Saraybosna’da 1993 yılının eylül ayında, kanlı çatışmaların ortasında, “Tüm Boşnaklar Halk Meclisi” toplantıya çağırıldı. Bu toplantıda temsilciler, Bosna halkının ulusal adını “Boşnak” ya da “Bosnalı” olarak kabul ettiler.
Bu karar, bir yandan eski bir geleneğe geri dönüşe işaret ederken, bir yandan da Bosnalı Müslümanların ulusal hareketinin laikleşmesi yolunda atılan önemli bir adımı ifade ediyordu.
Bosna tarihine yönelik birçok araştırmada bir kurgu-ulus olarak gösterilmek istenen Boşnaklar, aslında çok daha önce, Avusturya-Macaristan egemenliği döneminde modern anlamda siyasi taleplerle ortaya çıkmışlardı.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Babuna’nın, Bosna-Hersekli Müslümanların tarihine yönelik oryantalist bakış açılarına bir eleştiri niteliği taşıyan ‘Bir Ulusun Doğuşu, Dünden Bugüne Bosnalı Müslümanlar’ adlı çalışması, Osmanlı Bosna’sını inceledikten sonra Avusturya-Macaristan egemenliği dönemini eksen alarak günümüzdeki trajik gelişmelere dikkat çekiyor.
Aydın Babuna’nın, kitabın oluşum aşamasında verdiği bilgileri tarih, sosyoloji, siyaset, istatistik ve antropoloji bilimlerinden yararlanarak zenginleştirdiği bu yapıt, araştırmacılar için eşsiz bir eser olma özelliği taşıyor.
Yenilenen ikinci baskısıyla okuyucularla buluşan ve Almanca özgün adı ‘Die Nationale Entwicklung der bosnischen Muslime’ olan kitabın çevirisi Hayati Torun tarafından yapıldı.Yazar Babuna’nın derin araştırmaları sonucu kaleme aldığı bu zengin yapıt, Tarih Vakfı Yurt Yayınları Osmanlı Araştırmaları Dizisi kapsamında yayımlandı.
Bu çalışmada Babuna, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Bosnalı Müslümanların ulusal hareketinin ortaya çıkışı ve gelişimini ele alarak, Bosna Hersek’te ulusların oldukça karmaşık bir süreçten geçtiklerini anlatıyor.
Bu olgunun özellikle Boşnaklar için söz konusu olduğuna dikkat çeken Babuna, Bosnalı Müslümanların kökeninin,“Sırp edebiyatının babası” olarak anılan Vuk Karadziç’in 1849 yılında yayınlanan “Srbi svi i svuda” (Hepsi Sırp ve her yerdeler) adlı makalesinden sonra tartışmalı bir konu haline geldiğini vurgulayarak, Karadziç’in sadece Bosnalı Müslümanları, Müslüman Sırplar olarak tanımlamakla kalmadığını Hırvatları da Katolik Sırplar olarak değerlendirdiğini belirtiyor.
19. Yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan Sırp ve Hırvat ulusal hareketleri de Müslümanları ayrı bir ulus olarak kabul etmemiş ve Müslümanların köken olarak Sırp veya Hırvat oldukları görüşünü yaymışlardır. Bosna-Hersek’i, Sırbistan’a ya da Hırvatistan’a bağlamaya çalışan bu hareketler, Müslümanları kazanarak Bosna halkı içerisinde çoğunluğu elde etmeyi amaçlamaktaydı.
Müslümanların kökenleriyle ilgili bu düşünceler 1906 yılında, Müslimanska Narodna Organizacija (Müslüman Halk Organizasyonu) adıyla ilk Müslüman partisinin kurulduğu dönemden günümüze kadar çeşitli biçimlerde kabul görmeye devam etmiştir.
Yazarın bu eserde altını önemle çizdiği diğer bir konu ise, yüzyılın başında Bosnalı Müslümanların en önemli iletişim biçimini “kişisel ağların” oluşturmuş olmasına rağmen, Osmanlı Arşivi’nden elde edilen bilgiler sonucu, Müslüman muhalefetinin yayılmasında aslında panislamist ideolojinin daha belirleyici rol oynadığına dair görüşleridir.
Bu noktada, “Kişisel ağ” sisteminin sadece yerel bir sistem olmakla kalmayıp, İstanbul’a kadar uzandığını ve Bosnalı Müslümanlarla Osmanlı yönetimi arasındaki ilişkinin önemli bir parçasını oluşturduğunu da görmek gerekir.
Babuna ayrıca, Avusturya-Macaristan döneminde Sırpların, Müslümanların ve Hırvatların bir Bosna ulusu potasında birleştirilemediği gerçeğini ve 1960’lı yılların başlarına kadar Bosnalı Müslümanlar potansiyel Sırplar, Hırvatlar ve “Yugoslavlar” olarak gören eski Yugoslavya yönetiminin izlediği milliyetler politikasının başarısızlığa uğramasının yanı sıra, Bosnalı Müslümanlarda bir etno-milliyetçiliğin söz konusu olduğuna işaret etmektedir.
Bu milliyetçilik, devlet aracılığıyla teşvik edilerek ortaya çıkarılmamış, tersine etnik Müslüman grubun bünyesinde gelişmiştir.
1967 yılında Ferdo Hauptmann tarafından yayımlanan Bosna-Hersek Arşivleri’ndeki bazı belgeler ise, çok kapsamlı olamamakla beraber, konunun araştırılması açısından önemli bilgiler sunmaktadır.
Söz konusu çalışmada, 1894-1909 yılları arasındaki Müslüman hareketiyle ilgili belgelerle birlikte, Müslümanların siyasal ve ulusal gelişimi konusunda ilk elden bilgi sundukları için, Boşnjak,(Boşnak) Musavat ve Ogledalo(Ayna) gibi, dönemin Müslüman dergilerinin de özel bir önem taşıdığı belirtiliyor.
Aynı zamanda yazar bu kapsamlı yapıtında, Osmanlı yönetiminde Bosnalı Müslümanlar, Bosna Hersek’te tarımsal üretim ilişkileri, devlet ve elit tabaka, sanayileşme ve modernleşme, eyalet hükümetinin milliyetler politikası, parti politikaları ile Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Bosnalı Müslümanların ulusal kimliğinin gelişiminden günümüze kadarki dönemi inceliyor.
Müslüman özerklik hareketleri, 1900 Muhtırası, okuryazarlık, kapitalizmin etkilerinin yanı sıra matbaa ve basın faaliyetleri hakkında da oldukça ilgi çekici bilgileri içeren bu kitabın hazırlanma aşamasında, Bosna-Hersek, Viyana İmparatorluk ile Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinin yanı sıra, birçok önemli makale ve tarihi gazeteden yararlanıldı.
“Bir Ulusun Doğuşu, Geçmişten Günümüze Boşnaklar” adlı bu kitabında yazar Babuna, tarihte Sırp milliyetçileri tarafından ulus kimliğinden uzaklaştırılmak istenen Boşnakların etniksel, dilsel ve dinsel gerçekliklerini tarihsel perspektiften bakarak nesnel bulgularla değerlendiriyor.
Boşnakların siyasi ve toplumsal yaşamına dair çarpıcı ve etkileyici kesitler sunan bu eser, aynı zamanda Sırplar ve Hırvatlar başta olmak üzere Balkanlarda yaşayan ulusların mevcut siyasi anlayışlarına da ışık tutuyor.
Asude Yardımcı
Hürriyet Gazetesi
Prof. Dr. Aydın Babuna
Bir Ulusun Doğuşu
Geçmişten Günümüze Boşnaklar
Çeviren: Hayati Torun
Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2. Baskı, 2012