Kosova’nın mali politikası olumsuz tepkilere yol açıyor
Kosova hükümeti ekonomik büyümeyi hızlandırma amaçlı çok sayıda tedbir almasına karşın, bazı şirketler tütüne yönelik tüketim vergisine yapılan zam ve yüksek gıda fiyatlarının tüketicileri karaborsaya ittiğinden şikâyet ediyor.
Hükümetin reformları ithalat-ihracat prosedürlerini basitleştiriyor, medya üzerindeki katma değer vergisini (KDV) kaldırıyor ve şirketlere tütün ürünlerine yönelik tüketim vergisini, bunları piyasaya sürdükten sonra ödeme olanağı sağlıyor. Maliye Bakanlığı sözcüsü Muharrem Şahin SETimes’a verdiği demeçte, hükümetin hammadde ve ambalajın yanı sıra bilgisayar donanımına uygulanan KDV’yi düşürmeyi ve Kosova Vergi İdaresi’ne olan borçlardaki faizi azaltmayı planladığını söyledi. Şahin, “Söz konusu tedbirler iş dünyasını destekleme, yerli üreticilere ithalatçılarla eşit haklar tanımaya yöneliktir.” dedi. Fakat hükümet, tütüne uygulanan tüketim vergisini kilogram başına 25’ten 27 Avroya çıkardı ve bazı kesimler vergi indirimi için kampanya yapmasına karşın gıdaya uygulanan %16’lık KDV’yi değiştirmedi. KDV, bir üründen elde edilen kâra, bir kalemin üretim maliyetiyle satış fiyatı arasındaki farka uygulanan bir vergi. Bu vergi, tedarik zincirindeki bir şirket ürünü satın alıp veya üretip tekrar sattığında tahsil ediliyor. Priştine merkezli Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü iktisatçılarından Liridona Konuşefçi SETimes’a verdiği demeçte, değişiklikleri memnuniyetle karşılamakla birlikte, işyeri sahiplerinin hükümetin ambalaj ve hammaddeye uygulanan tüketim vergisine tam açıklık getirmemesinden korktuğunu söyledi. Konuşefçi, “Hükümet bu maddeler üzerinde tüketim vergisini artırabilir ve bu da iş dünyasını olumsuz etkileyebilir.” dedi. Esnaf tütüne yönelik tüketim vergisine yapılan zammın tüketiciye yansıması ve karaborsayı artırmasıyla sonuçlanabileceği görüşünde.
(Southeast European Times—Muhamet Brayşor)
Karadağlılar zamlara karşı yeni protestolar planlıyor
Karadağlılar elektrik fiyatlarına geçen ay yapılan zamlara hâlâ kızgın ve hükümetin taleplerine olan ilgisizliğinden duydukları memnuniyetsizliği göstermek için yine sokakla dökülmeyi planlıyorlar. Organizatörler, 10 Şubat Cuma günü Bijelo Polje’de, ondan bir hafta sonra da Podgorica’da bir protesto düzenleyeceklerini duyurdular. Elektrik fiyatlarının %6,7 oranında artması sonrasında, 21 Ocak’ta düzenlenen protestoya ülkenin dört bir yanından 10 bin kişi katıldı. Elektriğin fiyatını belirleyen kamu kurumu olan Karadağ Enerji Dairesi, RAE müdür yardımcısı Pero Vuckoviç, önümüzdeki birkaç yıl içinde fiyatlara yapılacak zammın, hizmet ücretindeki düşüşlerle dengeleneceğini söyledi. SETimes’a konuşan Vuckoviç, “Karadağ’da bir megawatt elektriğin şu anki fiyatı 34 Avrodur. Önümüzdeki sekiz yıl boyunca bu fiyatın yılda %5 oranında artması planlanmaktadır. Diğer yandan, vatandaşların şu anda karşılığında para ödediği bazı hizmetler ucuzlayacak veya ortadan kalkacaktır, böylece normal tüketiciler için elektriğin toplam maliyeti çok az artacaktır.” dedi. Yetkili, Karadağ’da son üç yıldır elektriğin fiyatının sürekli olarak düştüğünü belirterek, elektrik fiyatlarını sadece RAE’nin düzenleyebileceğini de ekledi. Vuckoviç, “Ne başbakan, ne de hükümet.” dedi. Hükümet, nüfusun en savunmasız kesimlerine yönelik elektriği sübvanse etmek için daha fazla para ayıracağını ve faturaları ödemek için yardım alacakların listesini de büyük olasılıkla genişleteceğini duyurdu. Şu anda hükümet, yaklaşık 15 bin vatandaşı yaklaşım 1 milyon Avro seviyesinde sübvanse ediyor. Bu açıklamalara rağmen insanların hayal kırıklıklarını göstermede kararlı olduğu görülüyor. Podgoricalı 28 yaşındaki Stevan Vukceviç, Ocak ayında düzenlenen gösterilere katılmış ve bu ay da protestolara katılacağını söylüyor.
(Southeast European Times—Drazen Remikoviç)
Makedonya bölgenin bilişim merkezi olmaya çabalıyor
Makedon hükümeti, ülkedeki bilişim uzmanlarını daha kolay istihdam etmek, diğerlerini eğitmek ve dış yatırım çekmek amacıyla ülkedeki özel sektör ve akademik çevrelerle ortaklıklar kuruyor ve yatırımlar meyvesini veriyor. Bilişim ve Kamu İdaresi Bakamı İvo İvanovski SETimes’a verdiği demeçte, “Ülkenin bilişim uzmanı üretme ve bilişim sektörünü ekonomiyi besleyecek şekilde tam anlamıyla geliştirme kapasitesini artırıyoruz.” dedi. Bakanlığın 2012-2014 dönemi stratejik planı kapsamında yer alan politika çabaları, aynı zamanda özel stratejik projeler yardımıyla beyin göçünü engellemeyi de amaçlıyor. Şirketler, bu projelerin bilişim uzmanı ve bilgisayar kullanan çalışan talebini iki katından fazla artıran Makedonya’daki yatırım ve inşaat patlamasını tamamladığını söylüyor. Tekstil ithalat firması Alzhar’ın sahibi Aleksandar Aleksiyev SETimes’a verdiği demeçte, “Örgütümüzün web sitesini kurmanın yanı sıra internet teklifleri ve reklamlarında yardım etme işini küçük bir bilişim firmasına verdik. Talep arttıkça, başka bilişim uzmanlarıyla da çalıştık.” diyor. Aleksiyev, elektronik bankacılığa geçişin Alzhar ve daha birçok firmanın çalışma yöntemi üzerinde büyük bir etki yaratarak, onların ticari bankalardan bolca teşvik ve yardım görmesine yol açtığını belirtiyor. Aleksiyev, “Neredeyse bildiğim bütün firmalar yönetim ve iş yapma yöntemleri uyarladı. Bu da, onlara yardımcı olmak için çok sayıda küçük ve orta büyüklükte bilgisayar firması kurulmasına yardım etti.” diye de ekliyor. İvanovski, teknolojik değişimin hızlı temposunun neredeyse bütün alanlarda sık sık becerilerin güncellenmesini gerektirdiğini ve hedefin kimseyi geride bırakmamak olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz hafta hükümet, 22 kasabada 7 bin kişiye iş dünyasına ihtiyaçlarında yardım etmenin yanı sıra yaşlılar da dâhil olmak üzere vatandaşları kişisel kullanımları için sosyal medyayı kullanmaya teşvik etmek amacıyla hazırlanmış ücretsiz bilgisayara giriş dersleri verdi. İvanovski, “AB ve BM’nin derecelendirmelerde kullandığı bir kriter olduğu için, vatandaşların bilgisayar ve iletişim teknolojileriyle ilgili bilgisini artırması bizim çıkarımızadır.” dedi. Planda, e-Demokrasi ve e-Eğitim gibi projelerin yanı sıra “her çocuğa bir bilgisayar” gibi eğitim ve bilgisayar girişimleriyle sürdürülebilir bir bilişim sektörünün idamesi öngörülüyor. Okulları bilgisayarla donatma amaçlı son girişim kapsamında, öğrencilere 15 bin 500, öğretmenlereyse 5 bin 500 dizüstü bilgisayar sağlandı. Projeler, Makedonya’yı topraklarının tamamını kablosuz Wi-Fi ağlarıyla kaplayan ilk ülke yapan ilk çabaları izliyor. Ancak bunlarda, eğitim ve başta yabancı örgütlerle birlikte olmak üzere ağ paylaşımı üzerinde duruluyor. Eylül 2011’de, Üsküp’teki yeni Bilişim Fakültesi (FINKI) 650 kişilik kapasiteyle kapılarını yeni öğrencilere açtı. Bundan iki ay sonra, Makedon Bilişim ve Telekomünikasyon Derneği, 15 ülkeden 120 yenilikçinin katıldığı Üçüncü Uluslararası Bilim Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Kurum müdürü Aleksandar Marjanoviç SETimes’a şunları söyledi: “Sadece sosyal medya ağları için değil, pratik, işle ilgili mesleki çabalar için de der vermeye çabalıyoruz.” Marjanoviç, bu rotada kalmak ve bölgesel bir lider olabilmek için, bilişim uzmanlarının düzgün şekilde entegre edilmesi ve bunlar yoluyla dış yatırım çekilmesi gerektiğini söyledi. Marjanoviç, “Akademimiz bilgi teknolojisi ve eğitim bakanlıklarıyla yakın şekilde işbirliği yapıyor ve yurtdışındaki örgütlerle bağlantılar kurmaya çabalıyoruz, çünkü onlara sunacak vasıflı kadrolarımız var.” diye ekledi.
(Southeast European Times—Misko Talesk)
Belgrad’daki konferansın katılımcılarından, “zihniyet” değişikliği çağrısı
Geçen ayın sonlarında Davos toplantısının İsviçre’de sona ermesinden sadece bir gün sonra, iş ve siyaset dünyasından isimler küresel ekonomik krizin Sırbistan üzerindeki etkileri, finansal büyümeyi hızlandırma ve bunu AB üyeliğine bağlamanın yollarını tartışmak üzere Belgrad’da bir araya geldi. Başbakan Yardımcısı Verica Kalanoviç, Sırbistan’ın içinde bulunduğu ekonomik durumun kendi eksiklikleriyle birlikte küresel daralmanın bir sonucu olduğunu ve bunun da tüm vatandaşları etkilediğini vurguladı. Buna tepki olarak hükümet, aralarında büyük markaların da yer aldığı dış yatırımcılara yoğun destek verilmesini de içeren bir krizle mücadele tedbir paketi hazırladı. Ekonomi ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Nebojsa Ciriç, “Sırbistan 1,5 milyar Avrodan fazla NET [nakit] DDY çekti ve bu rakam yakın rakiplerimizin neredeyse hepsinden fazla. Başarılı projelerimizden bazıları şunlar: United Colors of Benetton — İtalya, 43 milyon Avro, 2 bin 700 çalışan; Bosch — Almanya, 71 milyon Avro, 620 çalışan ve Yura — Güney Kore, 15 milyon Avro, 1.500 çalışan.” dedi. SETimes’a konuşan Kalanoviç, “Krizde bile, bize daha fazla ihracat ve istihdam sağlayacak markaları Sırbistan’a getirmeyi başardık.” dedi. Buna rağmen, Sırbistan Ulusal Bankası (NBS) Müdürü Dejan Soskiç’in sağladığı verilere göre, işsizlik %23’ün üzerinde ve 2011 yılı sonu enflasyon %6 hedefini aşarak yıllık bazda %7’ye ulaştı. Bu yıl hedefler daha iddialı. “Bu yıl için enflasyon hedefimiz %4 +/- %1,5 ve bu resmi olarak ulaşılabilir olduğuna inandığımız bir rakam. Tabii ki, riskler var. Riskler daha çok uluslararası çevrelerden, uluslararası finans piyasalarından ve mali taraftan gelmekte – o da bütçe sistemi yasasının yasal talimat aracına uygun olmayı sürdürmesi halinde.” dedi. IMF’nin Sırbistan’daki daimi temsilciliğinden Bogdan Lissovlik konferansta yaptığı konuşmada, küresel gıda fiyatlarının da yardımıyla enflasyonun düşmekte olduğunu söyledi. Lissovlik, NBS’nin hedefinin ulaşılabilir olduğunu söyledi. Lissovlik, “En sık rastlanan sorun, kısa vadeli “düzeltmelerin” cazibesi – genelde bu hükümet müdahalesine duyulan ihtiyacı haklı göstermek için ve çoğu zaman da mali destek almak için kullanılıyor. Tek çözüm, devlet hükümetin yapabileceği şeyi yapmaya bırakmak ve özel sektöre bir şans vermek. Canlı bir özel sektör, ekonomik başarının kanıtlanmış bir mihenk taşıdır.” dedi. Sırbistan’ın en başarılı işadamlarından biri olan, MK Group’un sahibi şeker patronu Miodrag Kostiç de buna katılıyor. “Davos’ta, birisinin kapitalizmin alternatifi olmadığını söylediğini duydum, ama Sırbistan’da böyle değil. Burada, kapitalizmin alternatifi var, fakat alternatifin ne olduğu konusunda uzlaşma sağladığımızdan emin değilim. Burada, özelleştirilen kuruluşlarda üretkenlik dört veya beş kat arttığı ve çoğunlukla bunlar başlıca ihracat kuruluşlarımız olduğu halde, herkes özelleştirmeden olumsuz şekilde bahsediyor. Özelleştirilmemiş kuruluşlarda, bunların değeri %20 azalıyor. “Kostiç, “Sırbistan’ın finansman sorunu yok; Sırbistan’ın zihniyet sorunu var.” diye ekliyor. Bunun yanı sıra, Sırbistan’ın AB üyelik yolunda ilerleyebilmesi için bazı ekonomik alışkanlıklarını değiştirmesi de gerekiyor. AB’nin Sırbistan heyet Başkan Yardımcısı Adriano Martins konferansa katılanlara hitaben yaptığı konuşmada, bunlar arasında bir serbest piyasa ekonomisi kurulması ve AB iç pazarında rekabet baskısı uygulayacak kapasite oluşturulmasının yer aldığını söyledi. Martins, olumlu bir noktaya da işaret etti. “Kriz zamanları aynı zamanda fırsat zamanları. Bu, Sırbistan’ın yıllardır mücadele ettiği bazı yapısal sorunları ve eksiklikleri giderme zamanı.”
(Southeast European Times—İvana Jovanoviç)
Esra AĞIOĞLU
TUİÇ Stajyeri