Yazar: Bernand Lewis
Yayınevi: Arkadaş
Kitap Adı: Ortadoğu
Çeviren: Selen Y. Kölay
Baskı: 6.Basım
Yazar: Bernand Lewis
Yayınevi: Arkadaş
Kitap Adı: Ortadoğu
Çeviren: Selen Y. Kölay
Baskı: 6.Basım
Terör, dünya tarihinde oldukça çok yer tutan ve tutmaya da devam edecek bir olaydır. Terör ya da terörizm, siyasal, dinsel ve ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımıdır. Terör kelimesi latin kökenli olup “korkudan titreme” ve “titremeye sebep olmak” anlamlarına gelir. Terör kelimesi ilk olarak Fransız Devrimi sırasında kullanılmıştır. O zamandan bugüne halen devam eden terör faaliyetleri çok kişinin ölümüne, sakat kalmasına ve bunların yanında psikolojik anlamda derin izlere yol açmıştır.
1950 yıllardan sonra dünya hâkimiyet sahasına giren, Amerika Birleşik Devletleri var olmasaydı büyük ihtimalle Kuzey Amerika’da İngiliz kolonilere hâkimiyet sürdürecekti. İngiliz Pürtilerin inişli çıkışlı tarihinde Anglikan Kilisesinin kurulmasıyla, Anglo-Sakson kavramı bizi karşılamaktadır.
Uluslararası sistem içerisinde gündemde yer alan ve etkilerinin neler olacağı konusunda dünyanın üzerinde durduğu, stratejik analizler yaptığı ve çıkarlarını- zararlarını öngörmeye çalıştığı bir olayın tam da ortasındayız bugünlerde: Kosova’nın Bağımsızlığı.
Osetler kimdir?
Osetler’in aslen Alanlar’dan geldikleri kabul edilir. Dilleri ise daha çok İranlıların dillerine benzemektedir. Ancak yine de Kafkas dillerinin etkisinde kaldığından dolayı değişime uğramıştır. Osetler Kafkasya’da Daryal Geçidi’nin güney ağzında yaşamaktadırlar. Komşuları doğu da Çeçenler, kuzeyinde İnguşlar ve Kabartaylar, batılarında ise Gürcüler ve Abazalardır.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında nükleer silah geliştiren ABD ilk kez bunu Japonya’ya karşı Hiroşima ve Nagazaki’de kullanmıştır. Soğuk savaşın etkisiyle nükleer güce sahip devlet sayısının artması, dünyada güvenlik algılamalarının da değişmesine yol açmıştır. Bu açıdan bakıldığında, son yıllarda dünya gündemini en çok meşgul eden konulardan biri de İran’ın nükleer çalışmaları olmaktadır.
Ekonomi kendi eliyle başlatılan trajik çöküsten bahisle dolu olup, bir ulus veya kültür sonuçta öldürücü bir sistematik kriz içerisine girdiğinde ortaya çikar; bugünün Dünya ekonomi Pazarında olduğu gibi. Bu sonuç itibariyle trajik olan sistem ile varsayımın yanlışları, yakın U.S Politikalarının tarihten sabit üstün karakteristiği de hesaba katıldığında, bugünün Amerikalı ve yabancı sözde yetkilileri arasında çok yayılmıştır. Platon’dan beri Avrupa kültür tarihi göster ki; eğer birisi bu özel yanlış türüne Sokrat’vari yaklaşmazsa kendini kaptırır. Bu kuşaklar boyu da sürebilir, eğer toplum bu batıl inançları nedeniyle çok daha önce çökmezse. Amerikan ekonomi-politik sistemi tarihini değerlendirme yanlışı ki ABD bu sistem üzerine kuruludur, öte yandan da tüm Avrupa ülkelere merkez bankaları sistemlerinin birletici etkisinin tarihsel nedenlerinin, bugüne dek alarak değerlendirme yanlış olabilir. Wall Street kökenli Avrupa ekonomisi de tam da burda yanlış yapmakta.[1]
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan’ın Türkiye-Ermenistan ilişkilerini kısa vadede normalleşmeye götüreceğine inanılan tarihi protokolleri imzalamasında yaşanan krizi çözenler Hillary Clinton, Sergey Lavrov ve Bernard Kouchner oldu; ancak çözüm aşamasındaaki aktörlerden birinin Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov olması tüm dikkatleri “Rusya, Ermeni-Türk normalleşmesini neden destekliyor” sorusuna verilecek cevaba yöneltti.
Yunanistan ile Makedonya arasındaki isim sorunu 18 yıldır devam etmekte. Sorun Makedonya’nın bağımsızlığını ilan etmesi ile Yunanistan tarihi ve kültürel miras olması ve aynı zamanda ülkesi içindeki bir yerleşim yerinin adı olması durumundan dolayı “Makedonya” isminin herhangi bir ülke tarafından kullanılmasına karşı çıkması ile başladı. Yunanistan, Makedonya Cumhuriyeti’nin, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya (FYROM) şeklinde anılmasını istiyor. Makedonya Cumhuriyeti ise isminin geçerliliği konusunda en sağlam tezini 125 BM ülkesinin kendilerini “Makedonya Cumhuriyeti” olarak tanımış olması şeklinde savunuyor ancak BM’ye yapmış olduğu geçici üyelik Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya adıyla gerçekleşebildi.