Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettiği ilk yıllardan Euro-Atlantik mekana entegrasyonu dış politika kursunun temeli olarak almıştı. 20 yıl içinde Avrupa ülkeleri, aynı zamanda ABD-la ilişkiler kurulmuştur. Bağımsızlığının ilk yıllarından ABD Azerbaycanla olan ilişkilerini geliştirmekte ilginç ve tüm bu yıllar içinde Azerbaycan-ABD ilişkileri özel sıcak hatla gelişmekte. Buna birkaç neden var: Azerbaycan’ın regiondakı önemi ve enerji projelerine katılımı.
ABD Azerbaycan’a, önümüzdeki yıllarda Amerika’nın çıkarlarını ve dış politikasını belli edecek üç bölgenin – Ortadoğu, Avrupa ve Asya’nın kesişiminde bulunan stratejik ortak olarak görür. 1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Azerbaycan kendi zengin petrol ve kaynaklarını Batı pazarına açmak ve yabancı yatırımcılara, ABD şirketleri de dahil olmak üzere, ticari ilişkilerini geliştirmek kararını verdi. Sonuç olarak Azerbaycan küresel enerji arz çeşitlendirilmesi ve güçlendirilmesinde ana katılımcı olarak ortaya çıktı. Azerbaycanın ana boru hatları Hazar denizini Batıyla birleştiren temel arteriyalar haline gelmiştir. Azerbaycanın kendi yönetim kurumlarını oluşturmak ve modern ekonomi kurmak alanında çabaları ülkede istikrarı güçlendirmiş ve ekonomik gelişimi hızlandırmıştır.
Bu yıllar içinde ABD Azerbaycanla bağlı önceliklerini aşağıdakı sıralamada belirlemiştir:
1) Ebülfez Elçibey döneminde
a) Bölgede barış ve istikrar
b) Askeri işbirliği
c) İnsan Hakları
d) Enerji Güvenliği
2) Haydar Aliyev ve İlham Aliyev döneminde
a) Bölgede barış ve istikrar
b) Enerji Güvenliği
c) Askeri işbirliği
d) İnsan Hakları *
Ebülfez Elçibəyin hükümeti döneminde (8 Haziran 1992-15 Haziran 1993) ABD-Azerbaycan ilişkilerinin önceliği bölgede barışın, ateşkesin sağlanmasıydı. 1991 yılında Güney Kafkasya ülkelerinde yani Gürcistan bölgesindeki ve Azerbaycanla Ermenistan arasında olan çatışma bölgede barışın sağlanmasına engel olan en önemli sorundu. Ikinci bir konu çökmüş olan Sovyetler Birliği ve onun halefi Rusya’nın “arka bahçesinde”, Güney Kafkasya ülkeleri-Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistanle askeri işbirliğini geliştirmekdi.
Azerbaycan’da Elçibey siyasi iktidarı kısa süreli olmasına rağmen, o dönemde bölgesel spektorda, dış politikada hayli ciddi adımlar atılmış ve kararlar kabul edilmişti. Atılmış en ciddi adım olarak ise, Rusya askerlerinin çikarılmasını değerlendire biliriz.
1990 – yıllarında ABD ve Avrupa Güney Kafkasya bölgesiyle pek tanıdık değildi. Önceliklerinin sıralamasını henüz kendileri için belirli etmemişlerdi. Bölgede kaynar savaş noktalarından Dağlık Karabağ ihtilafının olması ve savaşların gerçek olarak devam ettiği bir durumda ilk sıralamada tabi ki bölgede barışın sağlanmasıydı. Daha sonra Azerbaycan ve Gürcüstanla askeri işbirliğinin kurulmasının önemi kendini açık olarak görüntelemekteydi. Ermenistan’ın Azerbaycan arazisi olan Dağlık Karabağ’a ve çevresine saldırıya geçmesi, Ermenistan yönetiminin onun yakın komşusu olan Moskova ile daha yoğun ilişkiler kurmak için ortam oluşturdu. Yerevan Moskova ile yaklaşma adımı atarak Rusya’nın Güney Kafkas bölgesinde askeri kalışını sağlamıştır. Yerevan o dönemde kendi jeopolitik seçimini Moskova’ya ederek ve Rusya askeri bazalarının Ermenistan’da kalışını sağlayarak aynı zamanda Dağlık Karabağ konusunda bölgesel güçten destek aldı.
ABD için üçüncü önemli konu Avrupa’ya alternatif enerjinin sağlanması amacıyla Azerbaycanla ekonomik işbirliği yapmak idi. En son da İnsan Hakları konularını öncelik gibi göstermek olurdu. Tüm bu önceliklerin da böyle sıralanması ABD bölgede kalışını ve söz sahibi olmasını sağlıyordu.
Haydar Aliyev ve İlham Aliyev dönemlerinde de ABD Güney Kafkasya bölgesindeki çikarları değişmemiş. Sadece mevcut iktidar ABD çıkarlarına daha elverişli biçimde cevap vermekte. Haydar Aliyev dönemi ABD – nın çıkarlarına cevap veriyordu, Post Haydar döneminin daha da farklı olduğu için önceliklere yaklaşım tarzı değişti. İlham Aliyev döneminde Yakın Doğu’da son düyününü çözmek Washington’un Azerbaycanla ilişkilerinde daha dikkatli olmasını gerektirir. Böyle bir durumda Washington’un çıkarlarını sağlayan gerçek güç ile işbirliği yapmak rasyonel gözüküyor.
2009 – yılından ABD Yakın ve Orta Doğu ve Orta ve Güney Asya çıkarlarına kayma yapması geçiş aşamasını yaşıyor. Bu yerdeğiştirmenin oluşması için bölgede İran gibi duyunun açılması çok önemli. İran İslam Cumhuriyeti hem Güney Kafkasya’ya bağlı olan Yakın ve Orta Doğu ülkesidir. İran devletinin düyününün açılmasında yardımcı olacak bölge Güney Kafkasya’da Iranla komşu olan ülkelerinin önemini artırır. Güney Kafkasya’nın esas önemli ekonomik aktör olan ülke Azerbaycan aynı zamanda güney sınırlarında Iranla komşudur. Azerbaycan ve İran arasında kuru sınırlarının uzunluğu 765 kilometrdir .** ve Karabağ bölgesi aynı zamanda sınıra düşer.
ABD yeni yönetmenliği B. Obama döneminde Azerbaycan’la ilişkileri soyumuş oldu. Washington – Bakü arasında 20 yıl boyunca ilk kez olarak ABD Azerbaycan’a büyükelçi atanması süreci bu kadar gecikdirilir. Bundan önce de ilişkilerin soğukluğunu gösteren faktörler olsada, en yüksek basıncını ABD – nın büyükelçi indirilmesini geciktirerek yaptı. Bu ilişkileri soğuk duruma getirmekte ABD’nin başlıca amacı Azerbaycan’ı sessiz diplamatik messajlar vermekle iç sorunların çözümünü ve jeobölgesel Euro Atlantik alanına entegrasyönü güçlendirmekti. İlk politik yaklaşımını sessiz diplomatik baskılarla görürdü.
Soğukluğun aradan kalkması için Azerbaycan’ın kendi tarafından bölgede belirli manevralar yapması dış politika opisyonlarının yeniden görüntelemek imkanlarının olduduğunu göstermesi, ilişkileri tekrar önceki durumuna getirmeğe çalışması anlaşılırdı. Oluşmuş durumu değerlendiren Azerbaycan iktidarı tam olarak anlıyordu ki, böyle bir durumda Azerbaycan’ın bölgede ABD a-olduğu ihtiyaçı eşit. Net olarak anlaşılırdı ki, Azebaycan-ABD birlikteliği bu gün hep olduğundan daha da önemlidir. Öyle büyük küresel sorunlar vardır ki, ABD Azerbaycansız Güney Kafkas bölgesinde yalnız başına onların üstesinden gelebilecek durumda değildir. Azerbaycan gibi devletin güneyde Iranla ve kuzeyde Rusya komşu olması, onun jeopolitik imkanlarını istifade etmek isteyi ABD tarafından tam görükürdü. İran düyünü ile yoğunlaşan ABD dış politikası Tahrana’a etki gücünü artırmak için Azerbaycana ihtiyaç duyması net anlaşılırdı. Bakü tarafından bu politika tam hesaplanmıştı. ABD’nin sessiz diplomatik gidişinin istenilen sonucu vermediği fark edildiğinde Azerbaycana ilk olarak, savunma bakanı Roberts Geytsin ziyareti gerçekleşdi. Mehs bu ziyaret zamanı ABD başkanı B. Obamanın mektubu Azerbaycan Cumhurbaşkanına ulaştırıldı.
Gözükdüyü gibi ilk adım ABD – devlet başkanı B. Obama tarafından atıldı. B. Obama Resmî mesaj yollayarak ilişkilere yeniden bakmaya davet etti.«Mektupta ABD başkanı Barak Obama Azerbaycan devlet başkanına ABD (barış missiyasında) desteğe göre teşekkür ettiğini söyledi. Mektupta daha sonra yazılmıştır: «Ben ilişkilerimizde önemli sorunların olmasıyla ilgili kendime rapor veririm, ama umarım, biz onları çözebiliriz».
«Düşünüyorum ki, Yukarı Karabağ çatımasının barış yoluyla ayarlanması Güney Kafkasya bölgesinde uzun süreli istikrarın yeniden oluşması için çok önemli, onun sonuçlarının desteklenmesi ise ABD için öncelik olarak kalacaktır».
Obama mektubunda Azerbaycan’a askerlerini Afganistan’a gönderdiğine, ABD ve NATO güçlerinin transiti için toprak ve hava alanını açtığına göre teşekkür edip: «Liderlik rolünün Azerbaycan’a ait olduğu Güney Kafkasya koridorunun gelişmesi da bölgede kalkınma ve küresel enerji güvenliğinin sağlanmasına yardımcı olur». ***
Bundan sonra ABD devlet sekreteri Hillary Klintonun ziyareti gerçekleşti..****
a) Yukarı Karabağ çatışmasının çözümünün hızlandırılması.
– Madrid prensiplerine rıza verilmesi.
– Yukarı Karabağ’ın statüsünü belirleyecek referandum koşullarının Bakı – Erevan arasında çabucak razılaşdırılması.
– D. Karabağ’a verilecek geçici statüs sırasında AGİT uluslararası barış koruyucuları adıyla ABD askerlerinin Iranla sınır boyu alanlarda pay alması.
b) Azerbaycan’ın jeopolitik ekonomik kursu
Avrupa Atlantik alanının ekonomik güvenliğini sağlayan Bakı’nın ekonomik kursu çok önemli. İleri aşama da
– NABUCCA
– TRASSECA (devamı)
– Gürcüstan’a yakından ekonomik destek olmak.
c) İnsan Hakları bağlı reform yürütülmesi. Sorunların giderilmesi.
– Gazeteçi ve iki blogcunun hapisten serbest bırakılması.
– Seçimler sisteminin demokretikleşme sürecinin başlatılması *****
Yukarıda belirttiyim konuların ABD Azerbaycan arasında Hillary Clintonun ziyareti sırasında temel tartışma konusu olduğu söylenebilir. Bu ziyaretden sonra Yukarı Karabağ çatışmasında, Azebaycan’da demokratik secimler ve insan hakları konusunda reformlar yürütüleceğini umuyoruz. Ayrıca belirtmek isterim ki, H. Clintonun gündemi de Azerbaycan ve Ermenistan’da farklıydı. Her iki ülke de muhalefetle görüşmelerin geçirilmemesi kamu kınaması oluşturdu. Sadece hükümetle görüşmeler yürütmek Azerbaycan ve Ermenistan’da muhalifet tarafından narazılıkla karşılandı. Bir kez daha anlaşıldı ki, insan hakları ve demokratik reformlar konusu Azerbaycan’da ABD için tartışılası en son konudur
Orhan Gafarli
{jcomments on}
__________________________________________________________________
* Şəxsi mülahizəmdi.
**http://www.avciya.az/news/inthecountry/print:page,1,3606-az601rbaycan-v601-304ran-aras305nda.html
***http://www.azadliq.org/content/article/2064271.html
****http://azeri.azerbaijan.usembassy.gov/speeches_070410.html
http://azeri.azerbaijan.usembassy.gov/speeches_070410a.html
http://azeri.azerbaijan.usembassy.gov/?ref=Guzels.TV
***** özüm ücün cixardığım şəxsi mülahizəmdi.