ÖZET:
Bu çalışmada Dayton Barış Antlaşması neticesinde antlaşmanın “sivil yönlerinin uygulanmasını” denetlemekten sorumlu Yüksek Temsilcilik Ofisinin (YTO) görev ve yetkilerinin neler olduğu açıklanmaya çalışılacaktır. Aynı zamanda bu görev ve yetkiler bağlamında Yüksek Temsilciliğin antlaşmanın sivil alanda barışın sağlanmasını denetlemede ne derece başarılı olduğu irdelenmeye çalışılacaktır. Bosna Savaşı sonrasında bölgenin tekrardan ihyasında ve Bosna’da kurumsallık inşasının sağlanması açısından uluslararası toplumun rolü ve faaliyetleri oldukça önemli bir yer tutmuştur. Günümüzde Yüksek Temsilcilik Ofisi bölgede uluslararası toplumu temsil eden en başat aktörlerden bir tanesi olarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Bu çalışmada ele alınan konu dört ana başlık altında incelenmektedir: Dayton Barış Antlaşması süreci ve Yüksek Temsilcilik Ofisi’nin kurulması, YTO’nun görev ve yetkileri, YTO’nun Bosna-Hersek siyasal sistemi içerisindeki rolü, YTO’nun sivil alanda barışı denetleme konusundaki başarısının değerlendirilmesi.
Anahtar Kelimeler: Bosna-Hersek, Dayton Barış Antlaşması, Müdahale, Uluslararası Toplum, Yüksek Temsilcilik Ofisi (YTO)
ABSTRACT:
This article aims to analyze the functions and powers of the Office of High Representative (OHR), which is responsible for the implementation of the civil aspects of the Dayton Peace Agreement. At the same time, in the context of these functions and powers, it will be tried to understand the degree to which the OHR has succeeded in overseeing the provision of peace in the civilian field. After the Bosnian War, the international community’s role has been rather influential in recovering Bosnia and Herzegovina. In today’s world, the Office of High Representative has been holding to obtain one of the most important actors representing the region’s international community. In this study, the topic is examined under four main topics: the Dayton Peace Agreement process and the establishment of OHR; the functions and powers of the OHR; the role of the OHR in the counter administration; and the evaluation of the competence of the OHR in controlling peace in the civil field.
Keywords: Bosnia and Herzegovina, Dayton Peace Agreement, Intervention, International Community, Office of the High Representative (OHR)
1. Giriş
Bosna-Hersek Yüksek Temsilciliği veya Yüksek Temsilcilik Ofisi (Office of the High Representative / YTO), Bosna Savaşı’nı sonlandıran ve bilahare Dayton Barış Antlaşması adını alan Barış için Genel Çerçeve Antlaşması’nın “sivil yönlerinin uygulanmasını” denetlemekten sorumlu ad hoc niteliği taşıyan uluslararası bir kurumdur. Bölgede savaş sonrası yerleşik ve istikrarlı bir barış sağlamak amacıyla uluslararası toplum nezdinde oluşturulmuş ve Bosna-Hersek genelinde faaliyet göstermesi öngörülmüştür.
Uluslararası toplum tarafından Yüksek Temsilcilik Ofisine, savaş sonrası koşullarda yeni kurulan devlet yapısı içerisinde sivil otoritenin oluşması, kamu dairelerinin yapılanması, ülke içerisindeki farklı siyasi aktörler ve sivil toplum kuruluşları veyahut çeşitli sivil örgütler arasındaki dengeyi kurmak, ilişkileri denetlemek ve koordine etmek gibi birtakım görev ve yetkiler tanınmıştır. Yüksek Temsilciliğin bu görev ve yetkilerini güçlü bir biçimde kullanması nedeniyle Bosna-Hersek siyasetinde etkin bir rol oynamaktadır. Dayton sonrası Bosna’daki anayasal düzen ülkenin “kurucu halkları” olarak kabul edilen Boşnak-Hırvat ve Sırplar arasında parçalanmıştır. Bu durum ülkede siyasal anlamda bazı sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. İç ve dış politikaların oluşmasında kimi zaman uzlaşma sağlanamıyor ve köklü reform değişikliklerine gidilemiyordu bu gibi sistemi durma noktasına getiren olumsuz koşullarda YTO’ya üst düzey bir müdahale yetkisi tanınmaktadır. Uluslararası topluluğun vekili olan YTO, Bosna-Hersek’teki tıkanıklıkların giderilmesinde ve barışın sivil alanda uygulanabilmesi bağlamında önemli roller oynamıştır.
YTO, Bosna’daki barışın uzun vadede korunması, radikal milliyetçi partilerin ağırlıklı destek gördüğü ülkede etnik gerginliğin hafifletilmesi, savaş sonrası mültecilerin bir kısmının geri dönmesi ve terk edilmiş gayrimenkullerin sahiplerine geri verilmesi gibi konularda çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Yetki gücünü Dayton Barış Antlaşmasından alan temsilcilik herhangi bir bağımsız kurumun denetimine tabii değildir ve Bosna-Hersek’in bütün sivil-demokratik kurumları üzerinde sınırsız yetki sahibidir. Bu yetkiler sayesinde üst düzey siyaset veyahut kamu kadrosunda bulunan isimleri dahi; cumhurbaşkanı, yargıç, belediye başkanı gibi görevden azledebilir. Bu durum Bosna-Hersek’in egemenlik sahasını sınırlandırırken devletin siyasi otoritesini de ciddi anlamda zedelemektedir. Yargı sisteminin askıya alınması, seçilmiş ve atanmış kişilerin tasfiyesi ve demokratik sürecin göz ardı edilmesi ülkenin demokratikleşmesine ve egemenlik hakkına keskin bir darbe vurmaktadır. Yüksek temsilcilik ofisi, bu anlamda gerek yurtiçi kaynaklı gerekse yurt dışındaki hükümetlerce ve uluslararası kuruluşlarca eleştirilmekte ve YTO’nun sivil anlamda barışı sürdürmesi gereken görevini ifa ederken kimi zaman iyi niyet ilkesine aykırı davrandığı ifade edilmektedir. Ancak bunların yanı sıra ifade etmek gerekir ki; etnik gruplar arasındaki hassas dengenin korunması ve barışın istikrarı için bölgede Yüksek Temsilcilik Ofisi’nin varlığı oldukça önemlidir.
2. Dayton Barış Antlaşması Süreci ve Yüksek Temsilcilik Ofisinin Kurulması
Bosna Savaşı’nı bitirmek için Kasım 1995’te ABD’nin Dayton kentinde taraflar arasında uzlaşma sağlanmış ve 14 Aralık 1995’te Paris’te Barış için Genel Çerçeve Antlaşması (Dayton Barış Antlaşması) adı altında Bosna-Hersek, Hırvatistan ve YFC Cumhurbaşkanları tarafından bir barış antlaşması parafe edilmiştir. İmzalanan antlaşma dahilinde barışın sağlanması ve bunun denetlenmesi amacıyla birtakım uluslararası kurumların oluşturulmasına karar verilmiştir. Yüksek Temsilcilik Ofisi bu antlaşma neticesinde, hemfikir olunan barış çözümünün tüm sivil yönlerine tarafların tam olarak uymalarını sağlamak amacıyla kurulmuştur.
YTO’nun statüsü, personeli ve finansmanı hakkındaki ayrıntılar ise Dayton Barış Antlaşması’nın Ek-10’u uyarınca belirlenmiştir. Diplomatik misyon statüsüne sahip uluslararası bir kurumdur. Barışı Uygulama Konseyine mensup ülkelerin hükümetleri tarafından geçici olarak görevlendirilen diplomatlardan, doğrudan işe alınan uluslararası personelden ve Bosna-Hersek özelinde işe alınan ulusal personelden oluşmaktadır. YTO’nun finansman fonları ise Barışı Uygulama Konseyi tarafından tahsis edilmektedir. 2020/2021 dönemi için öngörülen bütçe 5,327,627 Euro’dur. Bütçenin yarısından fazlası Avrupa Birliği tarafından sağlanmaktadır, ikinci sırada finansman olarak ABD var iken üçüncü olarak ise Japonya hükümeti yer almaktadır. YTO, Birleşmiş Milletler’in bir organı değildir ancak ona bağlı olarak kurulması öngörülmüştür (Karin, 2005, s. 210). Bosna-Hersek’te savaşı bitiren Dayton Barış Antlaşmasının imzalanmasının ardından Aralık 1995’te Londra’da antlaşmaya uluslararası destek oluşturmak maksadıyla Barışı Uygulama Konferansı toplanmıştır. Konferansta BM’nin 1995/1029 No’lu kararı ile Barışı Uygulama Konseyi’nin (BUK) kurulmasına karar verilmiştir. Konsey, 55 ülkeden ve çeşitli uluslararası örgütlerden oluşmaktadır.
Yüksek Temsilci, Barışı Uygulama Konseyi Yürütme Kurulu tarafından seçilir ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylanır. Resmi tanıma göre ise görevi Bosna-Hersek halkıyla ve uluslararası toplumla beraber ülkenin Avrupa ile bütünleşmesi yolunda barışçıl ve istikrarlı bir devlet olması için çalışmaktır. Yüksek Temsilci aynı zamanda uygun görülmesi halinde Avrupa Birliği’nin (AB) Özel Temsilcisi görevini de üstlenebilmektedir. 26 Mart 2009 tarihinden beri Yüksek Temsilcilik görevinde Avusturyalı diplomat Valentin Inzko yer almaktadır. Johann Sattler ise Eylül 2019’dan beri AB Bosna-Hersek Özel Temsilcisi olarak görev almaktadır. Yüksek Temsilcilik Ofisinin merkezi başkent Saraybosna’da bulunmaktadır.
3. Yüksek Temsilcilik Ofisinin Görev ve Yetkileri
Dayton Barış Antlaşması Ek-10’un (Barış Antlaşmasının Sivil Uygulaması Hakkında Antlaşma) II. maddesinde Yüksek Temsilcilik Ofisinin görev ve yetkilerinin neler olduğu kapsamlı bir şekilde ifade edilmektedir, bunlar; antlaşmanın sivil alanda uygulanmasını denetlemek için antlaşmanın tarafları ile yakın ilişki içerisinde olmak ve sivil örgütlerin faaliyetlerini denetlemek ve koordine etmektir. Yüksek Temsilcilik faaliyet gösterdiği bölgelerdeki siyasi erkin özerk yapısına saygı gösterirken, antlaşmanın uygulanması ve barışın korunması konusundaki nihai otoritesini kullanarak ortaya çıkan sorunları çözmelidir. Aynı zamanda ülkeye mali yardımda bulunan örgütlerin ve devletlerin toplantılarına katılmak ve barış antlaşmasının uygulanması ve ülkenin durumu hakkında düzenli olarak BM, AB, ABD ve Rusya Federasyonu’nu ayriyeten diğer ilgili hükümetlere, partilere ve kuruluşlara kaydedilen ilerleme hakkında periyodik olarak rapor vermek de görev ve yetkileri arasında bulunmaktadır. Son olarak bir diğer görevi ise ihtiyaç duyulan durumlarda BM Uluslararası Polis Gücüne rehberlik etmektir.
Antlaşmanın onuncu ekinde tanımlanmış bu görev ve yetkiler dahilinde Bosna-Hersek Yüksek Temsilciliğinin uluslararası toplumu temsilen ülkede bulunduğu ve barışı sağlamak konusunda sınırsız bir otoriteye sahip olduğu net bir şekilde anlaşılmaktadır. Antlaşmanın ilgili maddelerinin yorumu ve hayat geçirilmesi YTO’nun inisiyatifine bırakılmış durumdadır.
Bosna-Hersek’in devletleşmeye yeni adım attığı, Yugoslavya’nın dağılışı ve Bosna Savaşı sonrası dönemde ülke içerisinde otoriter bir uluslararası kurumun varlığı oldukça önemlidir ve ülkenin siyasal sistemini anlama konusunda dikkat edilmesi gereken bir unsurdur. YTO’nun görev ve yetki sahasından tarihsel süreç içerisinde birtakım revizyonlara gidilmiştir. YTO’nun Bosna-Hersek’in siyasi yaşamına katılımı Barış Uygulama Konseyi’nin gereklilikleri ve ihtiyaçlarına cevap verme doğrultusunda zaman içerisinde değişmiş ve gelişmiştir. Barış Uygulama Konseyi’nin Aralık 1997 tarihli Bonn toplantısında; Yüksek Temsilcilik Ofisine, yasal yükümlülüklere ve Dayton Barış Antlaşmasına uymayan seçimle gelmiş olanlar da dahil olmak üzere tüm kamu görevlilerini görevden alma yetkisi verilmiştir. Aynı zamanda devletin ilgili kurumlarının ihtiyaç duyulan yasaları yapmaması veyahut uygulamaması gibi durumlarda YTO’ya yasa yapma ve yol gösterme yetkisi tanınmıştır. Bu durum ciddi bir yetki artırımı olarak kabul edilir. YTO’nun 1997’de genişletilen bu yetkileri literatürde “Bonn Powers” (Bonn Yetkileri) olarak adlandırılmaktadır. Bu yetkiler eski Yüksek Temsilci Wolfgang Petrisch tarafından 2000 yılında çıkarılan bir karar ile daha da ileri seviyeye taşınmıştır.
Bosna-Hersek’te görev yapmış çeşitli Yüksek Temsilciler bu olağanüstü Bonn yetkilerine yaklaşık 150 kez başvurmuştur. Örnek vermek gerekirse; 1999-2002 yılları arasında görev yapmış Yüksek Temsilci Wolfong Petrisch, Bonn yetkisini kullanarak ülkede üçüncü bir Hırvat etnisitesini oluşturmaya çalıştığı gerekçesi ileri sürülerek 7 Mart 2001’de Hırvat asıllı Ante Yelaviç’in Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığındaki üyeliğine son vermiştir. Yüzlerce atanmış veya seçilmiş görevlinin de Yüksek Temsilcilik tarafından görevlerine son verilmesi bunun bir başka örneğidir. Doğrudan müdahaleciliğin diğer bir örnek ismi ise 2002-2005 yılları arasında görev yapmış Yüksek Temsilci Lord Paddy Ashdown’dur. 2000’lerin başı Bonn yetkilerinin kullanılmasının zirveye ulaştığı bir dönem olmuştur. Ashdown, AB’nin ve uluslararası toplumun Bosna’daki işleyiş konusunda yeterince görev almadığından yakınmış ve bu doğrultuda ülkenin siyasal sisteminde fazla etkin ve müdahaleci bir tavır takınmıştır. Aynı zamanda Ashdown, siyasetçi Milorod Dodik’in milliyetçi ve ayrılıkçı yaklaşımını uluslararası toplumu yıldırmaya yönelik bir girişim olarak nitelendirmiştir (Ashdown, 2009).
YTO’nun Bosna-Hersek içerisindeki demokratik kurumların etkinliği üzerinde sınırsız bir denetim otoritesine sahip olmasının getirdiği birtakım avantajlar ve dezavantajlar olduğunun altını çizmeliyiz. İlerleyen bölümlerde bu denetim mekanizmasının değerlendirmesini ayrıntılı bir biçimde ele alacağız.
4. Bosna-Hersek’in Siyasal Sistemi İçerisinde Yüksek Temsilcilik Ofisinin Rolü
Bosna-Hersek Yüksek Temsilciliği, barış antlaşmasının sivil olarak uygulanmasına ve yorumlanmasına ilişkin bütün kurumların üzerine yerleştirilmiş nihai bir otorite olarak kabul edilmektedir (Dayton Barış Antlaşması Ek- 10, Madde 5). Temsilcilik, barış sürecinin başlangıcında savaş zamanının parti liderlerini bir araya getirme konusunda arabuluculuk rolünü üstlenmiştir. Barış sürecinin gerekliliklerinden olan bir dizi oturuma arabulucu olarak başkanlık etmiştir. Sonrasında devlet sisteminin ve kamu tüzel kişiliklerin oluşturulmasında ve istikrarın sağlanmasında aktif bir rol oynamıştır. Ekonomik anlamda savaşın getirdiği tahribatı düzenlemek için Dünya Bankası/Avrupa Konseyi tarafından verilen 5,1 milyar dolarlık mali yardım Yüksek Temsilciliğin denetiminde kullanılmıştır. Aynı zamanda kuruluşundan itibaren ülkede hukukun üstünlüğünü tesis etmeye odaklı koruyucu bir rol üstlenmiştir ve halihazırda ekonomik ve siyasi reform yapma yetkisini de bünyesinde bulundurmaktadır. Buradan yola çıkarak temsilciliğin ülke içerisinde sadece gözlemci bir statüde olmadığını aynı zamanda faal ve üst düzey bir siyasal kurum haline geldiğini söyleyebiliriz.
Bununla birlikte pratikte Yüksek Temsilcilik Ofisi, Dayton Barış Antlaşmasının öngördüğünün aksine kolaylaştırıcı olarak hareket etmemektedir. YTO’nun ulusal karar alma süreçlerindeki etkin rolü, ulusal egemenliği yıpratan ve çoğunlukla mevcut yönetimin meşruiyetini zedeleyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Net bir şekilde ifade etmek gerekirse YTO’nun Bosna-Hersek’in devlet egemenliğini tehlikeye düşürmesine neden olan baskın bir rolü vardır. Yüksek Temsilcilik Ofisinin üstlendiği arabuluculuk rolü ve müdahaleci tavır Bosna-Hersek devletinin güçlenmesi ve ülkede birliğin sağlanması açısından vazgeçilmez bir unsurdur; ancak bu müdahale ulusal karar alma süreçlerinin zarar görmesi ve ulusal kurumların etkinliğini azaltması anlamında olumsuz bir nitelik taşımaktadır. Savaş sonrası kırılgan bir devlet yapısı üzerinde denetleyici bir güç olarak kurulmuştur ve bu anlamda “uluslararası toplumun himaye rejiminin somut bir kurumu” olarak görülebilir. Uluslararası toplumun oluşturduğu bu otoriter himaye rejimi savaş yorgunu olan zayıf devlet kurumlarının daha da zayıflamasına neden olmuştur (Bieber, 2002:213). Barışı Uygulama Konseyi’nin YTO’yu denetlemekte pasif kalması ve YTO’nun herhangi bir hesap verme sorumluluğu olmaksızın ülke siyasetine doğrudan müdahale etmesi Bosna-Hersek’in siyasal sistemini yıpratan bir durumdur.
Bosna Savaşı sonrasında uluslararası toplumun rolü Yüksek Temsilcilik Ofisinin kurulmasıyla beraber kurumsallaşmıştır. Uluslararası toplumun bu hakim rolü ülkede barışın sürdürülebilir olması açısından önemli bir caydırıcı güçtür. Milliyetçi partilerin radikal tutumları Yüksek Temsilciliği araya girmesiyle eylem anlamında bir girişime kalkışılmada bertaraf edilmektedir. Sonuç olarak Yüksek Temsilcilik Ofisinin, Bosna-Hersek içerisinde iç ve dış politikalarda ve sivil uygulamalarda hakim bir otoritesi olduğunun ve etkin bir rol oynadığını ifade edebiliriz.
5. Yüksek Temsilcilik Ofisinin Sivil Alanda Barışı Denetleme Konusundaki Başarısının Değerlendirilmesi
Mevcut uluslararası sistem içerisinde benzeri olmayan şahsına münhasır (sui generis) bir devlet yapılanmasını beraberinde getiren Dayton Barış Antlaşması, Bosna-Hersek’in siyasal düzenini ve iç dinamiklerini anlamamız konusunda oldukça önemlidir. Barışı sağlama konusunda başarılı olan bu antlaşma, bir devlet kurmak anlamında son derece başarısızdır (Ashdown, 2009). Birbirleriyle savaşmış üç etnik grubun yeniden bir arada yaşamasını, siyasal düzenin kurulmasını ve Bosna-Hersek’in tüm kurumlarıyla işlemesini amaçlayan Dayton Barış Antlaşması’nın “sivil yönlerinin uygulanmasından” sorumlu olan Yüksek Temsilcilik Ofisi (YTO) kimi zaman eleştirilerin odağında bulunmaktan kendisini koruyamamıştır. Peki Bosna-Hersek’teki en güçlü uluslararası kurum olarak nitelendirilen YTO, üstlendiği sorumluluğu yerine getirmede ve barışın sivil alandaki istikrarının korunmasında ne derece başarılıdır?
YTO’nun meşruiyeti ve üzerindeki denetim yoksunluğu bir yana, gösterdiği çeşitli faaliyetler ışığında Bosna-Hersek içerisinde barışı koruma noktasındaki başarısı değerlendirilebilir. Yüksek Temsilciliğin, seçilmiş de olsa görevlileri yerinden alma yetkisinin milliyetçi partilerin ılımlaşmasına yol açtığı ve radikal politikalarından caydırdığı ifade edilirken (Manning, 2004:60), öte yandan bu müdahaleci ve otoriter tutumun Bosna siyaseti için son derece tehlikeli olduğu ileri sürülmektedir. Bu tartışmalı müdahaleci tavır konusunda Bosnalıların ve diğer uluslararası toplum üyelerinin bu konuda ne düşündüğüne bakmakta fayda var.
Yerel görüşlerle dair en dikkat çeken nokta “Yüksek Temsilcilik Ofisinin mevcut sorunların çözümü” olarak düşünülmesidir. “Bunun en temel sebebi ise vatandaşların siyasi partilere duyduğu derin güvensizlikten kaynaklanmaktadır” (Rüma, 2008). Ülkedeki siyasi partilerin neredeyse tamamı milliyetçi bir temel üzerine kurulmuştur. Bosna’daki milliyetçi kimliğin ön planda tutulduğu parti ideolojileri Lübnan siyasal sisteminin sahip olduğu mezhep temelli parti oluşumuna benzer nitelikte ayrıştırıcıdır. Yüksek Temsilciliğin sosyal ve ekonomik anlamda yaptığı işler ve reformlar halkın takdirini kazanmaktadır. Bu bağlamda YTO’nun son zamanlarda siyasetten uzak durma politikasının ona avantaj kazandırdığını söyleyebiliriz. Çünkü siyasetin ülkedeki başlıca sorun olduğu fikri halk tabanında oldukça yaygın bir kanıdır. Yüksek Temsilcilik Ofisi, istihdam, ekonomi, eğitim, sağlık ve daha pek çok konuda halk tabanından gelen talep ve arzuların öncelikli iletildiği yerlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Buradan yola çıkarak ifade edebiliriz ki yerel aktörler ve halk, seçilmemiş bir uluslararası otoritenin Bosna-Hersek siyasetindeki yerini kabullenmiş ve onu meşru görmüştür. Yerel siyasi kurumlar ve siyasetçiler ise YTO’nun meşruluğu sorgulamıyor fakat kendilerine saygı gösterilmesi ve gündelik siyasete bu kadar müdahale edilmemesi gerektiğini ifade ediyor.
Sonuç olarak Bosnalılara göre; Yüksek Temsilcilik Ofisinin başarısız sayılmayan bir eksende değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Halihazırda uzlaşmacı siyasetin sürdürülmesi ve ülkenin normalleşmesi açısından YTO’nun varlığının devam etmesine dair hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunda hakim bir görüş vardır. YTO’nun siyasal sistemin tıkandığı noktalarda ve uyuşmazlık anlarında yetkilerini kullanması üçüncü bir çıkış yolu olarak görülmektedir. Ancak ülkenin kendi kendini yönetebilmesine fırsat verilmemesi akıllarda soru işareti bırakan bir noktadır. Eleştirilerin odağı YTO’nun varlığına dair değil, yetkilerini ne şekilde ve nasıl kullanması gerektiği üzerine yoğunlaşmıştır. Bu durumdan da anlaşılacağı gibi ulusal otoriteler ve halk YTO’nun müdahalesinin gerekliliği konusunda hemfikir gözüküyor. YTO ülkede varlığını sürdürdükçe uluslararası toplumun müdahaleci ve otoriter yapısı Bosna siyaseti için olumlu olduğu kadar olumsuz da bir tecrübe olmaya devam edecektir.
6. Sonuç
Yüksek Temsilcilik Ofisi kurulduğu 1995 tarihinden bu yana zaman içerisinde Bosna-Hersek siyasetinde kurumsal bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Bonn yetkilerini kullanması ve milliyetçi gruplara karşı sert önlemler alması YTO’nun görev ve yetkilerinin değerlendirilmesi açısından önemlidir. YTO, ülkede refahın sürmesi açısından arabulucu kurumların başında gelmektedir. Aynı zamanda Yüksek Temsilcilik Bosnalıların sosyal, ekonomik, politik gibi çeşitli alanlardaki taleplerini ilettikleri uluslararası bir statüyü de temsil etmektedir. Adeta ülke içinde bir şikayet mercii rolünü üstlenmiştir. Yüksek Temsilciliğin Bosna’da seçilmiş siyasiler de dahil olmak üzere pek çok kamu görevlisini görevden alma yetkisine sahip olması Bosna-Hersek devlet yapısının işlevselliğine ket vuran ve sınırlandıran bir durumdur. Öte yandan sivil alandaki kamu kurum ve kuruluşları ve personelini Dayton Barış Antlaşması’nın yükümlülüklerine bağlayan caydırıcı bir otorite olarak görülmektedir. Dayton sonrası YTO’da somutlaşan uluslararası müdahale merkezi devletin yapılanması ve ülkenin birliği için vazgeçilmez görünüyor; ancak bu müdahale ulusal karar alma süreçlerinin ve ulusal kurumların önemini azaltarak halkın gözünde iktidarın ve kamu kurumlarının prestijinin düşmesine ve dolayısıyla da Bosna-Hersek’in egemenliğini yıpratarak meşruiyetinin zedelenmesine sebep oluyor.
Elifnur Ayhan
Balkan Çalışmaları Staj Programı
Kaynakça
Bağcı, H. (1994). Bosna Hersek: Soğuk Savaş Sonrası Anlaşmazlıklara Giriş. DTCF Dergisi, 16, 257-279.
BBC. Geleceğini Arayan Ülke: Bosna-Hersek. 25 Ocak 2021 tarihinde http://www.bbc.co.uk/turkish/specials/1755_bih_future/page8.shtml adresinden erişildi.
Chandler, D. (2000). Bosnia: Faking Democracy After Dayton, London: Pluto Press.
Dalar, M. (2008). Dayton Barış Antlaşması ve Bosna-Hersek’in Geleceği. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1, 91-119.
Deniz, E. (2013), Bosna-Hersek’in Karmaşık İdari Yapısı. TUİÇ Akademi. 21 Ocak 2021 tarihinde, https://www.tuicakademi.org/bosna-hersekin-karmasik-idari-yapisi/ adresinden erişildi.
Ekinci, M. U. (2014). Bosna Hersek Siyasetini Anlama Kılavuzu. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Yayınları, No.45.
GFAP, Annex 10. Agreement on Civilian Implementation. 26 Ocak 2021 tarihinde, www.ohr.int adresinden erişildi.
Jelavich, B. (2006). Balkan Tarihi, Cilt 1, 18-19.yy, İstanbul: Küre Yayınları.
Kapiç, Z. & Gül, K. (2019, Aralık 12). Bosna-Hersek Yüksek Temsilci İnzko: Türkiye Balkanlarda bir istikrar unsurudur. Anadolu Ajansı. 20 Ocak 2021 tarihinde, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bosna-hersek-yuksek-temsilcisi-inzko-turkiye-balkanlarda-bir-istikrar-unsurudur/1678228 adresinden erişildi.
Latif, D. (2006). Etnik Çatışma Sonrası Barış İnşası Ne Kadar Mümkün? Dayton Sonrası Bosna ve Hersek. Kıbrıs Yazıları, Sayı 3/Yaz-Güz, 126-129.
Maktouf & Damjanovic, Bosna-Hersek Davası. (Başvuru no. 2312/08 ve 34179/08). 26 Ocak 2021 tarihinde https://avukatlarasor.net/q/maktouf-ve-damjanovi-bosna-hersek-davasi-basvuru-no-231208-ve-3417908 adresinden erişildi.
Özkan, B. (2014). Bosna’da Kalıcı Barış Mümkün mü?, Bilge Strateji, 6, 63-84.
Rüma, İ. (2008). Uluslararası Toplum ve Egemenlik: Bosna Hersek Örneği. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 63, 238-268.
Semercioğlu, H. (2017). Bosna-Hersek’te Yaşanan Boşnak-Sırp Çatışmasının Analizi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 16, 1341-1356.
Stathis, K. N. Sambanis, N. (2005). Bosnia’s Civil War-Origins and Violence Dynamics, Washington, DC: The World Bank, 2, 191-229.
Suljagiç, E. & Bajroviç, R. (2021, Ocak 8). Bosna’ya yeni bir Yüksek Temsilci mi?. Anadolu Ajansı. 25 Ocak 2021 tarihinde, https://www.aa.com.tr/tr/analiz/bosna-ya-yeni-bir-yuksek-temsilci-mi/2102843 adresinden erişildi.
T.C. Dışişleri Bakanlığı, 20 Ocak 2021 tarihinde http://www.mfa.gov.tr/no_-255_-21-kasim-2010_-ayton-baris-anlasmasi_nin-15_yildonumu-ve-yuksek-temsilci-inzko_nun-turkiye_yi-ziyareti-hk_.tr.mfa adresinden erişildi.
Terzic, A. & Gül, K. (2019, Ocak 17). Dayton Antlaşması ve Bosna-Hersek’e giydirdiği deli gömleği. Anadolu Ajansı. 15 Ocak 2021 tarihinde, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dayton-anlasmasi-ve-bosna-herseke-giydirdigi-deli-gomlegi/1367340 adresinden erişildi.
Türbedar, E. (2010). Barışının 15. Yıldönümünde Bosna-Hersek: Dayton Barış Antlaşmasının Neticelerinin Değerlendirilmesi. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı, 1-4.
Türkeş, M. (2012). Kriz Sarmalında Bosna-Hersek: Devlet Krizi. Boğaziçi Üniversitesi-TÜSİAD Dış Politika Forumu Araştırma Raporu, 2, 1-55.
Todorova, M. (1997). Balkanlar’ı Tahayyül Etmek, İstanbul: İletişim Yayınları.