Caydırıcılığın Yeniden İnşası

Suriye Ordusu’nun bir süredir Türkiye topraklarını hedef alan topçu ateşinin ölümlere yol açması iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırdı.

Hatırlamak gerekirse, Türkiye’nin F4 keşif uçağının Suriye tarafından düşürülmesinin ardından Türkiye angajman kurallarını değiştirmiş, iki ülke ilişkilerinde hangi davranışlara ne tür cevapların verileceği yeniden belirlenmişti. Bu yeni kurallar Suriye’den gelebilecek bir saldırıya anında ve misliyle mukabele etmeyi de içeriyordu. Yeni kurallar gereği son 10 gündür Türkiye topraklarına düşen top mermilerine misliyle cevap veriyor, ancak gerilimi artırmamak için bu bilgi kamuoyu ile paylaşılmıyordu. Son saldırının ölümlerle sonuçlanması bu dengeyi değiştirdi.

Yanlış Algıyı Değiştirdi

F4 uçağının düşürülmesine Türkiye’nin doğrudan askeri bir karşılık vermemesi, Suriye tarafında yanlış bir algı oluşturarak, Türkiye’nin savaşa girmeye ya da savaşa gidebilecek bir sürece girmeye gücü olmadığını düşündürdü. Suriye Türkiye’nin caydırıcılığını ve askeri kapasitesini küçümsedi. Akçakale saldırısı bu yanlış algının sonucudur. Bu nedenle Akçakale sonrası Türkiye caydırıcılığını gösterme, tamir etme, gerekirse gerilimi askeri bir düzeye taşıma kabiliyetini göstermek zorunda kaldı. Buna göre Türkiye: 1. Yapılan hiçbir saldırıyı cevapsız bırakılmayacaktır, 2. Saldırılara bürokratik engellemelere takılmadan anında karşılık verilecektir, 3. Saldırılara misli ile mukabele edilecektir, 4. Saldırılara cevapta orantılı olacaktır,5. Saldırı kaynağı doğrudan hedef alınacak, saldırıyı genişleten taraf olunmayacaktır. Akçakale saldırısından sonra ortaya çıkan bu tablo Türkiye’nin Haziran’da  yeniden düzenlediği yeni angajman kurallarının ilk somut örneği oldu.

Uluslararası Meşruiyet

Bunun yanı sıra Türkiye’nin sadece muhtemel saldırılara cevabın ötesinde ihtimallere de hazırlandığı aldığı tedbirlere bakıldığında görülüyor. NATO’yu 4. madde gereği istişareye çağıran Türkiye, NATO’dan askeri değil siyasi destek beklediğini, NATO’nun Türkiye’nin hazırladığı metni kabul etmesi de bu desteğin var olduğunu göstermiştir. Saldırı ile ilgili BM Güvenlik Konseyi’ni yazılı olarak bilgilendiren Türkiye, meşruiyet ve siyasi destek arayışı niyetini ortaya koyarak ileriye dönük uluslararası kamuoyu desteği aramaktadır. BM Suriye Özel Temsilcisi İbrahimi ve ABD Dışişleri Bakanı Clinton görüşmesini de böyle yorumlamak gerekir. Bu şekilde Türkiye muhtemel bir savaş durumunda uluslararası toplum nezdinde haklılığını oluşturacak adımları atmaktadır.

Tezkere Caydıracak

Uluslararası gelişmelere paralel, Meclis’te çıkarılan ve TSK’nın sınır ötesi harekat yetkisini 1 yıllığına hükümete veren tezkere de bu bağlamda anlaşılmalıdır. Türkiye tezkereyi savaşa girmek ya da savaş çıkarmak için değil, tam tersine Suriye nezdinde caydırıcılığını artırmak ve bu şekilde muhtemel bir savaşı engellemek için çıkarmıştır. Zira görünen o ki, Suriye Türkiye’nin askeri güç kullanma konusunda çekingen olduğunu düşünerek, tacizini giderek artırmakta, bu şekilde de iki ülkeyi muhtemel bir savaşa daha da yaklaştırmaktadır. Elindeki tezkere ile her an askeri güç kullanma yetkisini bulunduran, haliyle de savaş ihtimalini de en son seçenek olsa da masada bulunduran Türkiye, Suriye’nin gözünde caydırıcılığı tamir edecektir. Zira caydırıcılık, ancak sahip olunan iktidarı kullanabilme niyeti görüldüğünde anlamlıdır. Bu nedenle de askeri güç kullanabilme ihtimali barındırmayan bir tezkere sanıldığının aksine tarafları savaşa daha fazla yaklaştırır. Türkiye’deki muhalefetin bir kısmının aksine, Suriye yaptığı açıklamalarla bu mesajı aldığını göstermektedir.

 

Nuh YILMAZ

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

 

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...