13 Mart 2011 tarihinde Bulgaristan Hak Ve Özgürlükler Hareketi Heyeti’nin Türkiye ziyaretinin İzmir ayağında BİLGESAM-Türkiye Uluslararası İlişkiler Çalışmaları Platformu (TUİÇ) adına gönüllümüz Ahmet Çetin katıldı. Toplantının ardından İzmir Avrasya Türkleri Derneği Genel Başkanı Mehmet Serbest ile Ahmet Çetin bir röportaj yapmıştır. Sayın Mehmet Serbest’e sorularımızı cevaplayıp, bize zaman ayırdığı için teşekkür ederiz.
AHMET ÇETİN: Bildiğiniz üzere 12 Şubat 2011 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından ilki iptal edilen müftülük seçimi için Bulgaristan’daki Müslümanları tekrar kongreye gitti. Büyük bir farkla Sayın Mustafa Aliş Hacı tekrar oylamadan birincilikle çıktı. Fakat yine Anayasa Mahkemesi tarafından Sayın Mustafa Aliş Hacı’nın müftülüğü tescil edilmedi. AB üyesi olan bir Bulgaristan’da böyle bir anti-demokratik hareketleri nasıl yorumluyorsunuz?
MEHMET SERBEST: 12 Şubat 2011’de Bulgaristan Müslümanlarının tekrar seçmiş olduğu Mustafa Aliş Hacı olağanüstü bir kongre düzenledi. 980 delege ve 1200 misafir katılım gösterdi. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus şudur: AB İnsan Hakları Komisyonu üst düzey yöneticileri kongreye katılım göstermişlerdir. Kongrede yapılan seçim sonucuna göre yine Mustafa Aliş Hacı Bulgaristan Türkü’nün tek yumruk olmasıyla en yüksek oyu almış ve seçilmiştir. Bu kongre esnasında Bulgaristan Hükümeti’nin desteklediği Nedim Gencev 30-40 kişilik bir grupla kendisi de bir kongre düzenlemiştir. Oylamaya bakıldığında Nedim Gencev ile Mustafa Aliş Hacı’nın oyları arasında çok büyük bir fark vardır. Ama ne acıdır ki AB’ye girmiş bir Bulgaristan, demokrasi var diyen bir Bulgaristan, hak ve hukuk var diyen Bulgaristan, bu kongreyi yine tescil etmemiştir. Bulgaristan Müslümanlarının seçmiş olduğu müftü Mustafa Aliş Hacı bu haksızlığı ve anti-demokratik hareketi AB İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımıştır. Türkiye Cumhuriyeti 2004 yılında Bulgaristan’ın NATO’ya girmesine yardımcı olmuşken, Bulgaristan Hükümetinin sergilediği bu tavrı kınıyoruz.
AHMET ÇETİN: 12 Şubat’taki kongreye Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov tebrik mesajı gönderdi. Fakat seçimi desteklermiş görünüp oylamada birinci olan Sayın Mustafa Aliş Hacı’nın müftülüğünü tescil etmediler. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
MEHMET SERBEST: Tebrik mesajı gönderilmesi siyasi bir oyundur, bir göz boyamadır. Bu hareketle Bulgaristan Türkü’nün kafası karıştırılmak istenmektedir. Bulgaristan Hükümeti bu hareketiyle büyük bir ayıp işlemiş ve demokrasi sınavında tekrar sınıfta kalmıştır. Şunu unutmayalım hata, hata ile düzeltilmez.
AHMET ÇETİN: Müftülük Krizi dikkat çeken başka bir nokta ise Sayın Mustafa Aliş Hacı’ya ait gayrimenkullere ve taşınmazlara, devlet destekli Nedim Gencev ve adamları el koydular. Bilindiği üzere ilk yapılan seçimin sonucunda müftülük binasını mühürlemişlerdi. Kişilik ve öz haklarına ve dahası Bulgaristan Müslüman halkına yapılan bu saldırılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
MEHMET SERBEST: Bu hareketleri hiç tasvip etmiyoruz. Bulgaristan’da demokrasi ve insan haklarının gelişimi açısından, müftülüğün kapısına vurulan zincirlerin hemen kopartılmasını istiyoruz ve halkın iradesiyle seçilen Mustafa Aliş Hacı’nın kabul edilmesini istiyoruz.
AHMET ÇETİN: Son olarak Bulgaristan, Uluslararası Azınlık Antlaşmaları ve Lozan Barış Antlaşması’nı uygulamamaktadır. Türkiye, halkının %9’u Türk olan Bulgaristan’da, Müslüman halka karşı yapılan bu haksızlıklara sessiz kalmamalıdır. Bu doğrultuda Türkiye’den beklentileriniz nelerdir?
MEHMET SERBEST: Zaten Türkiye bu konuda çok duyarlıdır. Ve her zaman Bulgaristan’da yaşayan Müslümanların yanında yer almıştır. Gereken desteği vermektedir. Ama tüm bu çalışmalar yetersiz kalmıştır. Çünkü Nedim Gencev ve adamları bu gücünü sadece Bulgaristan’dan değil AB’den de destek alıyor. Bence bu önce planlanmış bir senaryodur. Şu anda bu senaryo sahneden oynanmaktadır.
Ahmet ÇETİN
Ege Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü