Home Blog Page 590

Ekonomik Krizin İnsanlık Boyutu

Yaşadığımız ekonomik kriz uzun süredir tartışılan iş ahlakının yitirilmesi kavramını yeniden güdeme getirmiştir. İş ahlakı kısacası iş ve çalışan amaçlarını birleşmesi sonucunda oluşan işe ve işletmeye sadakattir. Günümüz toplumlarında çıkarcılık ve faydacılık hakim olduğu için bireyinler ile işletme amaçları uyuşmamaktadır. Ekonomik sistemin getirdiği bireyselci yaklaşım ki bu ne olursa olsun sadece kendini düşünmeyle eşdeğerdir uzun vadede topluma büyük zararlar vermektedir. Geçmişte bilgi hazineleri olarak görülen yaşlı insanlarımız günümüzde ekonomik sisteme bir faydaları olmadıkları için huzur evlerine kapatılmaktadır. Verdiğimiz isimle alakası bile olmayan huzur onlarda bir çöküşün habercisi olmaktadır.

Dün “Enderun Aydınları”, Bugün “Beyaz Türkler”…

0

Son örnekte de olduğu gibi,artık sanatıyla değil- arabesk müzik eleştirisi üzerinden kültürünü ve toplumu küçümseyen sözleriyle gündeme gelebilenFazıl Say bunu hep yapıyor…

Daha önce de, Türkiye’yi terk etmeyi düşündüğünü söylemiş ve “karanlık tehlikesini ilk sanatçı hisseder” şeklinde veciz bir açıklamada bulunmuştu…

Geçmişten Günümüze ABD’nin Orta Doğu Politikası

0

ABD’nin Orta Doğu’ya ilgisi kuruluşundan önce başlayan misyonerlik faaliyetlerine dayanmaktadır. Bu faaliyetler, I. Dünya Savaşı’na kadar ticari ve kültürel alanda, fazla bir gelişme göstermeden devam etmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere’nin bölgeden çekilmesi ile tamamen bu bölgeye yerleşmiştir. ABD’nin Soğuk Savaş döneminde Orta Doğu politikası, başkanlarının adları ile anılan doktrinler çerçevesinde gerçekleşmiştir. ABD’nin Soğuk Savaş döneminde Orta Doğu’daki muhtemel politikaları Sovyetler Birliği eksenli şekillenmiş ve Sovyetler Birliği parçalandıktan sonra ise temel politikası “terörle mücadele” şeklinde değişmiştir.

Türk Gençliğinin Tükenişi “İŞSİZLİK”

0

“Türkiye İstatistik Kurumu, işsizlik verilerini açıkladı. TÜİK’in Ocak ayı verilerine göre, Türkiye’de, işsizlik oranı yüzde 15,5’e yükseldi.”

Terör’e Bakış

0

Terör’e Bakış

Türkiye’nin canı yıllar yılı terörle yanıyor. PKK illeti yüzünden ülke olarak yaşadığımız can kayıpları dayanılmaz bir noktaya geldi. Yıllar yılı terör eylemlerinin arttığı dönemlerin hemen sonrasında hükümetler ani kararlar alıp halkın tepkisini biraz olsun dindirmek için farklı önlemlere başvurmuş ve netice itibari ile de farklı girişimlere başlamıştır. Bu girişimler kimi zaman kısa vadeli çözümler sağlamış, kimi zaman da pek bir etkisi olmadan sürecin içerisinde eriyip gitmiştir.

Türkiye-Rusya İlişkilerine Genel Bakış

0

       Dünyada tarih boyunca bir çok egemen devlet ve ulus sahne almıştır. Kimileri de varoluşları boyunca birbirleri ile yakın ilişkiler sahibi olmuş ve bunları nesilden nesile aktarmışlardır. Böyle bir ilişkinin en büyük örnekleri arasında Türkleri ve Rusları göstermek yanlış olmaz. İki ulus arasındaki ilişkiler 15.yy’da Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusya’sı arasında başlamıştır. İlişkilerin başlangıcı aslında Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusya’sı arasındaki güç ve çıkar çatışmaları ile bağlantılıydı. Klasik bir bilgi olan Rusya’nın varoluşundan beri kendini Akdeniz sularına ulaştırma çabaları da bunu nedenleri arasındadır. Osmanlı Devletinin o sıralar yavaş yavaş gücünü kaybetmesiyle iki ulus arasındaki ilişkiler negatif yönlü ve ağırlıklı savaş halinde seyir âlân bir halde kendini oluşturmuştur.

İran AB İlişkilerinin Güney Kafkasya’ya Etkisi

0

           İran AB İlişkileri

Avrupa Birliği, tarihinde ilk kez İran’a karşı en keskin yasakların uygulamasına başlayacak. Öyle ki Avrupa Birliği ülkelerinin Dışişleri bakanlarının 26 Temmuz tarihli toplantısında İran’a karşı yaptırımların uygulanacağı paket kabul edildi. Bu paket daha ağır yaptırımlar içeriyor. Özellikle İran’ın enerji ve petrol-gaz sektörüne karşı yaptırımlar. Avrupa Birliği ülkelerinin İran’ın enerji sektörüne yatırım yapması, bu ülkeye teknoloji iletmesi ve teknik yardım göstermesi yasaklanmaktadır. Aynı zamanda, AB Merkez Bankası’nın verdiği bilgiye göre İran bankaları ile sadece fiziksel kişilerin 45 bin Euro civarında para transferine izin verecek. Avrupalı bir diplomat ‘AB’nin şimdiye kadar İran’a veya herhangi diğer ülkeye karşı bu kadar sert yaptırım uygulamadığını’ söyledi.

Mavi Marmara Sonrası Türk-İsrail İlişkileri‏

0

 Türk-İsrail ilişkilerindeki gerginliği zirveye çıkaran, kanlı Mavi Marmara baskınının üzerinden iki ayı aşkın zaman geçti. AK Parti (AKP) hükümeti yaşanan gerginliğin ardından İsrail’e karşı çok sert bir tutum içine girmiş, Türkiye’nin taleplerinin karşılanmamaası durumunda iki ülke arasındaki ilişkilerin dondurulması dahi gündeme gelmişti.  Bu talepler arasında Türkiye’den özür dilenmesi, baskında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödenmesi gibi İsrail’in kesin bir dille red ettiği hususlar var.

Kafkasya ve Çeçenistan Çatışması

0

 I. GİRİŞ

SSCB’nin 1991 yılında tarihe karışması ile bulunduğu coğrafyada 15 yeni bağımsız devlet ortaya çıkmıştır. Bu devletlerden Kafkasya ve Orta Asya’da bulunanların çoğunu Türkiye’nin ırk, dil, din, kültür ve tarih birlikteliği bulunan Türk cumhuriyetleri oluşturmaktadır. Özellikle Kafkasya, Türkiye’ye komşu olması, Azerbaycan gibi Türkiye açısından önemli bir müttefikin bu bölgede bulunması ve bölgede devam eden çatışma ve krizler nedeniyle Türk dış politikasında daha ön plana çıkmıştır.

Soğuk Savaş Sonrası Rusya Federasyonu’nun Federatif Yapısı

0

GİRİŞ

Dünyada 24 devletin federasyon şeklinde yönetildiği göz önüne alınırsa bunların içinde en karmaşığı ve her an parçalanma sorunu ile karşılaşabilecek olanı Rus Federalizmidir. Rusya’nın günümüze gelene kadar en önemli sorunu “milliyetler meselesini” çözememiş olmasıdır. Bu bağlamda, 1990’larda siyasi dönüşüm geçiren ve demokratikleşen Rusya’nın totaliter bir devlet yapısından bir federasyona dönüşmesinin en önemli zorunluluğu, çözümlenmemiş ‘milliyetler meselesi’ olmuştur. 160’dan fazla etnik grubu içerisin de barındıran Rusya’nın federatif yapısı büyük oranda yönetime gelen Başkanların yaptıkları düzenlemeler sonucu şekillenmiştir. Rus federalizmi 1993’te yapılan Anayasa çerçevesinde şekillenmiştir. Buna göre Rusya Federasyonu sınırları içinde 6 farklı, fakat eşit haklı 89 federe birim yer almaktadır. Bu 89 federe birim içinde 21 Özerk Cumhuriyet, 1 Otonom Bölge (Oblast), 10 Otonom Daire (Okrug), 6 Yönetim Bölgesi (Kray), 49 İl (Oblast) ve 2 özel statüye sahip Federal Şehir (Moskova ve St. Petersburg) yer almaktadır. Rusya anayasasında 89 federe birimin eşit haklara sahip olduğu ilkesi var olduğu halde Rusya’da de facto olarak asimetrik federal yapı hüküm sürmektedir.1993 Anayasasının getirdiği düzen 2000 yılında Putin’in iktidara gelmesi sonucu değişmiş ve bu bağlamda Rusya’nın 7 federal valiliğe bölünmesi önemli bir adım olmuştur. Bunun sonucunda her birinin başına kendi atadığı tam yetkili temsilcileri getirmiştir. Bu şekilde Federasyonu Anayasal çerçeve içinde parçalanma riskinden kurtarmış olduğunu belirtiyordu.