Bu Eğitim Sistemi İle Mi?

Türkiye’de gençler ömrünün 20 – 25 yılını eğitime ayırıyor. Takdir edersiniz ki, bu zaman dilimi insan ömrünün önemli bir kısmına tekabül etmektedir. Nitekim bu kadar okuyan bir genç bu eğitimin sonunda ne iş yapacağına bilemez bir şekilde okulundan mezun oluyor. Maalesef, şurada bir gerçek var ki, o da mevcut eğitim sisteminin yeni işsiz orduları doğurmaktan başka bir şeye yaramadığı gerçeğidir.

Şunu iyi bilmek gerekir. Tek tip, ezberci sistemde olan eğitim artık seksenlerde kaldı. Bu eğitimi günümüzün bilgi bilişim çağında olmazsa olmaz gibi dayatırsanız. Ne ekonominiz büyür ne de ülkeniz kalkınır. Gençler bu ülkenin geleceğidir. Onları en iyi şekilde donatmak zorundayız.

Ne var ki, üniversitelerimizdeki akademisyenlik mantığı bile sadece derse girip çıkmaktan yani 8- 17 çalışmaktan öteye gitmiyor. Sistemde bunu teşvik ediyor. Bir akademisyenin isminin önündeki ünvanlar sadece kendisini ilgilendirir. Eğer bulunduğu şehre, topluma veya ülkeye; projeleri ve fikirleri ile bir değer katamamışsa o zaman bir anlam ifade etmez.

Ben her zaman söylerim. Akademisyen ile memur arasında bir fark olması gerekir. Diğer bir hususta Anadolu’ya gittiğim de şu sıkıntıyı hep görüyorum. Üniversite ve şehir iki ayrı dünya, biri birilerinden haberleri bile yok. Şehirlerimizde üniversitelerin kurulma nedenlerinden biriside, üniversitenin; O şehrin alt yapısına, mimarisine, kültürüne, sanatına, kalkınmasına katkı sunması, beklentisidir. Bu böyle olmuyorsa orada da bir yanlış var demektir.

Üniversitelerimizde gençlerimizin önünü açmak gerekir. Daha genç yaşlarda Steve Jobs’lar, Mark Zuckerberg’ler Amerika’da muhteşem şirketler yarattılar. Bizdeki algıda sen ne anlarsın mantığı, peki, sormak isterim bu yenidünyayı bu gençler anlamayacakta kimler anlayacak?

TEŞEKKÜRLER…

Geçtiğimiz günlerde Kocaeli Genç Girişimciler Kulübü’nün düzenlemiş olduğu ‘‘Girişimcilik Nedir?’’ Konulu konferansa ve Giresun Üniversitesi’nin Gençlik Projeleri Topluluğu’nun düzenlemiş olduğu ‘‘Yeni Nesil Girişimcilik’’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldım.

Çalışmalarda emeği geçen girişimci ruhlu arkadaşlara teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki, bu tür konferans, seminer ve panellerin artmasıyla öğrencilerimizin bilinçaltında girişimcilik kültürü ve düşüncesi daha çok yerleşmiş olacak. Bu vesile ile gençlerimiz nasıl girişimci olabileceklerini öğrenmiş olacaklar. Belki de kendi başarı hikâyelerini yazacaklar.

Remzi DURMUŞ

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...