Karabağ topraklarının işgalinden beri Azerbaycan’ın ortaya koyduğu tavrı anlamakta zorluk çekilmektedir. Azerbaycan’ın Karabağ meselesinde Türkiye’ye gösterdiği tepkinin yarısından bir fazlasını Karabağ’ı azat etmek için gösterebilse o toprakların kurtulabileceğini bile söyleyenler çıkmaya başladı. Son günlerde Azerbaycan basınında özellikle hükümete yakın basında Türkiye karşıtı yazılar çıkmaya başladı.
Bir Türk firmasının çıkardığı önemli bir ürün Karabağ’da satılıyormuş. Bu ürünün satışından dolayı Azerbaycan Türkiye’ye karşı bir kampanya başlattı. Bu ürünün Karabağ’da satışa sunulması Karabağ’ın Türkiye tarafından tanındığı noktasına bile getirildiği karalama kampanyası oldukça düşündürücüdür. Türkiye’nin Azerbaycan büyükelçisi bu konu ile alakalı yaptığı açıklamada söz konusu ürünün Karabağ’a satılmadığı Türkiye’nin resmen Ermenistan ile diplomatik ilişkisi olmadığı için de Türkiye’nin Ermenistan’a he r hangi bir mal satışının yapamayacağını açıkladı. Bu açıklamaya rağmen basında bu konu abartıldıkça abartılmaya devam etmektedir. Firmanın satış yetkilisinin mallarının Karabağ’a satımının söz konusu olmadığını açıklamasına rağmen inandırıcı olamamaktadır. Firmanın ve Türkiye Cumhuriyeti büyükelçisinin bu açıklamalarına rağmen Azerbaycan kamuoyunun ikna olmaması akla başka bir soru getirmektedir. O da şudur Azerbaycan acaba BAKO ile BEKO’yu mu karıştırıyor. Zira Karabağ’da bir beyaz eşya mağazasında BEKO ürünleri satılıyormuş.
Bir kaç ay önce Uruguay’ın Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin (DKC) bağımsızlığını tanıyacağı konusunda haberlerin gündeme gelmesi bu konunun yeniden tartışmalara açılmasına neden olmuştur.
Bu konu bölge basınında çeşitli paradigmalardan müzakere edilse de, daha sonra bölgede ve uluslararası alanda gelişen olayların gölgesinde kalarak ikinci plana geçti. Uruguay’ın sözde DKC’nin tanıyacağı hakkında haberler resmen onaylanmasa da, Ermenistan’ı umutlandırdı ve zaman zaman bu konu iç politika ve Azerbaycan’a karşı dezenformasyon malzemesi olarak kullanıldı ve gündemde tutulmaya çalışıldı.
Bu tartışmaların güncelliğinin kaybettiği sırada sözde “DKC lideri” BAKO Saakyan Almanya, İsviçre ve ABD’yi ziyaret etti. Saakyan 2011 yılı Mart ayında Fransa’yı da ziyaret etmişti. Ermenistan ve sözde DKC, tanınma konusuyla ilgili son 20 yılda hiç bir başarı elde etmeseler de, bu konuyu her zaman gündemde tutarak Ermeni kamuoyunu oyalamaya ve Azerbaycan’ın “sinirleri ile oynamaya” devam etmektedir.
Sinirleri bu derece bozulan Azerbaycan Karabağ’ın bağımsızlığını tanınması için dünya turuna çıkan BAKO Saakyan ile Karabağ’da satışı yapıldığı iddia edilen Türkiye’nin büyük firmalarından beyaz eşya üretimi yapan BEKO firmasını karıştırmış olmasın. Büyük bir ihtimalle bu konu birbirine karıştırılmıştır. Zira Azerbaycan basınında çok değil bundan birkaç yıl önce Bakü’den kalkan petrol dolu tren katarlarının Tiflis üzerinden Erivan’a gittiği, yani Azerbaycan Karabağ’ı işgal eden Ermenistan’a petrol sattığı yazılmıştı. Yine Ermenistan’a gidenler bilir Ermenistan’da birçok şeyin üretimi olmadığı için bir çok tüketim maddesi dışarıdan gelmektedir. Bu mallar Gürcistan ve İran üzerinden Ermenistan’a girmektedir. Azerbaycan’da üretilen ve Gürcistan’a yollanan malların birçoğu Tiflis’ten Ermenistan’a taşınmaktadır. Hatta birçok gözlemci bu şekilde Azerbaycan’ın Ermenistan ile ticaretinin Türkiye’nin Ermenistan ile olan ticaretinin yarısına yakın olduğunu söylerler. Bu gerçeği bilen Azerbaycan basını Karabağ’ın cumhurbaşkanı BAKO Saakyan ile Türk firması BEKO’yu birbiriyle karıştırdığı anlaşılmaktadır. Yoksa bu kadar tepki BAKO Saakyan’ın kendisine konmamıştır. Yoksa Azerbaycan Karabağ’ın tanınacağına mı inanmaya başladı ve yine Türkiye’yi suçlayarak bu gerçeği örtbas mı edecek. Azerbaycan basınının İktidarın bilgisi olmadan bu tür kampanyaları başlatması, yürütmesi mümkün gözükmemektedir.
Dr. Hasan Oktay
KAFKASSAM Başkanı