Aristotales’ten özür dileyerek insanın rasyonel bir hayvan olmadığını ekonomik sistemde göstermek amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Her ne kadar bu düşünce artık ezberlenmekten öte otomatikleşmiş bir hal almış olsa da değişmesi veya daha da önemlisi değiştirilmesi gerekir. Çünkü tüm beklentilerimizi insanların rasyonel davranacağı tezi üzerine inşa edersek hataların, yanlışların, zararların, savaşların, buhranların ve kısacası tüm olumsuzlukların herhangi bir çeşidi ile karşılaşma ihtimalimiz yükselecektir.
Rusya’nın Ateşini Yükselten Haarp Mı?
Rusya son yüz otuz yılın en sıcak yazını yaşıyor. Termometrelerin kırk dereceyi gösterdiği ülkede yüksek sıcaklıklara bağlı pek çok olumsuz gelişme yaşanırken mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden hava sıcaklıkları nedeniyle çıkan orman yangınları yayılmaya devam ediyor. Rusya Olağanüstü Hal Bakanlığı, yangınlarda yaşanan can kayıplarının elli dörde ulaştığını, iki bine yakın evin kül olduğunu ve yangının toplam zararının yaklaşık 4,6 milyar ruble (150 milyon dolar) olduğunu açıkladı.
Türk-Amerikan İlişkileri Nereye Gidiyor?
Türk-Amerikan İlişkileri
28 Temmuz 2010 Çarşamba günü ABD Temsilciler Meclisi‘nin Dış İlişkiler Komitesi belki yıllar sonra ilk kez Türkiye – ABD ilişkilerini masaya yatırmak üzere önemli bir toplantı yaptı. Haliyle gündemimizin yurtiçi politikalar, suni sorunlar, iç kavgalar, terör ve referandum konuları ile gayet meşgul olmasından dolayı Türk dış politikasını çok yakından ilgilendirecek bu konu gündemimizde hemen hemen hiç yer bulmadı.
Etnik Azınlık Demişken..
Etnik Azınlık
Söz konusu Türkiye olduğunda, etnik ve dini azınlıklar konusunda suni ayrımlaştırmalar yaratmakta ve var olanları ısrarla körüklemekte Avrupa Birliği’nin üzerine yok…
İlerleme Raporları’nda, bu konulara her yıl devamlı olarak değinilmekte:
Kürt kökenli vatandaşlarımızın kültürel kimliklerinin tanınması ve siyasi alanda temsillerine yönelik sivil çözüm önerileri geliştirilmesi,
AB ile Açılan Yeni Müzakere Başlığı Üyelik Sürecini Hızlandıracak mı?
AB Müzakereleri Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinde on iki numaralı başlık olan ‘‘Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı’’ faslı 30 Haziran 2010’da İspanya’nın AB dönem başkanlığının son gününde açılmıştır. İspanya, altı ay önce dönem başkanlığını devraldığında Türkiye ile dört fasıl açmak istedikleri ifadesine rağmen, ancak bazı üye ülkelerin engellemeleri sonucu en azından bir fasıl açabilmek için büyük bir çaba göstermiştir.[1]Böylece, İspanya gıda güvenliği faslında açılış kriterlerinin tamamlanması ile AB üyelerinin fasıl açılışına onay vermesi için normalde birkaç ay devam eden süreci on gün içinde tamamlayarak faslın açılmasını sağlamıştır.
Türkiye’de Sınır Güvenliği ve Sınır Yönetimine AB Etkisi
Son iki ayda eylemlerine hız veren PKK’yla mücadelede yaşanan güvenlik zafiyeti yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemiştir. Sınır karakollarında yaşanan baskınlar ve her gün yeni bir tanesi eklenen “şehit haberleri” güvenlik ve istihbarat konusunda farklı bir takım düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunun göstermektedir. “Sınır yönetimi” ve “sınır güvenliği” konularında yapılacak düzenlemeler birbirinden farklı ve bağımsız değişikliklerin hayata geçirilmesini öngörmektedir.
Ekonomik Krizin İnsanlık Boyutu
Yaşadığımız ekonomik kriz uzun süredir tartışılan iş ahlakının yitirilmesi kavramını yeniden güdeme getirmiştir. İş ahlakı kısacası iş ve çalışan amaçlarını birleşmesi sonucunda oluşan işe ve işletmeye sadakattir. Günümüz toplumlarında çıkarcılık ve faydacılık hakim olduğu için bireyinler ile işletme amaçları uyuşmamaktadır. Ekonomik sistemin getirdiği bireyselci yaklaşım ki bu ne olursa olsun sadece kendini düşünmeyle eşdeğerdir uzun vadede topluma büyük zararlar vermektedir. Geçmişte bilgi hazineleri olarak görülen yaşlı insanlarımız günümüzde ekonomik sisteme bir faydaları olmadıkları için huzur evlerine kapatılmaktadır. Verdiğimiz isimle alakası bile olmayan huzur onlarda bir çöküşün habercisi olmaktadır.
Dün “Enderun Aydınları”, Bugün “Beyaz Türkler”…
Son örnekte de olduğu gibi, –artık sanatıyla değil- arabesk müzik eleştirisi üzerinden kültürünü ve toplumu küçümseyen sözleriyle gündeme gelebilenFazıl Say bunu hep yapıyor…
Daha önce de, Türkiye’yi terk etmeyi düşündüğünü söylemiş ve “karanlık tehlikesini ilk sanatçı hisseder” şeklinde veciz bir açıklamada bulunmuştu…