Geçen ayın sonlarında, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 12 önemli bölgesel oyuncuyu Budva, Karadağ’da bir araya getiren Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci’nin (SEECP) gayrı resmi bir toplantısına katıldı. Davutoğlu’na göre, geçen yıl SEECP başkanlığını Karadağ’a devreden Türkiye, başlıca önceliğinin Balkanlar’daki sorunları ele almak ve bölgeyle daha iyi işbirliği yapmak olacağını söyledi.
Budva ziyaretinde konuşan Davutoğlu, “Geçen yıl çok önemli olaylar meydana geldi ve en önemli süreçler de ileride gerçekleşecek.” dedi. Toplantıdan sonra, dışişleri bakanı Bosna-Hersek’e (BH) geçerek, burada Sırp ve Hırvat liderlerle temaslarda bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Prof. Dr. Geybulla Ramazanoğlu verdiği demeçte, “Türkiye, Balkan ülkeleri arasındaki ikili görüşmelere daha fazla katkıda bulunmak ve arabuluculuk yapmaktan sadece memnuniyet duyacaktır.” dedi. “Balkanlar için ciddi bir stratejimiz var.” diyen Ramazanoğlu şöyle devam etti: “Bu bölge, dış politikamızın başlıca önceliklerinde yer almaktadır.”
Alman uluslararası ilişkiler ve güvenlik analisti Dusan Reljiç de, Ankara Batı Balkanlar’a daha fazla Türk yatırımcı teşvik ederse, Türkiye’nin kendisini bölgede kalıcı olarak yeniden yapılandırabileceğini kabul ediyor. Reljiç, “Siyasi açıdan, bölge daha çok ABD, AB ve Rusya’dan destek aramaya devam edecektir.” diyerek şöyle devam etti: “Bunun nedeni, bölgenin siyasi açıdan ihtiyacı olan AB ve NATO üyeliği ve enerji güvenliğinin güvence altına alınmasının, Türkiye’nin sağlayabileceği şeyler olmamasıdır.” Ancak Reljiç, AB ülkeleri ve Rusya’nın hâkimiyeti yanında Türkiye’nin hala bölgedeki yeterli ekonomik girişimleri yapamadığını belirtiyor.
Bilindiği gibi Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan arasında yaşanan krizde Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu devreye girmiş ve tarafları bir defada İstanbul’da bir araya getirmişti.
(tuicakademi, setimes)