenevre-3 öncesi Riyad Konferansı
Suriye’de barışı sağlamak için üçüncüsü kurulan müzakere masasını incelemeden önce birbirleriyle olan ilişkileri son derece karmaşık olan muhaliflerin durumunun üzerinde durmak gerekiyor. Dağınık bir halde olan Suriyeli muhalifler, savaşın başından beri askeri ve siyasi söylemlerini ortak bir paydada buluşturamadı. Bu durum müzakere masasında karşılarına hep bir sorun olarak çıktı. Bu anlaşmazlık engeli zaten muhalif grupları farklılaştırırken diğer yandan Batı ve komşu ülkeler de, muhalif grupları, Suriye’deki hedeflerine ve ideolojilerine göre Ilımlı-İslamcı, Radikal-İslamcı gibi parçalara ayırıyorlar. Böylece paramparça haline gelen Suriye muhalefetini birleştirme çabaları da pek bir sonuç vermişe benzemiyor.
Bunun için de yapılan en büyük girişim, Suudi Arabistan öncülüğünde Riyad’ da yapılan toplantı. Toplantının amacı: Suriye’deki en önemli görüş ayrılığının temsil sorunu olduğunu düşünen grupların aralarını düzeltmek ve tek hiyerarşik yapı altında toplanmasını sağlamak ve Cenevre-3’e beraber götürmek; ayrıca 2015’in ilk 6 ayında cephede alınan kazanımların Rusya’nın devreye girmesiyle kaybolmasına izin vermemekti. Ayrıca Kerry-Lavrov Viyana görüşmelerinin hedefi olan 6 ay geçiş hükümeti ve 18 ayda seçim için gerekli zemini hazırlamak da amaçlar arasındaydı.
Daha önceki barış görüşmelerinde, cephe hattında daha çok bedel ödeyen grupların barış masasında temsilinin az olması muhalefeti ayrıştırsa da Riyad Konferansı’nda durum değişti. En büyük askeri grup olduğu tahmin edilen Ahrar-u Şam’ın da konferansa katılması, daha sonra çekilmesi, bir sonuç çıkarmayacağı endişesi yaratsa da, konferans sonu bildiriye imza atmaları konferans kararına uyacakları fikrini uyandırdı. “Yüksek Komite” adı altında 32 kişilik bir ekip kuran muhalefet, 15 kişilik bir müzakere heyeti belirledi ve katılım gösteren her grup tarafından da onaylandı. Fakat bu Cenevre’ye gitme kararı almak için yeterli olmadı.
Cenevre-3 -Başlayamayan Görüşmeler-
Muhalifler, Cenevre-3’ün başlayabilmesi ve görüşmelerin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için bazı temel şartlar ortaya koydu. Bu temel şartlar; ülke çapında ateşkesin sağlanması ve sivil alanlara bombardımanların durdurulması, kuşatmaların kalkması ve acil insani yardımın gönderilmesi şeklinde belirlenmişti. Gayet makul isteklerle gelen muhalifler, bu şartların sağlanacağından emin olana kadar toplantıya katılmayacaklarını bildirdi. Ayrıca o sırada Cenevre’de başka bir şey daha tartışılmaktaydı: Muhalif masasına oturacak grupların içinde PYD’nin olup olmayacağı. Rusya, PYD’siz toplantının olmayacağı görüşünde iken Türkiye PYD’nin muhalif saflarında olamayacağını; ya rejimin yanında masaya oturmalı ya da davet edilmemesi gerektiğini vurguladı. Toplantı için belirlenen gün olan 25 Ocak’a kadar belli olmayan bu durum PYD’nin davet edilmemesi ile Türkiye lehine sonuçlandı.
Fakat toplantı planlanan tarihte başlayamadı. Muhalefetin bu tarihte Cenevre’ye gitmesine rağmen toplantılara katılmamasının nedeni, insan hakları bağlamında sürdüğü şartlar ve ateşkesin sağlanamaması idi. Muhalifler, Cenevre toplantısına kadar kuşatma altında bulunan Madaya’da açlıktan ölen insan sayısının artması, Halep’te ve diğer muhalif hakimiyeti altındaki sivil bölgelere bombalamanın süratle devam etmesi gibi sebepleri öne sürerek toplantıya katılım göstermelerinin bir anlamı olmayacağını belirtmekle beraber isteklerinin acilen yerine getirileceğine dair BM’den güvence istediler. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura da Suriye rejimine ve müttefiklerine muhaliflerin bu isteklerinin yerine getirilmesini talep etti, fakat Rusya “Terörizmle Mücadele” kapsamında operasyonların süreceğini belirtti.
Bu gelişmelere rağmen 2 Şubat günü Muhalifler ve De Mistura arasında Cenevre’de ilk görüşmeler gerçekleşti. Bu görüşmeleri muhalifler “ön görüşme” olarak tanımlasa da BM Suriye Özel Temsilcisi De Mistura 2 Şubat 2016 günü görüşmelerin başladığını duyurdu. Fakat müzakere masası için görüşmelerin yapıldığı sırada Suriye’de dengeleri tamamen değiştirecek hamleler gelişiyordu. Rusya, Esed askerleri ve diğer mezhepçi milislerin operasyonu ile Halep kırsalında muhalifler kuşatılıp, yoğun bombardıman altına tutuldu. Halep’in kuzeyinden ve güneyinden saldırarak tüm muhalefeti ezmeyi hedefleyen bu operasyon için Rusya üç günde 260’tan fazla hava saldırısı düzenledi. Halep ile Türkiye ikmal yolunu kesmeyi başaran rejim yanlısı milisler, Halep’i abluka altına almayı planlıyor ve Cenevre görüşmeleri adına bu kazanımı feda etmek istemiyordu.
5 gün süren bu bombardıman boyunca yüzlerce sivil hayatını kaybetti ve muhalifler çok sayıda kayıp verdi. Kuzey Halep kırsalında yaşayan 200 bin sivil için de göç tehlikesi belirdi. Türkiye’nin açıklamalarına göre 70 bin sivil şu an Kilis Öncüpınar Sınır Kapısının karşısındaki Bab-ul Seleme kapısına dayanmış durumda. Bu durumu değerlendiren muhalefet, bu şartlar altında görüşmelerin olamayacağını duyurdu ve sivil alanlara bombardıman durana kadar ve ateşkes sağlanana kadar görüşmelere katılmayacağını bildirdi. De Mistura ise bu durum için: “Masa dağılmış değil sadece donduruldu diyebiliriz” dedi.
Cenevre-3 barış görüşmeleri dondurulmuş bir şekilde beklerken , Suriye iç savaşının kaderini belirleyecek Büyük Halep Savaşı da ihtimal ki çok yakında. Rusya, Suriye ve mezhepçi milisler, Halep’te muhalifleri kıstırmış durumda ve bu Suriye’deki muhalefetin sonu olabilir.Bu durum Türkiye ve diğer ülkeler açısından da yeni mülteci göçleri anlamına gelebilir. Rusya’nın terörizmle mücadele söylemi altında Suriye’deki sivil ölümleri, kritik derecede artmış halde ve Cenevre-3 de önceki iki görüşme gibi donmuş durumda; BM ise yine tıkanmış halde Suriye’yi izliyor.
ÖMER BAYRAKTAR
Yakındoğu Araştırma(YADAM) Asistanı
Kaynakça
http://www.aljazeera.com.tr/haber/silahli-gruplara-daha-fazla-koltuk
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/riyad-konferansi-ve-zorluklar
http://www.understandingwar.org/
http://www.understandingwar.org/backgrounder/assad-regime-gains-aleppo-alter-balance-power-northern-syria