Özet
Uluslararası sistemde petrol çok önemli bir madde iken; günümüz dünyasında bilgi, petrol kadar değerli bir hale gelmiştir. İnternet teknolojilerinin artmasıyla birlikte var olan bilgi ve bu bilgilere dayanan verilere ulaşım gün geçtikçe artmaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte verilerin toplanması ve analiz edilmesi kolay hale gelmiştir. Birçok alanda önemli analizler yapabilmek için veriler kullanılır. Soyut haldeki veriler kullanım şekline göre neredeyse somut olarak insan hayatına etkide bulunmaktadır. Saklanan ve kullanılan bu verilerin kullanım avantajları ve dezavantajları göze çarpmaya başlamıştır.
Her hareket bir veri oluştururken bunun yanında sosyal medya, verilerin toplanabilmesinde önemli bir yere sahiptir. Farklı milletlerden, farklı yaşlardan ve farklı özelliklere sahip insanların paylaştığı veya işlediği bilgiler büyük önem kazanmaktadır. Veri toplama konusunda başarılı olan sosyal medya uygulamalarından bir tanesi Facebook’tur. Ek olarak, veriler kamu ve özel sektör tarafından da toplanarak analiz edilebilmektedir. Bu analizlerin sonucunda, hükümetler tarafından siyaset, sağlık, ekonomi ve eğitim gibi politikalar şekillenmektedir. Bu konuda dünyada pek çok örnek vardır. Bilgiye sahip olmak güce sahip olmak anlamına gelmiştir.
Anahtar kelimeler: Veri, Büyük Veri, Facebook, Cambridge Analytica, Facebook Davası, Veri Güvenliği, Anti-Trust
Abstract
While oil is a very important substance in the international system, the information in today’s world has become as valuable as oil. Existing information and access to data based on this information are increasing day by day with the development in internet technologies. It has also become easy to collect and analyze data with developing technology. Data are used to make important analyses in many areas. Data in an abstract form almost concretely affect human life depending on the way it is used. The advantages and disadvantages of using the stored and used data have occurred.
While every movement creates data, social media has an important place in collecting data. The information shared or processed by people of different nationalities, different ages, and different characteristics gain great importance. One of the social media applications that are successful in collecting data is Facebook. In addition, data can be collected and analyzed by the public and private sectors. As a result of these analyzes, policies such as politics, health, economy, and education are shaped by governments. There are many examples in the world on this subject. Having knowledge means having power.
Keywords: Data, Big Data, Facebook, Cambridge Analytica, Facebook Case, Security of Data, Anti-Trust
Giriş
Dünyada teknoloji ve buna bağlı olarak sosyal medya kullanımı hızla artmıştır. Bu gelişmeyle birlikte yeni teknolojiler meydana gelmiştir. İnsanlar farkında olmadan yeni bir teknolojinin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. Bu teknoloji ile birlikte teknolojik aletlerin güvenilirliğinden şüphe edilir hale gelinmiştir. Örneğin, insanların sohbet ederken konu hakkında karşılarına reklam, haber vb. kaynakların çıkması dikkat çekmektedir. Bu olayın sebebi Büyük Veri (Big Data) teknolojisidir. Sosyal medya şirketleri için Büyük Veri önemli bir yere sahiptir çünkü gelirlerini reklamlardan elde etmektedirler. Reklam vermek isteyen şirket veya kişiler hedefledikleri grupları direkt olarak sosyal medya üzerinden etkileyebilmektedir. Bu bir pazarlama sürecidir ve sosyal medya şirketleri tarafından yönetilmektedir. Son yıllarda kullanımı en çok artan sosyal medya platformu Facebook’tur, bu sebeple büyük veriye katkı sağlayan önemli aktörlerden biri olmuştur. Facebook topladığı bu verileri kullanmak için farklı yollar denemiştir. Kamu kuruluşlarına, özel kuruluşlara sattığı iddia edilmiştir. Yazıda bu süreç incelenip anlatılmıştır.
Siber dünyanın gelişmesiyle birlikte elektronik ortamda tutulan bilgilerin güvenliğini sağlamak önem arz etmektedir. Kurumlar bilgileri nasıl ve nerede kullandıklarını şeffaf bir şekilde ifade etmediklerinden dolayı örnek bir dava üzerinden gitmek kolay değildir. Son yıllarda, dünya çapında ses getiren Facebook ve Cambridge Analytica(CA) gibi davaların dışında bir örnek bulmak zordur. Birçok çalışmada bu konuya genel veya spesifik olarak yaklaşılmaktadır. Bu çalışmada, büyük veri kavramı, sosyal medya devlerinin büyük veriyi kullanma motivasyonları, Facebook ve veri akışı, Facebook ve verileri analiz etme yöntemleri, Facebook ve Cambridge Analytica, Facebook verileri ve Trump’ın seçim kampanyası, Facebook verilerinin kullanılma yöntemleri, Facebook Davası ve sonrası başlıklarına yer verilecektir.
Bu çalışma, literatür taramasına dayanmaktadır. Büyük Veri (Big Data) hakkında yapılmış önemli kaynaklardan bilgilere yer verilecektir. Büyük Veri tanımı ve sosyal medya platformlarının Büyük Veriyi kullanım sürecine yer verildikten sonra Facebook üzerinde analiz yapılacak, Facebook verilerinin elde edilmesi, kullanımı ve davaya giden süreç incelenecektir. Büyük veri, Facebook, Cambridge Analytica, Facebook davası üzerine yapılmış geniş bir araştırma bulunmamaktadır. Fakat bu çalışma mevcut çeşitli kaynaklar dâhilinde geniş bir çerçeve sunacaktır.
Dijitalleşen Dünyada Büyük Veri
Gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri ile birlikte internet üzerindeki verinin depolanması kolaylaşmıştır. Büyük Veri teknolojisi bütün verilerin bir bulutun içinde depolanabilmesine olanak sunmuştur. Depolamakla kalmayıp internet ile bağlantısı olan her hareketten topladığı verileri analiz ederek süper bilgisayar ve algoritmaları ile bilgiyi gerçek zamandan daha hızlı öğrenilebilir hale getirmiştir. Büyük Veri teknolojisinin günümüzde bu kadar etkileyici olmasının sebebi, 2000 yılında dünyadaki tüm verilerin sadece %20’si dijital ortamdayken, 2015’te bu sayı %98 i bulmaktadır (Bilim, 2019).
Dijitalleşmenin hayatın her noktasında olduğu bu dönemde gün geçtikçe internette daha fazla zaman harcanmaktadır. Ocak 2020’de yapılan bir araştırmaya göre dünyadaki internet kullanıcı sayısı 4.54 milyara ulaşmıştır ve bir senede 300 milyona yakın artış gözlenmektedir. Yine aynı araştırmaya göre dünyadaki toplam sosyal medya kullanıcı sayısı ise 3.80 milyara yükselmiştir (Kemp, Digital 2020: 3.8 Billion People Use Social Media, 2020). Şu anda içinde bulunulan duruma bakıldığında, dünya dijital olarak katlanarak büyürken, bir kişiyi sosyal medyadan ayrı düşünmek imkânsızdır. İnsanlar günlük rutinlerini gerçekleştirirken Facebook, Twitter, Instagram, Whatsapp gibi sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarını kullanmaktadırlar. Bu uygulamaları kullanırken günlerinin 6 saat 43 dakikasını internette geçirmektedirler. Bu insanların günde yaklaşık 8 saat uykuya ayırdıkları varsayılırsa, bu durum şu anda uyanık kaldıkları sürenin %40’ından fazlasını internet kullanarak dijital ortamda geçirdikleri anlamına gelmektedir (Kemp, Digital 2020: 3.8 Billion People Use Social Media, 2020).
Büyük verinin tanımı yapılırken genelde üç ana başlıktan bahsedilir: Volume (hacim), Velocity (hız), Variety (çeşitlilik). Bu üç ana başlığı tanımlayabilmek için internet üzerinde bir günde neler olduğunu incelemek aydınlatıcı olacaktır. Sosyal medyanın da etkisi ile üretilen veri sayısının akıl almayacak boyutlara ulaştığı görülür. Örneğin internette bir gün içerisinde, 250 milyar mail gönderilmekte, 8 milyar Google araması yapılmakta, 1 milyar tweet yayınlanmakta, 90 milyon fotoğraf Instagram’a yüklenmekte ve 100 milyar mesaj gönderilmektedir (Internetlivestats, 2021). İnternette bir günde bu kadar çok veri birikimi söz konusuyken bu verilerin hacimleri de devasa boyutlara ulaşabilmektedir. Bu veriler petabayt ya da terabayt olarak ifade edilir. Hız konusunda ise aslında değinilmesi gereken nokta üretilen veri sayısıdır. Çeşitlilik olarak bahsedilen başlıkta ise yukarıda örneklendirilen farklı kaynaklardan farklı şekillerde oluşan verilerin bulunabilmesidir. Büyük veride görüntü, metin, video, mesaj veya veri tabanı dosyaları bulunabilir.
Sosyal Medya Devlerinin Büyük Veri Kullanma Süreci ve Motivasyonları
Birçok sektörde olduğu gibi sosyal medya şirketleri de Büyük veriyi kullanmaktadır. Hatta bu şirketler veri alanında uzmanlardır. Büyük veriyi kullanmalarındaki öncelikli amaçları pazarları analiz edebilmek ve tüketici davranışlarını tahmin etmektir. 2012’de Facebook’un mühendislik başkan yardımcısı Jay Parikh, Facebook’un her gün 500 terabayttan fazla veriyi, günde 300 milyon fotoğrafı, 2.6 milyar ‘beğeni’ ve 2.5 milyar içerik yüklenmesini işlediğini ortaya koymuştur (Soundararajan, How Social Media Companies Use Big Data, 2016). Bu kullanıcı hareketleri hızlıca işlenerek kullanıcılara sunulabilecek teklifler veya değişiklikler hakkında öngörülerde bulunmaktadır.
Büyük veri, sosyal medya kullanıcılarının yaşı, cinsiyeti, medeni durumu, coğrafi konumu, gelir seviyesi, eğitim durumu gibi değişkenleri analiz etmekte daha sonra satın alma eğiliminde olduğu ürünleri belirleyerek kullanıcının karşısına teklifler çıkarabilir. Kısacası pazarlamacılıkla uğraşan bir şirketin, alanına giren insanlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlar. Örneğin bir pazarlamacı tarafından toplanan sosyal medya verilerinin analizi sonucunda, 20 ila 40 yaş arasındaki bekâr erkeklerin otomobil ekipmanlarında indirim teklifi için uygun adaylar olduğunu ortaya çıkarabilir.
Sosyal medya şirketlerinin gelirlerinin çoğu reklamcılıktan elde edilmektedir. Reklam verenler ise mesajlarının doğru hedef kitleye ulaşmasını sağlamak için ödeme yapmaktadır. Doğru hedef kitlesine ulaşmak için de kullanıcı bilgilerine sahip olmak gerekir. McKinsey&Co. tarafından yayınlanan bir raporda, 2009 yılına kadar 1.000’den fazla çalışanı olan şirketlerin, müşterilerinin yaşamlarına ilişkin 200 terabayttan fazla veriye sahip olduğu belirtilmiştir (Monnappa, 2021). Sosyal medya şirketlerinin büyük veri üzerinde bu kadar yoğunlaşmasının sebebi de gelirlerinin sebebi olan pazar arayışı ve pazarlamacılık sektörüdür.
Facebook ve Veri Akışı
Facebook 2016’daki Cambridge Analytica skandalı ile birlikte birçok kullanıcısının verilerini paylaşması gibi kötü bir olaya karışmış olmasına rağmen yaklaşık 2,8 milyar aylık aktif kullanıcısı ile dünya çapında en popüler sosyal ağdır. Bu kadar çok aktif kullanıcısı sonucunda Facebook günde 4 petabayt veri üretmektedir (1 petabayt, 1 milyon gigabayta tekabül etmektedir). Facebook’ta 1 dakikada 41 bin gönderi, 1,8 milyon beğeni gerçekleşirken 1 dakikada 350 gigabayt veri akışı gerçekleşmektedir (Osman, 2021).
İlk başta, bu bilgi pek bir şey ifade etmiyor gibi görünebilir. Ancak bunun gibi verilerle Facebook, kullanıcısının kim olduğunu, neye benzediğini, nerede olduğunu, neleri sevip neleri sevmediği konusunda yeterli olabilecek bilgilere sahip olmaktadır. Cambridge ve Stanford Üniversitelerinden araştırmacılar tarafından yayınlanan bir araştırmada şu çarpıcı ifadeler yer almaktadır: “Facebook’un verilerini yakın arkadaşlardan ve ailelerden daha doğru bir şekilde kişilerin tercihlerini tahmin etmek için kullanabileceğini gösteriyor. Her beğeni, paylaşım, takip etme, sosyal medya şirketlerine kullanıcılarının neyi sevip neyi sevmediğini, geleceğe yönelik eylemlerinin ne olacağını ve neyi satın alma olasılığının olduğunu anlatan verileri gösteriyor. Şu anda kullanıcıların gerçekleştirdiği herhangi bir eylem, gelecekteki hareketlerini tespit etmek için, internet ortamında bir dijital ayak izini bırakacaktır.’’ (Soundararajan, How Social Media Companies Use Big Data, 2016).
Kullanıcılar isimlerini, yaşadıkları yerleri, doğum günlerini ve ilgi alanları gibi bilgileri profillerinde paylaşırlar ve Facebook bu verileri toplar. Facebook kullanıcıları hakkında ne biliyor? Facebook, yapay zekâ yardımıyla kullanıcısı tarafından gönderilen tüm bilgileri alıp etkileşimde bulunduğu diğer kullanıcıların bilgileriyle birleştirerek kullanıcısının davranış profilini oluşturuyor. Facebook, kullanıcısının ilgi alanlarını ve faaliyetlerini sınıflandırmak için yaklaşık 100 farklı veri noktası kullanıyor. Bu veri noktaları, yaş ve cinsiyet gibi temel bilgilerin yanında, ayrıca sahip olunan eşyalar veya yakın zamanda tatile çıkıp çıkılmadığı gibi daha karmaşık bilgileri de içeriyor (Singer, 2018).
Facebook sadece kullanıcısının kim olduğunu bilmekle kalmayıp, aynı zamanda nerede olduğunu da bilmektedir. Eğer konum izleme özelliği açıldıysa, kullanıcının nereye gittiğini, nereden geldiğini, nerede yaşadığını, nerede çalıştığını, en çok hangi mekânlara gidildiği de dâhil olmak üzere bu konum verilerini toplamaktadır. Beğenilen her gönderi, takip edilen her sayfa, arkadaş olunan her kişi Facebook’u, kullanıcısının kim olduğu, ne satın aldığı ve hatta kime oy verebileceği hakkında biraz daha bilgilendirir. Toplanılan bütün bu bilgiler kullanıcıya özelleştirilmiş reklamları sunmak için kullanılır. Karşılaşılan bu reklamlardan birine tıklayıp satın alma işlemi yapıldığında da Facebook, kullanıcılarının ne satın aldıklarını öğrenmiş olur. Sadece Facebook’ta karşılaşılan reklamlardan değil ayrıca çevrimdışı satın alma işlemleri gerçekleştirdiğinde de Facebook, satın alma işlemlerini çerezler yardımıyla izleyebilir.
Facebook, tarayıcıya bir çerez veya başka bir izleme teknolojisi bırakarak, kullanıcılarının veri izlerini takip ederek internet üzerindeki davranışlarını belirliyor. Böylece, kullanıcılarını web sitesinden web sitesine geçerken izleyebiliyor. Facebook, bu veri izlerini kullanarak, reklam verenler için büyük bir öneme sahip olan kullanıcıların çevrimiçi davranışlarının profilini oluşturuyor. Hatta araştırmacılar Facebook’un, beğenilerden ve etkileşimlerinden yola çıkarak kişinin bir ilişkide olup olmadığını veya bir ayrılık yaşayıp yaşamadığını dahi anlayabileceklerini keşfettiler (Monnappa, 2021).
Facebook’ta “Hangi çizgi film karakterisiniz?’’ veya “Hangi renk olduğunuzu öğrenin!’’ gibi anketlerle sık sık karşılaşılmaktadır. Facebook, yukarıda bahsedildiği şekilde platformda paylaşılan veriler dışında, kişinin bilgilerine veya kişiliğine bu anketler ile de ulaşabilmektedir. Anketi dolduran kişinin cevaplarına göre davranışlarını tahmin ve analiz edip duygusal nabzına ulaşabilir. Örneğin, kişinin ilgi alanına yönelik cevaplar vermesi durumunda bu cevaplar üçüncü partiler tarafından pazarlama alanında kullanılabilir veya siyasi partilere yönelik bir ankette verdiği cevaplara göre kişi, sempati duyduğu partilerin reklamı ya da propagandası ile karşılaşabilir. Diğer bir yandan ise, bu anketler kullanıcılardan daha özel soruları yanıtlamalarını da isteyebilir; örneğin evcil hayvanlarının adı veya doğdukları şehrin ismi istenebilir. Anket, kullanıcı tarafından sağlanan kişisel verileri kaydettikten sonra, bilgisayar korsanları tarafından kişisel hesabı ele geçirmek adına kullanılabilir. Kısaca, Facebook tarafından kullanıcı bilgileri yapılan eylemlerden, anketlerden, iletişim bilgilerinden, diğer web siteleri ve uygulamalar, paylaşılan konum üzerinden elde edilmektedir.
Facebook ve Büyük Veri
Facebook’un verileri işlemek için büyük veri teknolojisini kullanmaktadır. Büyük veri kullanımındaki temel stratejisi, kullanıcılarının davranışlarını, ilgi alanlarını, konumlarını, beğenilerini kullanarak kullanıcılarını anlamaya çalışmak ve onlara uygun oluşturulmuş reklamları önlerine çıkartmaktır. Kullanıcıların davranış veya hareketlerinin öngörülebilmesi için bu verilerin toplanması yeterli değildir. Ancak Facebook’un kullanıcı davranışlarını belirlemesinin başka yolları da vardır.
Facebook’un kullanıcı davranışlarını belirlemesini sağlayan yöntemlerden birisi takip çerezi (Tracking cookie) yöntemidir. Bu çerezler sayesinde kullanıcıların hareketleri internet üzerinden izlenebilmektedir. Örneğin, kullanıcı Facebook’ta oturum açtıysa ve aynı zamanda başka internet sitelerinde de geziniyorsa Facebook kullanıcının ziyaret ettiği bu internet sitelerini de izleyebilmektedir. Hangi internet sitesini açtığını, bu sitede ne kadar zaman geçirdiğini ve hangi hareketleri yaptığını öğrenebilmektedir. Bir diğer yöntem, metin çözümlemesidir (Textual analysis). Metin çözümlemesi sayesinde yazı içeren veriler analiz edilebilmektedir. Bir diğer yöntem, Facebook’un önemli yatırımlarından biri olan ve günümüzde oldukça yaygınlaşan yüz tanıma teknolojisidir. Bu teknoloji sayesinde kullanıcıların paylaştığı görüntülerdeki diğer kişilerin de Facebook profilleri analiz edilebilmektedir. Bu teknolojinin bir kolu olan etiket önerisi sayesinde fotoğraflarda kim olduğu belirtilmeyen kişinin suratının belirlendiği kare kutu ile bu suratı benzettiği profilleri kullanıcının karşısına çıkararak etiket önerisi sunmaktadır. Böylece, sistem kullanıcının fotoğraftaki suratını algılayarak nerede olduğunu ve ne yaptığını tespit edebilmektedir. Son yöntem ise beğenilerin analiz edilmesidir. Cambridge Üniversitesi ve Microsoft Research’teki araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışmada, Facebook beğeni modellerinin kullanıcılarının cinsel yönelimini, yaşam memnuniyetini, zekâsını, duygusal istikrarını, dini, alkol ve ya uyuşturucu kullanımını, politik görüşünü, ilişki durumunu gibi birçok durumun çok doğru şekilde tahmin edebildiğini göstermiştir (Dansı, LaForgia, & Confessore, 2018).
Facebook ve Cambridge Analytica
2014 yılında, The Observer gazetesi, akademisyen Alexander Kogan ve şirketi Global Science Research tarafından 50 milyon kişinin Facebook profil bilgilerinin toplandığını açıklayan bir haber yayınlanmıştır. Cambridge Üniversitesi’nde akademisyen olan Kogan ve diğer psikologlar araştırma amacıyla Facebook verilerini yasal olarak toplayıp, kullanıcıların Facebook beğenilerine bakarak kişilik özelliklerini ve daha fazlasını belirlemek konusunda çalışmalar yaptılar. Sitedeki bir uygulama sayesinde kişilerin bilgilerini ve arkadaşlarının bilgilerini bir araya topladılar. Zeynep Tüfekçi’ye göre, “Facebook, ayakkabı satmak veya politika satmak için büyük bir kitleye ulaşmayı umut eden herkes için en uygun site haline geldi ve bunu yaparak karlı hale geldi.” (Tufekci, 2017). Misyonu bireyleri motive eden tetikleyicileri bularak onları şirketin desteklediği siyasi kampanyalar için harekete geçirmek olan Cambridge Analytica için de Facebook verileri eşsiz bir kaynaktı. Facebook verileri, Cambridge Analytica tarafından bireylerin hedeflenmesini sağlayan psikolojik öngörülerin kaynağı oldu. Diğer yandan, daha önce Cambridge Analytica’da çalışan ve daha sonra muhbir olan Christopher Wylie, elde edilen bu bilgilere izinsiz olarak ulaşıldığını açıkladı. Wylie, Cambridge Analytica tarafından bu bilgilerin seçim sonucunu tahmin etmek ve sonucu etkilemek için bir yazılım programı oluşturmak amacıyla kullanıldığını da belirtti. Bu durumda, Facebook verilerinin direkt olarak seçimi sürecini etkilemek ve insanların tercih yaptığı noktada manipüle etmek için kullanıldığı açıktır. Sosyoloji profesörü ve propanganda konusunda uzman olan David Miller’a göre Cambridge Analytica, “Psikoloji, propaganda ve teknolojiyi güçlü bir şekilde bir araya getirdi” (Cadwalladr, 2017).
Facebook Verileri ve Trump’ın Seçim Kampanyası Arasındaki İlişki
Facebook verileri ve Trump’ın seçim kampanyası arasındaki ilişki kilit isimler arayıcılığıyla kurulmuştur. Robert Mercer, Trump’ı ve Trump’ın kampanyasını destekleyen kişidir. Aynı zamanda, Trump’ın kampanyasını desteklemesi için Cambridge Analytica’ya finans sağlayan kişidir. Cambridge Analytica ve Mercer’ın yollarının kesişmesini sağlayan kişi Steve Bannon’dır. Steve Bannon, Trump’ın seçim kampanyasına başkanlık eden kişidir. Christopher Wylie’ye göre “ Eski Beyaz Saray kıdemli stratejisti Steve Bannon ve milyarder Robert Mercer, Cambridge Analytica’nın siyasi reklam hedefleme teknolojisini “bir kültür savaşı için silah cephaneliğinin” bir parçası olarak aradılar.” (Solon, 2018) .
Finans konusunda destek bulan CA, Kogan’ın da katkısıyla milyonlarca ABD’li seçmenden oluşan bir veri tabanına (bilgilerin belirli özelliklerine göre depolandığı alan) sahip olmuştur. Bu bilgileri taramak için algoritma geliştirmiş ve siyasi ikna yöntemlerini belirlenmiştir. Sonraki adım, mikro hedefleme (Micro Targeting) olarak bilinen siyasi yaklaşımı kullanarak bireylere hitap eden, onların eylemlerini etkileyecek mesajları nasıl hazırlayacaklarına karar vermişlerdir. Cambridge Analytica, Trump’ın seçim kampanyası için en ikna edilebilir seçmenleri ve onların ilgilendikleri sorunları belirleyebilmek için milyonlarca veriyi analiz etmiştir. Bu analizler sonucunda, seçmenleri manipüle etmek için CA çalışanlarının tabiriyle eyleme geçirmek için özel mesajlar göndermiştir. Cristopher Wylie bu konu hakkında bir örnek veriyor, “Bana hangi müziği dinlediğinizi veya hangi televizyon şovlarını izlediğinizi söylerken mahremiyetinizi ihlal ediyormuşum gibi hissetmeyeceksiniz fakat bana en derin kişisel özelliklerinizi anlatıyor olacaksınız.” (Magee, 2018) .
Facebook verilerinin elde edilmesi ve kullanılması bir süreç içinde gerçekleşmiştir. İlk olarak, 320.000 kadar ABD seçmenine bir kişilik testine girmeleri için 5$ ödeme yapılmıştır. Bu sayede test katılımcılarının Facebook hesaplarındaki kişisel verilerine, beğenilerine hatta arkadaşlarının bilgilerine ulaşarak 50 milyondan fazla kişinin verisi toplanmıştır. Daha sonra katılımcıların psikolojik kalıplarını bulmak adına Facebook verileri ve kişilik testi sonuçları eşleştirilmiştir. Son olarak, algoritmalar, veri noktalarını başka kaynaklarla birleştirmiştir. Kişiler, elde edilen verilere dayalı olarak kişiselleştirilmiş siyasi reklamlara maruz bırakılmıştır (Graham-Harrison, 2018).
Cambridge Analytica, Cumhuriyetçi partinin seçim kampanyaları için önemli eyaletlerde çalışmıştır. Temel hedeflerinden birisi Cumhuriyetçilerin karşısında olan Demokrat seçmenleri evde tutmak için ikna etmekti. Diğer hedefleri, 2016’daki Amerika seçim sürecinde kararsız seçmenleri etkilemekti. Bunu yapabilmek için insanların yaşadığı bölgelerin özellikleri incelendi. Haftalık olarak bu bölgedeki insanları inceleyerek hassas oldukları konuları tespit ettiler. Bu korkulara hitap edebilecek şekilde sosyal medya üzerinden reklamlar verdiler. Cristopher Wylie, kitabında bu konudan “Her deneyde, sonuçları insanların en içsel özelliklerine göre nasıl manipüle edeceğimiz hakkında daha fazla şey öğrendik.” (Wylie, 2019) yorumuyla bahsetmektedir. Bu süreçte karanlık gönderi (dark post) kullanılmıştır. İnsanlara kişilik özelliklerine göre reklamlar üzerinden mesaj verilmiştir. Bir kişinin gördüğü reklamı diğeri görmemiş, çünkü her reklam farklı kişilik yapılarına hitap etmiştir. Örneğin, kime oy vereceğini bilmeyen, kararsız bir siyahi Amerikalının karşısına Hillary Clintont’ın gençken bir televizyon programında siyahiler hakkında kötü konuştuğu bir video çıkarılmıştır. Diğer bir örnek olarak, Miami’nin Haiti semtinde yaşayan insanların karşısına Clinton Vakfı’nın başarısızlığıyla alakalı haberler çıkararak Clinton’a oy vermelerini engelleyen bir Trump kampanyası izlenmiştir. Ek olarak, Trump’a yakın olan fakat oy vermeyi düşünmeyen kitleleri eyleme geçirmek için bir reklam çalışması izlenirken, diğer yandan başka adaylara oy vermeyi düşünen kişilerin isteklerini ve sorunlarını analiz ederek Trump’ın bu konulara değinmesi için yönlendirme yapılmıştır. Cambridge Analytica’nın eski CEOsu Alexander Nix, “Trump’ın her hareketi bir mesaj içermekteydi.” (Concordia, 2016) sözü durumu kanıtlar niteliktedir.
Facebook Verilerinin Kullanılma Yöntemleri
2016 yılında Cambridge Analytica’nın CEO’su olan Alexander Nix, Concordia Yıllık Zirvesi’nde yaptığı sunumda seçimlerde verilerin gücünü tartışmıştır. Büyük veri ve psikografinin seçim sürecine etkisi hakkında sunum yaparak seçim kampanyalarında nasıl hareket ettiklerinden bahsetmiştir. Bu noktada davranış biliminden yararlanıp; kitleleri, coğrafi ve demografik olarak bölümlere ayırmayı yetersiz görmüşlerdir. Örneğin, Afrika kökenli Amerikalılara ırklarından dolayı veya kadınlara cinsiyetlerinden dolayı aynı mesajları vermek yetersiz bir etki yaratacaktır. Demografi ve coğrafya kişilerin dünya görüşlerini, düşüncelerini etkilemekte olan önemli faktörler olmasına rağmen tercihlerini tam olarak tahmin edilebilir hale getirmemektedir. Bu sebeple, kişilerin davranışlarını ve hareketlerini yönlendiren faktör olan kişiliğe odaklanılmalıdır çünkü kişilerin oy seçimini direkt olarak etkileyen faktördür. Böylece CA, deneysel psikolojinin bir aracı olan OCEAN modelini kullanmıştır. OCEAN bir akronomidir (Baş harflerden oluşan bir sözcük) . Açılımı şu şekildedir: Openness (Açıklık), Conscientiousness (İnsaflılık), Extraversion (Dışadönüklük), Agreeable (Anlaşmaya hazır), Neuroticism (Duygusal dengesizlik). Openness, kişilerin yeni deneyimlere ne kadar açık olduğunu ifade eder. Conscientiousness, kişilerin düzeni ve planlamayı ne kadar tercih ettiğini ifade eder. Extraversion, kişilerin ne kadar sosyal olduğunu ifade eder. Agreeable, kişilerin kendi ihtiyaçlarını başkalarının ihtiyaçlarının arkasında bırakıp bırakmadığı ifade eder. Neuroticism, kişilerin endişelenmeye ne kadar eğilimi olduğunu ifade eder. Alexander Nix, bu modeli kullanarak “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki her bir yetişkinin kişiliğini tahmin etmek için bir model oluşturabildik.” (Concordia, 2016) tanımını kullanmıştır.
Nix, bu modeli nasıl kullandıklarına dair ABD’nin en büyük sorunlarından ve tartışmalarından birisi olan silah kontrolü üzerinden örnek vermiştir. Nix, silah kontrolüyle alakalı izlenecek politikanın destek görmesi için farklı kişilik profillerine farklı reklamlar işlenmesi gerektiğini öne sürmüştür. Örneğin, kişi kaygılı ve kurallara bağlı biriyse, silah politikası bu kişiye onun evinin güvenliği için bir sigorta olarak gösterecek reklamlar sunulursa kişi bu yasanın devam etmesini isteyecektir. Ek olarak, kişi kuralcı ve arkadaş canlısı yapıya sahip biriyse, bu kişinin geleneksel yapıya sahip olduğu anlamına gelir. Bu yüzden, bu kişinin yasayı desteklemesi için silahların babadan oğula geleneksel bir nesne olarak gösterilen reklamlara maruz kalırsa amaçlarına ulaşmış olurlar. Diğer yandan Wylie, “Komplocu düşünceye daha yatkın insanları hedef aldılar. Bu verileri kullandılar ve sosyal medyayı daha geniş bir şekilde kullandılar, önce bu insanları tanımlamak için, sonra bu insanlarla etkileşime geçmek için ve gerçekten benim görüşüme göre, ABD’de bir isyan olan şeyi yaratmaya başladı.” (Gross, 2019) demiştir. Wylie, Facebook verilerinin CA tarafından bu kullanım şeklinin demokrasi için bir tehdit oluşturduğu konusunda uyarmıştır. Gelişen olayların ve etkilerinin giderek artmasıyla birlikte bu konu bir davaya uzanacak hale gelmiştir.
Facebook Dava Süreci
2015 yılında Cambridge Analytica, kullanıcıların kişisel verilerini izinsiz olarak kullanmıştır. Facebook izinsiz olduğunu bilmesine rağmen CA’yı platform dışına göndermedikleri konusu için özellikle açıklama yapmıştır. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, uygulama geliştirici olarak CA’nın platformda olmadığını, 2015’in ilerleyen zamanlarında reklam verme amacıyla bulunduğunu iddia etmiştir. CA’nın kişisel verileri izinsiz kullanmasının haberlere konu olmasından sonra haber aldıklarını iddia eden Facebook grubu, alınan verilerin kullanılmadığını ve silindiğini iddia etmiş; bu durumu halledilen bir dava olarak ifade etmişlerdir. CA ve sonrası için aynı hataya düşmeme adına kişisel verileri koruma adına çeşitli düzenlemelerin önünü de açacaklarını belirten Facebook grubu, Adalet Komitesi tarafından mahkemeye çağırılmıştır.
ABD Senatosu Adalet Komitesi; veri ihlali ve genel veri gizliliği hakkında ifade vermek için tanıklar Profesör Eitan Hersh, Dr. Mark Jamison ve Christopher Wylie ile Facebook CEO ‘su Mark Zuckerberg‘ü mahkeme için çağırmıştır. Sosyal medya mahremiyeti ve ihlalinde, Facebook ‘un rolüne ve veri gizliliğindeki etkisine odaklanan Cambridge Analytica ‘nın (CA) rolü için duruşma düzenlenmiştir. İlk duruşma 10 Nisan 2018 de Facebook CEO ‘su Mark Zuckerberg ‘in ifadesi ile Senatörler Chuck Grassley ve Dianne Feinstein ‘nin açıklamalarıyla yapıldıktan sonra ikinci duruşma, tanıkların dinlenmesi için 16 Mayıs 2018 de yapılmıştır.
Facebook CEO ‘su Mark Zuckerberg ‘in İfadesi
10 Nisan 2018’de Kongre’den önceki ifadesinde Zuckerberg, Facebook’un zarar görmesini önlemek için yeterince dikkatli araştırma yapmadığını ve bunun kişisel hatası olduğunu söyledi. Tanıklık sırasında Mark Zuckerberg, özel verilerin ihlali için halka açık bir şekilde özür dilemiştir: “Bu benim hatamdı ve üzgünüm. Facebook’u başlattım, çalıştırdım ve burada olanlardan ben sorumluyum ” (Facebook Data, 2018).
Zuckerberg, 2013 yılında Aleksandr Kogan ‘ın 300.000 kişi tarafından kurulan bir kişilik tanıma anket uygulaması oluşturduğunu söylemiştir. Uygulama daha sonra kullanıcıların, arkadaşları da dâhil olmak üzere tüm Facebook bilgilerini alabilmiş ve bu bilgiler Kogan tarafından elde edilmiştir. Zuckerberg, 2015 yılına kadar bu kullanıcıların bilgilerinin Kogan tarafından CA ile paylaşıldığını öğrenmediğini iddia etmiştir. Paylaşımın olduğunu öğrendiğinde ise; Cambridge Analytica’dan Facebook ile oluşturulan tüm verileri kaldırması istenmiştir. Daha sonra The Guardian, The New York Times ve Channel 4 tarafından verilerin aslında silinmediği keşfedilmiştir (Facebook, Inc., 2018).
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’e Mahkemede Sorulan Sorular
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, komite önünde ifade verirken vekillerden gelen birçok soru yanıtsız ve geçiştirilmiş kalmıştır. Bu sorulardan en önemlisi siyasi amaçlar altında bölgesel haberlerin ne durumda değiştirildiği ile alakalı sorudur. Bu soruyu tam manasıyla cevaplayamayan Zuckerberg, özür dilemekle yetinmiştir. Komite öncesi milletvekilleriyle özel olarak görüşen ve özürlerini bir kez de özelden dile getiren Facebook CEO ’su Mark Zuckerberg, komite önünde gelen sorulardan dolayı zor durumda kalmıştır. Facebook’a bağlı diğer alt şirketleri komiteye katılmaması ayrı bir şüphe uyandırmasına rağmen, sosyal medya şirketlerinin kullanıcıların kişisel verilere ulaşıp ulaşmadığı sorulduğunda, bu soru da yanıtsız kalmıştır. Özellikle kültürel olarak farklı olan bölgelere nasıl ve ne düzeyde haber, reklam ve diğer iletişim yolları sunulduğu haberi de doğru haber kapsamında görülmediği için yanıtsız kalmıştır. Kişilerin bilgilerinin, gönderi geçmişlerinin, iletişim hatlarının ve hatta kişilerinin ve kişi bilgilerinin, gizlice ve izinsiz alınması karşısında bu durumun uygun olmadığını dile getiren komite üyeleri, büyük bir sosyal medya şirketinin bu skandalı göremeyecek hatta sezmeyecek kadar bilgisiz olmalarına hayret etmişlerdir. Nitekim Rusya müdahalelerine ilk tepki veren şirket Facebook olmasına karşın, CA’nın hamlelerini görememeleri de ayrı bir sorun etmiştir (Facebook Data, 2018).
Tanık ve Uzman İfadeleri
Profesör Eitan Hersh ‘in tanıklığı: 6 Mayıs 2018 de Tufts Üniversitesinde Siyaset Bilimi Profesörü olan Eitan Hersh, seçmen hedeflenmesi konusunda bir uzman olarak tanıklık etmiştir. Cambridge Analytica ile ilgili kamuya açık kaynaklardan gördüğü kadarıyla, 2016 ‘daki hedefleme uygulamalarının seçim sonucunu aşırı derecede etkileme açısından endişe verici bir neden olmaması gerektiğine inandığını ifade eden Profesör Hersh, kullanılan tekniklerin 2016 öncesi başkanlık kampanyalarına benzediğini iddia etmiştir (Cambridge Analytica and its use of Facebook data, 2018).
Doktor Mark Jamison ’un tanıklığı: Başkanlık kampanyalarında seçmenlerin profilini çıkarmak için Facebook verileri gibi verileri kullanılmasının alışılmamış bir şey olmadığını; önceki seçimlerde başkan adaylarının çoğunun, özellikle Barack Obama ve George W. Bush‘un da seçmen hedeflemesi adı altında mikro model oluşturup kullandıklarını iddia etmiştir. Ayrıca Dr. Jamison, kullanıcıların verilerinin ne ölçüde kullanıldığının farkında olmadıklarından Facebook ‘u kullanıcılarına karşı açık ve samimi olmama durumundan dolayı eleştirmiştir. Federal Hükümetin, Facebook gibi sosyal medya sitelerinde yapılan seçmen hedeflenmesini düzenleyebilirse; sitelerin kullanıcılara zarar verip kısıtlı bir site olacaklarını ve yapılacak olan düzenleyici yaptırımların ise sosyal medya faaliyetlerini daha da kötüleştirebileceğini savunmuştur (Cambridge Analytica and its use of Facebook data, 2018).
Eski Çalışan Christopher Wylie ‘nın Tanıklığı: 16 Mayıs 2018 ‘de Cambridge Analytica ‘da olan bitene tanıklık eden ve ihbarcı olarak kabul edilen Christopher Wylie, Cambridge Analytica da 2013 -2014 yıllarında araştırma direktörü olarak çalışmıştır (Wylie, 2019). Senato da hem İngiliz hem de Amerikan yetkililerin tanığı olan ve kendisini demokratik kurumları haydut aktörlerden ve düşman yabancı müdahalelerden koruyan, Amerikalıların çevrimiçi güvenliğini sağlamaya çalışan biri olarak tasvir etmiştir. Öncesi ve sonrasını ayrıntıları ile anlattığı bir kitap çıkaran Christopher Wylie, CA’da her şeyin yolunda gittiğini ve dünyada yozlaştırıcı bir güç olduğunu iddia ederek özellikle Facebook gibi sosyal medya platformlarının kullanıcı verilerini, insanları siyasi ideolojiye dayalı gruplara ayırmak için nasıl kullandığını komiteye bildirmiştir. (Cambridge Analytica and its use of Facebook data, 2018).
Dava Süresince Mark Zuckerberg ’in Facebook Hisseleri
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ’in 28 Mart ’ta net kazancı: 62,51 milyon $ iken 20 Aralık’ta net kazancı: 52,94 milyon $ olmuştur (Bloomberg, 2018).
(Bloomberg, 2018)
Facebook ‘un Dava Sonrasında Yaptığı Düzenleme ve Uygulamalar
Dava sonrası bu konudan ders aldığını iddia eden Facebook, özellikle kişisel verileri koruma, düzenleme ve 3. şahıslara ulaştırma adına düzenlemeler yapmıştır. Dava sonrası verilerini topladığı kullanıcıların ülkelerinden milyonlarca dolar ceza almaktan kurtulamayan Facebook, kısa sürede yapmış olduğu uygulamalarla 2018’deki hisse düşüşlerine lehine çevirebilmeyi başarabilmiştir. Özellikle kullanıma gelen uygulama ve düzenlemeler şu şekildedir (Facebook, 2021):
Ocak 2019: Facebook Ocak 2019 ‘da #10yearchallenge isimli meydan okuma yarışmasını düzenleyip kullanıcılarına sundu. Bu yarışmanın teması 2009 ve 2019’daki öncesi ve sonrası fotoğraflarıyla meydan okunarak paylaşım yapılması üzerineydi (Wikipedia, 2021).
Mart 2019: Aşı tereddütlerinden dolayı anti-aşı reklamları ve bu reklamlara bağlı finansörlere ulaşılması, ticari faaliyet olarak gerekli ürünlerle bağlantı sağlandı. Yeni Zelenda ‘daki Christian Church Camii saldırında failin olay çekimleri, Facebook tarafından kullanıldı. Polisin faili bulması için zaman harcayan ve çekimlerin binlerce kopyasını engelleyen Facebook, görüntülerden bazılarını paylaşılmasına ve kopyalanmasına engel olamadı. Bu durumdan sonra ticari finansörlerin birçoğu ırkçılık olması söz konusu olduğu için finans etmeyi ve reklam vermeyi bir süre durdurmuştur. Bunun üzerine Facebook yeni bir politik düzene gidip üstünlükçü düzeni engellemeye başladı (Wikipedia, 2021).
Nisan 2019: İngiliz aşırı sağcı gruplara karşı övgü ve desteği kısıtlayıcı yasaklar konuldu (Wikipedia, 2021).
Mayıs 2019: “The Future is Private” isimli yeni vizyon açıklandı. Messenger, Whatsapp ve İnstagram ‘ın kullanıcılarla doğrudan iletişim kurmasına izin verildi (Wikipedia, 2021).
Temmuz 2019: San Francisco California Üniversitesiyle insanların konuşma ve hayal kurarak yazmalarını sağlayan giyilebilir akıllı cihazlar için ortaklık sağlandı (Wikipedia, 2021).
Eylül 2019: Facebook, İnstagram ile entegre olarak İlk kez ABD de kullanılmaya başlandı (Wikipedia, 2021).
Kasım 2019: 29.000 Facebook çalışanının bankacılık verileri bir bordro işçisinin arabasından çalındı. Veriler şifrelenmemiş sabit disklerde saklandı ve banka hesap numaralarını, çalışan adlarını, sosyal güvenlik numaralarının son dört hanesini, maaşlarını, ikramiyelerini ve öz kaynak ayrıntılarını içeriyordu. Çalışanlara Aralık 2019 sonrası çalıntı bilgisi verildi (Wikipedia, 2021).
Mart 2020: Yönetim Kuruluna iki yeni yönetmen Tracey Travis ve Nancy Killefer atandı. (Wikipedia, 2021)
Haziran 2020: Adidas, Aviva, Coca-Cola, Ford, HP, Intercontinental Hotels Group, Mars, Starbucks, Target ve Unilever gibi birçok büyük şirket, şirketin nefret dolu içerikleri kaldırmak için yeterince çaba göstermediğini iddia eden StopHateForProfit kampanyasını desteklemek için Temmuz ayında Facebook reklamlarını duraklatacaklarını açıkladı (Wikipedia, 2021).
Ağustos 2020: Instagram için Facebook Messenger benzeri bir mesajlaşma durumu sağlandı (Wikipedia, 2021).
Eylül 2020: İklim değişikliği konusunda yetkili sesleri teşvik etmek ve iklim bilimi hakkında gerçek ve güncel bilgilere erişim sağlamak için bir iklim bilimi Bilgi Merkezi başlatıldı (Wikipedia, 2021).
Aralık 2020: Facebook’ a 2. kez Federal Ticaret Komisyonu tarafından yasadışı tekelleşme için dava açılıp Whatsapp ve İnstagram iştiraklerinin satışının sebepleri araştırıldı (Wikipedia, 2021).
Şubat 2020: Facebook, Avustralyalı kullanıcıların platformunda haber içeriğini paylaşmalarını veya görüntülemelerini ve bazı hükümet, topluluk, sendika, hayırseverlik, siyasi ve acil durum hizmetlerini sayfalarını engelledi (Wikipedia, 2021).
Facebook Çalışanlarının İstifası
Facebook çalışanlar, ABD eski Başkanı Donald Trump’ ın Şiddet söylemlerini desteklediği gerekçesiyle bulundukları yerden ve yaptıkları işlerden üzüntü ve utanç duyduklarını bu sebeple işlerinden ayrılmak istediklerini beyan etmişlerdir (Business İnsider, 2019).
Facebook’un Anti-Trust Yaklaşımları
Anti-Trust yasaları, herhangi bir firmanın piyasa gücünü sınırlayarak rekabeti teşvik eden düzenlemelerdir. Bu genellikle birleşme ve devralmaların piyasa gücünü aşırı derecede yoğunlaştırmamasını veya tekeller oluşturmamasını ve tekel haline gelen firmaların parçalanmasını içerir. Anti-Trust yasaları, birden fazla firmanın, fiyat sabitleme gibi uygulamalarla rekabeti sınırlamak için bir kartel oluşturmasını veya oluşturmasını da önlemektedir (İnvestopedia, 2020).
Facebook’a ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) tarafından rakiplerini satın alarak tekel oluşturduğu gerekçesiyle dava açıldı. Rekabete aykırı bir şekilde yıllarca sosyal ağ tekelini yürüten Facebook 2012’de İnstagram’ı, 2014’te ise Whatsapp’ı alarak tekelleşmeye başlamıştır. Facebook’un bu eylemlerinin uygun olmadığı, rekabeti kısıtlayarak tüketicilere zarar verdiği ve reklam verenleri rekabetin faydalarından mahrum bıraktığı söylenebilmektedir. Federal Ticaret Komisyonunun (FTC), İnstagram ve Whatsapp dâhil şirketin varlıklarını elden çıkarılmasını gerektirecek önlemler talep ettiğine işaret edilirken, Facebook’un yazılım geliştiricilerine rekabete aykırı koşullar empoze etmesinin yasaklanmasını ve şirketin gelecekteki birleşme ve devralmalar için önceden bildirim ile onay almasını zorunlu kılınmasının istenmiştir (Federal Trade Commission, 2020).
Veri Güvenilirliği ve Sonrasında Yapılacaklar
Facebook ve Cambridge Analytica davası sonrası siber davaların varlığı açısından en somut örneklerden olmuştur. Kişisel verilerin ve reklam taraflarının nelere yön vereceğini bu olaylar üzerinden yorumlanabilir. Kullanıcılar verileri koruma noktasında kime güvenmeli sorusu akla uygunluk sağlamaktadır. Haliyle kullanıcının hem kendisini hem de çevresini koruması gerekir.
Birkaç güvenlik planı ile verilerinizi koruma altına alma şansınız olabilir. Bunlardan en önemlisi güçlü ve başka hiçbir sosyal medya servisine ait olmayan bir şifre oluşturmaktır. İkinci yöntem, iki aşamalı doğrulama ve her üç ayda bir şifre değişimi ile olan koruma yöntemidir. Parola değişimi için kullanılan sorular zor ve dikkatlice seçilmelidir. Önemli olan temel bilgilerinizi paylaşmaktan sakınmalı ve paylaşımlarınıza dikkatlice bakmanız gerekir. VPN adı verilen yüksek şifreleme cihazlarını da kullanmakla birlikte, güncel bir tarayıcı da güncel bir anti virüs programının olması gerektiği de unutulmamalıdır. Sahte hesapları ve şüpheli oturumlar için dikkatle ve düzenli bir şekilde kontrol sağlanmalı, kullanım süresi bittiğinde oturumlar kapatılıp bilgisayar ya da mobil çerez ve geçmişler temizlenmelidir (Security Today, 2019).
Sonuç
Teknolojinin gelişmesi, sosyal hayata etkisiyle birlikte Büyük Verinin oluşması kaçınılmaz oldu. Sosyal medya platformlar reklam şirketlerinin yerini alarak, daha hedef odaklı reklamlar yayınladılar ve bu konuda başarılı oldular. Bu başarılarının sebebi, kullanıcılarının her bilgisine sahip olmaları ve bu bilgileri algoritma yardımıyla analiz edebilmeleri olmuştur. Facebook verileri, insanların kişilik özelliklerini tahmin etmek ve insanları yönetmek için kullanılabilmektedir. Alexander Kogan bu alanda çalışma yapmıştır, Cambridge Analytica (CA) ise verileri seçim süreçlerini etkilemek amacıyla kullanmıştır. CA’nın CEO’su Alexander Nix, verileri nasıl elde ettiklerini, nasıl kullandıklarını açıklamıştır.
Güvende olunması düşüncesiyle oluşturulan verilerin, yüksek ölçüde güvende tutulacağı iddia edilse de Cambridge Analytica ve Facebook davalarından sonra, bu durumu olduğu gibi onaylamak mümkün değildir. Önlenemeyen, planlanan, planlanmayan ya da bile isteye yapılabilen; veri çoğaltılması, paylaşılması, satılması ve 3. Taraf kuruluşlara verilmesi söz konusu olduğunda hala güvende olunabileceği söylenemez.
Güvenlik meselesine en yakın çözüm olarak hayatımızı sosyal medyada yaşamak yerine, temkinli yansıtmamız gerekir.
Milletlerin ve devletlerin kanunları toplumu korur. Burada önemli olan toplumun kendisini korumasıdır.
Raporu Hazırlayanlar:
Kerem AHISKALI
Büşra KARATAŞ
Ayşegül TOKCAN
Siber Güvenlik Staj Programı
Kaynakça
Bilim, B. (2019, Şubat 22). Big Data (Büyük Veri) Nedir? Youtube: Https://Www.Youtube.Com/Watch?V=Nejoz1o89cs Adresinden Alındı
Cadwalladr, C. (2017, Mayıs 7). The Great British Brexit Robbery: How Our Democracy Was Hijacked. The Guardian: https://Www.theguardian.com/Technology/2017/May/07/The-Great-British-Brexit-Robbery-Hijacked-Democracy Adresinden Alındı
Concordia (Yöneten). (2016). Cambridge Analytica – The Power Of Big Data And Psychographics [Sinema Filmi]. https://www.youtube.com/Watch?V=n8Dd5aVXLCc&List=LL&İndex=16&T=244s Adresinden Alındı
Dansı, G., Laforgia, M., & Confessore, N. (2018, Aralık 18). As Facebook Raised A Privacy Wall, It Carved An Opening For Tech Giants. New York Times: https://www.nytimes.com/2018/12/18/Technology/Facebook-Privacy.Html Adresinden Alındı
Graham-Harrison, C. C. (2018, Mart 17). The Guardian. How Cambridge Analytica Turned Facebook ‘Likes’ İnto A Lucrative Political Tool: https://www.theguardian.Com/Technology/2018/Mar/17/Facebook-Cambridge-Analytica-Kogan-Data-Algorithm#:~:Text=Cambridge%20Analytica%3A%20how%2050m%20Facebook%20records%20were%20hijacked&Text=The%20scale%20of%20the%20data,App%27s%20ability%20to%20harvest%20 Adresinden Alındı
Gross, T. (2019, Ekim 8). Npr. Whistleblower Explains How Cambridge Analytica Helped Fuel U.S. ‘Insurgency’: https://www.npr.org/2019/10/08/768216311/Whistleblower-Explains-How-Cambridge-Analytica-Helped-Fuel-U-S-İnsurgency Adresinden Alındı
İnternetlivestats. (2021, Şubat 28). Web25 Anniversary. İnternetlivestats: https://www.internetlivestats.com/ Adresinden Alındı
KEMP, S. (2020, Ocak 30). Digital 2020: 3.8 Billion People Use Social Media. Wearesocial: https://wearesocial.com/Blog/2020/01/Digital-2020-3-8-Billion-People-Use-Social-Media Adresinden Alındı
Magee, K. (2018, Kasım 15). Campaign. Cambridge Analytica Whistleblower Christopher Wylie: It’s Time To Save Creativity: https://www.campaignlive.co.uk/Article/Cambridge-Analytica-Whistleblower-Christopher-Wylie-İts-Time-Save-Creativity/1497702 Adresinden Alındı
Monnappa, A. (2021, Ocak 18). How Facebook İs Using Big Data: The Good, The Bad, And The Ugly. Simple Learn: https://www.simplilearn.com/How-Facebook-İs-Using-Big-Data-Article Adresinden Alındı
Osman, M. (2021, Ocak 3). Wild And Interesting Facebook Statistics And Facts (2021). Kinsta: https://kinsta.com/Blog/Facebook-Statistics/#:~:Text=Facebook%20generates%204%20petabytes%20of,About%20300%20petabytes%20of%20data Adresinden Alındı
SINGER, N. (2018, Nisan 11). What You Don’t Know About How Facebook Uses Your Data. New York Times : https://www.nytimes.com/2018/04/11/Technology/Facebook-Privacy-Hearings.Html Adresinden Alındı
Solon, O. (2018, Mayıs 16). The Guardian. Cambridge Analytica Whistleblower Says Bannon Wanted To Suppress Voters: https://www.theguardian.com/Uk-News/2018/May/16/Steve-Bannon-Cambridge-Analytica-Whistleblower-Suppress-Voters-Testimony Adresinden Alındı
Soundararajan, S. (2016, Mart 22). How Social Media Companies Use Big Data. Datafloq: https://datafloq.com/Read/How-Social-Media-Companies-Use-Big-Data/1957 Adresinden Alındı
Soundararajan, S. (2016, Mart 22). How Social Media Companies Use Big Data. Datafloq: https://datafloq.com/Read/How-Social-Media-Companies-Use-Big-Data/1957 Adresinden Alındı
Tufekci, Z. (2017, Eylül 23). The New York Times. Facebook’s Ad Scandal Isn’t A ‘Fail,’ It’s A Feature: https://www.nytimes.com/2017/09/23/Opinion/Sunday/Facebook-Ad-Scandal.Html?_R=0 Adresinden Alındı
Wylie, C. (2019). Mindf*Ck: Cambridge Analytica And The Plot To Break America. Random House.