Geçen hafta belirttiğim Yunanistan’ın Ege’de Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) koordinatlarını Birleşmiş Milletlere (BM) bildirmesi Amerika Birleşik Devletleri tarafından tepkiyle karşılandı. To Miva gazetesinin verdiği habere göre ABD, Yunanistan’ın bu denli bir konu hakkındaki taleplerini ilgili tüm devletlerle mutabakata varılması halinde yapılması görüşünde. Aslında her ne kadar Yunanistan’ın MEB koordinatlarını BM’ye vermesi ufak çaplı bir kriz yaratsa da ya da yaratacaksa da ABD’nin bu tepkisinden sonra bunun anlamsız olduğu görülebilir. Uluslararası konjonktür, Yunanistan’ın bu talebi için uygun değildir. Yunanistan’ın ekonomik krizde oluşu da içeride bu yönde bir kamuoyu yaratmasına engeldir. Yunanistan iç politikasında gündem tabii ki ekonomik kriz; uluslararası politika ise çoğunlukla Suriye konusuyla meşgul durumdadır. Böyle bir ortamda Yunanistan’ın MEB koordinatlarını BM’ye bildirimi Yunanlıların deyimi ile “mataios” yani beyhude.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye ile Yunanistan arasında kamuoyunun verdiği tabirle “imam krizi” diye bir kriz yaşandı. Yunan Parlamentosu Batı Trakya’daki camilerde görev yapan din adamlarının Hıristiyan Yunan vatandaşlarından oluşan 5 kişilik kurul tarafından atanmasını öngören yasayı kabul etti. Ekathimerini gazetesine göre söz konusu yasal düzenlemenin amacı Türk Konsolosluğunun bölgedeki etkisini dizginlemek. Türkiye’den ise Dışişleri Bakanlığı sözcüsü karara tepki gösterdi. Yunanistan her ne kadar kriz halinde olsa da iki haftadır iki farklı sorunla ( MEB ve imam krizi) Türkiye ile ipleri germiş durumda. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçenlerdeki Yunanistan ziyareti ilişkileri bir nebze de olsa yumuşatmıştı ama sonrasında oluşan yukarıda değindiğim iki sorun Yunanistan’ın Türkiye ile ilişkilerde şu an için istikrarlı olmadığının göstergesidir.
Yunanistan’da süre giden ekonomik kriz hakkında IMF 260 sayfalık bir rapor yayımladı. Raporda, Yunanistan’ın çok ağır yük altında kaldığını ve buna rağmen bu krizden çıkabilmek için olması gereken inancın zayıf olduğu belirtiliyor. Rapor ayrıca, AB tarafından Yunanistan hükümetine verilen programın bu riskleri azaltmayı amaç edindiğini ve eğer Yunanistan bunda gayret gösterirse Avrupalı panterlerinden ek yardımlar alabileceğini belirtiyor. Ayrıca IMF özelleştirmeyi daha iyi programlayabilmek için yabancı uzmanlardan da faydalanabilineceğini belirtiyor.
Azınlıkça dergisinin aktardığı haberde Yunanistan’da hükümet seçim sisteminde köklü değişikliklere gitmeye hazırlanıyor. Haziran ayına kadar tamamlanması amaçlanan çalışmada Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, genel seçim standartlarının değişmesi ve mevcut milletvekili sayısının azaltılması var. Cumhurbaşkanının biraz daha yönetimde etkin rol oynaması da istenenler arasında. Mevcut vekil sayısının düşürülmek istenmesinin amacı ise bütçede tasarruf yapmaktır.
Yunanistan’da parlamento bu hafta gece yarısına kadar mesaideydi. Nedeni ise konunun birazda ağırlığından: Lagarde listesi soruşturması. Listede vergi skandalına neden olan –vergi kaçıran- ve İsviçre’de HSBC bankasında hesabı olan 2 bin Yunanlının adı var. Yunan Parlamentosu işte bu listede adı geçen dört eski bakanın soruşturulup soruşturulmayacağını oyladı. Gece yarısı saat 2’de biten oylamalarda Sosyalist PASOK partisinden ihraç edilen maliye eski bakanı George Papaconstantinou’nun soruşturulmasına karar verildi. PASOK lideri Evangelos Venizelos’un soruşturulmasına ise milletvekillerini çoğunluğu hayır oyu kullandı.
İsviçrede’ki banka Lagarde listesini Yunan medyasına sızdırmış, sızdırılan belge Yunanistan’ı bir hayli karıştırmıştı. Ülke ekonomik krizle karşı karşıyayken böyle bir listenin açıklanması Yunan kamuoyunun moral durumunu daha da kötüleştirdi.
(Tuiç Akademi, Anadolu Ajansı, Azınlıkça, Ekathimerini, Financial Times, To Miva)
TUIC-BALKAM
Çağdaş Erdoğan