Turkish Policy Center cordially invites you to a panel discussion
“TURKEY IN 2011: DOMESTIC AND FOREIGN OUTLOOK”
Moderator:
Yurter Ozcan, Founder and President of the Turkish Policy Center
Turkish Policy Center cordially invites you to a panel discussion
“TURKEY IN 2011: DOMESTIC AND FOREIGN OUTLOOK”
Moderator:
Yurter Ozcan, Founder and President of the Turkish Policy Center
Wikileaks adlı oluşumun ve web sitesinin ulusal ve uluslararası yansımalarını dört yıldır gözlemlemekteyiz. Oluşum, kurulduğu tarihten bugüne pek çok hükümeti sarsmış, kimi seçimlerin kaderini değiştirmiş, kimi ülkelerin dış politikalarını ve neticede uluslararası ilişkileri ciddi anlamda etkilemiştir. Özellikle 2010’un Aralık ayında ortaya atılan, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı’ndan sızdırılmış 251,287 gizli belgenin önümüzdeki yıllarda devam edecek sarsıntıları tüm dünyada hissedilmeye başlanmıştır. Pek çok uluslararası ilişkiler uzmanına göre, Wikileaks belgeleri nedeniyle uluslararası bir “diplomatik deprem” yaşanmaktadır. Kimilerince ise Amerika Birleşik Devletleri için “ikinci bir 11 Eylül” kapıda…
Muhalefetteki Sırp İlerleme Partisi (SNS) tarafından 5 Şubat Cumartesi günü Belgrad’daki parlamento binası önünde düzenlenen mitinge on binlerce insan katıldı. Parti genel başkanı Tomislav Nikoliç, hükümete erken seçim düzenlemek için iki ay süre tanıdı ve aksi takdirde protestoların devam edeceği konusunda uyardı. SNS genel başkanı yardımcısı Aleksandar Vuciç kabineyi ekonomi politikasından ötürü eleştirirken, Yeni Sırbistan (NS) lideri Velimir Iliç iktidar koalisyonunu yeni iş alanları yaratmama ve 2013 yılında AB üyeliğini garanti edememekle suçladı.
Rusya ile ABD arasında, nükleer başlıkların sınırlandırılmasına yönelik anlaşma, belgelerin teati edilmesiyle yürürlüğe girdi. 10 yıl süreli anlaşma, ABD Senatosu tarafından Aralık ayında onaylanmış, Rusya da belgeyi geçtiğimiz ay onaylamıştı. Onaylanmış anlaşma belgeleri Münih Güvenlik Konferansı sırasında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov arasında teati edildi.
Dünya Sosyal Forumu’nun 11’incisi Pazar günü onbinlerce insanın katıldığı yürüyüşlerle Batı Afrika ülkesi Senegal’in Başkenti Dakar’da start aldı. Senegal’in başkenti Dakar’da 6-11 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Foruma 123 ülkeden bin 205 örgüt katılıyor. Yürüyüşe katılan Bolivya Devlet Başkanı Eva Morales, Mısır ve Tunus’ta yaşanan halk ayaklanmalarını desteklediğini belirtirken tüm dünya üzerindeki yoksul ülkeleri dünya sosyal forumuna katılmaya davet etti.
TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ: 1990’LI YILLARDA İKİ ÜLKEYİ BİRBİRİNE YAKINLAŞMAYA İTEN NEDENLER
Her ne kadar Türkiye İsrail’i ilk tanıyan ülkelerden birisi de olsa birçok gözlemciye göre Türkiye-İsrail ilişkileri Türkiye’nin Cumhuriyet’in kuruluşu sonrasında izlediği denge politikası ve Orta Doğu’ya yönelik kayıtsızlığı nedeniyle başlarda düşük profil düzeyinde seyretmiştir.[1] Bu doğrultuda Nachmani’ye göre Türkiye-İsrail ilişkilerini iki büyük dönemde incelemek doğru olacaktır: birincisi 1948-1980 döneminde inişli çıkışlı ve dalgalı bir seyir izleyen ve daha çok istihbarat ve askeri konularda iş birliğine dayalı dönem; ikincisi ise 1980’lerden 2000’lere kadar süren istihbarat, askeri konular, ekonomik ve sivil-kültürel pek çok alana yayılan ve sürekli bir yükseliş grafiği gösteren dönemdir.[2]
BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay Cenova’daki konferansta yaptığı açıklamasında, Mısırdaki olaylara bir son verilmesini ve olaylarda gözaltına alınan gazeteci ve hak savunucularının serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Güneydoğu Asya’da, Bengal Körfezi kısıyındaki eski adı Burma olan Myanmar’da devlet başkanlığına cunta döneminin başbakanı ve 47 yıldır orduda görev yapan 65 yaşındaki Thein Sein seçildi. Thein Sein’in yardımcıları da yine eski general olan Tin Aung Myint ile Şan etnik grubuna mensup Sai Mouk Kham olarak belirlendi. 20 yıl aradan sonra demokrasiye geçişin sağlanabilmesi için 7 Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirilen tarihi seçimlerde iş başına gelen parlamento ancak 31 Ocak 2011 tarihinde ilk kez toplanabilmişti. 50 yıldır askerlerin yönettiği Myanmar’da demokrasiye geçişin sağlanması umudu bu parlamento seçimleri ile gerçekleşememiş ve milletvekillikleri çoğunlukla ordu mensupları tarafından kazanılmıştı.
Kelime anlamı ile istihbarat , “Yeni öğrenilen bilgiler, haberler, duyumlar. Bilgi toplama, haber alma.”[1]dır. İstihbarat, bir devletin ya da herhangi bir kuruluşun güvenliği ile ilgili alanda devlet ya da özel kişiler tarafından toplanan başka bir devlete, hükümete, siyasal bir gruba partiye, askeriyeye ve herhangi bir harekete ait olduğuna inanılan bilginin toplanması, analizi, üretimi, bilgi yaymak ve bilginin kullanımı olarak tanımlanabilir.[2] İstihbarat çalışmalarının temelini oluşturan bilgidir. Bilgiye sahip olan güce de sahip olur.
Bundan yaklaşık yüz sene önce Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanmış meselenin etkileri halen daha devam etmektedir. Farklı devlette yaşanmış bu olayın etkileri günümüzde Türk Dış Politikası’nın manevra alanını daraltmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’ni bazı yaptırımlarla karşı karşıya bırakmaktadır. İşte bu araştırmanın amacı da yüzyıl evvel yaşanmış olayın hangi koşullarda meydana geldiğini ve bugün nasıl bir şekle büründüğünü incelemektir. Görülecek ki Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını bölmek için planlanan ve uygulanan projenin başarısız olması, bugün yine aynı devletler tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı koz olarak kullanılmaktadır. Bugün belirli emeller doğrultusunda, sistemli şekilde uygulanan bu politikayı iyi kavramak için sorunun daha öncesinden, yani Ermeni tarihinden başlanılarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilerin durumu incelendikten sonra günümüze kadar nasıl geldiği araştırılacaktır.