Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünya emekçi kadınlarının kutladığı uluslararası bir gündür. Türkiye’deki sosyalist çevreler bu günü “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” adıyla kutlama taraftarıdırlar.1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı’nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı tüm kadınları için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921′de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960′lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler’in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York’ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984′ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya başlandı.
Kısaca Dünyada ve Türkiye’de gelişim süreçlerini incelediğimizde herhalde dünyada kadınlar günü ile ilgili bir kutlamanın geçicide olsa engellendiği tek ülke Türkiye. Bugünü aslında kadın-erkek arasındaki eşitlikten, şiddetsizlikten ve hakların eşit bir biçimde dağıtıldığı bir durumdan bahsetmek isterdim fakat bu olmuyor.8 Mart’ta konuştuğumuz konu kadına uygulanan şiddet, eşitsizliktir. Kadına uygulanan şiddeti maalesef ki her gün televizyonlarda, gazetelerde görüyoruz. O kadar çok görüyoruz son 7 ayda 245 kadın öldürüldü, 478′i tecavüze, 722′si ise tacize uğradı. Bu rakamlar son 7 yıla göre uyarlandığında ise kadına yönelik şiddet %1400 artış göstermiştir. Katledilen bir kadın… Katleden yine bir erkek….Her gün ülkemizin şurasında, burasında birkaç kadın töre cinayetlerine, karşılıksız aşk ve kıskançlık cinayetlerine, kadının tek taraflı ayrılma isteğine tahammülsüzlük cinayetlerine kurban gidiyor. Ne oldu da kadın “infazları” bu kadar arttı? Kadınların “ayrılma hakkı”nı kullanmak istemelerini kendi canlarıyla ödemeleri erkeklerin tahammülsüzlük sınırlarının ne kadarda düştüğünün göstergesidir. Tarih boyunca kadınlar, kendilerine biçilen role uyum sağlayamadıkları için deliren, akıl hastanelerinde çürüyen, intihar eden, cadı diye yakılan, lanetli diye aforoz edilen hemcinslerinin yanına gittiler. Birer özgürlük şehidi olarak…7 ayda 245 kadın öldürüldü, 478′i tecavüze, 722′si ise tacize uğradı.
Şiddet hiç durmuyor son bir ayda yaşanan olaylar:
22 Şubat: 44 yaşındaki Özlem Yılmaz, üç yıllık eşi tarafından boğazından bıçaklandı, ağır yaralandı.
23 Şubat: Mersin’de Saime B.’yi dini nikâhlı olarak yaşadığı Mustafa Ç. öldürdü.
23 Şubat: İstanbul’da da Arzu Odabaşı ayrı yaşadığı eşi tarafından tabancayla vuruldu.
24 Şubat: Adana’da Semiha K., boşanma davası açtığı kocası tarafından öldürüldü.
25 Şubat: Maltepe’de iki çocuk annesi Şehri Filiz, sevgilisi Tarık E. tarafından öldürüldü.
28 Şubat: Antalya’da Tuğba Dilek ayrılmak istediği kocasınca öldürüldü.
1 Mart: Mersin’de 19 yaşındaki Hatice Fırat, ağabeyi tarafından öldürüldü. Karar ‘aile meclisince’ alınmıştı.
2 Mart: Bartın’da Nilgün Usta, sevgilisi olduğu söylenen Ahmet Unutur’ca öldürüldü.
Şiddete Uğrayanların Yol Haritası
155 ‘Polis İmdat’ ya da ‘156 Jandarma’ hattını arayın. 7 gün 24 saat hizmet veren 0212 656 96 96/ 0549 656 96 96 numaralı, Hürriyet gazetesinin Aile içi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı arayın. Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattını arayın. Baroların ‘şiddete uğrayan kadınlarla ilgili’ birimleri var. Bulunduğunuz ilin barosundan bu numaraları alabilirsiniz. Belediyelerin de kadın danışma merkezleri bulunuyor. Bu merkezlerden ücretsiz psikolojik, tıbbi ve hukuksal destek alabilirsiniz.
Aile içi şiddet sadece bir ‘aile meselesi’ değil, bir suç. Aile içinde şiddete uğrayan bir tanıdığınıza, şiddet uygulanıyorsa, şiddete şahit olursanız ya da çığlıkları işitiyorsanız; Polis 155 ya da 156 jandarmayı arayabilirsiniz. En yakın savcılık veya aile mahkemesine olayı ihbar ederek tedbir alınmasını isteyebilirsiniz.
Eşit Temsil için 275 Kadın
22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri öncesinde “Meclise girmek için erkek olmak şart mı?” diye sorup “bıyıklı kampanya” yapan KA-DER bu seferde gerçek demokrasi, eşit temsil ve yeni bir anayasası için mecliste 275 Kadın araıyor. Bu kampanya ile birlikte daha demokratik ve gerçekten eşit temsil ile yönetimde bulunmak istemektedirler. Mecliste bulun partilere iktidar olma düşüncesiyle kadın milletvekilleri bulunur. Bununda basit açıklaması ise Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanının bir kadın olması düşüncesi ile her partinin bir bakanlık için kadın milletvekili bulunur. Bence bu yetmez mecliste eşit bir biçimde temsil hakkı gerekmektedir. Mecliste “275 Kadın” projesinde toplumun tüm katmanları tarafından desteklenmesi gerekir.
Son olarak ise öncelikle beni dünyaya getiren Annem’in Kadınlar Gününü kutlarım. Ailemdeki tüm kadınların, aile dışındaki kadın arkadaş, dost ve kardeşim olarak gördüğüm, tüm eski sevgililerim ve son olarak hayatıma girecek olan tüm kadınların Kadınlar Günü kutlu olsun. Eklemek istediğim son kutlama mesajı ise ileride hayatıma girecek gelecekteki Hayat Arkadaşım’ın ve olursa Kızım’ın şimdiden Kadınlar günü kutlu olsun…
Ömer Alper Dalak
İstanbul Ticaret Üniversitesi
http://www.radikalgenc.com/toplum/kadin/bugun-8-mart-dunya-kadinlar-gunu