Sırbistan, aşırı kalabalık hapishanelerle uğraşıyor
Padinska Skela’daki -Sırp Alcatraz’ı lakaplı- yeni bir cezaevi, ülkenin aşırı kalabalık cezaevi sistemine çok ihtiyaç duyulan rahatlamayı getiriyor. Cezai Yaptırımları Uygulama Dairesi (AEPS) müdürünün danışmanı Zorana Vuciceviç SETimes’a yaptığı açıklamada, “Bölgenin, Avrupa standartlarına uygun ve engellilere uyarlanmış en güvenli ve en modern tesisi.” dedi. AEPS’nin verilerine göre, Sırbistan’daki 29 cezaevinde 11 binden fazla hükümlü bulunuyor. Vuciceviç, “AB standartlarına göre cezaevi kapasitesi 7 bin 500 olmalı. Rakamdaki artış ciddi ve organize suçla mücadele faaliyetlerinin artmasının bir sonucu.” dedi.
İlk 16 tutuklu Padinska Skela’ya bu ayın başlarında yerleştirildi. AEPS yetkilileri, ciddi suçlardan yatan 450 mahkûmu daha buraya nakletmeyi planladıklarını belirtti. Sırbistan’daki Helsinki İnsan Hakları Komitesi avukatlarından İvan Kuzmanoviç, SETimes’a aşırı kalabalığın affın yeterli seviyede kullanılmamasının bir sonucu olduğunu söyledi. Kuzmanoviç, “Bizim sorunumuz, bütün af başvurularının %95 ila %97’sinin reddedilmiş olması. Mahkûmlar, iyi hal gösterseler de göstermeseler de sonuna kadar içeride kalacaklarını bildikleri için sorun çıkıyor.” dedi. Kuzmanoviç, iyi hal gösteren bir mahkûmun bir zanaat öğrenme veya çalışma fırsatına sahip olması gerektiğini belirtti. Yoğunluğun bir diğer nedeni de yeniden suç işleme eğilimi. Kuzmanoviç’e göre, hükümlüler sık sık yeni suçlar işliyor, hatta hapis cezalarını uzatmak için hapishane personeliyle çatışmalar çıkarıyor.
(Southeast European Times–İvana Jovanoviç)
Bükreş’te hükümet değişikliği sonrasında şüphecilik ve buna karşın umut var
Romanya Başbakanı Traian Basescu, 6 Şubat Pazartesi akşamı, Emil Boc’un yerine başbakan adayı olarak istihbarat teşkilatı başkanı Mihai Razvan Ungureanu’yu atadı. Boc, aynı günün erken saatlerinde istifasını sunmuştu. Büyük olasılıkla bir önceki yürütme organındaki bakanların çoğunu tutacak olan yeni hükümet, neredeyse iki yıldır uygulanan tasarruf tedbirleri ve hala güçsüz bir ekonomik atmosfer ortamında, Romen toplumunun sosyal gerginlikler yaşadığı önemli bir dönemde idareyi devraldı. Televizyonda Boc’un ardılını açıkladığı konuşmasında Basescu, “Yeni hükümetin bir numaralı önceliğinin, makroekonomik yeniden dengeleme süreçlerinin faturasını en ağır şekilde ödeyen Romen halkının yaşam standardını geri getirme çabası olacağını düşünüyorum.” dedi. Ungureanu, “Kuracağım hükümetin halkın güvenine ihtiyacı var. En önemli önceliğim, Romanya’nın ekonomik ve siyasi açıdan istikrara kavuşmasıdır.” diye de ekledi. Boc, geçen ay ülke geneline yayılan eşi görülmemiş hükümet karşıtı sokak gösterileri sonrasında demokrat-liberal iktidar partisine uygulanan devasa siyasi baskı sonrasında Pazartesi günü görevinden istifa etti. Analistler, yeni yürütme organının merkezi yönetimdeki değişikliğin getirdiği nisbi sakinlikten yararlanması gerektiği görüşünde.
(Southeast European Times–Paul Ciocoiu)
AB mali anlaşmasının Avro Bölgesi’nde yeni krizleri önlemesi bekleniyor
Bulgaristan ve Romanya, Avro Bölgesi’nde meydana gelebilecek yeni krizlere karşı bir tedbir olarak bütçe disiplinini güçlendirme amaçlı yeni bir anlaşmayı imzalayan, 17 Avro Bölgesi de dâhil olmak üzere diğer 23 AB ülkesine katıldı. Çek Cumhuriyeti ve İngiltere, Birliğin anlaşmayı imzalamayı reddeden yegâne üyeleri oldu.30 Ocak’ta Brüksel’de düzenlenen gayrı resmi bir AB zirvesinde onaylanan mali anlaşma, bloğun Mart ayında başlayacak bir sonraki üst düzey toplantısında imzalanacak. Anlaşma, en az 12 Avro Bölgesi ülkesi tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. Bundan sonra, katılımcı ülkelerin yeni sıkı bütçeyi ulusal mevzuatlarına yerleştirmeleri için bir yıl süreleri olacak. Ekonomik ve Parasal Birliği’nde [EPB) istikrar, eşgüdüm ve yönetişim sağlama amaçlı anlaşma, ulusal bütçelerin dengeli veya fazlada olmaları ve hükümetlerin yapısal açıklarının GSYİH’nın %0,5’ini geçmemesini öngörüyor. Kamu borcunun, Maastricht kriterlerinde belirlenen GSYİH’nın %60’ı seviyesinin çok altında olduğu Bulgaristan gibi ülkeler için, yapısal açık biraz daha yüksek olabilmekle birlikte, GSYİH’nın %1’ini geçemeyecek. AB Adalet Divanı ülkelerin “dengeli bütçe kuralını” ulusal hukuk sistemlerine uygulama yükümlülüğüne olan uyumlarını denetleyecek ve kuralı ihlal edenlere GSYİH’nın %0,1’ine varan bir para cezası verme yetkisine sahip olacak. Anlaşmada ayrıca, genel hükümet borcu GSYİH’nın %60’ını geçen ülkelerin “kriter olarak bunu yılda ortalama 20’de bir hızında azaltmaları” da öngörülüyor. AB’nin en düşük vergi oranlarına sahip ülkesi olan Bulgaristan, anlaşmaya katılma şartının vergi politikası uyumunu zorunlu kılması olduğunu belirtti. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov görüşmeler öncesinde basın mensuplarına verdiği demeçte, “Vergilendirme politikası her devlet için mahfuz olmalıdır.” Dedi. Sofya merkezli düşünce örgütü Liberal Stratejiler Merkezi (CLS) ekonomik araştırmalar program müdürü Gorgy Ganev, SETimes’a şunları söyledi: “Mali kısmı konusunda, Bulgaristan için doğrudan sonuçları olmayacaktır, zira ülke nasıl olsa şartları karşılıyor.” dedi. Anlaşma, piyasaların ve yatırımcıların ona nasıl tepki vereceğine bağlı olarak Bulgaristan üzerinde bazı dolaylı etkilere yol açabilir.
(Southeast European Times–Svetla Dimitrova)
Hırvatistan’ın AB’deki ekonomik geleceği belirsiz
AB üyeliğiyle birlikte gelen ekonomik itici güç, küresel kredi daralması ve avronun içinde bulunduğu zor durum nedeniyle büyük ölçüde azalsa da, Hırvatistan gelecek yıl AB’nin 28. üyesi olduğunda bazı faydalar görmeyi bekleyebilir. Üyelik gerçekleştiğinde Hırvatistan, Birlik bütçesine ortak olmak da dâhil, AB fon programlarına erişim sağlayacak. 2007-2013 arası dönemde 864 milyar Avro olarak belirlenen bütçe, üye ülkelerin tarım, iç politikalar, yönetim ve maaşlar da dâhil olmak üzere birçok sektörde harcamalarını karşılıyor. AK Genişleme ve Avrupa Komşuluk Politikası basın sorumlusu Anca Panduraru SETimes’a verdiği demeçte, “Hırvatistan 2013 yılının ikinci yarısında neredeyse 700 milyon Avroluk vaatten faydalanacak olmasına karşın, bu fonlara ulaşabilmek için düzgün yönetim ve denetleme sistemleri kurması gerekecek.” dedi. Panduraru, AB’ye giriş ücreti olmadığını da sözlerine ekledi. Basın sözcüsü, “Hırvatistan, 2013 yılında AB bütçesine “kendi kaynakları” adı altında en fazla 267 milyon Avro ödemek zorunda kalacak. Gerçekte, bu rakam büyük olasılıkla daha düşük olacak.” dedi. Hırvatistan pazarı üyelik sonrasında AB pazarıyla tam olarak birleşerek, Hırvatistan’ın baş ihracat kalemlerinin -ulaşım araçları, makine, tekstil, kimyasallar ve akaryakıt- AB müşterilerine daha fazla erişmesine olanak sağlayacak. Uzmanlar, AB üyeliğinin Hırvatistan’ın Fitch’teki olumsuz BBB- kredi notunun yükselmesine de yardımcı olacağı görüşünde. Maliye Bakanlığı sözcüsü Sanja Bach SETimes’a verdiği demeçte, “Şubat ayı ortasında onaylanacak olan yeni bütçe, kredi derecelendirmesinde çok önemli bir an olacak.” dedi. Ödemeler her ülkenin GSYİH’sı tarafından ayrı ayrı belirlendiği için, ülkenin 2015-2018 arası dönemde AB bütçesine ne kadar ödemesi gerektiği bilinmiyor.
(Southeast European Times–Drazen Remikoviç)
Yunanlılar, hükümetin yeni kesinti planları üzerine sokağa döküldü
Yunanistan’da yaklaşan yeni bir tasarruf tedbiri dalgasının yarattığı öfke ateşini bir nebze olsun söndüren soğuk yağmur altında parlamentonun önünde toplanan 20 bin göstericiyle birlikte ayakta dikilen Margarita Lambropoulou, Avustralya’ya gitmeden önce tam gün bir iş bulmak üzere son kez denemede bulunmak için istifa ettiğini söylüyor.40 yaşındaki Atinalı yarım gün sahne görevlisi olarak ayda 400 Avro kazanıyor ve bu da onu, annesi ve kız kardeşiyle birlikte yaşamak zorunda bırakıyor.
(Southeast European Times–Andy Dabilis)
Kosova yargısı tehditlere dayanıyor
Yargıçlar, savcılar ve onların ailelerine yönelik siyasi nüfuz ve tehditler, Kosova yargısını kemirerek yargı sisteminin bağımsızlığı hakkında soru işaretleri oluşturmaya devam ediyor. AGİT’in Kosova Ofisi başkanı Werner Almhofer, “Başta yargıçlar ve savcılar için, özellikle de siyasi açıdan hassas ve önemli davalarda uygunsuz ve yersiz [yürütme] müdahalesinden uzak, güvenli bir çalışma ortamı sağlanmasında iyileştirmelere ihtiyaç var.” dedi. AGİT, yargının durumuyla ilgili geçtiğimiz ay bir rapor yayınlayarak, yargıçların ofislerine kısıtsız erişimin yanı sıra düzgün bir güvenlikten yoksun zayıf bir altyapıyı buna ek önemli sorunlar olarak sıraladı. Savcılar, organize suça karşı açılmış yüz binlerce çözülmemiş dava ve çoğu zaman kötü koordine edilmiş eylemlerle uğraşırken, baskılara veya salt tehditlere maruz kaldıklarını söylüyor. AGİT’in raporunda, yargı yetkililerinin sindirilmesi konusunda düzenlenen yakın tarihli bir toplantıda, yaklaşık her yargıcın tehdit edildiği veya saldırıya uğradığı kişisel bir hikayesi olduğu belirtiliyor.
(Southeast European Times– Safet Kabashaj)
Esra Ağıoğlu
TUİÇ Stajyeri